ABD'li yetkililer 'İsrail'in savaş suçu riski' konusunda Biden yönetimini uyarmış

Reuters'ın ABD'li yetkililerin epostalarına dayandırdığı haberi, 7 Ekim'den günler sonra ABD'li yetkililerin 'İsrail'in savaş suçu riski' konusunda Biden yönetimini uyardığını ortaya koydu.

Abone ol

DUVAR - İsrail güçlerinin Ekim 2023'te Gazze Şeridi'nin kuzeyine hava saldırısı düzenlediği ve 1 milyondan fazla Filistinlinin bölgeden tahliyesi emrini verdiği sırada üst düzey bir ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) yetkilisinin Beyaz Saray'ı uyardığı ortaya çıktı.

Reuters haber ajansından Hümeyra Pamuk'un haberine göre, o dönemde Savunma Bakanlığı'nda Orta Doğu'dan sorumlu yardımcı vekili olan Dana Stroul, 13 Ekim tarihinde Başkan Joe Biden'ın üst düzey yardımcılarına yazdığı epostada, söz konusu toplu tahliyenin insani bir felaket olacağını ve uluslararası hukuku ihlal edebileceğini ifade etmişti. Stroul, Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nin (ICRC) yaptığı bir değerlendirmeyi aktararak, bu değerlendirmenin 'kendisini iliklerine kadar ürperttiğini' yazmıştı. 

'BEYAZ SARAY'IN BASKISI FARK YARATTI'

Reuters, söz konusu haberi için 11 Ekim-14 Ekim 2023 tarihleri arasında üst düzey ABD hükümet yetkililerinin birbirine gönderdiği üç dizi epostayı inceledi. Daha önce basına yansımamış olan bu epostalar, ABD Dışişleri Bakanlığı ve Pentagon'da, Gazze'de artan can kaybının uluslararası hukuku ihlal edebileceği ve ABD'nin Arap dünyasındaki bağlarını tehlikeye atabileceği yönünde başından beri edişeler olduğunu ortaya koydu.

Söz konusu epostalar, Demokrat Partili Joe Biden yönetiminin içindeki, İsrail'le dayanışma gösteren mesajların, bu mesajların Filistinlilerle duygudaşlık ve Gazze'ye daha fazla insani yardım girmesine olan ihtiyacı içerecek şekilde değişmesi yönündeki iç baskıyı da gözler önüne sermiş oldu. Biden yönetiminden üst düzey yetkililer, Beyaz Saray'ın İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu hükümeti üzerinde ilk günlerde yaptığı baskının fark yarattığını, bunun daha da büyük bir felaketi engellediğini ileri sürdü.

Yapılan özel görüşmelerde, Beyaz Saray İsrail'den kara harekatını geciktirmesini istemiş, böylece yardım kuruluşlarının yerinden edilmiş kişilere yardım hazırlaması ve Hamas ile anlaşma için İsrail'e daha fazla zaman sağlanması amaçlanmıştı.

'KARA HAREKATI GECİKTİ AMA BASKIDAN ÇOK HAZIRLIK SEBEBİYLEYDİ'

Karar alma sürecinde yer alan ABD'li üç üst düzey yetkili, ABD'nin Filistinlilerin acılarını ele almakta geç kaldığını kabul etti. Kara harekatı yaklaşık 10 gün geciktirilse de bu üç yetkili, bunu ABD'nin baskısından çok İsrail'in operasyonla ilgili hazırlıklarına bağladı. Reuters'ın haberleştirdiği epostalar hakkında sorulara yanıt veren Beyaz Saray ise ABD'nin 'insani yardımların Gazze'ye girmesi için uluslararası çabalara öncülük ettiğini' ve 'bunun birinci öncelikleri olduğunu, böyle de olmaya devam edeceğini' ifade etti. Açıklamada, ABD'nin dahli olmadan 'Gazze'ye hiçbir gıda, su ya da ilaç girmeyeceği' de ileri sürüldü. 

'SESSİZ KALARAK OLASI SAVAŞ SUÇLARINA ORTAKLIKLA SUÇLANIYORUZ'

Habere göre, İsrail'in Gazze'deki hastane, okul ve camileri vurmasının ardından ABD Dışişleri Bakanlığı'nın kamu diplomasisinden sorumlu ismi Bill Russo, bakanlıktan üst düzey isimlere, Washington'ın 'Arapça konuşan toplumlar arasında güvenirliğini yitirdiğini' söyledi ancak insani krizden doğrudan bahsetmedi. Söz konusu epostanın gönderildiği 11 Ekim 2023 tarihinde Gazze'deki can kaybı 1200 olarak açıklanmıştı. 

İsrail, saldırılarını 'Hamas'ın sivil binaları askeri amaçlar için' kullandığı savı üzerinden savunurken, Russo, Orta Doğu'daki ABD'li diplomatların Arap basınında çıkan, İsrail'i 'soykırım' ile suçlayan, Washington'ın da savaş suçlarının ortağı olduğu yönündeki haberleri izlediğini ifade etti. Russo, "ABD'nin Filistinlilerin insani koşulları konusunda tepki vermemesi sadece etkisiz ve ters etki sahibi değil, aynı zamanda İsrail'in sivillere karşı eylemlerine sessiz kalarak olası savaş suçlarına ortak olmakla suçlanıyoruz" diye yazdı.

Epostasında ABD Dışişleri Bakanlığı liderlerine hitap eden Russo, yönetimin kamuoyu önünde, İsrail ve Gazze'deki 'askeri operasyonuna' şartsız destek şeklindeki duruşunu 'değiştirmek için hızlı eylem' talebinde de bulundu, "Eğer bu gidişat sadece mesajlarla değil eylemlerle de hızla değiştirilmezse bölgedeki duruşumuza yıllar boyunca zarar verme riski var" dedi. Russo, mart ayında 'kişisel sebepleri' gerekçe göstererek istifa etmişti. Bill Russo, Reuters haber ajansının konuyla ilgili yorum talebini ise reddetti. 

'SORU ATEŞKESSE YANIT HAYIR'

Dışişleri Bakanlığı'nda Orta Doğu'dan sorumlu üst düzey diplomat Barbara Leaf, Russo'nun epostasını aralarında Biden'ın Orta Doğu danışmanı Brett McGurk'ün de olduğu Beyaz Saray yetkililerine iletti ve Russo'nun dile getirdiği endişeler sebebiyle Washington'ın 'aksi halde sadık olacak' Arap ortaklarıyla ilişkilerinin riske girebileceğini belirtti. 

McGurk ise yanıtında, eğer soru yönetimin ateşkes çağrısında bulunup bulunmaması ise buna yanıtın 'Hayır' olduğunu ama insani koridorlar ve sivilleri koruma konusunda 'yüzde 100' destek vermekten yana olduklarını yazdı. Russo'nun epostasından sonra ABD'nin kamuoyu önündeki duruşu iki gün boyunca aynı kaldı. ABD'li yetkililer, İsrail'in kendini savunma hakkını ve İsrail'e daha fazla askeri yardım sağlama planlarını vurguladı.

BIDEN YÖNETİMİNE ‘SAVAŞ SUÇU’ UYARISI

13 Ekim'de, Russo'nun mesajından iki gün sonra, İsrail savaş uçakları Gazze’nin kuzeyine broşürler atarak bir milyon Filistinliden evlerinden ayrılmalarını istemişti. Netanyahu, kara harekatı başlamadan önce insanlara evlerinden ayrılmaları için 24 saat vermişti. Bu emir ise yardım kuruluşları ve Birleşmiş Milletler’de (BM) endişe yarattı. İsrail bu esnada hava saldırılarını sürdürürken Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) bir açıklama yaparak İsrail’in emrinin ‘uluslararası insancıl hukuka uygun olmadığına’ çünkü ‘bunun Gazze’deki gıda, su ve diğer temel ihtiyaçları keseceğine' dikkat çekti. Epostalara göre, Stroul, o gün ICRC Orta Doğu Direktörü Fabrizio Carboni ile bir telefon görüşmesi de yaptı. 

Stroul, 13 Ekim tarihli epostasında, “ICRC bunu kamuoyu önünde söylemeye hazır değil ama İsrail’in savaş suçları işlemeye yakın olduğu konusunda özel olarak endişelerini dile getiriyorlar” dedi. Bu eposta da McGurk de dahil olmak üzere üst düzey Beyaz Saray, Dışişleri Bakanlığı ve Pentagon yetkililerine gönderilmişti. Stroul, ICRC'nin temel olarak ‘bir milyon sivilin bu kadar hızlı şekilde hareket etmesinin imkansız olduğunu’ dile getirdiğini anlattı. Eposta zincirindeki ABD’li bir yetkili de ‘insani bir felaket’ yaratmadan böyle bir tahliyenin imkansız olduğunu söyledi. MCGurk, Stroul’un mesajına yanıtında Washington’ın tahliye için verilen son tarihin ileri atılması için İsrail’i ikna edebileceğini ve yönetimin ‘biraz zaman kazanabileceğini’ söyledi. McGurk’e göre, ‘BM ve yardım kuruluşları, tahliye hazırlığı için Mısır ve İsrail’le birlikte çalışmalıydı.’ MCGurk, bunu 2016-2017 yıllarında ABD’nin öncülüğündeki koalisyon güçlerinin IŞİD’e karşı operasyona benzeterek, “Musul saldırısında askeri ve insani strateji ele ele planlanmıştı” dedi. Fakat eposta zincirindeki iki isim, bu kadar kısa süre içinde gerekli altyapıyı sağlamanın imkansız olduğuna dikkat çekti. Bir yetkili de Musul operasyonunun çok daha uzun bir planlama sürecinin sonucu olduğuna işaret etti. 

Yönetimin kamuoyu önündeki duruş ve yaklaşımının da 13 Ekim’de değiştiğine dikkat çekilen haberde, Biden’ın da bir gün sonra yaptığı konuşmada söylemini değiştirerek ‘Gazze’deki insani krizin derhal önceliklendirilmesi’ gerektiğine işaret ettiği hatırlatıldı. 

(REUTERS)