Zenginin malı züğürdün çenesi yorar malum. Neden yorar bilmek de zor. Zira refah seviyesi oldukça yüksek olan, muhasır medeniyetler seviyesini belirleyen, krizlerin teğet geçip tırıs gittiği bir ülke burası. ‘İstikrar, istikrar’ söylemleri boşuna değil. Düşünün benzinin fiyatı düşmüş ama ekonomik olarak o kadar rahat bir ülkede yaşıyoruz ki, idarecilerimiz sağ olsun, Avrupa’nın hatta dünyanın en yüksek ücretli benzinini biz kullanıyoruz. Var ki kullanıyoruz efendim. Olmasa böyle mi olur. O sebeple son 14 yılda, bu terimin muhakkak literatürden kaldırılması lazımdı. Yapmadılar. Buradan Türk Dil Kurumu’na da sesleniyorum. Duyun sesimi.
Memlekette züğürt yoktur ki çeneler yorulsun. Ama şu basın yok mu şu basın. Refah seviyemizi aşağı çekmek için her yola başvuranlara çanak tutuyorlar. Hem de spor sayfalarında bile. Sanki memlekette fakir varmış gibi “Oynamadan para kazanıyorlar”, “Ayak tenisi oynamak için şu kadar milyon alıyorlar” “Hem oynamıyorlar hem de kulübün üstünde asalak gibi yaşıyorlar” minvalinde haberler yapıp, toplumun moralini bozmaya kast ediyorlar.
ZORLA SÖZLEŞME İMZALATIYORLAR
Düşmeyin efendim bu tuzaklara. Evet, futbol kulüplerimizde bazı oyuncular oynamadan para kazanıyor ama bunu ülkemizin refahına ve ekonomik istikrarına imalarla gönderme yapmak da neyin nesi! Sadece bu kötücül futbolcuları afişe edin yeter. Onu da ufak sütunlarda yapın.
Evet, böyle pis, kötü niyetli oyuncular var. Hem oynamıyorlar hem de canım kulüplerimizin paracıklarını alıyorlar. Ama bunun genel ekonomimizde, istikrarımızda bir hasar yaratmadığını belirtmek lazım. Evet, bu kötü niyetli futbolcu müsveddelerini ifşa edelim. Çünkü bu oyuncular cüretkarlar. Bizzat kendilerinin hazırladıkları, kulüplere silah zoruyla dayattıkları, imzalanmaması durumunda her yeri ateşe verip, kulüp binalarını tarumar edecekleri tehditleriyle, canım yöneticilerimizin eline zorla kalemi vererek imzalatıyorlar bu sözleşmeleri. Böyle olunca da ne yapsın benim yöneticim, mecburen imzalıyor. Bu oyuncular öyle ahlaksız ki, daha imzaların mürekkebi kurumadan da yatmaya başlıyorlar. Her gelen teknik direktör, sistemine en uygun adamların bu oyuncular olduğunu söylese, onlardan rica minnetle sahaya çıkmalarını istese bile, bu kötü niyetli, sadece para yemeye odaklı, tembel, vicdansız oyuncular yine de ‘Nuh’tan başka kelime bilmiyorlar. Dolayısıyla da yöneticilerimiz mecburen onlarla sözleşme imzalıyor. Eee, haliyle de paralarını ödemek zorunda kalıyorlar. Zaten bu pislerin tek hedefi de bu.
AH BENİM GARİBAN YÖNETİCİM
Oynamıyorlar, para alıyorlar, bir de basında haber olup milletin moralini bozmaya yelteniyorlar. Bu tip pis oyuncular son yıllarda özellikle Galatasaray ve Fenerbahçe'ye yuvalandılar. Türk sporunun çınarlarına zorla postu serip, bin bir tehditle sözleşmeler imzalatıp sonra onları sömürüyorlar.
Ah şu istikrarımızın bozulma riski olmasa ben de basının yanında duracağım. Sürekli bu ahlaksız oyuncular gündemde olsun da insan içine çıkamasınlar isterim. Zorla imzalattıkları sözleşmelerle aldıkları paraları gündemden hiç düşürmeyelim derim. Toplum önünde itibarları kalmasın, rezil rüsva edilsin.
Tamam itiraf ediyorum. Bu haberle içten içe sevindiğimi gizleyemem. Gariban yöneticilerimizi nasıl tehdit ettikleri bilinsin isterim çünkü. Cümle alem tanıklık etsin isterim ki tüm suçlu, sözleşmeleri kendileri hazırlatıp, zorla imzalatan futbolculardır. Yöneticilerimizin hiç mi hiç suçu yoktu. Bu böyle biline.
*Yazı tahmin edildiği gibi ironi içerir.