2023 FIFA Kadınlar Dünya Kupası: ‘Kadınların varlığı durdurulamaz’
2023 FIFA Kadınlar Dünya Kupası’nda heyecan sürüyor. Bu yıl pek çok ilke de ev sahipliği yapan Kadınlar Dünya Kupası’nı Bilgi Üniversitesi'nden Dr. İlknur Hacısoftaoğlu ile konuştuk.
DUVAR - 2023 FIFA Kadınlar Dünya Kupası’nda final heyecanı için geri sayım başladı. 20 Ağustos’ta oynanacak finale adını yazdıran ekipler İspanya ve İngiltere oldu.
Bu yıl pek çok ilke de ev sahipliği yapan Kadınlar Dünya Kupası’nın karşılaşmaları da sürprizlerle dolu geçti.
2023 FIFA Kadınlar Dünya Kupası’nı, Türkiye ve dünyada kadın futbolunun gelişimini, kadın ve kız çocukların spor camiasında kaydettikleri gelişimi Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. İlknur Hacısoftaoğlu ile konuştuk.
Türkiye ve dünyada kadınların spordaki varlığının durdurulamaz noktaya geldiğine ve özellikle 2010’lardan bu yana büyük aşama kat ettiğine vurgu yapan Hacısoftaoğlu, tüm gelişmelere rağmen kadınların önündeki engellere de dikkat çekti.
"Kadınları o sahadan çıkarmak artık mümkün değil” diyen Hacısoftaoğlu, bu alanda engellerin kaldırılması için verilen mücadelenin büyüklüğüne de işaret ederek Türkiye’de ve uluslararası alanda daha fazla sorumluluk alınması gerektiğinin altını çizdi.
‘FUTBOL KALİTESİNİN YÜKSEK OLDUĞU BİR DÜNYA KUPASI İZLİYORUZ’
2023 FIFA Kadınlar Dünya Kupası bu yıl da heyecanlı karşılaşmalara ev sahipliği yaptı. Turnuvayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Futbol kalitesinin çok yüksek olduğu bir dünya kupası izliyoruz. Oldukça ilginç ve önemli bir Dünya Kupası bence. Bu zamana kadar ABD’nin kadın futbolunda çok ciddi bir hakimiyeti vardı. Son dünya kupalarının da şampiyonuydu zaten. Bunun nedeni de, birincisi ABD bir futbol ülkesi değil. Futbola futbol bile demiyorlar. Onların ulusal sporları farklı. Dolayısıyla bu erkeklere ait olmayan bir alan. Öte yandan Title Nine ile birlikte eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak için ayrılan tüm bütçenin kız ve oğlanlara eşitlenmesiyle kadın sporlarında kız çocuklarının spora katılımında 70’lerden itibaren önemli bir ivme görüldü. Bu da gerçekten çok etkide bulundu ve kadın futbolunda ABD bir hayli hızlı yol aldı. Hakimiyetini de çok uzunca bir zaman sürdürdü.
‘HAKİMİYET AVRUPA’DA, JAPONYA DİKKAT ÇEKTİ’
Şimdi ise Avrupa takımlarının ön plana çıktığını görüyoruz. Çünkü yıllardır uygulanan politikalar meyvesini vermeye başladı. Zaten buralar futbol ülkeleri. Barcelona gibi bir takımın kadın futbol takımının olması çok önemli ya da Liverpool’un, Manchester City’nin… Premier Lig herkesin takip ettiği bir lig. Dolayısıyla zaten potansiyel olan bir alanda kadınlar açısından çok hızlı bir ilerleme oldu.
Çok ilginç bir şekilde bir de Japonya’nın ön plana çıktığını gördük bu kupada. Japonya çok iyi mücadele etti, çeyrek finalde İsveç’e yenilerek turnuvadan ayrıldı. İsveç ABD’yi yenen takım, Japonya’nın işi kolay değildi ama takımın performansı çok iyi. Japonların futbolla ilişkisi de ilginç. Hep bir merakları var ama adanın kendi kültürel yapısı içinde futbol çok fazla yok. Daha taraftar kimliğiyle bir farklı ilişkileri var, ama kadın futbolunda sürpriz bir takım ve iyi oynuyorlar.
Favori takımınız hangisiydi?
Benim favorim Kolombiya’ydı. Kolombiya da çeyrek finale yükseldi, İngiltere ile karşı karşıya geldi ve o da turnuvaya veda etti. Nijerya bir yere kadar geldi, onu da çok önemsiyordum. Çünkü Nijerya, Gana, Senegal ve Fildişi Sahilleri bunlar batı Afrika’nın önemli futbol ülkeleri. Ve şimdi kadınlar da futbol yoluyla diğer ülkeler göç etmeye başladılar. Türkiye’de de çok sayıda Afrikalı kadın futbolcu var bu arada. Yani Nijerya’nın da yarı finale çıkması güzel olurdu, onlar da iyi mücadele ettiler.
'MARADONA’NIN, PELE’NİN ÜLKESİNDE KADINLARIN FUTBOL MÜCADELESİ'
Kolombiya gibi Latin Amerika ülkelerinin futbolla ilişkisi çok farklı. Latin Amerika bilhassa efsanelerin yetiştiği, Maradona’nın Pele’nin bütün ikonların yetiştiği yer. Onların futbol aşkı ve futbola yaptıkları insan yatırımı çok önemli. Bir de tabii yoksul ülkeler ve futbol onlar için başka bir araç haline geliyor. Ben zaten halihazırda pek çok kaynağı olan bir ülkedense böyle bir ülkenin kazanmasını ve orada kadın futbolunun gelişiminin bu sayede ilerlemesini tercih ederdim. O yüzden de favorim Kolombiya’ydı. Buralarda da çok erkek bir alan futbol, Latin Amerika’da. Orada kadınlar varlıklarını kanıtlamak için çok ciddi bir mücadele veriyorlar. Çok erkek bir alan ve çok yerleşik bir futbol kültürü var. O yüzden Kolombiya’nın varlığı çok önemli.
ALMANYA SÜRPRİZİ...
Onun dışında Fransa, İngiltere, Avusturalya, Danimarka bunlar zaten erkek futbolunda da çok iyiler ve iyi bir futbol kültürü olan ülkeler. Almanya da çok ilginçti, Almanya kadın futbolunda çok iyi bir takım. Avrupa’da en iyi takımdı genelde. ABD ile final oynaması bekleniyordu hatta. Ama bu sene sürprizli bir turnuva oldu ve güzel oldu. Futbolun bence insanları tutan, insanları kendine çeken tarafı da bu sürprizleri.
'KADINLAR VARLIĞINI İSPAT ETMEYE BAŞLADI'
Bu yıl turnuvanın ilklerinden biri de para ödülü konusunda oldu. Geçtiğimiz Dünya Kupaları'nda kadın futbolcular ‘eşit ücret’ talebini ısrarla gündeme getirdi. Bu yıl önceki şampiyonaya oranla 80 milyon dolar daha fazla dağıtılacak oyunculara. Toplam 110 milyon dolar takımlar arasında paylaştırılacak. Kupada şampiyonluğa ulaşacak takıma 10, finaliste ise 7,5 milyon dolar para ödülü verilecek. Gelinen bu nokta kadın futbolu açısından ne anlama geliyor?
Bu önemli bir yükseliş. Hatta bu durdurulamaz bir yükseliş artık. Bir defa kadınlar futboldaki varlıklarını ispat etmeye başladılar. Kadınlar futbolda durdurulamazlar, çünkü kadınlar uzun süredir büyük bir mücadelesinin içindeler bir kere. O hakkı aldıkları sürece de artık durdurulamazlar.
'KADINLAR İSTENMEDİ AMA…'
Kadın futbolunun yıllar içinde gelişimini nasıl gözlemliyorsunuz, nasıl gelişmeler yaşandı bu alanda ve erkek futbolu karşısında geldiği durum nasıl?
Son 50 yıldır kadın futbolu var diyebiliriz, yani 70’lere kadar futbolun beşiği olan Avrupa’da neredeyse hiç yoktu diyebiliriz. İngiltere’de bir dönem yasaktı örneğin kadınların futbol oynaması. 70’lerde kadın futbolu kurulmaya çalışıldığında da çok ciddi bir direnişle karşı karşıya kalındı. Açıktan futbolun kadınlara göre olmadığı söyleniyordu. Çünkü Avrupa’da futbolun kuruluşu ve taraftarlık kültürünün işçi sınıfı içinde gelişimiyle ‘erkeklik’ el ele yürüyordu. Bir erkeklik alanı olarak futbol kültürü yaygındı, erkek kimliğinin kuruluşunda önemli bir etkiye sahipti ve çok uzun bir süre kadınlar o alanda istenmedi.
'2019’DA İVME KAZANDI'
Fakat 70’lerden itibaren tıpkı kadınların diğer alanlardaki varlıklarında olduğu gibi futbolda da çok ciddi bir yükseliş oldu. Özellikle 2010’lardan itibaren bu yükselişin çok daha yoğun olduğunu görüyoruz. Bunda pek çok farklı etmen var. Futbol endüstrisinin çok büyümüş olması, kadınların bu oyuna dahil olmaya olan azmi, direngenliği ve mücadelesi, uluslararası spor örgütlerinin aktif desteği… 2019 mesela… İlk kez 1991’de düzenlenmeye başlanan Kadınlar Dünya Kupası için FIFA 2019’da UN Women ile iş birliği yaptı. Bu 4 yıl içinde kadın futboluna olan yatırım çok arttı.
Şimdi ise çok önemli bir kural getirildi; UEFA artık kadın kulübü olamayan futbol takımlarını Şampiyonlar Ligi’ne dahil etmeyecek. Bu tabii kural kadın futbol kulüplerinin kuruluşunu çok hızlandırdı. Özellikle iddialı takımlar, Şampiyonlar Ligi’nde yer almak isteyen takımlar bu kararı uygulamaya başladı.
Türkiye’de de yansımalarını görüyoruz bu uygulamaların; Fenerbahçe, Galatasaray (Beşiktaş’ın zaten vardı) kadın futbol kulüplerini kurdular. 2 sene önce de sembolik bir FB-GS maçı yapıldı. He for She’nin de çok etkisi var tabii bu organizasyonun yapılmasında.
TÜRKİYE’DE KADIN FUTBOLU: KOLAY BİR GEÇİŞ DEĞİL
Türkiye'deki gelişim açısından neler söylenebilir?
Bence Türkiye’de de kadın futbolu hızlı ilerliyor ve ilerleyecek. Özellikle FB ve GS gibi takımların kurulması da kadın futbolunun gelişmesi açısında önemli. Oynanan oyunun niteliğinin yükselmesi, izlenebilirliğinin artması pek çok insanı da oraya yavaş yavaş çekecek bence. Kolay bir geçiş değil bence.
Çünkü küçük yaştan büyüyene kadar futbol oğlanların erkek olma süreçlerinde çok etkili bir araç. İlk stadyum deneyimleri de ‘erkek birliğinin’ inşasının bir parçası oluyorlar. Nasıl ve nerede küfür edeceklerini stadyumda öğreniyorlar.
‘KIZLAR VAR OLMAK İSTİYOR’
Bütün bunlar olurken, bu kadar köklü bir kültür varken kadınlar için çok zor bir alan ama bir taraftan kızlar da orada olmak istiyorlar. Uluslararası destekler de buna eklenince kadınlar açısından önemli ilerleme yaşanacağını düşünüyorum.
Hiç beklemediğimiz bir hızda kızlar ilerledi ve oğlanlarla aynı takımlarda oynamaya başladılar. Özellikle gelişimleri itibarıyla da kız çocukları gelişim dönemlerinde oğlanlarla fiziksel olarak aynı hatta daha üstün bir gelişme gösteriyorlar. Oğlanlarla birlikte de oynuyorlar. Ama sonrasında da kız çocukların futbola katılımını teşvik etmek gerekiyor.
‘KIZLAR İÇİN GÜÇLÜ OLMA GÖSTERGESİ’
Bir de kızların da ilgisi gerçekten var. Mesela Urfa’nın Giyimli köyünde "Suna'nın Kızları" tarafından yürütülen bir proje var. Burada kız çocukların çoğunluğu futbol oynamak istediğini söyledi.
Aslında bunun çok açık bir cevabı var; çünkü sadece futbolu görüyorlar. Medyada, sokakta futbol var. İkincisi güçlü olma göstergesi. Çünkü tamamen erkek olan bir alana dahil oluyorlar ve “Ben de varım” diyorlar. Kız çocukları bunu çok güçlü buluyorlar. Üçüncüsü muhafazakar ailelerin dahil olabilecekleri bir alan gibi görüyorlar futbolu. Jimnastik vs. gibi sporlara oranla. Zaten sosyalizasyonlarında da futbolla temas ediyorlar. Özellikle abisi varsa, erkek kardeşi varsa, babası çok seviyorsa, sokakta kuzenleriyle vs. çok oynuyorlar. Bizim yaptığımız bir araştırma var. Çocukluğunda futbol oynayan kız çocukların ya abisi kardeşi ya da birlikte oynadığı bir kuzeni var. Bir erkek aracılığıyla giriyorlar sahaya. Onlarda o sahaya dahil olmuş oluyorlar ve çok güçlü hissediyorlar. Sonra da o sevgisi devam ediyor.
‘YAPISAL ENGELLERLE MÜCADELE ETMEK YORUCU OLUYOR’
Bir de futbol gerçekten güzel ve her yerde oynanabilen bir oyun. Al çorabı, koy iki taşı her yerde oyna. O yüzden çabuk gelişebilir bir nitelikte. Ben, kalkınma için spor ya da sosyal güçlenme için spor projelerinde de hep futbolu tavsiye ediyorum kızlara. Çünkü çok çabuk entegre edilebiliyor. Herkesin az çok bir tanışıklığı var. Ortadoğu’da da biliniyor, Rusya’da da Türkiye’de de biliyor, ortak bir spor alanı. O yüzden çok sihirli bir araç. Kulüpler, dernekler, yerel yönetimler kız çocuklarının spora katılımına destek olmak istiyorlarsa bunun en iyi araçlarından biri futbol.
‘KADINLARI ÇIKARMAK KOLAY DEĞİL’
Ama bir yandan da oraya girdikleri andan itibaren pek çok yapısal engelle de mücadele etmek zorunda kalabiliyorlar o da yorucu olabiliyor. Diğer spor alanlarından daha fazla engelle karşı karşıya kalabiliyorlar. Birincisi erkek yapısı olması, ikincisi çok büyük bir endüstri olması nedeniyle daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalabiliyorlar. Karşılarındaki sorunlar daha fazla oluyor. Oynuyorlar, seviyorlar ama performans anlamında zorlanıyorlar.
Tüm sorunlara rağmen kadınlar futbolda, sporda neredeyse hiç kabul görmezken 2000’lere kadar oradaki kabul, dahil olma süreçleri artık dünyada da küreselleşmeyle birlikte spordaki her başarı ve her tür varoluş aynı zamanda uluslararası düzeyde bir karşılık bulduğu için durabilecek bir noktada değil. Kadınlar bir alana girdikten sonra çıkarmak gerçekten kolay değil.
VOLEYBOLDA AVRUPA YOLCULUĞU BAŞLADI
CEV Kadınlar Avrupa Voleybol Şampiyonası da başladı. Milli Takım'ın sahadaki mücadelesini izlemeye başladık. İsveç'e karşı ilk başarısını elde etti. Filenin Sultanları 2023 FIVB Milletler Ligi'nden de şampiyonlukla dönmüştü. Voleybolda kadınların başarısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Avrupa Şampiyonası için neler söylersiniz?
Uluslararası düzeyde en fazla madalyayı kadınlarda aldık Tokyo’da. Hükümet olarak ulusal kimliğin inşasında bu göz ardı edilemez. Dolayısıyla kadınların sporda varlığı devam edecek. Kadın voleybolu örneğin durdurulabilir bir başarı düzeyinde değil. Ebrar’ın yaşadıkları ne yazık ki çok korkunç, ona dönük tepkiler var ama o tamamen sporuyla cevap veriyor.
Onun dışında kadın voleybolu o kadar başarılı ki, dünyada en başarılı takımlardan biri. Onların oradaki varlığı engellenebilecek düzeyde değil. Birçok kız çocuğu da onları orada gördükten sonra orada olmak istiyor, rol model oluyor.
Kızlar zaten çok başarılı, umarım yine şampiyon olurlar. Böyle bir mutluluk daha yaşarız. Her tür kadın şampiyonasında kazanılmış her başarıyı hepimizin başarısı sayıyorum. Ama tabii Türkiye gibi bir ülkeden olması hem benim vatanım olması gibi bir anlamı var hem de buradaki kız çocuklarına ilham olması gibi bir anlamı var. O yüzden tabii ki gönlüm Türkiye’nin kazanmasından yana.
‘BAŞARI SAYESİNDE…’
Tabii şunu da göz ardı etmemek gerek; hep başarı elde edene kadar, başka bir temsiliyete dönüşene kadar, kadınlar dışlanıyor ve eleştiriliyorlar. Bireysel sporlarda bu daha görünür. Aile istemiyor mesela katılımını, engellemek için elinden geleni yapıyor, ne zaman kız çok başarılı oluyor ondan sonra izin veriyorlar. Bu takım sporlarında da böyle.
Voleybolu bu kadar konuşuyorsak, hiç kadın sporu konuşmayan kişiler kadın voleybolunu takip ediyorsa o başarı sayesinde. Bugün Ebrar’ı kimliğinin var olabilmesi, bu kadar destek görüyor olması, bu kadar görünür olduğu halde tepkinin bu kadar temkinli olması o başarı sayesinde.
Ebrar o kadar başarılı ki, onun önünde durmak mümkün değil. Ve federasyon dahil olmak üzere herkes desteklemek durumunda. Ama oraya gelene kadar mücadele çok yoğun.
KADINLARIN VARLIĞI DEVAM EDECEK
Türkiye'de uygulanan spor politikaları ile birlikte düşününce kadın sporunun gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de yıllar içinde spor politikaları açısında çok büyük bir değişiklik olduğunu düşünmüyorum. Daha evrensel gelişimler kızların spora katılımında etkili. Muhafazakarlaşma var Türkiye’de ama kadınların mücadelesi ve toplumsal hayat içinde yer alma çabası çizgisel olarak devam ediyor. O çünkü bir noktadan sonra durdurulabilir bir şey değil. Orayı bir kere kadınlar aldıktan sonra kolay kolay çok üstten, yasak engeller gelmediği sürece durdurulabilir değil.
Kadınların sporda karşılaştığı zorluklar sadece saha ile sınırlı değil ne yazık ki. Tribünlerde durum nasıl?
Futbolun tarihsel gelişimi modernleşmeyle birlikte erkek kimliğinin inşasıyla çok bir arada yürüdü. Böyle olunca taraftarlık denen kültür erkekle çok yakından ilişkili ve bu yüzden taraftarların alanı olan alanlarda erkeklerin gür sesini duyuyoruz ve kadınların sesi bastırılmış durumda. Belki daha katı olarak Suudi Arabistan’da, İran’da ciddi mücadele oldu, kadınların statlara girişleri sınırlandırılıyor ama diğer ülkelerde de pratikte sınırlandırılıyor. Bir kural yok ama çok erkek bir alan olduğu için kadınların stadyuma girişi o alana giremedikleri için çok zor. Ya oradaki erkek kültüre uyum sağlayacaksın, orada öyle olarak kendini ispat edeceksin ya da orada olmayacaksın. Genelde birinin sevgilisi, eşi, kızı gibi yer alınıyor. Ama yine de kadın taraftar grupları da var ve onun için mücadele eden kadınlar da var.
‘HER TÜRLÜ ENGEL KALDIRILMALI’
Kadınların ve kız çocukların spora katılımının artırılması ve önündeki engellerin kaldırılması için neler yapılmalı?
Kadınların çok dezavantajlı olduğu bir alanda kadınların desteklenmesi bir sosyal sorumluluk meselesi aynı zamanda. Orada güçlendirilmeleri gerekiyor ve hangi düzeyde katılmak istiyorlarsa, antrenör düzeyinde, hocalık, hakemlik vs. düzeyinde her tür engel kaldırılmalı ve bu bir sosyal sorumluluk cinsiyet eşitliğinin sağlanması için. Diğer taraftan da buranın kadınlar için de profesyonel bir alan olarak tanımlanması gerekiyor. Örneğin Türkiye kadın futbol milli takımındaki oyuncular bile başka işler yapmak zorunda kalıyorlar. Çünkü bu kadar büyük bir endüstri içinde tamamen futboldan finanse olamıyorlar. Çünkü futbol profesyonel bir alan ama Türkiye’de statü olarak da kadınlar için amatör bir alan. Kulüpler kadınlarla kontrat yaparken mesela hala profesyonel kontrat yapamıyor, bunların düzenlenmesi gerekir. Her tür esnekliğe kapı açabilir bu durum da. Kadınları o kontratlara imzalarken kendilerini güvence altına alabilmesi gerekiyor.