Dün itibariyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bütçe maratonu başladı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay hükümetin 2023 yılı için öngördüğü bütçenin ana hatlarını kamuoyu ile paylaştı.
Bu yıl önceki birkaç yıldan farklı bir Meclis maratonu göreceğimizi sanıyorum. Nedenlerine birlikte bakalım.
Birincisi seçim yılının bütçesi görüşülecek. Seçime doğru giderken Türkiye’nin en önemli sorunu ekonomi. Enflasyon orta sınıfın ve dar gelirlinin belini bükmüş durumda. Hükümet her ne kadar son bir yılda asgari ücret ve kamu çalışanları için ciddi maaş artışlarını gerçekleştirmiş olsa da bu artışlar fiyatlardaki artışa yetişebilmiş değil. Cumhur ittifakının bu nedenle seçim öncesi ciddi bir oy kaybı ile karşı karşıya olduğu da kamuoyu araştırmalarına yansıyor. Bu açıdan bakıldığında 2023 yılı bütçe teklifi, ekonomik sorunlarla gidilen bir seçim yılı bütçesi.
Siyaseti bir kenara bırakırsak ikinci bir neden daha var. 2023 yılı bütçesi, 2021 ve 2022 yılında hükümetin ekonomide bozduğu dengelerin bedelinin ödeneceği bir yıl olacak. Hükümetin Orta Vadeli Program’da da açıkladığı üzere önümüzdeki yıl yüksek enflasyona ek olarak bir de ekonomide yavaşlama ile karşı karşıya kalacağız. Bu yıl içerisinde artan enflasyonla birlikte bütçe üzerindeki yükün artacağını da biliyoruz. Bir de kur korumalı mevduat ve artan borçlanma ve faizlerle birlikte bütçe üzerinde ciddi bir faiz yükü ile de karşı karşıya kalacağız. Dolayısıyla 2023 bütçe teklifi, bütün bu yükler açısından da fikir verici olacaktır.
Detaylarını önümüzdeki günlerde Meclis’te görüşmeler yapılırken daha iyi analiz edebileceğiz.
Fakat dün Fuat Oktay’ın yaptığı sunum da ana hatları itibariyle önemli işaretlere sahip.
Bu işaretlere göre yukarıda ifade ettiğim seçime ilişkin işaretleri ve ekonomideki yükü ilk etapta anlamaya çalıştığımda bizi zor bir 2023 yılının beklediğini söyleyebilirim.
Her şeyden önce bütçenin toplam büyüklüğünden bahsedelim. Hatırlayın temmuz ayında yapılan ek bütçe ile 2022 yılında için giderlerin 2,83 trilyon tl’ye çıkacağı öngörülmüştü. 2023 yılında giderlerde 1,63 trilyon tl’lik bir artış öngörülüyor. Bu verilerle hükümetin öngörüsü 2023 yılında giderlerin yüzde 57,5 artacağı yönünde!
Gelirlerde de durum benzer!
2022’te beklenen gelir 2,55 trilyon tl iken 2023’te 3,81 trilyon tl’ye çıkıyor. Artış 1,26 trilyon tl. Gelirlerdeki artış yüzde 49,5! Bütçe açığı da dolayısıyla artacak. Temmuz’daki ek bütçe tasarısında 2022 yılı için 278 milyar tl’lik bir açık öngörülüyordu. Gerçi Eylül’de yayınlanan OVP’de 2022 bütçe açığı 460 milyar tl olarak revize edilmişti. 2023 için ise bir revizyon yok. OVP’de hedeflenen 2023 bütçe açığı ile bütçe tasarısındaki açık aynı! 659 milyar tl olarak belirlenmiş.
Hükümetin enflasyonda düşüş beklediği önümüzdeki altı aylık süreçte anlaşılan o ki ciddi bir harcama temposu göreceğiz. Nedeni de oldukça net. Önümüzdeki yıl yapılacak seçim için gerekli bütçe hazırlığı yapılmış durumda.
Mesela sosyal yardım harcamaları. 2022’de ek bütçeyle birlikte 148 milyar tl olan sosyal yardımlar 2023’te 100 milyar tl’ye yakın artıyor. Bu açıdan bakıldığında hükümetin dezavantajlı grupları hatırlaması oldukça sevindirici. Bu kalemdeki artışı düşününce insan ister istemez ya seçim sen nelere kadirsin demeden edemiyor.
Çünkü bu kalem altında engelli aylıkları, 65 yaş üzeri aylıkları, aile destek paketi, yoksul ailelere elektrik desteği gibi kalemlerin yanı sıra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı sosyal konut projesine de ödenek aktarımı görünüyor. Bu kalemde biraz aklım karıştı işin aslını söylemek gerekirse. 442 milyar tl maliyeti olacak bir projeye bütçeden sadece 10 milyar tl ödenek ayrılması bana ilginç geldi!
Hepimizin sık sık vurguladığı tarım destekleri de 46,4 milyar tl’den 54 milyar tl’ye çıkarılacak. Tarımsal üretimdeki maliyet artışlarına, destek ihtiyacına rağmen artış oranı sadece yüzde 16,3!
Dediğim gibi bütün bu ilginçliklere daha detaylı bir şekilde önümüzdeki günlerde de bakacağız.
Ama şunun da altını çizmeden edemeyeceğim.
Ek bütçeyle beraber 2022 için bütçeden faiz giderleri 330 milyar tl olarak hesaplanmıştı. 2023’te bu rakam 550 milyar tl’ye çıkıyor.
Hep aynı şeyi yazıyorum, bir daha tekrar edeyim.
Ekonomi tercihler alanıdır.
Asıl soru tercihinizin kimden yana olacağıdır.
Şimdi de size sorayım.
Gıda enflasyonunun yüzde 100’e geldiği bir ortamda tarıma 54 milyar tl ayırıp, faiz ödemelerini yüzde 66 arttıracak politikalar uygulayanların tercihi kimden yana görünüyor?