Abdurrahman Öncü, bekçi olarak işe başladığı ajansta kameraman oldu

Abdurrahman Öncü ile beraber 8 Haziran’da gözaltına alınan Esmer Tunç, “Biz Apo ile ekip arkadaşıydık. Ortada bir ‘suç’ varsa o suçu ben de işlemişimdir” dedi.

Abone ol

Semra Yansit

DİYARBAKIR - Diyarbakır’da 8 Haziran günü 20’si gazeteci 22 kişi gözaltına alındı. Ardından 16 gazeteci tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. Mahkemede ifadeleri alınan gazeteciler tutuklanarak cezaevine gönderildi. Tutuklanan kameraman Abdurrahman Öncü’nün ailesi ve çalışma arkadaşı Gazete Duvar’a Öncü’yü anlattı.

Eşinin 7 yıldır Pel Prodüksiyon'da çalıştığını ifade eden Hazal Öncü, “Biz evlenmeden önce Apo Pel Prodüksiyon’un bekçiliğini yapıyordu. Çok severek ve azim göstererek kameramanlık işini yapmaya başladı. Açıkçası ilk defa bir gözaltı süreciyle karşılaştık ve bir müddet sürecin şokundan çıkamadık. Evimize baskın yaptıkları sabah ben ve oğlum Aren Çınar evde değildik. Eşim kayınbabam ve kaynanam o sürece tanıklık etti” dedi.

‘AREN’İN KIRIK TABLETİNİ ALDILAR’

Abdurrahman Öncü’nün annesi Zübeyde Öncü, polislerin bina görevlisini yanına alarak geldiğini aktarırken korku ve endişe içinde olduklarını ifade etti. Başlarına ilk kez böyle bir şey geldiğini ve nasıl davranmaları gerektiğine dair bir düşünceleri olmadığını söyleyen Öncü, polislerin eve sabah 04:45’te geldiğini belirtti ve “1 kadın ve 4 erkek polis evimize geldiler. Evdeki her şeyi dağıttıktan sonra Aren’in kırık tabletini aldılar. Ardından saat 07:00’de Abdurrahman’ı evden alıp çıktılar. Oğlum benim ve babasının elini öpüp evden ayrıldı. Görüşmeye gittiğimde morali ve durumu çok iyiydi” diye konuştu.

‘KAYINBABAM ALZHEİMER HASTASI VE ONU TEK ANLAYAN KİŞİ APO’

Bu süreçte oldukça zorluk çektiklerini belirten Hazal Öncü, “Kayınbabam Ahmet alzheimer hastasıdır. Kayınbabam oğlunun neden cezaevine girdiğini tam olarak bilmiyor. Apo gittikten sonra onunla ilgilenmem çok zor oldu. Çünkü Apo babasının tüm sağlık süreciyle yakından ilgilenirdi. Kayınbabam çok sinirlendiğinde ancak Apo onu zaptedebiliyordu. Apo’nun görüşüne gittiğimde sürekli babasını soruyor. Onu çok merak ediyor” dedi.

‘BEKÇİYDİ, AZMİYLE KAMERAMAN OLDU’

8 Haziran’da gözaltına alınan gazetecilerden biri de kameraman Esmer Tunç idi. Esmer Tunç alınan ifadesinin ardından serbest bırakılan 4 kişiden biriydi. Tunç da Abdurrahman Öncü gibi Pel Prodüksiyon’da kameramanlık yapıyordu. Uzun yıllardır Abdurrahman Öncü ile beraber çalışan Tunç, Abdurrahman Öncü ile ilgili deneyimlerini aktardı.

Öncü’nün ilk günden tutuklandığı güne kadar işine tutkuyla bağlı olduğunu söyleyen Tunç, “Pel Prodüksiyon’da gece bekçiliği yapıyordu. Herkes işten çıktıktan sonra kameralarla ilgilenip onları kendi başına öğrenmeye çalışıyordu. Sabaha kadar montaj nasıl yapılır, kameranın çekme teknikleri nelerdir gibi konularda araştırma yapıp kendi kendine birçok program ve çekim tekniği öğreniyordu. Ve ardından artık Pel Prodüksiyon’da kameraman olarak işe devam etti. Apo her zaman bekçilikten geldiğini bize aktarırdı” diyerek çalışma arkadaşını anlattı.

‘AİLESİNE KARŞI HASSASİYETİNİ İŞİNE DE GÖSTERİRDİ’

Gözaltı sürecinde Öncü’yü Terörle Mücadele’de (TEM) gördüğünü belirten Tunç, “İlk gördüğümde biraz üzgündü. Hiçbirimiz hangi sebeple alındığımızı bilmiyorduk ve hiç kimse kimseyle konuşamıyordu. Adliye’de birbirimizi görünce uzun saatler yan yana kaldık. Ve o zaman gayet moralliydi. O zaman çocuğunu çok özlediğini söylüyordu. Ailesi konusunda çok hassas biriydi. İş yerinde muhakkak birkaç kez oğlunu arardı. Babası hastaydı, onunla ilgilenmek için ara ara işten ayrılmak durumunda kalırdı. İşi biter bitmez hızlıca işe geri gelirdi. İşine karşı çok saygılı ve özenliydi” dedi.

‘EĞER APO ‘SUÇLUYSA’, HEPİMİZ SUÇLUYUZ’

Özgür basına yönelik saldırıların yeni olmadığını söyleyen Tunç, ancak saldırılara karşı her zaman güçlü bir direncin sergilendiğini belirtti.

Gazeteciliğin suç olmadığını vurgulayan Tunç, şunları söyledi: “Yaptığımız işi suç olarak ifade ediyorlar. O zaman tüm özgür basın çalışanlarını almaları gerekecek. Sonuç itibariyle Apo’nun suçu benim de suçum oluyor. Kameramanlık yapmak suç değil. Gazetecilik suç değildir. Emniyet ele geçirdiği kamera ve fotoğraf makinasını suç materyalleri olarak basına servis ediyor. Gazetecilik materyalleri suçmuş! Arkadaşlarımız bir fotoğrafla bir videoyla ya da bir yazıyla hakikatleri göstermek istiyorlar ve göstermeye de devam edeceğiz. Ne olursa olsun halkımızın acısını da mutluluğunu da asla perde arkasında bırakmayacağız. Gerçeklikler var. İşimiz belli, biz belliyiz. Bu yüzden korktuğumuz bir şey yok.”