Katar krizini kaleme alan Regnum yorumcusu Stanislav Tarasov, Arap Yarımadası'ndaki durumun gittikçe karıştığını ifade etti.
Suudi Arabistan’ın en iyi müttefik olduğunu dile getiren ABD, Katar ile 12 milyar dolarlık F-15 sözleşmesi yaptı, ortak tatbikata katılacak gemilerini Hamad Limanı'na gönderdi.
Tarasov, "Washington bölgesel aktörlerin oyununa sürüklendiğini anladı mı acaba? Yoksa bu gelişmeler kendi planının bir parçası mı?" diye sordu ve şu yorumu yaptı: "Bölgede oluşan koalisyon homojen olmaktan uzak. İran ve Türkiye gibi tarihsel rakiplerle beraber Irak, Kuveyt, Umman ve Fas aynı ittifakta buluştu."
Tarasov yerli uzmanlara göre Katar krizinin farklı sebepleri olduğunu belirtirken "Kimine göre Irak, Suriye, Yemen ve Libya’yı kontrol altına almayı başaramayan Suudiler, Mısır’da odaklanmış. Halbuki Katar, Sisi’yi devirmeye çalışan İhvan’ı destekliyor. Bu arada Mısır, İran karşıtı açıklamalardan kaçınırken İran ile aynı gemide bulunan Türkiye de İhvan’ı açıkça destekler. Üstelik Körfez’de konumunu güçlendirmeye çalışan Ankara hem Katar hem Suudi Arabistan'a asker göndermeye hazır olduğunu ilan etti. Amerika’nın Katar’a yaklaşımının değişmesi bundan mı kaynaklanıyor acaba?" diye sordu.
Bu süreç içinde Rusya’nın tutumunu doğru bulan Tarasov, Moskova’nın hem Doha hem Riyad’ı teröre destek vermekle suçlamadığını vurguladı. Böylece Rusya’nın kendisine ara bulucu rolünü ayırdığını öne sürdü.
Aynı sitede yazısı çıkan Sarkis Tsaturyan, ABD’nin Suriye harekatının Türkiye’nin bölgede etkisini güçlendirdiğini öne sürdü.
Kendisine göre Amerikan askerlerinin Şam ordusuna ait uçağı düşürmesinin Katar’a Türk askerlerinin gelişine denk gelmesi dikkat çekicidir. Bunun ardından 18 Haziran günü Deyr ez-Zor’da terörist güçlerine füze saldırısında bulunan İran “Amerikalılara ve Türklere karşılık vermiş”.
İran’ın Suriye operasyonunun ana amacının, 2014’ten bu yana Çin’in finansmanı ile inşa edilen Tahran – Akdeniz demir yolunu güvence altına almak olduğunu iddia eden Tsaturyan, bu sayede İran'ın yolun güzergahını temizlemeye çalıştığını yazdı. Geçen Mart ayında Hasan Ruhani’nin “Senendec’den Irak Kürdistanı ve Suriye üzerinden demir yolu yaparak Akdeniz’e ulaşmış olacağız” açıklamasına atıfta bulunan yazar, “Fırat Kalkanı”nın amaçlarından birinin, İran’ın Suriye Kürtleri ile koordinasyonunu engellemek olduğunu ifade etti.
Emekli general ve siyaset bilimci Boris Podoprigora, FAN ajansına verdiği röportajda Türkiye’nin Suriye’de çift amaçlı operasyon yürüttüğünü anlattı.
Podoprigora, Suriye Kürtlerinin yürüttüğü bağımsızlık savaşı Türkiye Kürtlerine ilham verdiği için Ankara'nın Rojava’yı “en azından sıkıştırmaya çalıştığını” öne sürdü. Öte yandan Suriye Türkmenlerine verdiği destek Ankara’ya “siyasi pay” getirecek.
Bununla beraber uzman, savaş sürerken “iktidara yakın kimi ailelerin” ucuz petrol ve silah satışları ile çok iyi para kazandıklarını iddia etti.
Gazeta.ru yazarlarından Aleksandr Rıbin, Erbil’in hazırladığı bağımsızlık referandumunun Irak’ı “patlatacağını” öne sürdü.
Rıbin'e göre fiilen çoktan beri bağımsız olan Irak Kürdistanı, mevcut durumu artık resmileştirmeye karar vermiş. Ne var ki referandum sonuçları Irak Kürdistanı’nı sivil savaşa sürükleyebilir.
Rıbin arası açık olan Erbil ile Bağdat’ın kontrol ettiği bölgeler arasında sabit bir sınır olmadığını belirtti. Yazara göre her iki taraf petrol zengini Kerkük’e talip. 2003 öncesi şehrin nüfusunun üçte birini Kürtler, üçte birini Türkmenler ve üçte birini Araplar oluştururken bugün itibarıyla Kürt nüfusu oranı iki misli artmış. Bununla beraber Rıbin'e göre Erbil, Musul operasyonu zarfında peşmergelerin ele geçirdiği bölgeyi kendi toprağı sayıyor. Mesela Musul’un doğusundaki Hristiyan köyleri, Süryanilerin yaşadığı Ninova Ovası ve Yezidi Şengal (Sincar) bölgesi tartışma konusu. Bağdat, IŞİD’den temizlenen toprakların kendi himayesine dönmesini beklerken peşmerge oralardan geri çekilmekten vazgeçmiş ve Mesut Barzani Hristiyan ile Yezidi liderlerini referanduma katılmaya ikna etmiş.
Rıbin, "referandumdan sonra Erbil ile Bağdat arasında silahlı çatışma çıkarsa şaşırmayalım" derken bu durumun IŞİD’in işine yarayacağını ifade etti. "Üstelik Kandil bölgesini kontrol eden, Mahmur ve Şengal’da varlığını gösteren Türkiye’nin müttefiki Erbil ile PKK’nın arası pek iyi sayılmaz. Hatta arada sırada sıcak temas da söz konusu. Bu arada, hapisteki PKK lideri Abdullah Öcalan, Kürtleri artık bağımsızlığa değil, yaşadığı ülkelerde otonomi kurmaya çağırıyor."
Gazeteye konuşan “Yezidi-Press” Genel Yayın Yönetmeni Rustam Rzgoyan’a göre bölgeyi gerçek sivil savaştan alıkoyan tek unsur burada bulunan Türk askerleri. Kendisine göre KDP’nin tarafını tutan Türkiye, bölgeden çekilirse burası hemen kaosa dönüşür. KYB ve son zamanlarda PKK’yı destekleyen İran da işin içinde.
Rustam Rzgoyan, “Referandumdan 'evet' çıksa bile yeni devletin dünya tarafından tanınması soru işaretlidir, hatta birbirine giren Rusya ve ABD buna karşı durur. Washington bağımsız Kürdistan’ı isteseydi Saddam Hüseyin rejiminin düştüğü 2003 yılında onu tanıyacaktı. Şimdi bunu yaparsa Irak’ın parçalanmasındaki sorumluluğunu kabul etmek zorunda olacak" dedi.
Rossiya-24 TV kanalına konuşan Gazprom Başkanı Aleksandr Medvedev, 2017 doğal gaz fiyatı konusunda Botaş ile “mahkeme dışında” anlaşmaya varılabileceğini tahmin etti. Kendisine göre herhangi fiyat indirimi “mantıklı değildir”.
* * *
Gazeta.ru, Türkiye’de 49 senelik çalışma lisansı alan Rosatom Şirketi Genel Müdür Birinci Yardımcısı Kirill Komarov’un, “Akkuyu Nuclear”ın yüzde 49 payını Cengiz Holding, Kolin İnşaat ve Kalyon İnşaat’a satmak için ilgili makamlara başvurduğunu bildirdi.