'66 bin avukatın temsilcisi saraya gitmedi'

Eski İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, 66 bin avukatın temsilcisinin TBB Başkanı Feyzioğlu ile birlikte saraya gitmediğini söyledi. Kazan, "Eğer Baro Başkanı Cumhurbaşkanlığı'na gitmişse yargının sorunlarını dile getirmeliydi" dedi.

Abone ol

İSTANBUL - Eski İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, Türkiye Barolor Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu'nun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın daveti üzerine, çeşitli baroların temsilcisiyle Beştepe'ye gitmesini değerlendirdi. Avukatlık mesleğinin en zor dönemlerini yaşadığını belirten Kazan, "Eğer Baro Başkanı Metin Feyzioğlu Cumhurbaşkanlığı'na gitmişse bu sorunları dile getirmeliydi" dedi.

Türkiye'de 93 bin avukatın olduğunu belirten Turgut Kazan, 16 Ağustos'ta Cumhurbaşkanlığı sarayına gitmeyen baroların üye sayısının 66 bin olduğunu söyledi.

'KHK'LERE KARŞI ÇIKILMALI'

Duvar'a konuşan Turgut Kazan, darbe sonrası yaşananları ve avukatların karşılaştığı sorunları şöyle anlattı, "Bizler bir hukukçu olarak savunma mesleğini yürütüyoruz. Dolayısıyla bizi doğrudan ilgilendiren sorunlar var. Örneğin Anayasa Mahkemesi kararına rağmen bu karara aykırı olarak Türkiye'nin geleceğini şekillendiren Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) çıkarılıyor. Bu yapılamayacak bir şey ama ne yazık ki yapılıyor. Hukukçuların öncelikle buna karşı çıkması gerekir. Bu kararnamelerden hukuk dışı uygulamalardan bir tanesi de 30 günlük gözaltı süresi veriliyor. Bu çok tehlikeli ve korkunç bir süredir. Hukukçuların buna karşı çıkması gerekiyor."

İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE İDDİALARI

Gözaltına alınan bir kişinin kötü muameleye uğrayıp uğramadığının anlaşılması için sağlıklı doktor muayenesi yapılmadığını belirten Kazan şöyle devam etti, "Bu süre içerisinde ve sonrasında insanların avukattan yararlanma hakkı ciddi şekilde tehdit altında. Avukat büroları hukuksuz bir şekilde aramaya tabi tutuluyor. Tüm bunlar OHAL'in getirdiği kabul edilemez düzenlemeler bunlar. Baroların görevi bunu dile getirmek ve bu durumun karşısında olduklarını göstermeleri gerekiyor.

'HUKUKÇU SİYASAL DEĞERLENDİRME YAPMAZ'

Avukatların bir dilekçe veremez hale geldiğini belirten Turgut Kazan, şunları söyledi, "Türkiye yargı güvencesi konusunda bugüne kadar yaşamadığı bir güvensizlik yaşıyor. Meslek örgütlerinin, Barolar Birliği'nin bunları anlatması gerekir. Darbe girişiminin tabi ki soruşturulması gerekir. Bu konuda herkes birlik olmalı. Ama özgürlüklerin ve temel hakların yok edilmesinde birlik olunmaz. Siyasal değerlendirme yapmak hukukçuların işi değil. Bunu yapanlar var zaten. Eğer Baro başkanı Metin Feyzioğlu Cumhurbaşkanlığı'na gitmişse bu sorunları dile getirmeliydi.”

'BAROLAR SARIKAYA'YA KARŞI ÇIKMALI'

Turgut Kazan, Türkiye Barolar Birliği'nin (TBB) Cumhurriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın tanık olarak dinlenmesine karşı çıkması gerektiğini de söyledi. "Adliyelerde mübaşirler bile gözaltına alınıyor. Buna FETÖ ile mücadele deniliyor. Eğer bir FETÖ'cü aranıyorsa en büyük FETÖ'cü Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'dır" diyen Kazan, "Sistem Sarıkaya'yı tanık olarak dinliyor. Bu adam Pensilvanya'nın bir numaralı adamıdır. Van 100. yıl soruşturması da Pensilvanya'nın Türkiye'yi ele geçirmek için giriştiği ilk halkasıdır. Enver Arpalı'yı ölüme sürükleyen, Yücel Aşkın'ı aylarca tutuklu bırakan o kanunsuz ve vicdansız soruşturmayı yürüten kişi Ferhat Sarıkaya'dır. Şu an FETÖ ile mücadele ettiğini söyleyenler bu savcıyı tanık olarak dinliyorlar. Bu büyük bir ayıptır. Türkiye Barolar Birliği ve 70 baro ilk önce bunu sormalıydı."

Ne olmuştu?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 16 Haziran'da Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ve beraberindeki baro başkanlarını kabul etmişti.  Feyzioğlu, külliyede yaptığı açıklamada darbe girişimine ilişkin, ''İstisnasız 79 baro daha gece yarısı olmadan tavrımızı açıkça ortaya koymuştuk. Açıklamalarınızı duyunca yüreğimiz ferahladı" dedi.

Feyzioğlu'nun bu açıklamaları özellikle, 10 Mayıs 2014 tarihinde Danıştay'ın 146. kuruluş yıldönümündeki törende yaşanan olaydan ötürü dikkat çekmişti. TBB Başkanı Metin Feyzioğlu'nun bu törende yaptığı konuşmaya dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan tepki göstermiş ve salonu terk etmişti.