ABD'nin İsrail'e Gazze için verdiği süre doldu: Hamas'tan Washington'a tepki

ABD Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in Gazze'deki insani durumu düzeltmek için kendisine verilen 1 ay içinde bu konuda 'ilerleme kaydettiğini' ileri sürdü. Hamas, ABD'nin yaptığı açıklamayı kınadı.

Abone ol

DUVAR - ABD'nin İsrail'e Gazze Şeridi'ndeki insani durumu iyileştirmesi için verdiği 30 günlük süre dün doldu. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre, Joe Biden yönetimi, İsrail'in saldırılarını sürdürdüğü Gazze'ye mevcut durumda yardımları engellemediğine, dolayısıyla da ABD yasalarını ihlal etmediğini karar verdi. Ancak, Washington yönetimi aynı zamanda Gazze'deki insani durumun hâlâ kötü olduğunu kabul etti.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Savunma Bakanı Lloyd Austin'in dönemin İsrail savunma bakanı Yoav Gallant'a ve Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer'e, 13 Ekim'de Gazze'ye ulaşan insani yardım seviyeleriyle ilgili endişelerini dile getiren bir mektup yazdığı ortaya çıkmıştı. ABD'li bakanlar, mektupta, İsrail'den 30 gün içinde Gazze'deki insani durumu 'iyileştirmek için harekete geçmesi' talebinde bulunmuştu. Mektupta, aksi halde, bunun ABD'nin İsrail'e askeri yardımı konusunda sonuçları olabileceği belirtilmişti.

'MÜDAHALE ETMESEK BU DEĞİŞİMLER OLMAZDI'

Reuters haber ajansının aktardığına göre, ABD'nin verdiği 1 aylık süre dün dolarken, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Vedant Patel, talep edilen kriterlerin İsrail tarafından karşılanıp karşılanmadığı konusunda yorum yapmayı reddetti. Patel, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, İsrail'in talepleri karşılamak için adımlar attığını ve Washington yönetiminin durumu değerlendirmeye devam edeceğini söyledi. Patel, "Bazı ilerlemelerin kaydedildiğini gördük. Daha fazla değişimin olduğunu görmek isteriz. ABD'nin müdahalesi olmasaydı bu değişimlerin yaşanmamış olacağına inanıyoruz" ifadelerini kullandı. 

Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Patel, ABD yönetiminin İsrail'in ABD yasalarına uyup uymadığını değerlendirmeye devam edeceğini de sözlerine ekledi. Patel'in açıklamasına göre, İsrail'in attığı adımlar arasında Erez sınırını açmak, bazı gümrük kurallarından feragat etmek ve Gazze içinde ek yardım tedarik rotaları açmak da vardı.

HAMAS: ABD YÖNETİMİNİN İDDİLARINI KINIYORUZ

Aralarında Oxfam ve Save the Children'ın da olduğu sekiz yardım kuruluşu ise bu açıklamanın yapıldığı 12 Kasım Salı günü yayınladıkları raporda İsrail'in dün itibarıyla sona eren süre içinde talepleri yerine getirme konusunda başarısız olduğunu ortaya koydu.

Dün, konuya ilişkin olarak Hamas'tan da açıklama yapıldı. Anadolu Ajansı'nın aktardığına göre, Hamas, ABD yönetiminin 'İsrail’in Gazze'deki insani durumu iyileştirmek' için adımlar attığına dair iddialarını kınayarak, Washington’u 7 Ekim 2023'ten bu yana 'devam eden soykırım ve etnik temizlik savaşının ortağı' olmakla suçladı. Hamas tarafından yapılan açıklamada, "ABD yönetiminin işgalcilerin Gazze'deki insani durumu iyileştirmek için adımlar attığına dair iddialarını kınıyoruz" denildi.

Hareket, bu açıklamaları, 'Başkan Biden yönetiminin, Gazze Şeridi'ndeki halkımıza yönelik bir yılı aşkın süredir devam eden acımasız soykırım savaşı, kuzeyde 38 gündür süregelen etnik temizlik, katliam ve aç bırakma operasyonlarına tam ortaklığının bir teyidi' olarak değerlendirdi. Açıklamada, sahadaki gerçekler ve Birleşmiş Milletler kuruluşlarının ve uluslararası insan hakları ve insani yardım örgütlerinin raporlarının, ABD'nin bu asılsız iddialarını yalanladığı vurgulanarak, şunlar kaydedildi:

"ABD yönetimi, işgalci faşist hükümete saldırı ve suçlarını sürdürmesi için daha fazla fırsat ve zaman tanırken, siyasi ve askeri koruma sağlamakta ve uluslararası hukukun araçlarını, sivilleri koruma amaçlı anlaşma ve sözleşmeleri engelleyerek, halkımıza ve bölge halklarına yönelik terörizmin ana destekçisi olarak rolünü pekiştirmektedir."

BM: AÇ BIRAKMAK SAVAŞ YÖNTEMİ OLARAK KULLANILAMAZ

Öte yandan, dün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) Gazze'de kıtlık uyarısı ve gıda güvencesizliği konularının ele alındığı oturumda konuşan BM İnsan Haklarından Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Ilze Brands Kehris, Gazze'de kıtlık uyarısına ilişkin, "Sivil nüfusu aç bırakmanın bir savaş yöntemi olarak kullanılması uluslararası insancıl hukuk tarafından kesinlikle yasaklanmıştır" diye konuştu. 

Üye ülkeleri bilgilendiren Kehris, İsrail ordusunun saldırılarını gerçekleştirme şeklinin uluslararası insancıl hukukun temel ilkeleri olan 'ayrım gözetme, orantılılık ve önlem almayı' sistematik olarak ihlal ettiğini gösterdiğini ifade etti. Saldırıların uluslararası hukuk kapsamında koruma altındaki hastaneler, okullar, elektrik, su ve kanalizasyon gibi yaşamsal hizmetler dahil olmak üzere Gazze'nin sivil altyapısını yok ettiğinin altını çizen Kehris, bu durumun kıtlık riskine doğrudan katkıda bulunduğunu söyledi.

Kehris, İsrail'in 220'den fazla BM personeli de dahil olmak üzere yüzlerce sağlık görevlisini, sivil polisi, gazeteciyi ve insani yardım çalışanını öldürdüğünü ifade etti.

'YARDIMLARIN MİKTARI EN DÜŞÜK SEVİYESİNE İNDİ'

Binlerce Filistinlinin genellikle zincirlenmiş ve gözleri bağlı bir şekilde Gazze'den İsrail'e götürülerek dış dünyayla iletişim kuramadan tutulduğunu belirten Kehris, "Bu sırada, insani yardımların girişi ve dağıtımı sürekli ve sürekli olarak engellenmektedir ve bu yardımların miktarı, geçen yılın en düşük seviyelerine inmiştir" diye konuştu.

Kehris, "İşgalci güç olarak İsrail, uluslararası hukuk gereğince Filistinli sivilleri koruma ve onların hayatta kalması için gerekli malzemeleri sağlama yükümlülüğüne sahiptir. Ancak Gazze'deki yıkımın bir yılı aşan etkisi, Gazze'deki Filistinliler için temel hizmetlere büyük bir darbe vurmuştur. Gazze'nin özellikle kuzeyindeki yaşam koşulları, giderek hayatta kalmaya uygun olmaktan çıkmaktadır" değerlendirmesinde bulundu.

BM İnsan Haklarından Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı , BM Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflaması (IPC) tarafından yayımlanan son raporda, Gazze'de kıtlığın yakın olduğu uyarısının yapıldığını anımsatarak, "Bu dehşet verici ihtimal, oradaki sivillerin insan haklarına yönelik bitmek bilmeyen saldırılardan ayrı bir şekilde ele alınamaz" dedi.

'SİVİL CAN KAYIPLARI KONUSUNDA DEFALARCA UYARDIK'

Son beş haftada İsrail ordusunun Gazze'nin kuzeyindeki saldırılarının büyük sivil can kaybına neden olduğunu ve özellikle kadınlar, çocuklar, yaşlılar, hastalar ve engellileri etkilediğini söyleyen Kehris, bu kişilerin birçoğunun İsrail'in askeri kısıtlamaları ve kaçış yollarına yönelik saldırıları nedeniyle bölgede mahsur kaldığını ifade etti.

Kehris, İsrail saldırılarının düzenlenme şekli ve sıklığı, çok sayıda sivilin barındığı yerlerin sistematik olarak hedef alındığını ve nüfusun yoğun olduğu bölgelerde geniş etkiye sahip silahların sürekli olarak kullanıldığını gösterdiğini belirterek, "Bunun orantısız sivil can kayıplarına yol açtığı konusunda defalarca uyardık" diye konuştu.

İsrail'in Gazze'nin kuzeyinde operasyon yürütme şeklinin 'İsrail'in burayı boşaltmayı ve hayatta kalanları güneye yerleştirmeyi amaçladığını düşündürdüğünü' dile getiren Kehris, "Bu aynı zamanda en ciddi nitelikteki vahşet risklerinin de varlığına işaret etmektedir" dedi.

(DIŞ HABERLER SERVİSİ)