Abdülhalim Yılmaz: İnsanların hayatı siyasi koz olarak kullanılıyor
Türkiye’de mültecilik üzerine çalışan avukat Abdülhalim Yılmaz, Türkiye’nin Avrupa sınırlarını açma kararıyla ilgili endişesini şöyle anlatıyor: “Türkiye kapıları açmış olsa da diğer ülkeler sınır güvenliğini daha çok artıracaktır. Sınır güvenliğinin artması daha çok kötü haberin gelmesi, dramların yaşanması anlamına gelir. İlk beklentimiz kapılarda yığılma olacak. Bir kere daha çok denizlerden geçmeye çalışacak insanlar. Bu da kayıpların olacağı anlamına gelir.”
İSTANBUL - İdlib’de 33 askerinin ölümünün ardından Türkiye, Avrupa'ya gitmek isteyen mültecilere sınır kapılarını açacağını açıkladı. Bu kararın ardından mültecileri bekleyen sorunları Türkiye’deki mülteci hakları üzerine çalışan avukat Abdülhalim Yılmaz’a sorduk. Yılmaz, Mültecilere yönelik negatif davranışların artmasından endişe ettiğini söyledi.
Abdülhalim Yılmaz, Türkiye'nin sınır kapılarını açma kararını şöyle yorumluyor: “Tahminime göre Avrupa’ya 'Sen bu işi çözmede bize yardımcı ol yoksa günah bizden gitti' denmek isteniyor. Türkiye bir anlamda İdlip’de zora düşünce mülteci kartını çekmiş oldu. Geçmeye çalışan insan sayısı çok fazla olacak. Tehdit olarak algılanırsa Suriye savaşını durdurmaya çalışabilirler."
Kararı “Türkiye’dekiler bakımından kaos yaratabilir” sözleriyle değerlendiren Yılmaz bu tespitin gerekçesini şöyle açıklıyor: “Bunu söylemek ne kadar doğru emin değilim. Mültecilere yönelik negatif davranışların artmasından endişe ediyorum. Onların Avrupa’ya gitmeleri gerekir şeklinde bir bakış yerleşebilir."
Yılmaz, Türkiye’nin bu kararıyla diğer ülkelerin sınır güvenliğini daha çok artıracağına dikkat çekiyor: “Türkiye kapıları açmış olsa da diğer ülkeler sınır güvenliğini daha çok artıracaktır. Sınır güvenliğinin artması daha çok kötü haberin gelmesi, dramların yaşanması anlamına gelir. İlk beklediğimiz kapılarda yığılma olacak. Bir kere denizlerden daha çok geçmeye çalışacak insanlar. Bu da kayıpların olacağı anlamına gelir.”
Yılmaz, “siyasi koz” değerlendirmesini pozitif anlamda kullanmadığını bilhassa belirterek anlatıyor: “Mültecilerin siyasi koz olarak kullanıldığı kesin. İnsanların hayatı politikaya alet ediliyor ama diğer taraftan baş etmekte zorlanıldığı açık. Yaklaşık 10 yıldır korkunç bir şekilde devam eden Suriye savaşının durması yönünde dışardan bir müdahale olmadı. Sadece vekalet savaşları oldu. Suriye’de taş üstünde taş kalmadı. Yüz binlerce insan öldü. 10 milyona yakın insan mülteci oldu. Komşu ülkelerden en çok da Türkiye bu yükün ağırlığını çekti. Doğrudan ya da dolaylı olarak bu savaşın çıkmasına neden olan ülkeler insani bakımdan ciddi bir sorumluk almadılar. Avrupa Birliği de bu kategoride yer alıyor.”
“Bu siyasi koza karşılık Avrupa Birliği, NATO ağırlığını koyarsa bunun üzerine İdlip’te bir ateşkes süreci sağlanabilir” diyen Yılmaz, oradaki sivillerin normal şekilde hayatlarına devam edebilmelerinin sağlanması gerektiğini aksi halde göçün kontrol edilemeyecek duruma gelebileceğini söylüyor.