Adalet arayıcıları ne istiyor?

Adalet Kurultayı, kendilerini 'deneyimli ve kıdemli ötekiler' olarak nitelendiren azınlık temsilcilerini, CHP’yi korkulardan arınmaya çağıran sanatçıları, kapsayıcı ve kucaklayıcı bir sonuç bildirgesi bekleyen akademisyenleri bir araya getirdi. Ortak çağrı herkes için adalet oldu.

Abone ol

DUVAR - CHP öncülüğünde Çanakkale’de yapılan Adalet Kurultayı, engellilerden azınlıklara, insan hakları savunucularından sanatçılara, toplumun farklı kesimlerinden adalet arayan binlerce kişiyi bir araya getirdi.

Kurultay kapsamında düzenlenen çalıştaylara katılan “adalet arayıcıları” sorunlarını dile getirdi, çözüm önerileri sundu. Duvar’a konuşan Çalıştay katılımcılarının değerlendirmeleri şöyle oldu:

DENEYİMLİ VE KIDEMLİ ÖTEKİLER: AZINLIKLAR

Laki Vingas

1. ve 2. Dönem Azınlıklar Temsilcisi Laki Vingas: "Müslüman olmayan toplumlar, azınlıklar olarak tabir edilenler olarak Türkiye’nin en deneyimli ve kıdemli ötekileştirilenlerindeniz. Son yüzyılda kendimizi ifade etmek için, liyakatımızı, sevgimizi, bu toprağa bağlılığımızı ifade etmek için uğraşıyoruz. Nüfusumuz 20. yüzyılda yüzde 25’ten bugün 100 binin altına indi. Bu 100 yıllık bir birikimin sonucu. Her zaman yabancı, dışarıdan talimat alan tehlikeli, zaten 'gâvur' yaftası ile mücadele etmeye çalışan bir insanlar grubu olduk. CHP’nin bu duruma karşı nasıl politika üreteceğini merak ediyorum. Üstelik CHP’nin de bu konuda ciddi kusurları var. Bir dönüşüm içindeyse bunu daha kesin ifadelerle, net politikalarla, daha açık çalışmalarla yapmasını ümit ediyorum. Burada olmaktan mutluyum. Kendini farklı hisseden, küçümsenen, ötekileştirilen toplumların talebi eşit vatandaşlık. Bu anayasada olsa da uygulamada olmuyor. Bir devlet politikası olmalı, bir siyasi irade olmalı. Böyle olursa eğitimden başlayarak bir değişim yaşanabilir. Az sayıda kalmış azınlıkların da çaba göstermesi lazım. Küsmemeli, mücadele etmeliler. Hep birlikte diyalog ortamını geliştirecek çalışmalar yapmalıyız. Türkiye’nin köklü bir partisinin bunları sorguluyor olması, bana göre biraz da yüzleşiyor olması -2008 yılında vakıflar kanununda CHP’nin itirazlarını hatırlıyoruz- önemli. Yüzleşmek bence özgüven meselesidir. Ben bunun için geldim. Umarım bundan sonra da tüm partiler bu konuları daha hassas ele alır, insan merkezli politikalarla gider."

EZEL AKAY: CHP KORKULARDAN ARINMALI

Ezel Akay

Sanatçı Ezel Akay: “'Adalet ve Sanat' çalıştayına davet edildim. Herkeste benim 'yakınma' dediğim bir hal var. Tabii bu teşhis anlamına da geliyor. Ama yakınma yüzeysel bir teşhis. Ben bu yakınmanın, iktidarın açtığı alanda konuşmak olduğunu düşünüyorum. Bizim kavramsal dünyamızı değiştirmemiz, başka olmaya çalışmamız ve güne yenilmememiz gerekiyor. Bugünü kurtarmak yerine yarını kazanmak için uğraşacak projeler üretmeliyiz. Çözüm bulmalıyız. Tiyatro salonu mu bulunamıyor. CHP, HDP belediyeleri, bazı bağımsız yapılar bir mekan envanteri çıkaralım. Buraları üretim alanı olarak örgütleyelim. Tek merkezden yönetim üzerine konuşmak yerine ademi merkeziyetçiliğe dönelim ve merkezsiz nasıl çalışılır bunu örgütleyelim. İster AK Parti, ister CHP iktidarda olsun burada sorun merkezci derin devletin kültürel esiri olmamak. Bundan kurtulmamız lazım. Bundan kurtulamazsak AK Parti’ye oy verenlere ikna edici bir şey söylenemez. Nasıl birlikte yaşamanın çözümü ademi merkeziyetçiliktir. Herkes kendi bölgesinde kendi örgütlenmesi ile kendi yaşam tarzına uygun kültürel faaliyete girebilir. Biz bunu destekleyelim. CHP de demokrasi adalete inanıyorsa -bu konuda CHP’lilerin bile şüpheleri var- o zaman bu tür örgütlenmeye destek olmalı, bunu örgütlemeli. Geleceği kurtarmalı. Siyasi iktidar hedefini bir kenara bırakıp, böyle yaparsa o zaman iktidara ulaşması kolaylaşacaktır. İttifaklar yapmalıdır. Korkutmalardan arınmalı. İktidar öyle bir korkutma içinde ki CHP HDP’den korkar oldu. Şu an 2 demokrasi kuvveti var. Tabii ki bunlar belli konularda ortak hareket etmeli. Başka çalıştaylara da katıldım. Ama sonuçların hayata geçirileceğine inancım az. CHP örgütünün bu çalışmaların takipçisi olması gerek."

KABOĞLU: KUCAKLAYICI BİR SONUÇ BİLDİRGESİ OLMALI

Prof. İbrahim Kaboğlu

Anayasa Hukuku Profesörü İbrahim Kaboğlu: "Önemli bir toplantı. Türkiye’de bir ilk. Adalet konusunda beyin fırtınası yapmak Türkiye’nin çok yönlü adalet ve eşitsizlik sorunlarının bulunduğu bir dönemde önemli bir buluşma. Çalıştaylar ve paneller çakışmasa daha iyi olurdu. Çevresel adalet önemli. Bundan sonra ne yapılabilir, Kurultay ileriye nasıl götürülür, bu önemli. Sonuç bildirisi önemli. Kapsayıcı ve kucaklayıcı bir sonuç bildirgesi olmalı."

SAÇILIK: FAŞİZMİ DAYATANLARA KARŞI BİRLİK OLABİLİRİZ

Veli Saçılık

KHK ile ihraç edilen Veli Saçılık: "Adalete ihtiyacım olduğu için buradayım. İşe iade için açlık grevinde olan arkadaşlarım için adalet istiyorum. Cezaevindeki gazeteciler için adalet istiyorum. Burada samimi bir adalet talebi doğrultusunda fikri ayrılıklarımızı bir kenara koyarak hep beraber AKP’nin yarattığı karanlık ortamı bir nebze de olsa aydınlatmak, AKP’yi adil yargılamak üzere bir arada bulunabiliriz. CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun isimleri yasaklanan, 'Yaşasın' diyenler cezaevine atılırken Semih ve Nuriye’nin ismini kürsüde anması, onlar için adalet talebini dillendirmesi önemliydi. Bu 'Kılıçdaroğlu’nu da cezaevine atacağız' diyenlere 'Korkmuyoruz' cevabıdır. O nedenle burada olduğum için mutluyum. Faşizmi dayatanlara karşı birlik olabiliriz. Dün HDP’li vekiller tutuklandığında 'Bana ne' diyenler, bugün CHP’li vekil tutuklandığında bunun toplumu teslim alma olduğunu gördü. Biz Türkü, Kürdü ile sosyal demokratı sosyalisti, İslamcısı, sağcısı ile hep beraber herkes için adalet istemek zorundayız. Herkesin hakkı hukukunu koruyarak bir arada yaşayalım."

ÇETİNKAYA: ADALET ÖNCE ULAŞABİLİRLİK OLMALI

Semra Çetinkaya

Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği Genel Başkan Yardımcısı Semra Çetinkaya: "Adalet için buradayız. Engellinin adalete nasıl ulaşamadığını konuştuk. Adalet demek öncelikle ulaşabilirlik demek. Yargı mensuplarına ulaşıp, orada sorunu çözüp, adalete erişimi sağlamak demek. Biz hala adliyeye giremiyoruz, avukatlara ulaşamıyoruz. Aynı zamanda dava açmak külfet, ulaşım büyük sıkıntı. Anayasada eşitlik var ama uygulamada, ceza yaptırımı olmadığı için mağdur kalan, yaşamın içinde olamayan insanlarız. Bunlar raporlanacak. İnşallah hep birlikte adalete kavuşup birlikte yaşamayı öğreneceğiz."

ÖZMEN: KUCAKLAŞMAYA İHTİYAÇ VAR

Ahmet Özmen

Diyarbakır Barosu Başkanı Ahmet Özmen: "Türkiye’de insan hakları ihlalleri ve hukuku son 2 yılda çok yara aldı. İnsan hakları mücadelesi her bireyin vicdanı ile ilgili bir konu. 80 milyon insanı ilgilendiriyor. Her bireyin vicdanı ile haksızlığa uğrayan herkesin yanında yer alması gerekiyor. Ne yazık ki son dönemde siyasi kutuplaşma var. Herkes kendinden olanın yanında durma tutumu içinde. Bunu siyaset tetikliyor. Bu kutuplaşmayı gelecek açısından çok olumlu görmüyorum. Türkiye’de tüm kesimleri kendi kimliği, varlığı ile kabul etmek suretiyle kucaklaşmaya yeni bir arada yaşam projesi yaratmaya davet ediyoruz. Sadece CHP’yi değil Türkiye’deki tüm siyasi partileri çağırıyoruz."