Geçen hafta Fransa Lyon’da başlayan sokak sanatı turumuza bugün İtalya’nın Dozza köyüyle devam ediyoruz. 1960’lardan bu yana yüzlerce sanatçının duvarlarına izini bıraktığı rengarenk bir açıkhava müzesi...
Arkadaşlarımın okuduğu, bir havayolu şirketinin her nedense direk ve uygun fiyata uçtuğu Bolonya, bu sebeplerden hep "bir ara giderim" listesinde yer almıştı. Meğersem İtalya’nın en güzel şehirlerindenmiş “Kızıl Şehir”... Turisti İtalya’nın diğer popüler şehirlerine göre az, kültürü-tarihi zengin, yemeği acayip lezzetli, keyfi bol... Dolayısıyla şehri ziyarete gittiğim eküri kalkıp komşu kasabalara gidelim deyince ne gerek var, diye düşünmüştüm.
Ayhan Sicimoğlu’nun bir yazısı üzerine kalkıp gidilen Dozza, insanın güzel ortamda yürümek yerine süzülüyor gibi hissettiği bir masal diyarıymış meğer... Bolonya’dan yarım saat tren mesafesi+taksiyle vardığınız köyün giriş kapısı, zaten bir film karesine, bir Ortaçağ hikayesine giriyormuşsunuz hissiyatı yaratıyor. 9. yüzyılda kurulan bu köyü çeviren, o masal-kapının (kapı, bugün gördüğümüz haline 17. yüzyılda gelmiş) girişi olduğu duvarlar, 1086’da istilacılardan korunmak için örülmüş. Duvarların ortasına da sonradan bir kale (Rocca Sforzesca di Dozza veya Rocca di Dozza) inşaa edilmiş. İşte 24 kilometrekarelik köy da bu kadar: Aşağıda heybetli bir kapı, duvarlar arasından yukarıya, kaleye çıkan Arnavut kaldırımı taşlı dar sokaklar ve kale meydanı... Bu kadar küçük bir köy için ne anlatılabilir? Çok şey! Çünkü 6000 küsur nüfuslu bu köyün sakinleri, dünyanın en şanslıları arasında. O küçücük Dozza, yemeği, şarabı, sanatı ve içinde yer aldığı doğanın verdiği huzur ile bir dünya harikası.
BOYALI DUVAR BİENALİ
Dozza, bugün kazandığı ünün büyük bir payını, 1960’ın başında bir derneğin ortaya attığı Muro Dipinto (Boyalı Duvar) Bienali’ne borçlu. Haziran 1960’ta birçok sanatçı köyü güzelleştirmek üzere izin verilen kamu ve özel binaların duvarlarına resim yapmak için Dozza’ya davet ediliyor. Bienalin ilk gününde çılgınca yağan yağmur (ki Dozza’nın adı da İtalyanca “doccia”dan (duş, çok yağmur) geliyormuş) organizasyonu kötü etkileyeceğine ününü daha da arttırmış. Bienal o kadar ilgi görmüş ve ünlü olmuş ki, her yapıldığında başta elbetteki Avrupa olmak üzere dünyanın çeşitli köşelerinden 200 kadar sanatçıyı çeken bir etkinlik haline gelmiş.
2 yılda bir, tek sayıyla biten yıllarda eylülün üçüncü haftasında gerçekleşen bienalde yapılan dev duvar resimlerinde empresyonizmden kübizme birçok farklı akımın etkisini görmeniz mümkün. Dozza’ya gelen sanatçılar için zamanla tüm duvarlar, köprüler, geçitler, tavanlar hatta borular bile birer tuvale, şehir de bir açık hava müzesine dönüşmüş. Resimler öyle bir yapılıyor ki, kapılar, pencereler, duvarların kıvrımları resmin bir parçası oluyor. Sanatseverler için hakikaten bir çocuğun Çarli’nin çikolata fabrikasına düşmesi gibi heyecan yaratan bir köy Dozza! Doyamıyorsunuz bakmaya! Gittiğimde haberim olmayıp sonradan bir öğrendiğim Muro Dipito uygulaması üzerinden (tanıtım web sitesi gibi uygulama da sadece İtalyanca, bu kadar ünlü bir köyün tanıtım içeriklerinin hiçbirinin İngilizce olmaması tam bir İtalyanlık şov...) tek tek duvar resimlerine ve sanatçılarına bakabilirsiniz. Bir de yine İtalyanca sebebiyle çözemesem de sanatçılara dönem dönem açık çağrı yapılıyor, buradan kalkıp gidip oraya bir iz bırakmaya gitmek isteyeceklere duyurulur...
İTALYA'NIN EN GÜZEL KÖYLERİ LİSTESİNDE
Söylediğim gibi, Dozza’nın sakinleri pek şanslı... Köy, "Borghi più belli d’Italia", İtalya’nın En Güzel Köyleri listesinde yerini alırken arabadan indiğinizde burnunuza çarpan o doğal, taze kokusu, ağaçların sesleri ve rengarenk duvarlarıyla unvanının hakkını vermiş olduğunu kanıtlıyor. Bunun üzerine bir de yemek ve şarap sürprizi geliyor ki, o da ayrı şahane. İtalya’nın dördüncü en büyük şarap üreten bölgesi olan Emilia-Romagna’da yer alan Dozza’nın kalesinin zindanlarından biri Enoteca Regionale Emilia Romagna adındaki enolojik (şarap ve şarap yapımı bilimi) ürünler sunan bir şarap mahzenine ev sahipliği yapıyor. Koca mahzende Emilia-Romagna bölgesinde üretilen tüm şarapları çok uygun fiyatlardan özel koleksiyonlara girecek bir seçkide bulabiliyorsunuz. (Kaçla çarparsan çarp, güzelim Emilia-Romagna şarabı buradakilerden ucuza geliyor bu arada, vergilere selam olsun!)
Gözü, gönlü ve karnı doyurup köyden ayrılırken bir de yaşları 100’ü geçen çalı meşesi ve armut ağaçlarına da sarılıp Dozza’nın doğasından da payınızı alırsanız, tamam, göklerdesiniz...