Abdullah Canan için adalet istediler

Kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları, Galatasaray Lisesi önünde yaptıkları oturma eyleminde, 21 yıl önce kaybedilen Abdullah Canan'ın akıbetinin aydınlatılmasını ve sorumluların yargılanmasını istedi.

Abone ol

DUVAR - Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen evlatları ve yakınları için bir kez daha Galatasaray Lisesi önünde buluştu. Uluslararası hukukta zorla kaybetmenin insanlığa karşı işlenen suçlar içerisinde yer aldığını belirten kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları, "616 haftadır gözaltında kaybedilen yüzlerce insanımızın akıbetinin aydınlatılması ve sorumluların cezalandırılması için Galatasaray'dayız" deiler.

Evrensel'de yer alan habere göre, 1995 yılında kaybedilen Fehmi Tosun'un eşi Hanım Tosun, bütün kayıpların ortaya çıkarılması ve faillerin yargılanmasını istediklerini söylerken, Kenan Bilgin'in ağabeyi ise "Buradaki oturmamızdan rahatsızsınız biliyoruz. İnsanlarımızın kayıpları bulunmamışken biz bu alanı terk etmeyeceğiz. Kayıplarımızı ortaya çıkarana kadar sizi rahatsız etmeye devam edeceğiz" dedi.

Sağlık sorunları nedeniyle 616. hafta eylemine katılamayan gözaltında kayıpların sembol ismi Hasan Ocak'ın annesi Emine Ocak, gönderdiği mektupta şöyle seslendi: "Biz bu meydanı mücadeleyle kazandık. 7 ayımızı gözaltında geçirdik, mücadeleden vazgeçmedik. Evlatlarımızın katillerini bulamayan savcılar, evlatlarımızı sorduğumuz için bizi gözaltına aldığınızda çocuklarınıza ne cevap vereceksiniz? Bizimle görüşen cumhurbaşkanı, bak anneler çocuklarını bulamadan ölüyor. Biz ölüyoruz. Biz ölünce bitecek mi bu mücadele? Çocuklarımızın kemikleri teslim edilene kadar, bizim mezar yerimiz Galatasaray'dır. Kimse bizi buradan ayıramaz."

'CANAN'IN KATİLLERİ YARGILANSIN'

Bu hafta anılan Abdullah Canan'ın oğlu Tayip Canan, "Bizim burada olmamızdan rahatsızsanız katilleri bulun, yargılayın, kemiklerimizi bize verin biz de bu meydana gelmeyelim. Biz isyan etmiyoruz, katilleri yakalayın diyoruz" diye konuştu.

616'ıncı hafta açıklamasını, kayıpların avukatı da olan Gülseren Yoleri okudu. Yoleri, kayıplarının bulunması ve faillerinin yargılanması talebiyle yapılan 615'inci hafta buluşmasında polis müdahalesiyle tehdit edildiklerini söyledi ve ekledi: "2011 yılında dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın davet ederek görüştüğü, 'Elimizden geleni yapacağız' dediği Cumartesi Anneleri’nin yeniden 28 Şubat’ın hukuksuz uygulamalarına tabi tutulmasını kınıyoruz. Her cumartesi bir kaybın hikayesini anlatarak, bilinen faillerini açıklayarak buluşuyoruz. Anlattıklarımız tanık beyanlarına, kamu görevlilerinin ifadelerine, TBMM raporlarına, savcılık fezlekelerine, mahkeme tutanaklarına,  AİHM kararlarına, kitaplara,  gazete haberlerine de yansıyan gerçeklerdir. Hukuksuzluğa boyun eğmeyeceğiz; susmayacağız."

Bu hafta gözaltında kaybedilişinin 21. yılında Avukat Tahir Elçi’nin takip ettiği davalardan biri olan, Abdullah Canan için adalet istediklerini dile getiren Yoleri, "Gözaltında kaybedilen Canan'ı gözaltına alanlar, işkence ile sorgulayanlar ve bedenini kaybedenler bellidir. Savcılık ifadelerinde, mahkeme tutanaklarında, AİHM  kararında TBMM raporunda isimleri yazılıdır. Abdullah Canan’ı katledenler, kaybedenler yargılanarak cezalandırılmalı, Devlet, Abdullah Canan’ın kaybedilmesindeki sorumluluğunu kamuoyuna açıklamalıdır. Abdullah Canan davasındaki 21 yıllık cezasızlık son bulmalıdır" diye konuştu.