2019 çok sıcak bir yıl oldu, 2020’nin telafisi yok!
Eğer bugün yaşadığımız iklim olayları 10-15 yıl önce yakılan kömür, petrol ve gaz kaynaklı ise, 10-15 yıl öncesinden daha çok bu yakıtları yaktıysak, 2020 yılı nasıl geçebilir? Diğer bir soru ise geçen yıl dökülen asfalt ve betona dair. Bu olaylar artacaksa 40 milyon tondan fazla asfalt ve 64,5 milyon ton çimento dökünce iklim olayları, olması gerekenden daha şiddetli yaşanmaz mı?
Dünyada 2016 yılı kayıtlara ölçülmüş en sıcak yıl olarak geçti.
En sıcak yılı takip eden yıllar 2017, 2015 ve 2018 oldu. Yani son
dört yıl en sıcak dört yıl olarak kayıtlara geçti. 2019 yılı
verileri de açıklandı, 2016 yılından sonra en sıcak ikinci yıl
oldu. Son beş yılın en sıcak beş yıl olarak kayıtlara geçmesi kadar
kötü ne olabilir?
Bu resim Türkiye özelinde de neredeyse aynı. 2010 yılı
Türkiye’de ölçülmüş en sıcak yıl olarak kayıtlara geçti. Onu 2018
ve 2014 yılları takip etti. Ancak açıklanan son veriler ile 2019
yılı en sıcak dördüncü yıl oldu.
Yani geçtiğimiz 2019 yılı dünyada ölçülmüş en sıcak ikinci,
Türkiye’de dördüncü yıl. Küresel olarak çok ısındık.
Ama sadece sorun küresel ısınma değil. İklimin değişmesi ile
sıklığı ve şiddeti artan iklim olayları da bir sorun. Sonuçta
yeryüzüne düşen güneş ışınlarını tutan çok daha fazla seragazı var
ve bu gazların artışı ile beraber bir ısınma, bir enerji birikimi
ortaya çıkıyor. Bu birikimin bir şekilde harcanması gerekiyor.
Tıpkı harlı ateşte üstü kapalı bir tencere gibi, arada bir o kapağı
atacak.
1950-1999 arası, yani yirminci yüzyılın ikinci yarısı Türkiye’de
aşırı iklim olayları tabii ki vardı. MGM “ekstrem meteorolojik
olaylar” dediği bu tür olayları inceler. MGM verilerine göre
1950-1999 arasında yılda ortalama 108 aşırı iklim olayı ya da
ekstrem meteorolojik olay olduğunu görüyoruz. 2000’li yıllarda bu
sayı ortalama 270 olaya çıktı. Yani aşırı iklim olayları inanılmaz
artı ve 2,5 katına çıktı. Ama 2010 yılı ve sonrası çok daha felaket
geçti. Bu dönemin ortalaması ise 614 olay. Yani 20'nci yüzyılın
ikinci yarısının neredeyse altı katına çıkmış.
Daha kötü olansa 2019 yılında bu olayların rekor kırması.
Türkiye’de 2019 yılında 935 ekstrem meteorolojik olay yaşandı. Yani
geçen yüzyılın ikinci yarısının neredeyse dokuz katı ekstrem hava
olayı yaşanmış oldu!
.
İKLİM KRİZİNİ ÖLDÜRDÜLER
Geçen yıl Ordu, Düzce, Trabzon, Antalya, Mersin gibi pek çok
yerde su baskınları yaşandı. Can kayıpları oldu. Toplum olarak
hepimiz üzülerek izledik. Devlet ise bizden daha çok izledi ve
izlemeye devam ediyor.
Bu dönemde daha kötü olan ise “iklim krizi” ifadesinin
kullanıldıkça içinin boşaltılması. Öyle bir hale geldi ki “iklim
krizi” ifadesini kullanan bir dizi politikacı ve sivil kuruluş
yöneticisi farkındalık, halkı eğitmek gibi işler dışında hiçbir şey
söyleyemiyor. Halkı geri ve cahil gördükleri için olsa gerek, böyle
şeylerle bir krizi atlatacaklarını düşünüyor olmalılar.
İş bu raddeye gelince iklim krizi ifadesinin hiçbir değeri
kalmıyor.
2020’NİN TELAFİSİ YOK!
2019 yılında Türkiye’nin 40 milyon tondan fazla asfalt döktüğünü
tahmin ediyoruz.
2019 yılında 72,5 milyon ton çimento üretildiğini biliyoruz.
Bunun 64,5 milyon tonu yurt içinde satılmış.
2019’da kömür, gaz ve petrol ithalatı için harcanan para ise 41
milyar dolardan fazla.
Yani Türkiye 40 milyon tondan fazla asfaltı, 64,5 milyon ton
çimentoyu dökerek hem iklimi değiştirmiş hem de fosil yakıt
ithalatı ile 41 milyar doları yakmış.
Bu durumda basit bir soru soralım: Eğer bugün yaşadığımız iklim
olayları 10-15 yıl önceki yakılan kömür, petrol ve gaz kaynaklı
ise, 10-15 yıl öncesinden daha çok bu yakıtları yaktıysak, 2020
yılı nasıl geçebilir? Diğer bir soru ise geçen yıl dökülen asfalt
ve betona dair. Bu olaylar artacaksa 40 milyon tondan fazla asfalt
ve 64,5 milyon ton çimento dökünce iklim olayları, olması
gerekenden daha şiddetli yaşanmaz mı?
Bu basit sorular 2020’nin ne kadar telafisi olmayan bir yıl
olduğunu ortaya koyuyor.
HALKIN İKLİM POLİTİKALARI
Şimdiye kadar olanlar durum tespiti ve tabii ki üstüne alınmayan
siyasetçilerin karneleri ile çok alakalı. Siyasetin bu konuda bir
şey üretememesi çok normal. Çünkü artık siyaset pek çok alanda bir
şey üretemiyor. Siyasetin dar alana hapsolması, o dar alanda kalan
siyasetçiler ve ideologların izole ilişkilerinin bunda ciddi rolü
var.
Ama 2019 yılı Türkiye’de iklim açısından çok devrimci bir yıl
oldu, bunu da yok sayamayız. Daha üç ay önce bu ülkede iktidarın
termik santralleri kapatmak zorunda kalacağını kim iddia
edebilirdi? Ya da TBMM’den vekillerin yüzde 85’inin EVET oyu
verdiği bir tasarının, çevre mevzuatına aykırı kömür santrallerinin
çalışmasına istisna getiren bu düzenlemenin Cumhurbaşkanı
tarafından veto edileceğini kim söyleyebilirdi? Her şey tasarının
oylandığı 21 Kasım 2019 saat 22.08’den sonra gelişti ya. Bunu pek
çoğumuz bizzat içinden yaşadık.
2020 İÇİN HEDEFLER
Filtresiz termik santrallerine dair düzenlemenin AK Parti Genel
Başkanı tarafından veto edilmek zorunda kalması ve sonrasında 3400
MW gücünde beş santralin tamamen, bir tanesinin kısmen kapatılması
çok büyük bir adımdı. Ötesinde bir dönüm noktası idi. Mandela
"Yapılana kadar her şey imkansız gelir" der. Üç ay önce imkansızdı,
şimdi değil.
2020’de yapılması gereken iki şey var. Çok temel iki şey.
Birincisi daha fazla termik santral kapatmak. Bunu yapmak, yapmanın
yolunu bulmak zorundayız. Biz kapattırmazsak onlar açacak.
İkincisi ise artık belediyelerin asfalt ve betona endeksli
belediyeciliği bırakmalarını sağlamak. Artık asfalta ve betona
değil, doğaya ve topluma çalışan bir belediyecilik bu senenin en
büyük ödevi.
2019 yılı dünyada en sıcak ikinci yıl, Türkiye’de ise dördüncü
sıcak yıl olarak ölçüldü. Eskiden dokuz yılda yaşanan iklim
felaketini Türkiye 2019’da yaşadı. Buna rağmen 40 milyon tona yakın
asfalt serildi, 64,5 milyon ton çimento döküldü. Fosil yakıt
ithalatına 41 milyar dolar para gitti. Bu veriler 2019’un
telafisinin olmadığını gösteriyor. Ama 2019’da bu ülke en büyük
iklim eylemini yaptı ve bir tasarı veto edildi, 3,4 GW kapasitede
kömür santralleri kapatıldı.
2020’de yapılması gereken daha çok santral kapattırmak ve tabii
ki asfalt-beton belediyeciliği yapmayacak belediyeleri ortaya
çıkarmak. Çünkü 2020 yılının da telafisi yok!