1925'ten günümüze: Sinema Bergama

Sarı Denizaltı Sanat İnisiyatifi’nin Yücel Tunca tarafından hazırlanan yeni projesi “Sinema Bergama”, 25 Haziran'da yayınlandı. Yücel Tunca ile bir web belgeseli olan “Sinema Bergama”yı konuştuk.

Abone ol

Cihan Başakçıoğlu

İZMİR - Sarı Denizaltı Sanat İnisiyatifi’nin Yücel Tunca tarafından hazırlanan yeni projesi “Sinema Bergama”, web belgeseli olarak izleyici ile buluşacak. 1925 yılından günümüze, Bergama’nın sosyal, kültürel ve siyasi hayatına, sinemalar üzerinden odaklanan "Sinema Bergama", 25 Haziran Cuma gününden itibaren sinemabergama.com adresinde yayında olacak.

BERGAMA'NIN İLK SİNEMA İŞLETMECİSİ BOLŞEVİK CAVİD BEY'E İTHAF EDİLDİ

Bergama'da 100 yıllık bir süreçte kent merkezinde faaliyet göstermiş 29 yazlık ve kışlık sinemanın, birer hafıza mekânı olarak ele alındığı belgeselde, işletmeci, çalışan ve izleyici konumundaki 55 kişi ile yapılan görüşmeler ve fotoğraf çekimleri yer alıyor. Kent merkezindeki sinemalar ve köy sinemaları olmak üzere iki ana bölüm biçiminde kurgulanan "Sinema Bergama"nın 2018 yılının sonunda başlanan ilk bölümünün araştırma, fotoğraflama ve yazım çalışmaları, Covid-19 pandemisinin olumsuz etkileri nedeniyle 2021’de tamamlandı. Bir sinema filminin salonlardaki gösterimine gönderme yapacak biçimde kurgulanan web belgeseli, İlk Yarı, Antrakt ve İkinci Yarı bölümlerinden oluşuyor. "Sinema Bergama" aynı zamanda Bergama’nın ilk sinema işletmecisi Bolşevik Cavid Bey olarak anılan Cavit Gizer'e ithaf edildi. "Sinema Bergama"nın ikinci kısmını oluşturan Bergama Köy Sinemaları projesinin ise 2023 yılında yayınlanması planlanıyor.

Web belgeselinin müzikleri Onur Meriç Tunca, Serkan Karaman ve Volkan Karaman tarafından hazırlanırken, illüstrasyonlar ise Nermin Yağmur Erman tarafından çizildi. Yerel ilişkiler danışmanlığını ise Nejat Simit'in yaptığı proje ile ilgili Yücel Tunca'yla konuştuk.

.

TUNCA, SON YILLARDA KENT BELLEĞİ VE DEĞİŞİM EKSENİNDE ÇALIŞMALAR YAPIYOR

İstanbul Üniversitesi’nde gazetecilik eğitimi alan Tunca, Basın Yayın Yüksek Okulu’nda öğrenci iken gazeteciliğe başladı ve yaklaşık yirmi yıl gazetelerde, dergilerde basın fotoğrafçısı ve fotoğraf editörü olarak çalıştı. 2004 yılından sonra ise Fotoğraf Vakfı ve Galata Fotoğrafhanesi’nin kurucu üyelerinden biri olarak bu iki kuruluşun faaliyetlerine yoğunlaşan Tunca, bir yandan belgesel ağırlıklı kişisel fotoğraf çalışmalarına devam ederken, bir yandan da festivallerden, sergilere, eğitimden yayıncılığa kadar fotoğraf ortak paydasındaki farklı organizasyonlara katkıda bulundu. 2017 yılında İstanbul’dan ayrılıp eşi Günseli Baki ile birlikte İzmir, Bergama’ya yerleşen Tunca, 2018 yılında Günseli Baki ile Bergama’da kurdukları Sarı Denizaltı Sanat İnisiyatifi’nde çalışmalarını sürdürüyor. Tunca, son yıllarda kent belleği ve değişim ekseninde belgesel fotoğraf çalışmaları yapıyor.

"Sinema Bergama" projesi nasıl ortaya çıktı? Projenin amacı nedir, projeyi nasıl tanımlıyorsunuz?

Bergama’ya yerleştiğimiz günlerde, yaklaşık 60 yıllık geçmişiyle kentin en eski sineması olan Şen Sineması hakkında bir fotoğraf serisi üretmek istiyordum. Bu konuda birebir görüşmeler yapmaya başlayınca çerçevenin genişletilmesinin kaçınılmaz olduğunu fark ettim. Özellikle Nejat Simit ve Yüksel Simit ile yaptığımız sohbetler ufkumu genişletti. Aynı günlerde, dönemin Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç ile konuşurken Türkiye Sol Hareketi’nin önemli isimlerinden Fahri Petek’in anılarının toplandığı 'Bir Hayat, Üç Can' kitabından haberdar oldum. Şehmus Güzel’in bu kitabında Petek, çocukluk yıllarında kendisini derinden etkileyen Bolşevik Cavid Bey’den söz ediyordu. Bergama’nın ilk sinemacısıydı Cavid Bey. Böylelikle çalışmamın kapsamı da netleşmeye başladı. 1920’lerin ortalarından günümüze kadar yazlık ve kışlık olmak üzere 29 sinema salonuna ev sahipliği yapmış olan Bergama’yı, sinema salonları, işletmecileri, çalışanları, izleyicileri, Bergama’da çekilen filmleri, buradan yetişen sinema emekçilerini anlatacaktım. Bunu yaparken aynı zamanda da küçük bir kasabanın neredeyse yüzyıllık bir zaman diliminde kentleşme sancıları çekerek sosyal ve kültürel anlamda nasıl bir değişime uğradığını da anlamayı, anlatmayı denemek istiyordum.

.

'KÖY SİNEMALARI BÖLÜMÜNÜ 2022 SONUNA KADAR TAMAMLAMAK İSTİYORUM'

Projenin hazırlık süreci nasıl geçti? Pandemi koşullarında nasıl ve ne gibi çalışmalar yapıldı?

Bütün belgesel çalışmalarda olduğu gibi araştırma sürecini programlayarak işe koyuldum. Kullanacağım yöntem ve medyumları belirledim. Sözlü tarih yöntemi temeli oluşturacaktı. Birebir görüşmelerle anı, bilgi ve belgeler toplamaya başladım. Sözünü ettiğim 29 sinema salonundan günümüze -çalışmaya başladığım 2018 yılını kastediyorum- üçü faal, biri terk edilmiş durumda dört salon ulaşabilmişti. Projenin üretim süreci devam ederken bu sayı ikiye düştü. Terk edilmiş durumdaki yazlık Onur Sineması 2020 yılında yerine bir apartman inşa edilmek üzere yıkıldı. Faal sinemalardan biri de iflas etti, bulunduğu yer bir mobilya mağazasına dönüştü.

Buradan da anlaşılacağı üzere hareketli görüntü için, yani bir belgesel film için yeterli görsel çeşitlilik yoktu. Böylece, Türkiye’de örneği oldukça az olan web belgesele yöneldim. Web belgesellerin, çoklu medya kullanımına olanak tanıyan teknik yapısı zaten hep ilgimi çekiyordu. Metinler, kupürler, arşiv videoları, ses kayıtları, müzik ve güncel fotoğraflar iyi bir tasarım ile bir araya geldiğinde izlenmesi, okunması, dinlenmesi keyifli bir web sitesi oluşturulabildi.

Pandemi öncesinde, yani 2018’in son ayları ile 2019’un tamamında birebir görüşmeleri büyük ölçüde tamamlamıştım. Hatta şöyle bir noktaya geldiğimi söyleyebilirim… İlk aylarda planlarımda olmayan yeni bir bölüm daha eklenmişti araştırmaya: Köy sinemaları. Fakat 2020’de yoğunlaşmayı öngördüğüm bu ikinci kısım, dört köyde yaptığım görüşmelerden sonra pandemi nedeniyle ertelendi. 2022 sonuna kadar çalışmanın bu kısmını da tamamlamak istiyorum.

Covid-19 pandemisi Türkiye’de de hayatı büyük ölçüde durdurduğunda, bu kapanma dönemini araştırma metnini yazarak geçirdim. 55 kişi ile yaptığım görüşmelere kitap, gazete, dergi taramalarının sonuçları da eklendiğinde 250 sayfalık bir metin ortaya çıktı. Eksik fotoğrafların ve görüşmelerin tamamlanması, web sitesinin hazırlanması da 2021’in ilk yarısına kadar zaman aldı. 

'İLK YARI, ANTRAKT VE İKİNCİ YARI OLARAK ÜÇ BÖLÜME AYRILIYOR'

"Sinema Bergama"dan bahsedebilir miyiz? Kaç bölümden oluşuyor? Toplumsal hayatın detaylarına dair ne gibi unsurlar yer alıyor?

"Sinema Bergama" web belgeseli, temelde üç bölümde oluşuyor. Aslında şöyle anlatayım: Bir sinema filmi atmosferi kurmak istediğim için, web sitesi kısa bir video ile başlıyor. Videodan sonra ana içerik, “İlk Yarı”, “Antrakt” ve “İkinci Yarı” adlarını taşıyan üç bölüme ayrılıyor. Bu üç bölümün dışında bir “Hakkında” bölümü ve bir de çok severek hazırladığım bir “Rehber” bölümü var. “Köy Sinemaları” ise “Gelecek Program”!

Bolşevik Cavid Bey olarak anılan Cavit Gizer

"Sinema Bergama" çalışmasını mümkün kılan en önemli isimlerden biri Nejat Simit. Nejat Bey, Bergama’daki yerel ilişkilerde gerçek anlamda kolaylaştırıcı oldu benim için. Web sitesini izlerken, metinleri okurken dinleyebileceğiniz müzikleri Onur Meriç Tunca, Serkan Karaman ve Volkan Karaman yaptı. Geçmiş sinema deneyimlerini, konunun önemli aktörlerini ve atmosferi oluşturma işini Nermin Yağmur Erman üstlendi. Fotoğrafına sahip olmadığımız anların harika illüstrasyonlarını yaparak bence eşsiz bir deneyim yaşamamızı sağladı. Facebook’ta Geçmişten Günümüze Fotoğraflarla Bergama sayfasının moderatörlüğünü yapan İsmail Hakkı Güzeler, henüz yüz yüze tanışmamış olduğumuz günlerden başlayarak son ana kadar, Bergama hakkında yaptığı araştırmalarda bulduğu Bergama sinemalarıyla ilişkili bilgi ve belgeleri kullanmam için benimle paylaştı. Ayrıca eşim Günseli Baki de web sayfasının tasarım ve uygulama aşamalarında bilgisini, beğenisini ve zamanını ortaya koyarak oldukça güzel bir sonuç elde etmemizi sağladı.

Bu tür çalışmalar, nihayetinde bir kişinin imzasıyla dolaşıma çıkıyorsa da, yukarıda saydığım isimlerden çok çok daha fazlasının emeğiyle, katkısıyla olgunlaşıyor. En büyüğünden, en küçüğüne kadar emek veren herkese bir kez de sizin aracılığınız ile teşekkür etmek istiyorum.

"Sinema Bergama", sadece sinema salonlarına kendini kapatmış bir çalışma değil. Aslında tam da sinemanın kendisi gibi, salonların dışından, toplumsal hayatın detaylarından doğuyor, besleniyor ve bir noktada beyazperdeye yansıyan filmlere ulaşıyor. Ancak orada da kalmayıp yeniden sokaklara, gündelik hayatın sıradan akışına geri dönüyor. Bu etkileşimi, bu iç içe geçme durumunu bütün araştırma boyunca takip etmek mümkün. Bergama’nın, bu kadim kentin 2 bin 300 yıllık tarihi boyunca, sokaklarına, köprülerine, binalarına ve en nihayetinde insanına derinden işlemiş kültürel birikimini görmezden gelerek bir yerel sinema tarihi yazmak zaten mümkün değil. "Sinema Bergama", Bolşevik Cavid Bey’in Abacıhan Sokak’ta 1924 yılında açtığı ilk sinemadan yola çıkıp bayram günlerine, kermeslere, çay bahçelerine, kuru yemiş tezgâhlarına, kadınların ve çocukların sosyal hayatlarına dokunarak, pandemi günlerini atlatmaya çalışan günümüz sinemalarına varan uzun bir kasaba/kent yolculuğu yapmamızı sağlıyor.

.

25 HAZİRAN CUMA GÜNÜ İZLEYİCİ İLE BULUŞUYOR

Belgesel nasıl yayınlanacak? İzleyicilerin ulaşması için nasıl bir yol izlemesi gerekiyor?

Sinema Bergama web belgeseli, 25 Haziran Cuma günü www.sinemabergama.com adresinde yayınlanmaya başlanacak. Web sitesinin tasarımı cep telefonlarından izlenmeye uygun olmadığı için ilgilenenler projeyi sadece bilgisayarlarından izleyebilecek. Mobil uygulamasında sadece bir intro ve bir de “Hakkında” bölümü yer alacak.

Son olarak izleyicilere öneriniz veya varsa çağrınız nedir? 

Web belgeseli izlemek isteyenlerin, içerik yoğunluğu nedeniyle uzun bir zaman ayırmaları gerekiyor. Daha önce de söylediğim gibi sadece metinlerin okunması için değil, yapılan görüşmelerden alıntılanmış birkaç dakikalık ses kayıtlarının dinlenmesi, aile arşivlerinden alınmış fotoğraflarla güncel olarak çekilmiş fotoğrafların, arşiv videolarının izlenmesi, gazete kupürlerine bakılması gibi zaman ayrılması gereken onlarca, yüzlerce keyifli detay var sitede. Böyle bir izleme pratiğine zaman ayıranlar umarım sonuçtan memnun olurlar.

SARI DENİZALTI İNİSİYATİFİ

Sarı Denizaltı, görsel sanat ve görsel kültür üzerine projeler üretmeyi hedefleyen; sergiler, söyleşiler ve atölyeler düzenleyen, kâr amacı gütmeyen bağımsız bir sanat inisiyatifi. Günseli Baki ve Yücel Tunca tarafından, etkinlikler ve atölyeler düzenleyen bir mekân olarak Mart 2018’de İzmir’de kurulan Sarı Denizaltı, 2019 yılından itibaren proje bazlı üretimlere ağırlık vererek çalışmalarını sanat inisiyatifi olarak sürdürme kararı aldı. Farklı konu, fikir ve kavramlar üzerinden bir diyalog ortamı oluşturmaya çalışan inisiyatif, diğer sanat disiplinleriyle de etkileşimde bulunan güncel fotoğraf çalışmalarını destekliyor ve bu üretimlerin gerçekleştirilmesi için alan açıyor. Hiyerarşik, cinsiyetçi, ırkçı ve milliyetçi yaklaşımları reddeden, üretimlerini evrensel bir bakışla gerçekleştirmeye özen gösteren Sarı Denizaltı Sanat İnisiyatifi, bireysel proje bazlı üretimlerin yanı sıra ortak çalışma ve kolektif üretimini önemsiyor. Bu bağlamda çağrılı kolektif sergiler ile görsel sanatlar alanında bilgi, düşünce ve deneyim paylaşımına katkıda bulunacak söyleşiler ve atölyeler düzenliyor.