Adam sevildi…

Fotoğraf çekmek için çıktığım demirlerin üzerinde durabilmek için bir amcanın omzundan destek aldım. İzin istemedim. Arasına katıldığınız kalabalığın tehlikeli olup olmadığını anladığınızda yapacağınız bir şey bu. Amca, haliyle kimdir bu el deyip, yukarıya baktı. “Kusura bakmayın” dedim. “Başım üstünde yerin var” dedi. Tanışmıyoruz…

Abone ol

DUVAR - Bu yazıya, “Adam kazandı” değil de “Adam sevildi” diye başlamak sanırım en doğrusu. Ekrem İmamoğlu’nu bekleyen kalabalığa bakınca kazanmaktan ziyade gördüğüm şey buydu.

İmamoğlu, kürsüye çıkmadan “İstanbul hazır mı?” sorusu defalarca soruldu. Konuşma tabi ki de bitmek bilmedi. Tüm benzer miting alanlarında olduğu gibi İmamoğlu’nu bekleyen kitlenin tepesinde de sürekli konuşan biri vardı. Kaçış yok, bu işlerin usulü bu…

İmamoğlu konuşmak için otobüsün üzerine çıktığında ilk söylediği Kürtlere, Türklere, Lazlara bilumum bütün etnik kökenlere, halklara selam vermek oldu. Bu şehrin bütün inançlarına Hristiyanlara, Ermenilere, Rumlara diyerek sözlerine devam etti.

'AŞIĞIM SANA' DİYE BAĞIRAN DA VARDI, 'ADAMIN DİBİ' DİYEN DE

Fotoğraf çekmek için çıktığım demirlerin üzerinde durabilmek için bir amcanın omzundan destek aldım. İzin istemedim. Arasına katıldığınız kalabalığın tehlikeli olup olmadığını anladığınızda yapacağınız bir şey bu. Amca, haliyle kimdir bu el deyip, yukarıya baktı. “Kusura bakmayın” dedim. “Başım üstünde yerin var” dedi. Tanışmıyoruz…

"Aşığım sana" diye bağıran bir genç kadın da vardı, “adamın dibi” diyen de. (“Lütfen eril dil kullanmayın” diye uyarmadım. Yeri hiç değil) Anne kız ağlayanlar da. İmamoğlu’nun tüm konuşmasında hissedilen şey, sağduyuya davetti. Korku demeyelim ama muhatabının ne yapacağını kestirememe ihtimalinden dolayı tedirgin olma hali diyelim. Hemen her cümlesinde tekrarladı. Sağduyu, yeni bir başlangıç, yeni bir İstanbul… “Artık ötekisi yok, berikisi yok, artık kıyıda köşede kalanı yok, artık kaymak tabakası, artık varoşu yok. Bu şehrin nimetlerini ganimet yapmak yok” sözleri kızılca kıyamet alkışlandı.

İmamoğlu alandan ayrılırken bir tembihte bulundu. “Birbirinize selam verin, birbirinize gülümseyin” dedi ve bir isteği oldu kitleden: “Hata yapabilirim, ayağım tökezleyip yere düşebilirim. Benim elimden tutup beni 16 milyon insan olarak ayağa kaldırmaya var mısınız?” Bunu söylerken arkamdaki teyzenin gözleri dolmuştu.

İmamoğlu’nu bekleyen kitle Fatih, Saraçhane’deydi. Fatih, AK Parti seçmeninin çoğunlukla olduğu bir yer. Sıkıntı çıkabilir mi diye düşünmedim değil. Şükür, çıkmadı. Sakin sakin taşlar yerine oturacak gibi. Kimseyi tökezletmeyecek taşlar… Ekrem İmamoğlu’nun serinkanlı cümlelerinin, itinayla seçtiği sözlerinin sebebi sanırım bu.