7 soruda Solingen saldırısı: Sınır dışı işlemleri hızlanacak mı?

IŞİD’in üstlendiği Solingen'deki bıçaklı saldırı, göç karşıtlığını ve yabancı düşmanlığını alevlendirdi. İslamcı teröre karşı artan panik ve korkudan ise aşırı sağcı AfD fayda sağlıyor.

Abone ol

Almanya'nın Kuzey Ren Vestfalya eyaletinin Solingen kentinde şehrin 650'nci kuruluş yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen ‘Çeşitlilik Festivali’nde üç kişinin öldüğü ve sekiz kişinin yaralandığı bıçaklı saldırının ardından X platformuna bir video düştü. Almanya’nın eski başbakanı Angela Merkel’i bir binadan çıkarken görüp videoyu çekmeye başlayan bir kişi, “Size ülkeyi kaosa sürüklediğiniz için teşekkür ederim. Önemli olan sizin Almanya’da kendinizi güvende hissetmeniz değil mi, diğerlerinin nasıl hissettiği umurunuzda değil!” diye bağırıyor. Bu video ülkedeki ruh halini anlatıyor.

Almanya’da Merkel hükümeti ile mevcut hükümet göç politikaları konusunda eleştiriliyor, Solingen saldırısından beri de sosyal medyada ülkenin göç politikasını eleştiren paylaşımlar arttı. Saldırıyı IŞİD’in üstlenmesiyle sosyal medyada öfke ve nefret sadece politikacılara değil, Suriye, Afganistan ve hatta Türkiyeli göçmenlere yöneldi.

Koalisyon hükümeti üzerindeki baskı ise giderek artıyor. Başbakan Olaf Scholz (SPD) sınır dışı etme kararlarını gerekirse daha da hızlandıracaklarını belirtti. Hıristiyan Birlik Partileri, sınır kapılarını istendiğinde açılıp, istendiğinde kapatılacak bir şey olarak ele alıyor. Yükselen yabancı nefretinden ise aşırı sağ parti Almanya için Alternatif (AfD) kendine fayda sağlıyor.

Peki, saldırıya dair ne biliyoruz ve bu saldırı ülkede yabancı düşmanlığını neden yeniden tetikledi? Alınmak istenen yeni güvenlik önlemleri ne? Saldırının gerçekleştiği cuma gününden beri yapılan tartışmalara dair soru ve cevaplar özetle şöyle:

SALDIRIYI KİM ÜSTLENDİ? 

Haberlere göre Federal Savcılık, saldırının faili olarak gözaltına alınan 26 yaşındaki Suriyeli Issa Al H.’yi IŞİD üyesi olmakla suçluyor. İstihbarat servislerinin elindeki somut kanıtların ne olduğu henüz açıklanmadı ancak, IŞİD pazar günü yayınlanan bir videoyla saldırının sorumluluğunu üstlendi. Bir dakikalık videoda saldırının faili olduğu söylenen maskeli bir adam IŞİD liderine Arapça bağlılık yemini ediyor. Daha sonra Solingen saldırısının 'Suriye, Irak ve Bosna'da Müslümanların öldürülmesine karşı misilleme olduğunu' ve 'katliamlara maruz kalan Filistin halkının intikamını aldığını' söylüyor. Güvenlik makamları videonun gerçekliğini kontrol ediyor. Ayrıca Issa Al H.'nin IŞİD’e katılıp katılmadığı, katıldıysa Suriye'de mi yoksa sadece Almanya'da mı radikalleştiği de araştırılıyor.

İSLAM KARŞITI TARTŞMALAR NEDEN YÜKSELİYOR?

Elbette bunun ilk ve en büyük nedeni saldırıyı IŞİD’in üstlenmesi, diğeri ise son yıllarda benzer motifte başka saldırıların gerçekleşmiş olması. Daha önce Würzburg kentinde, 2021 yılında, Somalili 24 yaşındaki Abdirahman Jibril, bir mağazada mutfak bıçağıyla üç kişiyi öldürdü, yedi kişiyi de yaraladı. Jibril saldırıyı 'cihad' için yaptığını söyledi. Saldırganın bundan altı yıl önce Almanya'ya sığınmacı olarak geldiği, bu sürede birçok şiddet olayına karıştığı tespit edildi. Berlin’de 2016 yılında bir Noel pazarına tır ile saldırarak 12 kişinin yaşamını yitirmesine neden olan 23 yaşındaki Tunuslu Anis A.’nın saldırısını da IŞİD üstlenmişti. Son olarak üç ay önce Mannheim'da İslam karşıtı bir mitingde bir polis memuru, yıllar önce sınır dışı edilmesi gerektiği tespit edilen bir Afgan tarafından defalarca bıçaklanarak öldürüldü. Bu saldırılar, pek çok seçmenin kontrolsüz göçe karşı duyduğu korkuyu pekiştiriyor.

SALDIRI, SINIR DIŞI UYGULAMALARINI NEDEN GÜNDEME GETİRDİ?

Failin, Avrupa’ya Bulgaristan üzerinden girdiği, 2022 yılının sonunda Almanya'ya geçerek Bielefeld'de iltica başvurusunda bulunduğu ortaya çıktı. Ancak, başvuru Dublin Yönetmeliği nedeniyle reddedildi. Sığınmacıların Avrupa'ya ilk giriş yaptıkları ülkede iltica başvurusunda bulunması gerekiyor. Başvurusu bu nedenle reddedilenler, altı ay içinde ilk giriş yaptığı ülkeye yollanıyor. Bu yapılmaz, süre aşılırsa sorumluluk iltica başvurusu yapılan ülkeye kalıyor.

Haberlere göre Issa Al H. bu süre içinde Almanya’dan Bulgaristan’a gönderilmedi çünkü Bielefeld’de kaldığı barınma merkezinde bulunamamıştı. Yabancılar Dairesi çalışanları ise onu bulmak için sonrasında bir işlem yapmadı. Süre Ağustos 2023'te doldu ve Issa Al H.’nin sorumluluğu Almanya’ya geçti. Federal Göç Dairesi, Issa Al H.’ye, 2023 yılı sonuna kadar Suriyelilerin sıklıkla yararlandığı ikincil koruma sağladı ve saldırgan Solingen'deki barınma merkezine gitti.

ALMANYA'NIN SINIR DIŞI UYGULAMALARI NEDEN ELEŞTİRİLİYOR?

Federal Polis raporuna göre, 2023 yılında yaklaşık 53 bin sınır dışı işlemi planlandı. Ancak, bunların sadece 21 bini uygulamaya konuldu. Sınır dışı işleminin uygulanamamasının peş çok nedeni var: Ya söz konusu kişi Issa Al H. gibi bulunamıyor ya ülkeyi terk etmesi gereken kişi sağlık nedenleriyle uçakla seyahate uygun olmuyor ya da bazı belgeler eksik olduğundan işlem yapılamıyor. Özetle, Almanya’da Issa Al H.’nin durumunda olan binlerce kişi var. Verilere göre, yaklaşık 240 bin kişinin ülkeyi terk etmesi gerekiyor. Saldırının ardından Issa Al H.’yı bulamayan ve nerede olduğunu araştırmayan yetkililer de eleştirilmeye başlandı. Bu durumda kaç kişinin olduğu soruluyor.

Bir süre önce Başbakan Scholz, suç sabıkası olanların 'yakında Suriye ve Afganistan'a sınır dışı edileceğini' söylemişti. Ancak, bu ülkeler de 'güvenli menşe ülkeler' kabul edilmiyor. Göçmenin menşe ülkeye gönderilmesi için ülke statüsünün 'güvenli' olması gerekiyor. Ülke statüsünün değişmesi için de önce Federal İçişleri Bakanlığı’nın, bu ülkelerdeki otoriter rejimlerle doğrudan müzakere etmesi şart. Almanya bu rejimlerle görüşmediği için de bir değişiklik olmuyor. Dolayısıyla sabıkalı göçmenler sınır dışı edilemiyor.

İSLAMCI REJİMLERDEN KAÇANLARIN ALMANYA'YA GİRİŞİNİN YASAKLANMASI MÜMKÜN MÜ?

Hıristiyan Birlik Partileri (CDU-CSU) Meclis Grubu Başkan yardımcısı Jens Spahn Almanya'nın sınırlarının düzensiz göçe kapatılmasını talep etti. Birlik grubundan diğer siyasetçiler de Almanya'nın tüm iç sınırlarının kontrol altına alınmasını istiyor. İçişleri Bakanı Nancy Faeser (SPD) Polonya, Çek Cumhuriyeti ve İsviçre sınırlarında kontrollerin yılsonundan sonra da sürdürüleceğini söyleyerek bu talebe yanıt verdi.

Ancak, saldırının ardından CDU Genel Başkanı Friedrich Merz, Suriyelilerin ve Afganların ülkeye kabulünün yasaklanmasını istedi. Fakat prensipte bu da mümkün değil, yasalarda iltica hakkı, uyruğu ne olursa olsun herkes için geçerli. Hükümet ortağı SPD’nin Genel Sekreteri Kevin Kühnert, sınırların belli bir ülkenin vatandaşlarına kapatılmasının anayasaya aykırı olduğunu söyleyerek, “(Saldırının) cevabı, İslamcılardan kaçan insanların yüzüne kapıyı çarpmamız olamaz” dedi.

AŞIRI SAĞ, 'İSLAMCI TERÖRÜ' KENDİ YARARINA NASIL KULLANIYOR?

Radikal İslam ve göç karşıtı AfD bu saldırının hemen peşinden yaptığı açıklamalarla saldırıyı kendi seçim programına uygun olarak araçsallaştırmaya başladı. Saldırı ile tutuklama arasındaki birkaç saat içinde AfD'li siyasetçiler sosyal medya platformlarında şüphelinin 'kökeni' ve 'gerekçeleri' hakkındaki spekülasyonları yaymaya başlamıştı bile. Facebook'ta veya X'te, failin 'güneyli bir görünüme' ve 'kalın, kısa, dolgun bir sakala' sahip olduğu söyleniyordu. Eski Freiburg AfD belediye meclisi üyesi Dubravko Mandic de fail olduğu iddia edilen iki kişinin 'Fas ya da Türkiye kökenli' olarak gösterildiği bir video paylaştı. AfD eş lideri Alice Weidel ise bir kez daha göçmen kabulünün yasaklanması çağrısında bulundu. Weidel, X platformda yaptığı paylaşımda, 'göç ve vatandaşlığa kabulün en az 5 yıl süreyle durdurulması' çağrısında bulundu. Ayrıca sınırların kapatılmasını ve en yüksek suç oranlarına sahip  grupların sınır dışı edilmesini istedi.

AfD'nin Thüringen'deki lider adayı Björn Höcke seçim mitinginde, 'hoşgörüyü, kozmopolitliği ve çeşitliliği her zaman bir abide gibi önlerinde taşıyanların' Solingen için 'üreme zemini' hazırladıklarını söyledi. Höcke’nin seçim ofisi ise korkuları daha da derinleştirecek bir görsel paylaştı. Bu görselde Höcke’nin fotoğrafın üzerinde "Höcke ya da Solingen" yazısı yer alıyor, yani 'eğer AfD’yi seçmezseniz buna benzer daha çok saldırı olur' deniyor. Bu arada, sosyal ağlarda çok sayıda AfD destekçisi, göçmen karşıtı paylaşımlar yapıyor. 

SALDIRI, EYALET SEÇİMLERİNİ ETKİLER Mİ?

Solingen saldırısı, AfD’nin güçlü olduğu Almanya’nın doğusundaki, Saksonya, Thüringen ve Brandenburg'daki seçimler öncesine düzenlendi. Bu üç eyalette pazar günü seçim yapılacak. Analistlere göre Doğu’daki AfD, 'sosyal demokrat bir şekilde yönetilen ve göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı ülkenin en batısında yer alan bir şehirde meydana gelen bir terör saldırısından faydalanabilir'. Bazı analistler, Solingen’in Avrupa seçimlerinden kısa bir süre önce Mannheim'da yaşanan saldırıya benzer bir etki yaratabileceğini düşünüyor. O dönemde AfD saldırıdan önceki anketlere kıyasla neredeyse iki puan daha iyi bir performans sergilemişti.

Anketlere göre AfD, Thüringen'de yüzde 30'luk, Brandenburg’da ise yüzde 24’lük bir oranla şu anda en güçlü parti konumunda. Saksonya'da ise CDU yüzde 33 ile AfD'nin üç puan önünde yer alıyor. AfD Eş Başkanı Alice Weidel, saldırının bu üç eyaletteki seçimler üzerinde çok büyük bir etkisi olacağına inanmıyor, “Çünkü zaten bu eyaletlerde en güçlü olan biziz" diyor. 

Bu arada, AfD'nin seçim afişlerinde daha fazla sınır dışı çağrısı yapılıyor. Göç konusu, şu anda eyalet seçimlerindeki en önemli siyasi mesele. Kimi analistler, Solingen'deki saldırının kararsız seçmenleri harekete geçirebileceğini söylüyor. Seçim meydanları hararetli, kampanyalar ise kutuplaşmış durumda.

Bazı analistler ise saldırının seçim üzerinde bir etkisinin olmayacağı görüşünde. Bunun neden pek çok seçmenin zaten posta yoluyla oy kullanmış olması.