80 yaşındaki müzisyen, 64 yıldır darbuka çalarak geçimini sağlıyor
Gençlik yıllarında Avrupa turnesindeki bazı sanatçıların ekibinde yer alan 80 yaşındaki müzisyen Ömer Darcanlı, 64 yıldır bazı organizasyon ve düğünlerde ritim tutmaya devam ediyor.
DUVAR - Kırklarelili 80 yaşındaki müzisyen Ömer Darcanlı, dedesinden öğrendiği darbuka ritimleriyle gençlik yıllarından bu yana Avrupa'nın birçok ülkesinde konser verdi.
Darcanlı, babasının vefatı sonrası 13 yaşında annesi ve 3 kardeşiyle İstanbul'da yaşayan dedesinin yanına göç etmek zorunda kaldı.
"Ömer usta" olarak tanınan dedesinden darbuka eğitimi alan Darcanlı, 16 yaşından bu yana ekmeğini darbuka çalarak kazanıyor.
Düğün ve organizasyonlarda darbukası ile ritim tutan Darcanlı, gençlik yıllarında bazı sanatçılarla Avrupa turnesine çıktı.
Uzun yıllar İstanbul ile Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde müzisyenlik yapan Darcanlı, 1988 yılında eşi ve dört çocuğu ile doğduğu Kırklareli'ne dönmeye karar verdi.
Göç ettiği memleketinde darbukası ile düğünlerde müzisyen olarak yer alan Darcanlı, yaşına rağmen müzikten kopamıyor.
'HER ŞEY MÜZİKLE BAŞLAR MÜZİKLE BİTER'
AA'nın haberine göre Ömer Darcanlı, dedesinden öğrendiği ritimleri uzun yıllar Avrupa ve Türkiye'nin dört bir yanında yankılandırdığını söyledi.
Darbukayla ritim tutarken kendinden geçtiğini belirten Darcanlı, yıllardır hedeflerinin peşinden koştuğunu kaydetti.
Darbukası ile çok güzel bir hayatının olduğunu ifade eden Darcanlı, "Avrupa'ya gittim, Türkiye'nin birçok iline gittim. Çok sayıda sanatçıyla çalıştım. Müjgan Güngör, Ahmet Sezgin, Yıldıray Çınar, Yıldız Tezcan ve Huri Sapan ile çalıştım. 1977 yılında Ayhan Işık ile Almanya'ya gittim. Almanya'da 6 ay kaldım. Fransa, Belçika, Hollanda, İsveç, İsviçre gibi ülkelerde konserler verdim. 1980 yılında ise Ayşe Taş ile çalıştım." diye konuştu.
Şimdi düğünlerde müzik icra ettiğini anlatan Darcanlı, darbukayı kolunun altına her aldığında ayrı bir heyecan duyduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: "Müzik beni bıraktı sayılır ama ben müziği bırakmadım. Korolara, düğünlere gidiyorum. Darbuka dediğimiz zaman büyük bir moral ağacıdır. Darbukayla ben adeta konuşuyorum, 'Bunu yaptın', 'Bunu yapamadın', 'Tekrar çalış' diyor bana. Ben tekrar devam edip çalışıyorum, 'Şimdi oldu mu?' diyorum. Hatalarımı hep düzeltmeye çalışıyorum. Müzik ruhun gıdasıdır. Her şey müzikle başlar müzikle biter."
'DARBUKA DA MÜZİĞİN TEMELİDİR'
Dört çocuğundan birini dahi müzisyen yapamadığı için üzgün olduğunu dile getiren Darcanlı, "Çocuklarımı denedim ama hiçbiri darbuka ile ritim tutamadı. Onlar da fabrikalarda çalıştı ve emekli oldular. Hayırlı evlatlar yetiştirdim." ifadesini kullandı.
Darbuka kursları verdiğini ve müzikten kopamadığını anlatan Darcanlı, şöyle devam etti: "Şimdi kıramadığım eş dost oluyor mecbur kalıyorum düğünlere gidiyorum. 'Ömer abi otur gölgen yeter bize', 'Yeter ki seninle bir fotoğrafımız olsun' diyorlar. Bu saygıyı sevgiyi kazanmışım. İstanbul'da kalmak çok büyük tecrübe oldu, hep üniversiteden akademisyenlerle çalıştım. Alaylıyım ama onların çok faydasını gördüm. Usulleri her şeyi onlardan öğrendim. Darbuka dediğin bir ritimdir. Evin nasıl bir temeli varsa darbuka da müziğin temelidir. Bir ritim olamadığı zaman ne oynayabilirsin ne ağlayabilirsin ama bir darbuka hem ağlatır hem oynatır."
Yaşına rağmen çalışmaya devam ettiği için birçok kişinin kendisini takdir ettiğini belirten Darcanlı, müzik sektöründe "Ömer baba" ve "Ömer hoca" olarak tanındığını dile getirdi.
Darcanlı, ömrü yettiği kadar müzikle iç içe yaşamaya devam edeceğini sözlerine ekledi.
(KÜLTÜR SANAT SERVİSİ)