Ünlü "Twitter dayısı"nın da dediği gibi, "kötü günleri geride
bıraktık, şimdi daha kötü günler bizi bekliyor." Kültürel iktidar
tartışmaları, yerel seçimler, siyasi ve ekonomik kriz derken 2019
yılı yine gürültülü geçecek. Güncel sanat alanı büyük resim içinde
kendine pek yer bulamayacak tabii ki. Ancak yine de ilginç
gelişmelerle karşılaşabiliriz. 2019 yılının sanat dünyasına neler
getireceğine bakalım.
ZOMBİ GENÇ SANATÇILAR
Son yıllarda BASE, Mamut Art Project gibi genç sanatçı
platformlarında gördüğümüz bir akım bu yıl da devam edecek sanırım.
Bu tarz genç sanatçı platformları genç sanatçıların görünürlüğünü
sağlamak adına önemli adımlar attı. Ancak bir yandan da
platformlara gelen alıcı kitlenin beğenilerinin genç sanatçıları
benzer üretimlere sürüklediğini görebiliyoruz. Hele bu seneki
BASE'de hem Türkiye'de hem de dünyada popülaritesi olan
sanatçıların benzerlerini çokça gördük. Birçok seramik çalışma
peydah oldu mesela. Bunun Ai Weiwei sergisinden sonra oluşan bir
akım olduğunu görmek pek zor değil. Bu can yakıcı bir süreç. Zombi
formalizm tartışmalarını hatırlatan zombi genç sanatçı kuşağını bu
sene de bolca göreceğiz.
BUNA KARŞI DAHA FAZLA ARAŞTIRMA SANATI
Zombi üretimlerden kaçış olarak birçok genç sanatçı da araştırma
bazlı sanata yönelecek. İstanbul Bienali'nin başlattığı araştırma
programının ve bu seneki bienalin küratörünün ilişkisel estetik
meselesini tekrardan alevlendireceğini görebiliriz. Sosyal
bilimlerle, fen bilimleriyle ve sanatın diğer alanlarıyla daha
fazla içli dışlı bir sanatçı kuşağının geliyor olması güzel bir
gelişme.
Ancak bu sanatçı kuşağının üretimlerini hangi koşullarda, hangi
desteklerle gerçekleştirebileceği ayrı bir sorun olarak ortada
duruyor. Halihazırda bu alana destek veren birkaç kurum dışında
yeni kurumların da bu alana yönelmesi gerek.
DAHA FAZLA İNSİYATİF
Geçen sene Kasa Galeri'de yapılan inisiyatif tartışmaları birçok
sanatçıyı hareketlendirdi. Ayrıca SAHA Derneği'nin inisiyatiflere
yönelik desteğini artırması da önemli bir gelişme. Kurumlardan ve
galerilerden beklentilerini azaltan birçok sanatçının
inisiyatiflere yöneldiğini bu sene daha fazla hissedebiliriz. Bir
dönem olduğu gibi gündeme damga vuran inisiyatifler göremeyeceğiz
belki de, ancak alttan alta kıymetli çalışmaların yapılacağını
düşünüyorum.
OFF İSTANBUL
Son yıllardaki İstanbul'dan doğduğu memlekete taşınanlar
akımından sanat dünyası da etkilenecektir. Yakın zamanda daha fazla
Off İstanbul etkinlik görebiliriz. Başka Sinema'nın
gerçekleştirdiği Ayvalık Film Festivali İstanbul dışında da
kaliteli festival yapılabileceğini gösterdi. Güncel sanat alanında
da memleketine dönüp üretim yapan, inisiyatif açan sanatçılar
kuşağı görmek zor değil. Kültür İçin Alan gibi İstanbul dışını
destekleyen kurumlar da bu açıdan etkili olacaktır.
YERLİ VE MİLLİ SANAT YENİDEN GÜNDEM OLACAK
MI?
Kültürel iktidar tartışması tabi ki ara ara ortaya çıkacak.
Geçen sene gördüğümüz Yeditepe Bienali gibi örneklerin benzerlerini
görebilecek miyiz peki? AKP'li belediyeler başta olmak üzere
çeşitli kurumlar bu alana yatırım yapacaklardır. Yerel seçimler ne
derece etkili olur, bilinmez. Ancak etkili örnekler
görebileceğimizi sanmıyorum.
OTOSANSÜR HAYATIN PARÇASI
Her alanda olduğu gibi sanat alanında da otosansür hayatımızın
artık bir parçası. Sansür ve otosansür üzerine çalışan Susma24'ün
yakın zamanda açıklayacağı rapor da otosansürün boyutlarını görünür
kılıyor. Bu nedenle özellikle büyük kurumların daha az riskli işler
yapacağını görmek zor değil.
Ancak bundan kaçış olarak daha fazla kapalı etkinlik, eğitim ve
atölye çalışması göreceğiz. Bu da geleceğe hazırlanmak açısından
güzel bir gelişme.
YENİ ARTER NELER GETİRECEK?
Bir dönem dillerden dile dolaşan X müze açacakmış, Y şu binayı
müze yapacakmış efsaneleri geride kaldı. Bunların bir kısmının
zaten en başından yalan olduğu söyleniyordu, o da ayrı konu. Bu yıl
içinde açılacağı duyurulan iki müze var. Biri Eskişehir'deki OMM,
diğeri de Dolapdere'deki ARTER.
Vehbi Koç Vakfı'na bağlı Arter 2010 yılından bu yana
programlarını İstiklal Caddesi'ndeki binada gerçekleştirdi. Vakfın
50'inci kuruluş yıl dönümünde ARTER artık Dolapdere'de bir müze
görevi üstlenecek. Halihazırdaki ARTER binası da yine vakfa bağlı
bir sanat kurumu olarak işlevini sürdürecek.
Bu listede yer alan tek kurum çalışması olarak ARTER sanırım bu
yıl içinde göreceğimiz en büyük çaplı açılış olacak. Nasıl bir
koleksiyon göreceğiz, süreli sergiler ARTER'in şu ana kadarki
çizgisinden ne gibi değişiklikler gösterecek ve daha önemlisi nasıl
bir kamu programı göreceğiz, ben de merak ediyorum. Dolapdere'nin
geçireceği dönüşüm de ayrı bir tartışma yaratabilir. Ancak ARTER'in
yeni hali başta İstanbul Modern olmak üzere diğer kurumların
silkinmesi için itekleyici olabilir.
DİJİTAL İÇERİK YÜKSELECEK
Sanat kurumları neyse ki online alanın sadece pazarlama
birimlerinin alanı olmadığının farkına vardı. Kurumlar sosyal medya
hesaplarına içerik yüklemenin insanları sergiden kaçırmayacağını
öğrendi. Bu yıl içinde Youtube başta olmak üzere birçok mecraya
kurumlar yatırım yapacak. Ancak bağımsız online mecralar bu alanda
neler yapabilecek, ben de merak ediyorum.
KÜÇÜLEN VE BÜYÜYEN GALERİLER
Galerilerin büyük bir kısmı zaten yıllardır küçülüyor ya da
kapanıyor. Bu yıl da galerilerde işten çıkarmalar göreceğiz. Kalan
galeri çalışanları da birden fazla iş yüküyle karşı karşıya
kalacak. Ancak buna paralel bir şekilde, Pilevneli Mecidiyeköy
örneğinde de gördüğümüz üzere büyüyen, hatta devasalaşan galeriler
de görebiliriz.
GÜNCEL SANAT KUTUPLAŞMAYI KIRABİLECEK Mİ?
Soru değil, belki de temenni. Kutuplaşma artık ülkemizin temel
konularından biri. Güncel sanat bu alanın dışına çıkabilecek, belki
de kırılmasına yardım edebilecek bir potansiyele sahip. Ancak
güncel sanat kurumları bunu ne derece kullanabilecek? 2019 yılında
sanat dünyasından tek beklentim bu.