14'lerden Albay Kaplan yaşamanı yitirdi

Milli Birlik Komitesi üyesi 14'ler arasında yer alan emekli Kurmay Albay Mustafa Kaplan 95 yaşamını yitirdi.

Abone ol

DUVAR -  27 Mayıs 1960 darbesinin önemli isimlerinden Milli Birlik Komitesi (MBK) üyesi 14'lerden Emekli Kurmay Albay Mustafa Kaplan 95 yaşında hayatını kaybetti.

TÜRKEŞ'LE YOLLARINI AYIRDI

27 Mayıs ihtilalinin ardından 14'lerle birlikte yurtdışına sürgün edilem Mustafa Kaplan, Portekiz'e askeri ateşe olarak gönderilmişti. Daha sonra yurda dönünce CKMP'de (Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi) sivil siyasete atılan ve genel sekreterlik görevi yapan Mustafa Kaplan, Alpaslan Türkeş'le yollarını ayırarak siyasetten çekilmişti.

Emekli Kurmay Albay Mustafa Kaplan yaşlılığa bağlı hastalıklardan dün akşam Acıbadem Taksim hastahanesinde hayatını kaybetti. Mustafa Kaplan 27 Haziran Salı günü Levent Camii'nde öğle namazına müteakip Topkapı Kozlu'daki aile kabristanına defnedilecek.

14'LER KİMDİR?

wikipedia'da 14'ler'e ilişkin şu bilgiler yer alıyor:

Ondörtler, 27 Mayıs Darbesinin (1960) ardından kurulan Milli Birlik Komitesi'nden (MBK) daha sonra ihraç edilen 14 subaya verilen ad.

MBK'den Ondörtler'in tasfiyesi 27 Mayıs rejiminin en önemli dönüm noktasını oluşturdu. Bu tasfiyeyle iktidarın seçimler yoluyla yeniden sivil yönetime devredilmesine karşı olan grup gücünü büyük oranda yitirirken, askeri yönetimin geçici olmasını savunan grup yönetimi kesin biçimde ele geçirmiş oldu.

27 Mayıs Darbesinden sonra iktidarı ele geçiren ve Milli Birlik Komitesi'ni oluşturan subay kadrosu arasında siyasi bir amaç birliği yoktu. MBK içinde zamanla başlıca iki siyasi görüş biçimlendi.Birinci görüşe göre, 27 Mayıs müdahalesinin amacı demokratik sistemi yeniden kurmak, bunun için gereken hukuksal yapıyı oluşturmak, en kısa zamanda seçimleri yaparak iktidarı seçimle gelecek olan sivil yönetime devretmekle sınırlıydı. İkinci görüşe göreyse Türkiye'nin siyasi, sosyal ve ekonomik alanlarda yapısal sorunları vardı ve bunlar çözülmeden ülkede sağlıklı bir demokrasi kurulamazdı. Bu grup, iktidarın kısa sürede yapılacak seçimlerle yeniden sivillere bırakılmasını kabul etmiyor ve askeri yönetimin uzun süre daha devam etmesi gerektiğini öne sürüyordu.

Darbenin 14'ler ismiyle anılan bu grubun genel fikri eğilimleri ise: mevcut siyasi organizasyonlara, kendi ifadeleri ile "statükocu-muhafazakâr" olmaları nedeniyle ülkenin büyük sorunlarına köklü çözümler getiremeyeceği yönündedir. 14'lere göre, Türkiye'nin zaman kaybetmeye tahammülü yoktu ve bundan dolayı tarafsız ve güçlü bir Milli Birlik Komitesi iktidarı, sağlık hizmetlerinin sosyalizasyonundan başlayıp, toprak reformuna kadar uzanan bir dizi reform politikasını gerçekleştirene kadar yönetimde kalmalıydı. Bu reformu yürürlüğe geçirebilmek için ise "en az" dört yıllık iktidar dönemi öngörülüyordu.

Bu sırada ülkenin siyasi yaşamında önemli rol oynayan Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel başkanı İsmet İnönü askeri yönetimin bir an önce sona erdirilmesi ve en kısa zamanda seçimlerin yapılarak iktidarın sivil yönetime devredilmesi yönünde ağırlığını koydu. İnönü'nün bu tutumu, MBK içinde birinci görüş yanlılarının güçlenmesini sağladı. Komite içindeki anlaşmazlıkların siyasi bir bunalıma dönüşmesi üzerine, 13 Kasım 1960'ta MBK Başkanı Orgeneral Cemal Gürsel bir bildiri yayımlayarak MBK'nin çalışmalarının ülkenin yüksek çıkarlarını tehlikeye düşürecek bir duruma geldiğini, bu nedenle Türk Silahlı Kuvvetleri ile MBK üyelerinin talepleri üzerine MBK'yi feshettiğini açıkladı. Yeni oluşturulan MBK'de ise Fazıl Akkoyunlu, Rıfat Baykal, Ahmet Er, Orhan Erkanlı, Numan Esin, Orhan Kabibay, Mustafa Kaplan, Muzaffer Karan, Münir Köseoğlu, Muzaffer Özdağ, İrfan Solmazer, Şefik Soyuyüce, Dündar Taşer ve Alparslan Türkeş'e yer verilmiyordu.MBK üyesi Korgeneral Cemal Madanoğlu'nun inisiyatifiyle gerçekleşen bu operasyonla söz konusu kişiler Türk Silahlı Kuvvetleri'nden de emekli edilerek çeşitli görevlerle yurtdışına sürgüne gönderildiler.

14'ler, yurt dışında sürgünde bulundukları süre içerisinde mevcut fikirlerini geliştirmeye ve pratiğe geçirme yolları aramaya devam edecekti. Ancak bu arada ikiye ayrılacak ve Türkeş'in liderliğini kabul etmeyen Orhan Kabibay, Orhan Erkanlı, İrfan Solmazer üçlüsü Türkiye'ye döndükten sonra 1965'te CHP'den seçimlere katılacaktır. Muzaffer Karan her iki grubun da dışında kalarak TİP'ten meclise girecek ve Alparslan Türkeş, Rıfat Baykal, Numan Esin, Muzaffer Özdağ grubunun başını çektiği diğerleri ise CKMP'ye dâhil olacaktır.

Sürgün yıllarında ülke hakkındaki düşüncelerini pratiğe geçirmek için 14'ler Türkiye'ye döndükten sonra siyasal partiler yoluyla ikti­dar mücadelesinin daha verimli olabileceği konusunda hemfikir olmuşlardır. (HABER MERKEZİ)