2016 yılı dünyada ölçülmüş en sıcak yıl olmuştu; 2017’nin ise telafisi yok demiştik. Ama 2017’de siyasetçiler kömür kadar, petrol kadar, asfalt-beton kadar iklimi değiştirdiler. 2017 yılı Türkiye’de, çok sıcak, çok kurak, iklim felaketlerinin çokça yaşandığı bir yıl oldu. Bu sonucu 10-15 yıl önceki politikalar, yakılan fosil yakıtlar, kesilen ağaçlar, bunlara karar veren siyasetçiler belirledi.
2016 yılı dünyada ölçülmüş en sıcak yıl olarak kayıtlara geçti.
İklim değişikliği açısından 2017’nin telafisi yok demiştik. Veriler bu kadar net
ve ortada iken 2017’de telafi edilemeyecek politikalara aynen devam
edildi. Çok açık ki iklim değişikliğinin hızlandığı, aşırı iklim
olaylarının olağanlaştığı bir yıl daha yaşandı.
NASA ocak ayında yaptığı açıklamada 2017 yılının en sıcak üç yıl
arasında olduğunu açıkladı, hatta başka bir kurumunun
değerlendirmesine göre ikinci en sıcak yıl olduğu söylendi. İyi
olan 1880’den bu yana ölçülen en sıcak yıl olan 2016 yılı
geçilemedi. Kötü olan şey ise gezegenin artık kalıcı olarak daha
sıcak olduğudur.
Dünya Meteoroloji Örgütü ise 2017 yılının sanayileşme öncesi
döneme göre tam 1.1°C daha sıcak olduğunu ve en sıcak üç yıldan
birini yaşadığımızı açıkladı. Yani geri dönüşü
olmayan 1,5°C sıcaklık artışının arifesindeyiz artık. Yani 10-15
yıl evvel yakılan kömürün, petrolün, atılan çimentonun, kesilen
ağacın sonucu 1.1°C. Bugün yakılan fosil yakıtların, dökülen beton
ve asfaltın etkisinin 10-15 yıl sonra ne olacağını siz tahmin
edin.
TİTANİK'TE POKER OYNAYANLAR
Tüm bunlar olurken, 2017 yılının telafisi yokken, “telafisi
imkânsız daha fazla zararların” önü açılmaya devam edildi. ODTÜ
ormanına otoyol, Maçka Parkı'na tünel, İstanbul’un su kaynaklarına
havaalanı inşaatı, ormana taş ocağı yapmak gibi işler yetmedi,
geçen yıl yüksek fiyatla alım garantili projelerin altın yılı oldu.
Böylesi kritik bir yılda İskoç siyasetçilerin kömür santrallerini
kapatması ya da Arnavut siyasetçilerin ağaç kesmeyi yasaklaması
gibi olayları beklerken siyasetçiler Titanik batarken pokerde
kazanmaya devam ettiler.
TÜRKİYE'DE FELAKETLER YILI
İklim verileri 2016’da artık kömüre, petrole, doğalgaza,
asfalta, betona yer olmadığını, sıfır enerjili binalara, toplu
taşımaya, rüzgâr enerjili trenlere geçmek için zamanımız
kalmadığını hem küresel verilerle, hem de Meteoroloji Genel
Müdürlüğü verileri ile bir kez daha gösterdi. Türkiye açısından en
temel beş boyut bile durumu ortaya koyuyor.
1- 2017 yılı Türkiye için 150 yıl değil, 30 yıl öncesine
göre tam 1°C daha sıcak. 1971-2000 yılı ortalamasına göre
2017 yılı 1°C sıcak geçti. Sanayileşme öncesi Türkiye’nin ortalama
sıcaklığını bilmediğimiz için bu rakam aslında oldukça yüksek. Yani
sanayileşme öncesine göre dünya 2017’yi 1.1°C daha sıcak
geçirirken, Türkiye 30-40 yıl öncesine göre 1°C geçirdi.
2- 2017 yılında ülke sıcaktı, bazı kentler ise
kavruldu. 1981-2010 yılları ortalamasına göre bazı kentler
yılı 1.1 ila 1.8 C daha sıcak geçirdi. Özellikle Doğu ve Güneydoğu
Anadolu’nun neredeyse yarısı, İç Anadolu ve Akdeniz bölgesinde
önemli alanlar ülkenin kırdığı sıcaklık rekorunu geride
bıraktı.
1981-2010’a göre Türkiye 2017 yılı
ortalama sıcaklık fark haritası, Kaynak MGM
3- 2017 yılı oldukça kurak geçti. 2017 yılı
içinde Türkiye 1981-2010 yılı ortalamasının yüzde 12 altında yağış
aldı. Yani Türkiye hem sıcak bir yıl geçirdi hem de daha az yağış
aldı. 80’lerdeki kurak günlerden farkı, sıcaklığın ve diğer
parametrelerin bu kadar kötü olmaması.
Türkiye 2017 yılı yağışının
normalleri ile karşılaştırılması, Kaynak: MGM
4- Olağanüstü iklim olayları artık olağanüstü
değil. 2015 yılı en fazla aşırı iklim olayı yaşanan yıl
olmuştu. 2016 yılı da ikinci yıl olarak kayıtlara geçti. 2017 yılı
ise en fazla meteorolojik afetin yaşandığı üçüncü yıl oldu. Son 10
yılda yaşanan bu kadar olay artık aşırı iklim olaylarının olağan
hale geldiğini gösteriyor. Yani iklim değişikliğinde geri dönülmez
noktaya yaklaştığımızı anlamak için dünyaya bakmaya gerek yok,
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’ne sormanız bile yeterli.
5- İklim felaketleri artık kentlerde! Yıllardır
küresel ısınma dediler, küreyi bekledik. Ama şimdi iklim
değişikliği bırakın küreyi, bırakın ülkeyi, kentlerimize geldi.
Kentlerde felaketler seviyesine indi. Termik santrali ile meşhur
Kahramanmaraş, beton kaplı Antalya, ormanı ve parkı yok edilmiş
köprüsü, havalimanı ile ünlü İstanbul en fazla aşırı iklim
olaylarının yaşandığı kentler oldu.
2017 yılı meteorolojik afetlerin
illere göre dağılımı, Kaynak: MGM
PEKİ 2018?
İklimi değiştiren sadece fosil yakıtlar değil, aynı zamanda
siyasetçiler. Bedava enerji verimliliği, kömürün yarı, nükleerin
ise dörtte biri fiyatına rüzgâr, güneş çözümleri varken paralarımız
ucuz ve iklim dostu çözümlere değil pahalı ve iklimi değiştiren
çözümlere gidiyor. Yetmiyor, şimdilerde hükümet alım garantili
termik projelerine başlıyor. Anlayacağınız siyasetçiler de kömür
kadar iklimi değiştiriyor.
2018 yılı bizim için büyük bir şans. Bu şansı siyasetçiler yine
kullanmayacak. Hele hele “Samanı da, kömürü de ithal ederim”
politikası varken çok zor. Zaten onlar iklim değişikliğini bir
fırsat olarak görüyor.
Ama bu topraklara yağan yağmurla ağacını sulayan, sebzesini
yetiştiren, merasında kuzusunu otlatan öyle mi? 4 Ocak’ta Elbistan
KES’in ÇED raporunu durduran, 15 Şubat'ta Bursa’da belediye
meclisinden kömür santrali karşıtı kararı çıkartanlar sadece
Elbistan ovasını, Bursa ovasını değil, iklimi ve 2018 yılını
kurtarıyorlar.
2016 yılı dünyada ölçülmüş en sıcak yıl olmuştu; 2017’nin ise
telafisi yok demiştik. Ama 2017’de siyasetçiler kömür kadar, petrol
kadar, asfalt-beton kadar iklimi değiştirdiler. 2017 yılı
Türkiye’de, çok sıcak, çok kurak, iklim felaketlerinin çokça
yaşandığı bir yıl oldu. Bu sonucu 10-15 yıl önceki politikalar,
yakılan fosil yakıtlar, kesilen ağaçlar, bunlara karar veren
siyasetçiler belirledi. 10-15 yıl sonra ne olacağını ise bu günler
belirleyecek. O yüzden 2018’in de bir daha telafisi olmayacak.