Yeni yıla “kavurucu” kış sıcağı ve kuraklık tartışmaları ile
girdik. Gelen yağışlar ile kuraklık tartışması tam unutulmuştu ki,
NASA’nın Türkiye’de toprak üstünün kuruduğunu ve taban suyunun
çekildiğini açıklaması ile gündemde yeniden ciddi bir yer
buldu.
Salgın başladığında iki şeyi iddia etmiştik. Birincisi, salgın
olmasa 2020’de geçmişten çok daha fazla iklim değişikliğini
konuşacağımız idi. İkincisi ise aslında salgın politikalarının,
iklim değişikliği politikalarının hızlandırılmış çekimi olduğu idi.
Ortaya çıkan veriler birinci iddiamızın hakkını fazlası ile
veriyor. 2020’de yaşananlar ise ikinci iddiamızın da bir karşılığı
olduğunu maske-aşı-yasama meselelerinde gösterdi.
Tam da şu günlerde Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) 2020 yılı
iklim verilerini açıkladı. Bir NASA kadar konu olmadı ama
söyledikleri NASA’nın uyarıları yanında küfür gibi kalıyordu. MGM
“2020 yılı felaket bir yıl oldu, 2021’nin telafisi yok” demedi ama
onu bize dedirtecek her şeyi verdi.
#İKLİM20 REKORLAR YILI
İklim değişikliği diye kutupları konuşmuyoruz, dünyayı da
konuşmuyoruz artık. Konuyu bilmeyenler ya da yeni öğrenmeye
çalışanlar dünya üstünden anlatırken, bizler artık kapımızın önünde
olan bir şeyi konuşuyoruz. İklim krizi belediyenin asfalt aracı,
hafriyat kamyonu, beton mikseri ya da kömür vagonu. Bu kadar yakın,
bu kadar elle tutulur. Dahası var, söyleyelim; her belediye meclisi
üyesi bir iklim sorunudur.
Mesele o kadar içimizdeki bir mesele.
MGM raporunda, 2020 yılının ölçülmüş en sıcak üçüncü yıl olarak
kayıtlara geçtiğini, “ekstrem hava olayları”, yani aşırı iklim
olaylarında ise tarihi rekoru kırdığını açıkladı.
Yani sıcaklıkta
üçüncü, aşırı hava olaylarında birincilik ile 2020 rekorlar yılı
oldu.
OLAĞANÜSTÜ İKLİM OLAYLARI OLAĞANLAŞTI!
MGM’nin geçmiş verilerine göre, Türkiye’de 20. yüzyılın ikinci
yarısında ortalama 108 aşırı hava olayı yaşanıyordu. 60’larda bir
defa 329 aşırı iklim olayı yaşanmıştı ama o kadar. 2000’li yıllarda
ortalama 270 aşırı iklim olayı yaşanmıştı. 2010 yılı en sıcak yıl
olarak kayıtlara geçerken 555 aşırı iklim olayı yaşandı. 2010
yılının aşırı iklim olayları rekorunu önce 731 olayla 2015, sonra
841 olayla 2018, 935 olayla da 2019 kırdı.
2020 ise 2019 yılının da rekorunu kırdı, 984 aşırı hava olayı
ile tüm zamanların en felaket yılı oldu. Bu 984 olayın yüzde 30’u
şiddetli yağış/sel, yüzde 27’si fırtına ve yüzde 23’ü dolu olurken,
geriye kalan kısmı ise yıldırım, kar, heyelan, don ve orman
yangını, kum fırtınası, yüksek sıcaklık ve sis oluşturdu.

2020: 2°C SICAK!
MGM verileri bununla da sınırlı değil. 2020 yılının, 2010 ve
2018 yılının arkasından, 2014 ve 2019 yılı ile beraber en sıcak
üçüncü yıl olduğunu açıkladı.
2020 yılı 1981-2010 ortalamasına göre 1,7°C, 1971-2000
ortalamasına göre ise tam 2°C daha sıcak. Ülke açıkçası havale
geçiriyor ve hatta komada. 1971-2000 yılı sıcaklık ortalamasının
13,2°C olduğunu bilirsek 2°C’lik bir sıcaklık artışının ölüm döşeği
olduğunu söylemek zor olmaz.
2021’İN TELAFİSİ YOK
Bu olaylar ve sonuçlar 10-15 yıl öncesine kadar yaktığımız
yakıtların, son 15 yılda kestiğimiz ağacın, birkaç yıl öncesine
kadar döktüğümüz asfalt ve betonun sonucu.
Bu sonuçta son 15 yılda yaktığımız kömür, gaz ve petrolün payı
yok.
Bu sonuçta belediye meclislerinden son iki yılda geçen asfalt ve
imar kararlarının rolü yok.
Bu sonuçta pandemide bile dökülen betonun, serilen asfaltın, açılan
madenin de payı yok.
2020’nin telafisi yok diyorduk. 984 aşırı hava olayının telafisi
var mı?
AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılında atmosferde milyonda
373,28 parçacık karbondioksit molekülü vardı. Bu miktar 2020’de 414
parçacığa çıktı. Bu artışın bir kısmı Türkiye’ye ait. Türkiye bu
dönemde 7 milyar tondan fazla seragazını atmosfere saldı.
AK Parti’nin iktidara geldiği 2002’de 140 aşırı iklim olayı
yaşadık demiştik ya; 2002’den sonra Türkiye her yıl 40-50 milyon
ton asfalt serdi, önce 40-50, sonra 70 -80 milyon ton çimento
döktü. Öyle ki, serilen yarım milyar ton asfalt ve dökülen bir
milyar ton çimentodan sonra sadece 2020’de yaşanan dolu sayısı 226,
fırtına sayısı 266 oldu. Böylece 2002’nin tam 7 katı felaketi
2020’de yaşadık.
AK Parti’nin iktidara geldiği 2002’ye göre, 2020’de iklim
felaketleri 7’ye katlanırken, 2020 yılı yaklaşık 2°C daha sıcak
geçti. Çünkü enerji verimliliğini öldürüp ithal kömür ve gazla
halkı vergilendirmeyi tek politika yaptılar, daha çok petrol
yakılsın diye asfalta para yatırıp otoyollar, köprüler,
havaalanları yaptılar. Daha çok gaz ve kömür harcansın diye betona
yatırım yapıp verimsiz kamu binaları, termik santraller, AVM’ler,
şehir hastaneleri yaptılar.
Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadele politikası yok. Ama
Türkiye’nin iklimi değiştirme politikası var. Rekorlar ve veriler
bize bunu tek tek anlatıyor.