500 bin sosyal konut: Avantajları, riskleri neler olacak?

İktidarın 500 bin konutluk projesi ilgiyle karşılandı. Ancak projenin inşaat sektörüne yansımasından, altyapı ve sosyal etkilerine kadar pek çok soru işareti bulunuyor.

Abone ol

ANKARA - 'Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut projesi' ifadeleriyle duyurulan 500 bin konut, 250 bin altyapılı arsa ve 50 bin işyerini kapsayan projenin başvurularında ilk gün geride kaldı. Binlerce kişinin e-devlet üzerinden yaptığı başvuruların yüzde kaçının 500 TL’lik bedeli yatırıp kuraya dahil olacağı önümüzdeki günlerde netleşecek. 

TOKİ tarafından bu zamana kadar hayata geçirilen başta kentsel dönüşüm projeleri olmak üzere toplu yapılaşmalar üzerine çalışmalar üreten TMMOB’a bağlı İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Kentsel Altyapı ve Yapılaşma Komisyonu Başkanı Erdoğan Balcıoğlu’yla konuştuk. Sosyal konutların açığa çıkaracağı sosyal sorunlardan altyapı eksikliklerine, kura sisteminin şeffaflığı tartışmalarından söz konusu projenin mevcut inşaat sektörüne etkisine kadar farklı noktalara değinen Balcığolu’na göre sosyal konut projesi yeni rant alanları doğuracak. 

‘KENDİ DÜŞÜNCESİNDEKİ İNSANLARA PAS EDİLECEĞİNDEN ENDİŞE EDİYORUZ’

Mühendis Erdoğan Balcıoğlu’na göre iktidarın hayata geçirmeyi taahhüt ettiği sosyal konut projesi doğru bir proje fakat uygulama aşamasında bir takım soru işaretleri açığa çıkıyor. “Fransız İhtilali’nden sonra Fransa’nın yaptığı kira öder gibi konut sahibi olma meselesi bugün Türkiye’de hayata geçirilmeye çalışılıyor” diyen Balcıoğlu’na göre ilk aşamada yanıtlanması gereken sorular var. 

Dar gelirli insanların ev sahibi olması için doğru bir kurgu geliştirildiğini belirten Balcıoğlu kura aşamasına dair endişelerini, “Kayırmaların olmayacağını kim garanti edebilir? Bu zamana kadar yapılan uygulamalar hep öyleydi. Bugün ne değişecek? Bunun garantisi kim olacak?” sözleriyle aktardı.

İktidarın açıkladığı sosyal konut projesine başvuruda, kişinin eşi ve velayetleri altındaki çocukları üzerine T.C. sınırları içinde tapuda kayıtlı konutu bulunmama şartı aranıyor. Ay sonuna kadar sürecek başvuru sürecinde, mevcutta ev sahibi olanların ellerinden bu yapıları çıkarıp kuraya katılmalarını önleyecek bir adımın bulunmadığını hatırlatan Balcıoğlu, “Kendilerine yakın olanlar bu süre zarfında ellerinde konutlar varsa boşaltacaklar. ‘Konutum yok diyerek’ başvuracak. On gün içerisinde ellerinden evlerini bir şekilde çıkaracaklar ve bu sosyal konutlardan yararlanacaklar. Biz bu konutların kendi düşüncesindeki insanlara pas edileceğinden endişe ediyoruz. Hakkı olan vatandaşın temin edeceğini düşünmek bu kadar yolsuzlukla ilgili şeyleri biliyorken saflık olur” ifadelerini kullandı. 

‘YENİ RANT ALANLARI DOĞACAK'

TOKİ’nin şu ana kadar yaptığı 1 milyon 200 bine yakın konut bulunduğunu, hali hazırda açıklanan projenin dışında 10 milyon metrekare çapında 58 kentsel dönüşüm projesinin devam ettiğini hatırlatan Balcıoğlu’na göre bir diğer “tehlike” rant olacak. Sosyal konut projesinin arsa spekülasyonlarına neden olabileceğini, bunu önleyecek tedbirlerin alınmadığını belirten Balcıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sosyal konut projeleri şehrin çeperleri denilen alanlarda şekilleniyor. Kentlerin merkezlerinde bu projeleri hayata geçirecek alanlar yok. Bu nedenle yeni rant alanları doğacak. Örneğin askeriyelerin terk ettiği ya da terk etmek zorunda bırakıldığı alanlara bakalım. Ankara’da Zırhlı Birlikleri örneğin taşıdılar. Aradan bir yol açtılar. Şimdiden bir AVM yapılmaya başlandı. Bu tür alanları da konuta açacaklar. Plan değişikliği yapacaklar. Sosyal donatı olarak planda ayrılmış, sağlık alanı okul yeri gibi kamunun yapması gereken alanları özel statüde açmaya çalışacaklar."

‘BELEDİYELER BU KADAR HIZLI BİR NÜFUS HAREKETLİLİĞİNE HAZIR DEĞİL’

Sosyal konutların yapılacağı alanlarda altyapı çalışmalarının nasıl şekilleneceği de belirsiz durumda. Projeyle birlikte hızlı bir nüfus artışının belli bölgelerde yoğunlaşacağını ifade eden Balcıoğlu’na göre bu nüfusun ihtiyaçlarını karşılayacak yollar, bulvarlar, içme suyu, atık su, kanalizasyon gibi birçok başlıkta çalışmalar gerekiyor. 

Sosyal konutlarda yaşayan insanların kent merkezlerine çalışmak için gideceğini, “pik saati” denilen işe gidiş ve dönüş saatlerinde yoğun trafik sorunlarının açığa çıkacağını, kısa sürede yapılacak yolların yerleşen nüfusa yetmesinin mümkün olmadığını belirten Balcıoğlu, “Yolların yanında su, kanalizasyon, telekom, internet gibi sorunların da giderilmesi gerekiyor. Belediyeler bu kadar hızlı bir nüfus hareketliliğine hazır değil” dedi ve şöyle devam etti:

“21. yüzyılda ihtiyaç duyulan sosyal ve kültürel aktiviteler var. Spor alanından tutun diğer yaşamsal ögelere kadar bunlar çok temel ihtiyaç durumunda. Bu alanlarda bu sağlanabilecek mi? Bu yapıların etrafında gettolaşmalar da açığa çıkabilir. Adli olarak insanlar birbiriyle yaşarken düşünce yapılarının ters düşmesi nedeniyle çatışacaklar. İnsanları nasıl ayıracaksınız? Yönetenlerin toplumdaki ayrışmayı gidermesi gerekiyor. Bu zamana kadar iktidar bu ayrışmayı körükledi. Bu yerleşmelerle bu sorunlar katlanarak devam edecek."

‘YAPILAN SOSYAL KONUTLARDA ADAPTASYON OLMADI’

Mühendis Balcıoğlu’na göre sosyal konutlar kültürel olarak farklılıkları açığa çıkarıp uyuşmazlıkları ve ayrışmaları yaşatabilir. Mahalle ve komşuluk ilişkileriyle hayatlarını belli noktaya getirmiş insanların apartman yaşamına uyup sağlayıp sağlayamayacağının belli olmadığını, bu zamana kadar yapılan sosyal konutlarda insanların adaptasyon sağlayamadığını belirten Balcıoğlu, bu duruma dair şunları kaydetti: 

“Bu zamana kadar yapılan sosyal konutlarda adaptasyon olmadı. Örneğin Ankara’da Dikmen Vadisi’nde gecekondusu olan hak sahiplerine bloklar yapıldı ve o insanlar yeni binalara taşındılar. Fakat insanlar sosyal geliri ve yaşamı itibariyle o yaşama uyum sağlayamadı. Satma yasağı süresinin bitmesinin ardından o evleri elinden hemen çıkardılar. Konut değer kazandı, bir milyona konutu verdi, kendisi 300 bin liralık yine gecekondu semtinde yaşamaya başladı. Biz bunları birçok alanda gördük. İstanbul’da, Eskişehir’de, Samsun’da bu ayrışma yaşanıyor. Çocukları diğer çocuklarla oynarken sorun oluyor, beraber markete gittiğinde görüyorlar ve ayrışıyorlar.  Bir süre sonra bu uyumsuzluk buralardan taşınmayı beraberinde getiriyor.”

‘OLUMSUZLUKLAR KARŞISINDA GÖÇ HAREKETLİLİĞİ BAŞLAYACAK’

İnsanların mevcut finansal sorunlar yaşadığını, sosyal konutun bugünkü maliyetinin mevcut koşullarda uygun olduğunu belirten Balcıoğlu’na göre bir diğer tehlike kredilerin ödemelerinde açığa çıkacak, borç batağı da beraberinde gelecek.  Sosyal konutlarda yaşamaya başlayan insanların en sık yaşadığı sorunun “aidat” olduğunu vurgulayan Balcıoğlu, buna ilişkin ise şu değerlendirmelerde bulundu: 

“Bugün konutların ısınma ve aidat problemleriyle karşılaşıyoruz. Bugün aidat için bin lirayı veremeyecek durumda insanlar var. Ama siz böyle bir site kurduğunuzda, site yönetimi tüm giderleri karşılamak için belli bir aidat belirliyor. Dar gelirliler bu konutun sahibi oldu ama o aidatı verebilecek mi? Gaz fiyatları, elektrik fiyatları her geçen gün artıyor. Sitelerin maliyetleri, çalışanlarının yükü her geçen gün artış gösteriyor. Bütün bu olumsuzluklar karşısında insanlarda oradan oraya göç hareketliliği başlayacak."

‘SOSYAL KONUT İNŞAAT PİYASASINI NASIL ETKİLEYECEK?’

Sosyal konut projesinin açığa çıkardığı bir diğer soru, projenin mevcut inşaat sektörünü nasıl etkileyeceği. “Sosyal konut piyasadaki diğer evlerin fiyatlarını nasıl etkileyecek” sorusuyla çok sık karşılaştıklarını belirten Balcıoğlu’na göre piyasa aynı şartlarda yüksek tutarlarda devam edecek: 

“Türkiye’de konut maliyetlerinin artışına neden olan şey temel malzemeler. Evvelki senenin başında hazır beton 165- 170 liraydı. Şu anda metreküpü bin küsür lira. Betoncuya, “Bunu yarıya çek” diyebilir misiniz? Enflasyon ve akaryakıt maliyetlerinin düşmesi lazım. Piyasadaki inşaat malzemesi satanları polisiye tedbirlerle fiyatlarını aşağıya çekme imkânınız yok. O zaman konut maliyetleri düşmeyecektir.  Sosyal konut projelerinde TOKİ’den ihale alan müteahhitler belli. Sosyal konutla birlikte diğer yapıp satan müteahhitler bir ara duraklama dönemine girecektir. ‘Millet sosyal konuta gidiyor. Ben bu daireleri bu fiyatlara satamam’ diyerek bekleme sürecine girecektir. Bu malzemeleri daha ucuza nasıl mal edebilirimi düşünecektir. Bakacak ki piyasada aldığı malzemelerde aman aman bir fiyat düşmesi yok, ‘O zaman yapacak bir şeyim yok’ diyerek fiyatı artıracaktır. Piyasa aynı şartlarda, yüksek tutarlarda devam edecektir."

‘PROJE TAMAMLANMAZ MI’ KAYGISI

İktidarın sosyal konut projesi seçim öncesi bir hamle olarak değerlendirildi. Projeye dahil olan insanların, “Acaba iktidar değişir de projem tamamlanmaz mı” gibi bir kaygıya girmemeleri gerektiğini söyleyen Balcıoğlu, iktidar değişikliği durumu söz konusu olduğunda da projelerin devam edeceğini düşündüğünü belirterek şöyle konuştu: 

“Diyelim ki seçim oldu ve bu yönetim değişti. Gelen yönetimin bunun aksine davranma ihtimali yok. Devlette devamlılık mantığı esastır.  Örneğin ‘Altılı Masa’ iktidara geldi diyelim. ‘Biz bunu beğenmiyoruz’ demesi büyük bir infial yaratır. O nedenle de bunu demezler. Sosyal konutların eşit dağıtımı noktasında revizyona gidebilirler.  ‘İktidar değişti ne olacak benim halim’ demeye gerek olduğunu düşünmüyorum. Böyle büyük bir hamleyi hiçbir siyasi parti girmez. Bu projelerden yararlananların başka bir iktidar gelirse proje tamamlanır mı kaygısı duymaması gerekir."