Ağbaba: Aleviler eşit yurttaşlık istiyor, tek virgülle çözebilirsiniz

CHP'li Veli Ağbaba, TBMM'de yaptığı konuşmada iktidarın Alevilere yönelik politikalarını eleştirdi. Ağbaba, Alevilerin talebini dile getirerek "Bir virgülle Alevilik meselesi çözülebilir" dedi.

Abone ol

DUVAR - CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, cemevlerine ilişkin düzenlemenin de yer aldığı torba yasa teklifi görüşmeleri sırasında TBMM Genel Kurulu’nda konuştu. Ağbaba, “Alevilerin inanç tarifini yapmaya çalışanlara seslenmek isteriz: Siz, Alevileri yaşamda, siyasette, bürokraside ya da devletin kademesinde eşit yurttaş olarak görüyor musunuz, görmüyor musunuz? Bir siyasi partinin liderinin inancını miting meydanlarında yuhalatanlardan Aleviler ne bekler, ne umar, bunu da tekrar sizin vicdanlarınıza havale etmek istiyorum” dedi.

Ağbaba, Alevilerin beklentisinin eşit yurttaşlık olduğunu söyledi ve sorunun 'tek virgülle' çözülebileceğini ifade etti. Ağbaba "Sizden kimsenin başka bir beklentisi yoktur, beklenti sadece eşit yurttaşlıktır. Ayrıca, bu meselenin çözümü hakikaten çok zor değildir, İbrahim Kaboğlu bu konuyla ilgili çok ciddi bir çalışma yaptı. Bakın, bir virgülle Alevilik meselesi çözülebilir, bir virgülle. O kanunda yazıyor ya "cami, kilise, sinagog" virgül "cemevi" diyeceksiniz, başka bir şey istemiyor Aleviler sizden. Bir virgülle bu mesele çözülürken Alevilik sadece demire, çimentoya ya da suya havale edildi" diye konuştu. 

ANKA'nın aktardığına göre, Ağbaba'nın konuşmasından öne çıkanlar şöyle oldu:

İNANCA SAYGISIZLIK: Alevilerle ilgili bir düzenlemeyi görüşüyoruz, şimdi bu kanun teklifini yapanlara sormak istiyorum: Elinizi vicdanınıza koyun, bir düşünün… Alevilerle ilgili bir düzenleme yapılıyor ama bu değişiklik yapılırken hiçbir Alevi örgütünün düşüncesi alınmıyor. Bu inancın sahiplerine büyük bir saygısızlık olduğunu ifade etmek istiyorum. Aleviler yıllardan beri çeşitli zulümlere uğrayarak kendi inançlarını yaşadılar ve yaşamaya devam ediyorlar. Sizler isteseniz de istemeseniz de Aleviler; bedeli ne olursa olsun, bu inançlarını yaşamaya devam edecekler.

ALEVİLER COPA GAZLA SUSTURULMAYA ÇALIŞILDI: Keşke birazcık Alevileri dinleseydiniz. Geçtiğimiz hafta Aleviler Meclis’in önüne geldiler ve maalesef AKP'nin açılımını aslında o gün gördüler. Meclis’in önüne gelen Alevi temsilcileri copla, kalkanla, biber gazıyla susturulmaya çalışıldı. Bunun da AKP'nin ve Cumhur İttifakı'nın Alevi örgütlere bakışını göstermiş olduğunu düşünüyorum.

ALEVİLERİN RIZASI YOKTUR: Sormak lazım: ‘Alevilerin katli vaciptir’ diyen Ebussuud'u yere göğe sığdıramayanlar bu kanunu nasıl yapacak? Ya da ‘Alevilerin katli vaciptir’ diyen Ebussuud'u yere göğe sığdıramayanlara Aleviler nasıl inanacak, bunu da sizin vicdanlarınıza havale etmek istiyorum. Ayrıca Alevilikte rızalık vardır; rıza olmadan ne meydana girilir ne lokma yenir. Bu, aynı zamanda gönül rızalığıdır. Alevilikte rızasız lokma haramdır ve Alevilerin de bu konuda rızası yoktur.

EŞİT YURTTAŞ GÖRÜYOR MUSUNUZ: Devletin bir inancı tarif etme hakkının evrensel bir dünyada da yeri yoktur. Alevilerin beklentisi, yıllardan beri ifade ettikleri gibi eşit yurttaşlıktır. Sadece insanların, Alevilerin inanç tarifini yapmaya çalışan ya da ibadethanelerine, cemevlerine bir tarif yapmaya çalışanlara seslenmek isteriz: Siz, Alevileri yaşamda, siyasette, bürokraside ya da devletin kademesinde eşit yurttaş olarak görüyor musunuz, görmüyor musunuz? Bu soru kocaman bir sorudur ve Türkiye'yi yıllardan beri yönetenlerin ayıbıdır. Bir insan Alevi olduğu için kaymakam olamıyorsa, bürokrat olamıyorsa, bir Alevi başarılı olmasına rağmen, her türlü liyakati olmasına rağmen devletin organlarında bir yere gelemiyorsa sorulması gereken soru ve yapılması gereken ilk iş odur ve bir soru daha sormak lazım burada: Bir siyasi partinin liderinin inancını miting meydanlarında yuhalatanlardan Aleviler ne bekler, ne umar, bunu da tekrar sizin vicdanlarınıza havale etmek istiyorum.

BİR VİRGÜLLE ÇÖZÜLEBİLİR: Sizden kimsenin başka bir beklentisi yoktur, beklenti sadece eşit yurttaşlıktır. Ayrıca, bu meselenin çözümü hakikaten çok zor değildir, İbrahim Kaboğlu bu konuyla ilgili çok ciddi bir çalışma yaptı. Bakın, bir virgülle Alevilik meselesi çözülebilir, bir virgülle. O kanunda yazıyor ya "cami, kilise, sinagog" virgül "cemevi" diyeceksiniz, başka bir şey istemiyor Aleviler sizden. Bir virgülle bu mesele çözülürken Alevilik sadece demire, çimentoya ya da suya havale edildi.

CUMHURBAŞKANI LİYAKATA ÖNEM VERİR!: Geçtiğimiz günlerde Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı resmî olarak kuruldu. 11 kişilik Danışma Kurulunun üyelerini kim atayacak? Cumhurbaşkanı atayacak. Sayın Cumhurbaşkanının bu konuda geçmiş deneyimleri göstermiştir ki liyakate acayip önem verir(!) Bakın, onun okumuş olduğu en önemli kitap Fesli Kadir'in tarihidir; fesli meczup, deli Kadir'in kitabıdır. Deli Kadir'i tarihçi olarak gören birinin bu kurula atayacağı insanları sorgulamak Alevilerin hakkı değil midir? Kim atayacak Allah aşkına? Kendinize güveniyorsanız Alevi kurumlar seçseydi ya bu insanları. Ona izin verir misiniz? Vermezsiniz. Şimdi, yakında semahın nasıl dönüleceğine de karar vermek istersiniz ama buna Aleviler izin vermez.

ALEVİLİK TİYATRO MU: Kültür Bakanlığına bağlı bir kurum kuruluyor, elinizi vicdanınıza koyun, hepinizin inancı var, sizin inancınız da böyle tarif edilse sizin zorunuza gitmez mi, isyan etmez misiniz ya? Alevilik bir tiyatro mu? Alevilik bir halk oyunu mu? Alevilik tarihî ya da turistik bir eser mi? Alevilerin ibadeti kültürel veya turistik bir aktivite mi? Kendi inancınızla düşünün ve elinizi vicdanınıza koyun ya. Bu, insanlara en büyük hakarettir; bir inancın Kültür Bakanlığına bağlanması büyük hakarettir. Aleviliği dinî inanç olarak görmeyip, reddedip, folklorik kültürel bir zemine oturtup yirmi yılın ardından Alevilere daire başkanlığı vermek Alevilerle, en hafif deyimiyle, dalga geçmektir. Ezelden beri hiçbir boyunduruk altına girmeyip zalime, zalim iktidarlara boyun eğmeyen "Başım gitsin ama dik durayım" diyen Alevilerin bu buyruklarınızı da dinlemeyeceklerini bilmenizi isteriz.

YENİ ALEVİ TANIMINA İZİN VERMEYİN: Bu memlekette, Anadolu'da dokuz yüz yıldan beri bir cemevi var, dünyanın en eski cemevi Malatya Arapgir Onar Mahallesi'nde hâlâ yaşama devam etmektedir. Bu inancın önderleri yüzyıllar önce bu topraklara barış ve kardeşlik tohumları ekmişlerdir. Bakın, hatırlayın, Avrupa'da din uğruna insanlar birbirlerini katlederken, idamlar gerçekleşirken bu inancın hünkârı bu topraklarda barışın ve kardeşliğin tohumlarını ekmiştir. Bir elinde aslanı, bir elinde ceylanı taşıyarak dünyaya hoşgörü tohumlarını eken bu inancın hünkârıdır, Hacı Bektaş Veli'dir. O inancın, o hünkârın yolundan yol yürüyenlerin, yol erenlerinin düşüncelerini lütfen dinleyin. Bilin ki bugün bu topraklarda Müslümanlık varsa, İslam varsa en çok da bu inancın önderleri, hünkârları sayesinde bu inançları yaşamaktasınız. Lütfen Alevileri kendinize benzetmeye, devletin yeni bir Alevi tanımı yapmasına izin vermeyin.

HİÇBİR PARTİNİN ARKA BAHÇESİ DEĞİL: (AK Partili Bülent Turan’ın kanun teklifi hazırlanırken cemevlerine gittiğini söylemesinin üzerine) Aleviler aslında bu kanunla birleştiler, ilk kez bütün Alevi kurumları bu kanunun yapılma şeklini, yapılmasını doğru bulmuyorlar. Tekrar söylüyorum: Devletin Alevilerin inancını tarif etmesine bütün Aleviler karşı. Alevilik meselesini sadece su meselesi, elektrik meselesi ya da çimento meselesi olarak görürseniz bu, doğru bir yaklaşım olmaz, yani yirmi yılın ardından Bülent Turan'ın cemevi ziyaret etmesinden çok memnun oluruz, gitsin, daha çok gitsin yani cemevlerine ziyaretinden kimse bir şikâyet görmez ve cemevleri hiçbir siyasi partinin, hiçbir kimsenin de arka bahçesi değildir, cemevleri Alevilerin yüzyıllardan beri ibadet yaptığı bir yerdir. Bu rahatsızlıkları ifade etmeye çalıştım ben. Aleviler bir fetva makamı istemiyorlar.

(HABER MERKEZİ)