2024 Küresel Riskler Raporu açıklandı: 'İyimser olmak zor'

2024 Küresel Riskler Raporu, kamuoyuyla paylaşıldı. Raporda dezenformasyon, aşırı hava olayları ve sosyal kutuplaşma gelecek 2 yıldaki en önemli riskler olarak öne çıkıyor.

Abone ol

DUVAR - Küresel risk uzmanları, politika yapıcılar ve sektör liderlerinin görüşlerinden yararlanılarak hazırlanan 2024 Küresel Riskler Raporu’nun sonuçları, İstanbul’da düzenlenen toplantıda açıklandı.

Zurich Sigorta Grubu Türkiye CEO’su Yılmaz Yıldız, raporda öne çıkan risklerle ilgili görüşlerini paylaştı.

'İŞ BİRLİĞİ ANLAMINDA YENİ ANLAYIŞLARA VE ÇÖZÜMLERE İHTİYAÇ VAR'

Gelecek 2 yıldaki en önemli riskler olarak dezenformasyon, aşırı hava olayları ve sosyal kutuplaşmanın öne çıktığı rapora ilişkin konuşan Yılmaz Yıldız, “Her ne kadar çok kutuplu bir dünya var gibi gözükse de kısa ve orta vadede global sorunlara global çözümler bulmalıyız. İş birliği anlamında yeni anlayışlara ve çözümlere ihtiyaç var” dedi.

Rusya-Ukrayna savaşının Avrupa güvenliği, İsrail- Filistin çatışmasının Ortadoğu dengeleri için çok önemli olduğunu hatırlatan Yıldız, “Çin tarafında ise özellikle Tayvan seçimleri sonrası izlenecek politika dünya açısından kritik. Tayvan dünyada yüksek teknolojili çip üretiminin yaklaşık yüzde 60’ını yapıyor. Aynı kapasiteyi dünyanın başka yerinde yaratmak için, eğer ki insan kaynağını bulabilirseniz yaklaşık 20 yıl ve 300 milyar dolarlık bir yatırım gerekiyor” dedi.

Rapora göre, önümüzdeki yıllarda kalıcı ekonomik belirsizlik ve ekonomide fırsat eşitsizliği etkisini sürdürecek. Dünyanın karşı karşıya olduğu en ciddi sorunlardan biri olarak eşitsizliğe işaret eden Yıldız, “Ülkelerarası ve ülkeler içi eşitsizlik hayat pahalılığı, toplumsal kutuplaşma, istemsiz göç, bölgesel çatışmalar ve benzeri riskler yaratan, pek çok sorunun kaynağı olan çok ciddi ekonomik ve sosyal bir sorundur. Kolay bir çözüm de gözükmüyor” diye konuştu. 

'İYİMSER OLMAK ZOR'

Raporda öne çıkan aşırı hava olayları riskine değinen Yıldız, şöyle konuştu: 

“İnsanlığın çevreye verdiği zarar artık geri dönülemez bir noktada. İklim değişikliğini gıda ve su enflasyonu, soluduğumuz kirli hava ve doğal afet olayları ile yaşıyoruz. Biyoçeşitlilik kaybı, çok konuşulmayan fakat bir o kadar da önemli bir konu. İnsanlık dünyadaki canlı türlerinin sadece yüzde 0,01’ini temsil ederken hayvan türlerinin yüzde 83’ünü, bitki türlerinin yüzde 50’sini, böcek türlerinin yüzde 40’ını şimdiden yok etmiş durumda. Biyoçeşitlilik olmadan, böcekler olmadan tarımın olması, gıda sanayinin olması mümkün değil. Diğer taraftan 2050 yılına kadar dünya gıda tüketimi yaklaşık iki kat artacak. Her yıl yaklaşık Kanada büyüklüğünde bir alana ihtiyaç var ki yeni gıda talebini karşılayalım. Bu anlamda, iyimser olmak zor.” 

Çevre sorunlarına yönelik alınacak tedbirlerin ülkeler arasında eşit dağılmadığını, bunun da gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında çatışma yarattığını ifade eden Yıldız, “Gelişmekte olan ülkelerin, gelişmiş ülkeler seviyesine erişme yolculuğunda, bu tedbirlere ayıracak zamanları ve kaynakları yok. Dünyada sadece yeşil enerji için yapılması gereken yatırım yılda 9 trilyon dolar. Dünyanın gayrisafi hasılası kabaca 100 trilyon dolar. Bunun 500 milyar dolar kadarını gelişmekte olan ülkelerin yapması lazım. Böyle bir kaynak yok” ifadelerini kullandı. 

'YAPAY ZEKA' VURGUSU

Son olarak, yapay zekanın raporda tespit edilen sorunlara karşın çözüm üretebilecek potansiyelde olduğunu ifade eden Yıldız, “Dünyadaki seçim takvimiyle kesişince, yapay zekanın bu seçimleri nasıl manipüle edeceği çok tartışılıyor. Fakat yapay zekanın risklerinin yanında fırsatları daha fazla. Tıp ve sentetik biyoloji alanında büyük ilerleme kaydedeceğimiz, insanlığın hemen hemen tüm hastalıklarına çare bulabileceğimiz bir teknolojiden bahsediyoruz” diyerek sözlerini noktaladı.