ABD yaptırımları: Rusya sana söylüyorum Trump sen anla!

ABD Senatosu Rusya’ya dönük yeni bir yaptırım sepetini gündemine aldı. Gerekçe: ABD seçimlerine müdahale etmek... Senato’dan yaptırım kararı çıkar mı belli değil ancak hedefte Rusya kadar Trump’ın da olduğu görülüyor.

Abone ol

ANKARA - ABD ile Rusya arasında süren gerilim çeşitli alanlarda karşılık buluyor. Suriye, Ukrayna, Venezuela gibi güncel konuların yanında kronikleşen NATO genişlemesi de iki devletin sık sık doğrudan ya da dolaylı olarak ayrıştığı başlıklar.

Tarafların birbirini hedef almasının önemli nedenlerinden biri Rusya’nın ABD başkanlık seçimlerine müdahale ettiği konusu. Rusya, bu suçlamayı reddediyor. ABD otoriteleriyse ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya’ya karşı bu başlığı sık sık gündeme getiriyor.

Müdahale iddialarının yeniden gündeme gelmesinin nedeni, 13 Şubat’ta ABD Senatosu’na sunulan bir tasarı. Müdahaleyi merkeze alan tasarı, Rusya bankalarını, ülkenin siber sektörünü ve yolsuzluklara bulaştığı iddia edilen isimleri hedef alıyor. Daha önce de benzer bir tasarı senato gündemine gelmiş ancak reddedilmişti. Yeni tasarının yasalaşmasına yüksek ihtimal veriliyor.

YAPTIRIMLAR YÜZYILI

Yaptırım, askeri güç kullanmadan barışın korunması, çatışmaların barışçıl yollarla çözülmesi ve uluslararası hukuk normlarına uyulmasını amaç edinmiyor. Yaptırımların etkili olup olmadığı konusunda farklı görüşler olmakla beraber, BM Genel Kurulu için hazırlanan “1996 Barış için Gündem” raporu, yaptırımların askeri güç kullanılmadan uygulanmasını salık veriyordu. BM Güvenlik Konseyi, ticaret yasağı, petrol ambargosu, uçuşa yasak bölge gibi yaptırım kalemlerini Libya, İran, Ruanda, Haiti, Kuzey Kore gibi ülkelere tarihsel olarak uyguladı. Ancak yaptırım politikası yalnızca BM ile sınırlı değil.

Devletler ve örgütler de kendi siyasi, ekonomik ve dış politika öncelikleri uyarınca çeşitli ülkelere yaptırım uyguluyor. Örneğin, Arap Birliği’nin Suriye Yaptırımları, Avrupa Birliği’nin(AB) Rusya Yaptırımları...

Yaptırım, genel olarak bir öğretme ve davranış geliştirme “havuç (ödül) ve sopa (ceza-mahrum bırakma)” stratejisinin sopa ayağını temsil ediyor. Yaptırım sopasına en sık sarılanlardan biri ABD.

ABD’NİN YAPTIRIM SOPASI

ABD’nin küresel olarak hegemonik pozisyonu, doların gücü, finansal kanallardaki etkisi, kurduğu ittifaklar, cazip tüketim pazarı ve ilişki ağı yaptırımların etki düzeyinde belirleyici. Bu nedenle ABD bir devlete yaptırım uyguladığında diğer devletlere nazaran daha fazla haber oluyor. Örneğin, ABD’nin Venezuela’ya dönük yaptırımları, petrolü hedef aldığında daha yıkıcı etkiler doğurabilir zira ABD, Venezuela petrolünün en büyük müşterisi. Öte yandan ABD’nin İran’a dönük petrol ambargosu, geniş bir katılım gördü. Bunun nedeni üçüncü bir ülke için devletlerin ABD ile olan ekonomik ve siyasi ilişkilerini zedelemek istememesi.

ABD’nin 2000’lerden bu yana uygulanan yaptırımlarının pek çok muhatabı var. Bunlarda bazıları: Küba, Venezuela, Burma, Sudan, Kuzey Kore, İran ve Rusya... Rusya’nın bu kategoride yer alması dikkat çekici.

ABD’NİN RUSYA YAPTIRIMLARI VE SON GİRİŞİM

ABD’nin Rusya’ya dönük yaptırımları, tarihsel olarak 1974’e kadar uzanıyor. Jackson–Vanik Yasası ile ABD, SSCB ve Doğu Bloku’na ticari kısıtlama getirdi. Bu düzenleme 2012’de kaldırıldı. Ancak “ticari kısıt kalktı oh be” diyenleri kötü bir sürpriz karşıladı. Aynı gün Magnitsky Yasası kabul edildi. Sergey Magnitsky 2009’da Rusya hapishanelerinin birinde ölen bir insan hakları avukatıydı. ABD, Magnitsky’nin ölümünü şüpheli buluyordu ve yeni yasa Magnitsky cinayetiyle alakası olan kişilerin ABD toprağına ayak basmasını yasakladığı gibi ülkedeki malvarlıklarının dondurulmasını da kabul etti. Bir anlamda ABD’nin Rusya’ya dönük ilk yaptırımı 2012’de geldi denebilir.

ABD ile AB Ukrayna Krizi nedeniyle Rusya’ya 2014’te ekonomik yaptırımlar uyguladı. Ancak Rusya’nın yaptırım çilesi burada bitmedi. Washington, 2014, 2017 ve 2018’de çeşitli gerekçelerle Moskova’ya yaptırım uyguladı. ABD yaptırımları, enerji sektöründeki şirketleri, bazı şahısları ve Rusya Bankaları’nı hedef aldı. Üstelik Oleg Deripaska gibi oligarklar da yaptırımlardan nasibini alanlar arasındaydı. Yine de ABD yaptırımlarının en fazla etkilediği sektör, Rusya ekonomisinin can damarı enerjiydi. Rusya’daki projelere ABD’li şirketlerin katılımına sınırlandırmalar, yüksek teknoloji transferinin yasaklanması gibi doğrudan politikaların yanında, Kuzey Akım II Projesi’ne katılan şirketleri vazgeçirmeye kadar pek çok strateji hayata geçirildi.

Son olarak ABD Senatosu’nun gündemindeki yaptırım paketi diğerlerinden farklı olarak Rusya’nın ABD seçimlerine müdahale ettiği iddiasına dayanıyor. ABD, kendi ülkesinde süren bir davadan Rusya’yı henüz mahkûm etmedi. Örneğin Rusya’nın mahkeme sonrasında suçsuz bulunması durumunda uygulanan bu yaptırımların sonuçlarının nasıl telafi edileceği bilinmiyor. Zira yaptırımların hedefinde yine enerji şirketleri ve finansal alan var. Söz konusu iki başlık da Rusya ekonomisi üzerinde olumsuz etkiler doğurabilecek cinsten. Ancak ABD siyasetini yakından izleyenlerin ifade ettiği üzere, Trump yönetimi ile ABD’li bürokratlar arasında senato ve kongreye de yansıyan bir ayrışma var. Senato tasarıda Rusya’yı hedef almış gibi görünüyor olsa da hedefin Trump ve onunla yapılan pazarlıkta tarafların elini güçlendirmek olduğu sır değil.