2016'da esen rüzgar oldu, kazanan kömür
“Rüzgar her zaman esmiyor” diyenlere kötü haber 2016’da geldi. Ülkenin bir yerinde mutlaka rüzgar esti ve bir dakika durmadı, neredeyse yerli kömürün yarısı kadar kapasitesi ile onun kadar üretti.
Önder Algedik
Geçen hafta Enerji Bakanı 2016’da yerli kömürden elektrik üretiminin, bir önceki yıla göre yüzde 23 arttığını belirterek, “2016 yılında tüm yerli kaynakların elektrik üretimindeki payını yüzde 46’dan yüzde 49.3’e çıkararak rekor kırdık” diyerek konuyu bağladı. Bir anlamda yerli kömürü öne çıkardı.
Yerli kömürün bu başarısı sizleri şaşırtmasın. Yerli kömüre verilen destekleri saysak eminim kıskanırsınız. En basitinden yerli kömür “prim” ile çalıştı. Yani üretilen elektrik piyasada üreticiden toptan ortalama 14 kuruşa satılırken, yerli kömürden üretilen elektriğini bir kısmına 18,5 kuruş verildi. Böylece bir kısım elektriğe verilen bu 4,5 kuruş için cebimizden farkında olmadan 270 milyon TL çıktı. Durum böyle olunca “prim” motivasyonu ile yerli kömürden elektrik üretimi arttı.
Yerli kömürde artan sadece üretim olmadı, kapasite de arttı. Ama o da “prim” gibi verilen destek sayesinde arttı. 2016 yılında daha önce yatırıma hazır edilen, sonra ihaleye çıkılarak rödovans yoluyla elektrik üretimi modeli ile verilen Bolu Göynük ve Eskişehir Mihalıççık santrallerinin üniteleri devreye girdi. Ayrıca Paris Anlaşması’nın imza töreninden 2 gün sonra Tufanbeyli santralinin bir ünitesi açıldı. Böylece 2016’da yaklaşık 430 MW yeni yerli kömür santralinin geçici kabulü yapıldı.
BAKAN BAŞKA ŞEYLERİ DEMEDİ
Verilen “prim” yüksek olunca, yatırım altyapısı sağlanınca, devlet erkanı açılışı önemseyince başarı kaçınılmaz oldu.
İşte o gün bakan 'yerli kömür' dedi ama başka şeyleri diyemedi.
Mesela yerli kömürün elektrik üretimi artış miktar kadar neredeyse ithal kömürün üretim artışı oldu, onu diyemedi. Deseydi ne anlamı kalırdı?
Mesela 430 MW linyit santrali kapasitesi eklendiği halde 2016 yılı içinde 3101 MW ithal kömür ve doğalgaz santrali açıldığını diyemedi. Deseydi ithal bağımlılığımız konuşulacaktı.
Mesela rödovans yoluyla elektrik üretimi ve o kadar prime rağmen 430 MW yerli kömür santrali açılırken lisanssız güneş enerjisi kendi başına 570 MW yeni ek kapasite arttırdı ama bakan bunu diyemedi. Deseydi devlet destekli kömüre karşı küçük yatırımcı destekli güneşin kafa tuttuğu düşünülecekti.
RÜZGARIN KÖMÜR KARŞISINDAKİ BAŞARISI
21 Aralık günü saat 18’de ilginç bir şey oldu. O gün o saatte 9842 MW kurulu güce sahip yerli kömür 5738 MW güce sahip rüzgardan az elektrik üretti. O saatte kömür kurulu gücün yarısı kadar, rüzgar ise neredeyse kapasitesinin tamamı kadar elektrik üretti. Bu güzel haberi bakan diyemedi. Deseydi bu kadar desteğe rağmen rüzgarın kömür karşısındaki başarısı konuşulacaktı.
2016’de 430 MW yerli kömür santrali kapasitesine karşılık 1245 MW rüzgar santrali kapasitesinin geçici kabulü yapıldı, onu da diyemedi. Deseydi iklimi değiştirmesine, çevreyi kirletmesine ve performans problemlerine rağmen yerli kömürün sadece devlet desteği ile varlığını sürdürebileceği konuşulacaktı.
Daha da ilginci, “rüzgar her zaman esmiyor” diyenlere kötü haber 2016’da geldi. Ülkenin bir yerinde mutlaka rüzgar esti ve bir dakika durmadı, neredeyse yerli kömürün yarısı kadar kapasitesi ile onun kadar üretti, ama bakan yerli kömürdeki artışı diyebildi.
Diyemediklerini de biz dileyim, 2016’da rüzgar esti ama kazanan kömür oldu.