15/19 Şubat süreci konuşulmadı

15/19 Şubat sürecinde konu sadece sıcaklık rekoru haberleri ile basında yer aldı ama kimse konuşmadı. Unutmayın, o süreci hepimiz konuşsaydık Resmi Gazete belki Arnavutluk’un ağaç kesmeyi yasaklaması, İskoçya’nın kömür santralleri kapatması gibi kararlar basardı.

Önder Algedik oalgedik@gazeteduvar.com.tr

Türkiye 15-19 Şubat sürecini hiç konuşmadı. Dünya 2016’da sıcaklık rekoru kırdığımızı konuştu. 2015’de Türkiye’nin aşırı iklim olayları rekoru kırdığı raporlarda yer aldı ama Türkiye 15/19 Şubat sürecini hiç konuşmadı.

Dünya Meteoroloji Örgütü 2016 yılının sanayileşme öncesine göre 1,1° C daha sıcak geçtiğini açıklamıştı. Sanayileşme öncesi atmosferdeki karbondioksit yoğunluğu milyonda 280 parçacığın (ppm) altındaydı. İlk defa Dünya atmosferdeki karbondioksit yoğunluğu 350 ppm’e Mayıs 1987’de ulaştı. Bu güvenli sınırın altındaki karbondioksit yoğunluğu sadece son kez Eylül 1988’de ölçüldü. Ocak 2017 ortalaması 406 ppm olarak gerçekleşti. Bu kadar fosil yakıt yakılmış ve sonucunda sıcaklık rekorları yaşanıyorken Türkiye’nin bir şey yaşamaması beklenemezdi.

ŞUBAT’TA SICAKLIK REKORLARI

Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) 2016 yılı için çok önemli bir çalışmayı paylaştı. Bu çalışmaya göre 15-19 şubat 2016 tarihlerinde Türkiye’deki istasyonlar maksimum sıcaklık rekorları kırdı. Rekorlar dememizin çok açık nedenleri var. O tarihlerde 59 istasyon maksimum sıcaklık rekoru ölçerken, 8 istasyonda eski rekorlar tekrarlandı. Hatta Ankara, İzmir, Aydın, Şanlıurfa ve Siverek meteoroloji istasyonlarının her birinde maksimum sıcaklık rekorları o 5 günde bir defa değil, tam üç defa kırıldı.

RESMİ GAZETE'DE KÖMÜR!

15/19 Şubat’ın hemen ertesinde Resmi Gazete önemli bir genelgeyi yayındı. 24 Şubat 2016 tarihli Resmi Gazete’de, Enerji Yatırımları Takip ve Koordinasyon Kurulu kurulduğuna dair genelgeyi yayınladı. Kurul “özel sektöre açılacak linyit sahaları ile rödovans usulüyle yeni ihale edilecek sahalara yapılacak üretim tesisleri dahil bütün elektrik üretim ve iletim tesislerinin yatırım sürecini hızlandırmak üzere” çalışacaktı.

Başbakanlık genelgesi ülkede bir dizi istasyon sıcaklık rekoru ölçerken daha fazla kömürün yakılmasının önünü açıyordu. Nitekim genelgeden birkaç ay sonra Trakya’da iki termik santrali için plan değişikliği ve bir yıl sonrada Nallıhan’a komşu ikinci bir santralin plan değişikliği yapılacak ve ihalesi bile gerçekleşecekti.

ŞUBAT’TA SICAK REKORLARI

15/19 Şubat süreci öncesi ortalama Şubat ayı sıcaklığı 1,9°C olan Ankara’da maksimum Şubat sıcaklığı 20,4°C olarak 28 Şubat 1958’de ölçülmüştü. Ama 16 Şubat 2016 günü 20,5° C, 17 Şubat’ta ise 20,6° C maksimum sıcaklık ölçülürken 18 Şubat günü 21,3° C ile rekoru üçüncü kez kırdı.

Başbakanlık daha fazla fosil yakıt yakılması için uğraşırken MGM istasyonları sadece Ankara’da değil, bütün Türkiye’de bu rekorları ölçüyordu. Ege Bölgesi’nde 16, Marmara Bölgesi’nde 10, Akdeniz Bölgesi’nde 9, İç Anadolu Bölgesi’nde 9, Karadeniz’de 5, Doğa Anadolu’da 3 ve Güneydoğu Anadolu’da 7 istasyonda rekor ölçüldü.

MİLAS ŞUBAT’TA KAVRULDU

Ege hem istasyon sayısı yanında hem İzmir ve Milas’daki sonuçlarla öne çıktı. En son 1950’de Şubat ayı maksimum sıcaklık rekoru kıran kent 2016’da tam 3 rekor kırdı. 23,9°C olan rekoru 27° C’ye çıkartarak maksimum sıcaklık rekoru tam 3,1°C arttı. O gün İzmir neredeyse Haziran ayı ortalaması kadar sıcak bir gün yaşadı.

Milas ise çok daha aşırısını yaşadı. Milas’da ölçülmüş en sıcak Şubat ayı 24,9 °C olarak kayıtlarda yer alıyor. 15-19 Şubat sürecinde Milas’da ölçülen en yüksek sıcaklık 32,4° C ile 16 Şubat günü gerçekleşti. Yani o gün Milas rekorunu 7,5° C yükseltti.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ

Bu noktada iklim değişikliği açısından iki önemli noktayı hatırlatmakta fayda var. Birincisi iklim değişikliği ilerledikçe aşırı iklim olaylarının sıklığında ve şiddetinde artış olması. Küresel sıcaklık rekorları, aşırı iklim olaylarında artış bunun örneği. 15/19 Şubat süreci ise konunun nasıl da farklı boyutlara sahip olduğunu çok net ortaya koyuyor. Burada ikinci nokta olan iklim değişikliğinin geri dönülmez noktaya gelmesi ile olağanüstü olayların olağan hale gelmesi meselesi devreye giriyor. Yani iklim değişikliğinin devam etmesinden de öte, geri dönülmez noktayı gözetmemiz gerektiği bir noktaya gidiyoruz.

Birinci yılında MGM’nin raporu ile konuyu tekrar gündeme getirdik. 15/19 Şubat sürecinde konu sadece sıcaklık rekoru haberleri ile basında yer aldı ama kimse konuşmadı. Unutmayın, o süreci hepimiz konuşsaydık Resmi Gazete belki Arnavutluk’un ağaç kesmeyi yasaklaması, İskoçya’nın kömür santralleri kapatması gibi kararlar basardı.

Siz de konuşursanız çok güzel olur.

Tüm yazılarını göster