31 Mart yerel seçimleri nedeniyle Meclis’e verilen ara bitti, "seçimsiz" geçecek 4 yıllık mesai başladı.
Meclis turist rehberliği kanun teklifi gibi rutin gündemlerine dönerken siyasi partiler seçim sonrası ilk grup toplantılarını yaptı. Liderlerin gündeminde seçim sonuçlarına dair kapsamlı değerlendirmeler vardı. Bu değerlendirmelerini kurultaya taşıyacak partiler de var. İYİ Parti, ardından DEVA Partisi, sonbaharda da Saadet Partisi kurultaylarında yönetim değişiklikleri bekleniyor. Yeni dönem siyasete yön verecek olan partiler ise iktidar ve muhalefetin öncü kuvvetleri AK Parti ile CHP olacak. İki partinin nasıl bir yol haritası izleyeceği merak konusu.
Yerel seçimlerde büyük kayıplar yaşayan AK Parti’de faturanın kimlere kesilmesi gerektiği, sonrasında nasıl bir değişim süreci yaşanması gerektiği tartışılıyor. Kulislerde sert eleştiriler dile getiriliyor. Bunlardan birkaçını not edelim:
"AK Parti Genel Merkezi’nin büyük hataları var. Kibirli tavır yüzünden Yeniden Refah ve HÜDA-PAR ile ittifak sağlanamadı. Aday belirleme sürecinde ciddi hatalar oldu. Güçlü aday istemediler. Bunun hesabı sorulmalı, sorumlu kişiler görevden alınmalı.”
"En büyük sorunlardan biri kibirli teşkilat yapısı. Cumhurbaşkanlığı sistemindeki yanlışlar da milletvekillerini çok etkisiz kılıyor. Ya yapısal bir değişiklik yaşanır ya da yok olur gideriz."
"Çok ciddi bir seçim analizi yapmak gerekiyor. Hemen bir sonuç çıkmaz. İsimlerin değişmesi tek başına çare değil. Asıl yapısal dönüşüm, politikalarda değişiklik gerek."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da seçim sonrası ilk grup toplantısında “Milletimiz, bizden kapsamlı, samimi ve cesur bir öz eleştiri yapmamızı istemiştir... Milletin talepleri ve tenkitleri doğrultusunda kendi bünyemizde gerekli değişimi gerçekleştirecek, daha da güçlenmiş bir şekilde yolumuza devam edeceğiz” diyerek beklenen değişim mesajını verdi.
Erdoğan “değişim” dedi ama konuşması değişime dair somut işaretler içermiyordu. Parti yöneticileri beklenen değişimin zamana yayılacağını söylüyor. Partinin kongre sürecine gireceğini hatırlatan yetkililer mayıs-haziran ayında başlayacak kongre takviminin biraz hızlandırılması durumunda sonbaharda olağan kurultay yapılabileceğini, böylece teşkilatlar ve genel merkez yönetiminin yeni bir anlayışla oluşturulabileceğini kaydediyor. Kabine’de bir değişiklik öngörülüyorsa onun da kurultay sonrası gerçekleşebileceği ifade ediliyor.
AK PARTİ’NİN DÖNÜŞÜM KAPASİTESİ KALDI MI?
Ancak oyları yüzde 35’e gerileyen, birinci parti hüviyetini kaybeden AK Parti’nin yeni bir dönüşüm kapasitesi taşıyıp taşımadığı sorgulanıyor. Parti yönetiminde, bakanlar bir yana Cumhurbaşkanlığı sisteminde revizyonu da içeren bir dönüşüm olursa AK Parti’nin yeniden güçlenebileceğini savunan birçok isim var. AK Parti’de kıdemli bir siyasetçi partisinin yenilenme kapasitesi ile ilgili şunları söylüyor:
“AK Parti ANAP değil. ANAP’ın uzun iktidar sürecinde sürekli bir aşağı iniş vardı. AK Parti’nin 22 yıllık iktidar sürecinde de inişler oldu ama her zaman aşağı yönlü olmadı. 2009 yerel seçimlerinde yüzde 38’e düşen oyumuz da, 2015 seçimlerinde yüzde 50’ye yükselen oyumuz da var. AK Parti’nin bir değişim, dönüşüm kapasitesi var. İyi kadrolarımız var. Zikzaklar olur, ama daha önce yaptığımız gibi sorunları iyi tespit edip yeni çözüm yolları bulursak yeniden bir çıkış yapabiliriz. Şu an ana gündemimiz ne MYK ne de Kabine değişikliği. Asıl değişmesi gereken ekonomik durum. Enflasyonu düşürmek önemli. Ekonomik düzelme ile yeniden yükselişin yolu da açılır."
YENİ ANAYASA GÜNDEME GELECEK Mİ?
Görünen o ki kamuoyundaki beklentinin aksine AK Parti’deki değişim-dönüşüm süreci zamana yayılacak. Bu süreçte yeni anayasa tartışmasının açılıp açılmayacağı da henüz bilinmiyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ilk grup toplantısında TBMM İçtüzüğü ve yeni anayasa çalışmasının gündeme alınmasını istedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise seçim sonrası ilk grup toplantısında bu konuya değinmedi.
Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un 23 Nisan sonrası ilk olarak partilere yeni anayasa çalışmasının usul ve yöntemini belirlemek için ziyaret yapabileceği, ancak bu konuda uzlaşma olursa da yeni anayasaya dair çalışmanın ekim ayında başlayacak yeni yasama yılına bırakılacağı değerlendiriliyor. AK Parti ve MHP'li yetkililerin değerlendirmelerine bakılırsa yeni anayasadan önce içtüzük değişikliğinin gündeme alınması da sürpriz olmayacak görünüyor. Muhalefet partileri de yeni anayasa tartışmasına, “Ne getirecekleri önemli ama bugünden bakınca ülkenin, milletin en temel sorununun anayasa olmadığı kanaatindeyiz”, "Bu oy düşüşünün ardından yeni anayasa gündemini açma ihtimali düştü. Meclis’te 360 milletvekili desteğini bulsa da, referandumdan geçmesi zor" şeklinde yaklaşıyor.
Bu arada Erdoğan’ın yeni dönem yol haritasını belirlerken sadece iç gelişmelerin değil dış politikanın da önem taşıdığına dikkat çekiliyor. Özellikle Ortadoğu’daki gelişmelere işaret edenler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mayıs ortasında gerçekleşmesi beklenen ABD ziyaretinde Başkan Joe Biden ile yapacağı görüşmesinin de yeni döneme dair fotoğrafı etkileyebileceği kaydediliyor.
CHP NE YAPACAK?
31 Mart seçimlerini birinci parti olarak tamamlayıp mevcut belediyelerine birçok büyükşehir ve il belediyesi ekleyen CHP’de ise elde edilen bu başarının 2028 genel seçimlerinde iktidar değişikliğine nasıl taşınacağı tartışılıyor.
Bir MYK üyesi, “Seçim sonrası nasıl bir yol haritanız olacak” sorusuna, “Vites yükselteceğiz. Hem sahada hem de parlamentoda etkin bir muhalefet yürüteceğiz. Aldığımız büyük sorumluluğun farkındayız. Daha çok çalışacağız, asıl şimdi başlıyor” yanıtı veriyor. Bir başka MYK üyesi de “Daha etkin muhalefet yapma” iddiasını şöyle anlatıyor:
“CHP bundan sonra destekleyen değil öncülük yapan olacak. Öğretmeninden emeklisine, işçisinden öğrencisine sorun yaşayan farklı toplum kesimlerinin sesini yükseltecek eylemler yapacak. Emekliler için neden bir miting örgütlemeyelim. Yeni dönemde bunu göreceksiniz. Daha çok sahada olacağız. İletişim kanallarımız herkese açık olacak, geçmiş dönemde eksik kaldığımız dış politika, savunma gibi alanlarda da kendimizi geliştirecek, iddia koyacağız.”
Seçim sonuçlarına dair analizlerini sürdüren CHP önümüzdeki günlerde bir dizi toplantı gerçekleştirecek. Önce Parti Meclisi, ardından il başkanları, hafta sonu da belediye başkanları toplantısı yapılacak. Seçim değerlendirmelerinin yapılacağı toplantılarda yeni döneme dair yol haritası da belirlenecek.
CHP kazandığı belediye başkanlıklarında elde edeceği başarıyı 2028 genel seçimlerine taşımak istiyor. Bunun için de belediyelerde başarının çok önemli olduğu kaydediliyor. CHP’ye iktidar yolunu açması beklenen belediye başarısı için yapılacaklar da şöyle özetleniyor:
“Belediyelerde ortak bir hizmet anlayışı gerçekleşecek. Proje, gerektiğinde kadro paylaşımı, deneyim aktarımı yapılacak. Kardeş belediyeler olacak. Bunları düzenleyen merkezi bir yapı oluşacak. Sürekli bir denetim mekanizması işleyecek.”
CHP yerel seçimde çok sayıda genç ve kadın aday gösterdi. Bu değişimi partinin teşkilatlarına da taşımak istiyor. Bu açıdan eylül ayında yapılması planlanan tüzük kurultayı, yine aynı dönem gerçekleşmesi beklenen program kurultayına dikkat çekiliyor. Yapısal dönüşüm için hem partinin yönetim yapısı hem de siyaset yapma tarzında değişim dönüşüm gerektiği kaydediliyor. Önümüzdeki dönem politikasının oy alınan yeni seçmeni de unutmadan belirleneceğini kaydeden partililer, "Türkiye ittifakı sürecek" diyor.
Yerel seçim başarısında bilimsel ölçme ve değerlendirme sisteminin büyük katkısı olduğunu kaydeden CHP’liler bundan sonra yapılacak tüm çalışmalarda da verilerden yararlanmaya devam edeceklerini söylüyor.