Adem Kızılçay İzmir'den Ankara'ya yürüyor

10 Ekim Ankara katliamında hayatını kaybeden İsmail Kızılçay’ın ağabeyi Adem Kızılçay başta Nuriye Gülmen ve Semih Özakça olmak üzere ihraç edilmiş tüm kamu çalışanlarına destek olmak için İzmir’den Ankara’ya yürüyor.

Abone ol

ANKARA - Açlık grevinde 110 günü geride bırakan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça ile kamudan ihraç edilmiş tüm çalışanlara destek olmak amacıyla 57 yaşındaki emekli Adem Kızılçay İzmir’den Ankara’ya doğru yürüyüşe başladı. Daha önce Yüksel Caddesi’nde Gülmen ve Özakça’yı ziyaret ettiğini ve gözlerindeki kararlığı gördüğünü söyleyen Kızılçay, 10 Ekim Ankara Katliamı’nda kardeşi İsmail Kızılçay’ı kaybetmişti.

‘ÖNCELİĞİMİZ NURİYE VE SEMİH OLMALIYDI’

Kızılçay yürüyüşünde çevreden geçenlerden de ilgi görüyor.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun tutuklanan milletvekili Enis Berberoğlu için başlattığı ‘Adalet Yürüyüşü’nü sosyal medyada gördükten sonra yürüyüşe başladığını belirten Kızılçay, “Ben bireysel olarak İzmir’den yola çıktım. Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşüne de çok saygı duyuyorum fakat o yürüyüş ile benim yürüyüşüm arasında fark var. Ben ölümle yaşam arasındaki ince ayrım için yürüyorum. İki mesele de adalet için olabilir ama önceliğimiz ölüme doğru giden Nuriye ve Semih olmalıydı” dedi.

‘KARARLILIKLARINI GÖZLERİNDE HİSSETMİŞTİM’

Ayağındaki rahatsızlığı nedeniyle günde 20 kilometreden uzun yürüyemediğini söyleyen Kızılçay, 12 gün sonra Yüksel Caddesi'ne ya da Sincan Cezaevi'ne varmayı planlıyor. Elinde Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın fotoğrafının yer aldığı ve “İş ekmek özgürlük herkes için adalet” yazılı döviz taşıyan Adem Kızılçay şunları söyledi, “Ankara’ya vardığımda Nuriye ve Semih ile görüşme talebinde bulunacağım. Yüksel Caddesi’ne daha önce destek amacıyla gelmiştim. O çocukların kararlılığını gözlerinde hissetmiştim. Orada gördüğümde gerek oturma eylemini gerek açlık grevini sürdüreceklerini anlamıştım çünkü çok haklılar."

‘İÇİMDE BÜYÜK BİR İNANÇ VAR’

Tek başına yürüyen Kızılçay, Uşak’ı geride bırakmış durumda. “Yalnız hissetmiyorum çünkü içimde büyük bir inanç var” diyen Kızılçay karşısına çıkan insanlara Gülmen ve Özakça’nın ihraç sürecini anlatarak ilerliyor.

'HERKES VİCDANIYLA BAŞ BAŞA'

"İnsanlar ‘neden yürüyorsun, yürünür mü bu kadar yol’ diyor. Ben de ‘o çocukların haklarını, hukuklarını duyurmak için yürüyorum’ diye cevaplıyorum” diye anlatan Kızılçay sözlerine şöyle devam etti, “İnsanlara 'benim yürüyüşümde bana eşlik edin' demiyorum. İnsanların bu adaletsiz durumu içinde hissederek yürümesi gerekiyor. Sonuçta bir noktada herkes kendi vicdanıyla baş başa kalıyor.”

'KÖTÜLÜĞÜN KARŞISINDA EĞİLİP BÜKÜLMEYELİM'

Her yerde yoğun ilgiyle karşılandığını söyleyen Kızılçay, "İnsanlarımız bu hak arama mücadelelerinde, adalet arayışlarında bir iki adım ileri atıyorlar ama devlet baskısıyla karşılaştıklarında geri adım atıyorlar. Çıkılan yolda riskleri göze almak gerekiyor. Mücadele, kırılganlığı kaldıramaz. Kötülüğün karşısında eğilip bükülmeyelim. Nuriye ve Semih bunu çok iyi başardılar. Yüksel Caddesi’ndeki diğer arkadaşlar da her gün eylemleriyle bize bunu gösteriyorlar” diye konuştu.