Çevre Sayfası... 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde iki çağrı

Çevreci kuruluşlardan Dünya Çevre Günü’nde Türkiye'deki karar alıcılara çağrı: Kömürden çıkış için net bir tarih belirlenmeli... Yeşil dönüşüm için eylem planı hazırlanmalı.

Abone ol

DUVAR - Dünya Çevre Günü, Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı'nın ilk kez toplandığı İsveç'in başkenti Stockholm’de 5 Haziran 1972 günü kabul edildi. Her yıl aynı gün, çevrenin korunması konusunda dünya çapında farkındalık yaratılması ve eylemde bulunulması amacıyla bir temayla kutlanıyor. Bu yılın teması ise 'Tek Dünya'...

Galakside milyarlarca gezegen arasında tek bir dünya var. Bugün içinde bulunduğumuz bu gezegen tehdit altında. En büyük tehdit ise iklim krizi. Korkunç seller, yangınlar, kuraklık ve aşırı hava olayları ile iklim krizi kırmızı alarm veriyor. Bilim insanlarının uyarıları sıklaşıyor. Çünkü durum acil.

Türkiye'de iklim krizine neden olan ve körükleyen enerji sistemlerinin başında kömürlü termik santraller geliyor. Greenpeace Akdeniz, Dünya Çevre Günü'nde çağrıda bulunarak hem dünya hem de Türkiye için atılması gereken en acil adımları sıraladı. Yapılan çağrıda, “Kömür santralleri yüzünden büyük bedeller ödeyen Türkiye'nin iklim kriziyle mücadele için atması gereken adım belli. Kömürden çıkış için net bir tarih belirlemeli” deniliyor.

‘KORUMA BÖLGESİ İLAN ETMELİ’

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre hava kirliliği her yıl 7 milyon kişinin hayatını kaybetmesine neden oluyor. Greenpeace yaptığı çağrıda bu konudan da bahsederek, özetle şu ifadeleri kullanıyor:

“Fosil yakıtlara dayalı ulaşım, ısınma yöntemlerimiz ve enerji üretim biçimlerimiz gezegeni her geçen gün yok oluşa bir adım daha yaklaştırırken, temiz hava hakkımızı da gasp ediyor. Türkiye’nin onlarca il ve ilçesinde kirli hava ile yaşamaya mahkum edilmiş milyonlarca insan var. İstanbul, Ankara, Iğdır, Çanakkale, Edirne, Kahramanmaraş ve Zonguldak başta olmak üzere pek çok şehrimizde partikül madde kirliliği halk sağlığını tehdit eden limit değerlerin üzerinde. Türkiye’deki temiz hava eylem planları bunun için yeterli değil. Kamu görevlileri, düzenli limit aşımlarının olduğu ilçelerde koruma bölgesi ilan etmeli ve havamızı kirleten faaliyetleri durdurma konusunda tereddüt etmemeli.”

‘SON VERİLMELİ’

Çağrıda bahsedilen bir diğer konu ise plastik atıklar. Metinde atıklarla ilgili ise şu sözler vurgulanıyor: “Türkiye’nin, Avrupa'nın plastik atık ihracatının çevre ve insan sağlığı için yarattığı tehlikeye tanıklık ediyor. Plastik çöplerini denizaşırı ülkelere gönderen İngiltere ve Almanya gibi ülkeler, Türkiye'nin verimli topraklarında zehirli bir iz bırakıyor. Bu hasar geri döndürülemez. Başta İngiltere olmak üzere ihracatçı ülkeler sorumluluk almalı ve Türkiye'ye plastik göndermeyi bırakmalı. Türkiye ise plastik atık ithalatını tamamen yasaklayarak bu adaletsiz ticarete ve geri dönüşümü olmayan çevre ve insan sağlığı tehdidine son vermeli.”

‘HEPİMİZE GÖREV DÜŞÜYOR’

TEMA Vakfı da 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde, bugünün ve gelecek nesillerin yaşamının doğrudan bağlı olduğu doğal varlıklar üzerindeki baskı ve tahribatlara dikkat çekiyor. Doğanın yükünün her geçen gün arttığını belirten vakıf, bu yükün azaltılması için tüm insanlara görevler düştüğünü belirtiyor. Vakfa göre insanların neden olduğu iklim krizi, biyolojik çeşitlilik kaybı ve kirlilik, gelecekte yaşamı ve refahı olumsuz etkileyecek en büyük problemler arasında.

 ÖNERİLER SIRALANDI

5 Haziran Dünya Çevre günü nedeniyle WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) de bir açıklama yaptı. Vakıf insanlığın önündeki iklim krizi ve doğa kaybı tehditlerine dikkat çekerek, Türkiye'nin ve dünyanın geleceğinde yeşil dönüşüm sürecinin önemini vurguluyor.

Vakıf, günümüzde dünyayı tehdit eden iki önemli çevre sorununun, iklim krizi ve doğa kaybı olarak öne çıktığını vurguluyor. Vakıf açıklamasında, Türkiye’nin seçim sürecinden geçeceğini anımsatarak, yeşil dönüşüm için yeni bir eylem planının kritik öneme sahip olduğunu belirtiyor ve şu önerilerde bulunuyor:

🔸Tatlı su kaynaklarının korunması için tarımda modern sulamaya, sanayide temiz üretime geçilmesi,

🔸Tarım politikalarının ve teşvik sistemlerinin toprak sağlığını koruyacak ve onarıcı tarım uygulamalarını destekleyecek şekilde düzenlenmesi,

🔸Biyolojik değerlerimizin daha iyi korunması için korunan alanlarımızın yüzde 30 seviyesine çıkarılması; mevcut korunan alanlarımızın ve türlerimizin daha etkin korunması,

🔸Etkili atık azaltımı için depozito sisteminin bir an evvel hayata geçirilmesi,

🔸Doğa ihallerine izin vermeyen denetim sistemlerinin kurulması,

🔸Enerji politikasında kömürün yerini hızla güneş ve rüzgâra bırakması.

🔸İş modelleri ‘doğa pozitif’ olmalı.

ŞİMDİ DEĞİLSE NE ZAMAN

Aslında sorunlar ve çözümleri belli. Bilim insanları ve çok sayıda kuruluş her gün uyarıyor. 50 yıl bizi sırtında taşıyan dünya bir 50 yıl daha taşıyabilir mi büyük soru işareti. Dünyayı seçmenin ve korumanın zamanı şimdi değilse ne zaman?