'Ahmet Şık'tan FETÖ'cü yaratan yargı, Mansur Yavaş'a neler yapar!'

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarının ertesi günü Mansur Yavaş hakkında dava açılırken, avukatı Bülent Yücetürk, iddiaların aksine müvekkili hakkında tek bir mahkûmiyet kararı olmadığını söylüyor. Ergenekon operasyonları döneminde sahte deliller üretildiğini belirten Yücetürk "Bugünün FETÖ döneminden farkı, bunlar delil üretmeye dahi ihtiyaç duymuyorlar, kriminal kişilerle bu işleri yapıyorlar" diyor ve ekliyor: "Burada Kafkavari bir yargılama söz konusu. Ahmet Şık’tan FETÖ’cü yaratan bir yargı, Mansur Yavaş’a da neler yapar!"

Özlem Akarsu Çelik oakarsucelik@gazeteduvar.com.tr

Başlıktaki söz, Mansur Yavaş’ın avukatı, eski savcı Bülent Yücetürk’e ait…

CHP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mansur Yavaş, kendisini hedef alan iddiaların ardından 31 Mart Yerel Seçimi'ne 12 gün kala şimdi de hakkında açılan bir soruşturmayla gündemde.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün katıldığı bir televizyon programında şu açıklamayı yaptı; “Bu belgelerin ortaya çıkması, yargının Sayın Yavaş'la ilgili vermiş olduğu karar, kenara konulacak bir şey değil. Bu seçime böyle girebilse dahi seçimden sonra bunlar milletin önüne gelecek, milletin önüne geldiği zaman burada çok ciddi bir bedeli kendisi ödeyeceği gibi Ankaralılara de ödetme durumuna düşürür”… Erdoğan akşam bunları söyledi, ertesi gün (dün) Yavaş hakkında soruşturma başlatıldı. Suç duyurusunda bulunan ise yine aynı kişi, Yavaş hakkındaki tüm bu iddiaları ortaya atan Necmettin Kesgin… Bilgisayarında çocuk pornografisi görüntüleri bulunduğu için yargılanan Kesgin, dün kendi duruşmasına gitmek yerine Yavaş hakkında suç duyurusunda bulundu. Hakkında tutuklama kararı çıkmadı, duruşması seçim sonrasına ertelendi.

"Mansur Yavaş ile SAMAŞ arasında bir danışmanlık sözleşmesi var. Necmettin Kesgin’in SAMAŞ’la yaptığı sözleşmede de SAMAŞ’tan temlik vasıtasıyla alacağı paradan Mansur Bey’e 600 bin dolar ödeyeceği, hüküm altın alınmış."

Peki neler oluyor? Mansur Yavaş’ın avukatı Bülent Yücetürk’ü aradık, tek tek sorduk ve kendisinden detaylı yanıtlar aldık…

“MANSUR YAVAŞ’IN SABIKASI TERTEMİZ”

Yavaş aleyhindeki en kötü senaryoyu düşünürsek, Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkça diyor ya, “seçime girebilse dahi”… Seçime 12 gün kaldı, girememe ihtimali var mı?

Cumhurbaşkanına hukuk ofisindeki kişilerin nasıl böyle bir bilgi verip onu yanılttıklarına şaşıyorum. Çünkü Mansur Bey hakkında verilmiş tek bir mahkûmiyet kararı yok. Bütün koşulları taşıdığı için belediye başkan adayı olmuş. Sabıkası tertemiz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “yargının Yavaş’la ilgili vermiş olduğu karar” derken neyi kastediyor?

Sahte senedi tahsilattan bir ceza var ama ticaret mahkemesi bunu durdurmuş çünkü bu senetle ilgili bir sahtecilik iddiası var. Sahte senedin mağduru Mansur Bey ama sanki Mansur Bey sahte senet düzenlemiş gibi bir algı yaratılarak seçim manipüle edilmek isteniyor.

“FETÖ DÖNEMİNDEN FARKI: DELİL ÜRETMEYE DAHİ İHTİYAÇ DUYMUYORLAR”

Siyasi iktidar ve ona yakın medya bu hızla giderse Mansur Yavaş, henüz adayken yerine kayyım atanan ilk kişi olacak…

FETÖ dönemini hatırlayın. Ergenekon operasyonlarının nasıl başladığını, Kozmik Oda’ya nasıl girildiğini, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un nasıl tutuklandığını… O dönemde gizli bir ihbarla başlatılıyordu operasyon, sonra yalancı sanık, belgeler bulunarak delil üretiliyordu. Bugünün FETÖ döneminden farkı, bunlar delil üretmeye dahi ihtiyaç duymuyorlar, kriminal kişilerle bu işleri yapıyorlar. Ancak sizin söylediğiniz gibi ‘henüz seçilmeden Mansur Bey’in yerine kayyım atarlarsa’ olabilir tabii… Hukuk güvenliğinin herkes için ne denli önemli olduğunun en çarpıcı örneğini, FETÖ’nün yargıya hâkim olduğu, yargıyı araçsallaştırarak kullandığı yakın geçmişte yaşadık.

“İKTİDAR, BÖYLE BİR DOLANDIRICIYA SAHİP ÇIKIYOR”

Kriminal derken Necmettin Kesgin’i kastediyorsunuz değil mi?

Mansur Bey hakkındaki iddiaları gündeme getiren Necmettin Kesgin şizofren raporu olan, ÖSYM belgesinde sahtecilik yaparak Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girmiş ve orayı bitirmiş, bu sahteciliği nedeniyle de 1 yıl 8 ay onanmış cezası olan biri. Necmettin Kesgin’in, sahtecilik, özel hayatın gizliliğini ihlal ve şantaj şuçlarından aldığı 6.5 yıllık ceza da bölge adliye mahkemesinde, temyiz aşamasında. Devam eden bir başka yargılaması da bilgisayarında bulunan çocuk pornosu… Görüştüğü herkesi gizli kamerayla kaydetmiş bu şahıs. Hakkında devam eden onlarca soruşturma var. Kimse bunu konuşmuyor. O dosyaların tarafı olmadığımız ve savcılık soruşturmaları gizli olduğu için bir şey söylemiyoruz ama T.C. kimlik numarasını UYAP’a girdiğinizde hakkındaki başka sahtecilik, dolandırıcılık iddialarını görürsünüz. Sadece biz değiliz mağdur olan ve maalesef bugünkü iktidar böyle bir dolandırıcıya sahip çıkıyor.

KAFKAVARİ BİR YARGILAMA SÖZ KONUSU

Necmettin Kesgin, bilgisayarında çocuklara ait pornografik görüntüler bulunması nedeniyle hakkında 2017 yılında açılan davanın Ankara 22’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde dün 4’üncüsü görülen duruşmasına katılmadı. Mahkeme, Kesgin’in yakalanması talebini “Sanığın savunması alındı. Bu aşamada yakalama kararı çıkarılmasını gerektirir herhangi bir zorunlu durum olmadığı anlaşıldı” diyerek reddetti. Kesgin’in bir sonraki duruşması seçim sonrasına, 25 Nisan’a ertelendi. Siyasetçiler bu kadar baskı yapmasaydı dünkü duruşmada Kesgin hakkında karar çıkma ihtimali var mıydı?

Dosyada deliller yeterli ama yargıçlar baskı altında. Özel olarak sadece bu mahkeme heyetini kastederek söylemiyorum ama baskı altındaki bir hâkim karar veremez. Burada Kafkavari bir yargılama söz konusu. 25 yıl bu mesleği yaptım (savcılık/hâkimlik) ama yargıya bu konuda güvenemiyorum. Ahmet Şık’tan FETÖ’cü yaratan bir yargı, Mansur Yavaş’a da neler yapar!

“AYNI SUÇTAN SANIĞI MAĞDUR, MAĞDURU SANIK YAPAMAZSINIZ!”

Necmettin Kesgin kendi duruşmasına gelmedi ama Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gidip Mansur Yavaş hakkında suç duyurusunda bulundu dün ve Yavaş hakkında soruşturma başlatıldı. Neyle suçlandı Mansur Yavaş?

Sanık duruşmasına gelmedi, avukatıyla mazeret bildirdiler. Duruşmadan kaçıyorlar ama aynı gün savcılığa gidip dilekçe veriyorlar. Bu da ayrı bir garabet! Savcılığının bunu alır almaz takipsizlik kararı vermesi lazım çünkü 22’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nin yargılamasının konusu. Savcılık o bilgisayarı incelemiş, oradan bir dava açmış, dava devam ederken o işin sanığı, şimdi mağdurum diye dilekçe veriyor. Aynı suçtan sanığı mağdur, mağduru sanık yapamazsınız. Cumhurbaşkanının, bakanların, iktidar sözcülerinin konuştuğu bir ortamda savcıların bu dosyalarla ilgili karar vermeleri çok zordur.

Necmettin Kesgin, bilgisayarını bir süre eski sevgilisine veriyor. İlişkileri bitince de ısrarla geri istiyor. Kadın bilgisayarda Mansur Bey’le senet düzenleme esnasında çekilmiş gizli görüntüleri görüyor. Bilgisayarı Mansur Yavaş’ın avukatına götürüyor. Mansur Bey de bunları görünce, bu görüntüler bizim işimizi çözer diyor. Adamı(N.Kesgin) arıyor, ‘Senin sahtecilik yaptığın kendi çektiğin görüntülerle ortada, benim paramı öde” diyor. Adam ödemiyor. Mansur Bey götürüyor bu bilgisayarı savcılığa veriyor. Savcılık bu görüntülerin bir kısmını sahtecilik dosyasında kullanıyor. Bilgisayar incelenince anlaşılıyor ki, bu adam görüştüğü tüm hâkim ve savcıları izinsiz olarak kayda almış. Yine hard disk incelemesinde bilgisayarda çocuk pornosuna rastlanıyor. Bu dosya da ayrılıyor ve bu şahıs bu suçtan da ayrıca yargılanıyor.

Bu adamın Mansur Yavaş’la ilgili iddiası şu, ‘Bu bilgisayarı bir süre siz de elinizde tuttunuz, o yüzden siz de suçlusunuz!” ve suç olduğunu öğrendiğiniz halde yetkili makamlara zamanında bildirmediniz, gibi çelişkili ifadeleri var.

Bu suç teşkil eden çocuk pornosu görüntülerini bilişim uzmanları silinmiş bölgede buldu. Onların verdiği bir rapor var. Biri Seda(N. Kesgin’in eski sevgilisi) diğeri Neco isimli iki kullanıcı var. Çocuk pornosu görüntülerinin bulunduğu yer Neco’nun kullandığı alanda, 2009-2012 yılları arasında izlenmiş bu görüntüler. Bu bilgisayar Mansur Bey’e 2014 sonu, 2015 başında geliyor. Tarihlere bakınca bu görüntüleri ya bilgisayarın sahibi(Necmettin Kesgin) ya da bilgisayarı bir süre elinde bulunduran eski sevgilisi izledi. Bu iki kişi de bu suçtan yargılanıyor. Neco adlı kullanıcının, suç sayılan bu görüntülere erişim sağladığı mail adresleri ile bankalardaki işlemlerinde kullandığı mail adresi aynı. Bugün Necmettin Kesgin’in gelmediği o duruşmada bunu talep ettik, bankalara sorulsun dedik. Hal böyleyken yani Mansur Yavaş henüz bu adamları tanımazken, Yavaş’ın, 2009 yılında böyle bir mail adresi alıp bu planı yapmış olması hayatın olağan akışına ters.

SAMAŞ'IN 10 MİLYON DOLARLIK DAVASI

Önce Aralık 2018’de, MHP’ye yakınlığıyla bilinen Türkgün gazetesinde Mansur Yavaş’ın Necmettin Kesgin ile mahkemelik olduğu senet meselesi Yavaş aleyhinde bir dille yazıldı. Üç ay sonra Yavaş’ın AK Parti’li rakibinden önde olduğu konuşulurken Necmettin Kesgin, AHaber’e çıktı. Ardından da sırayla AK Parti Sözcüsü, Genel Başkan Yardımcısı, MHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı, Mansur Yavaş’ı hedef alan açıklamalar yaptı, yapmaya devam ediyorlar. İnsanların kafası karıştı bu kadar çok iddia karşısında. Bize bu süreci özetler misiniz?

Özeti şu: SAMAŞ A.Ş.’nin Kayseri Şeker Fabrikası’ndan yaklaşık 10 milyon dolarlık bir alacağı var. Birkaç dava açılıyor. O dönem Necmettin Kesgin, bu şirketle irtibata geçip yardımcı olacağını söylüyor ve bunlarla bir danışmanlık sözleşmesi imzalıyor ve karşılığında 3.5 milyon liralık alacağın temliki sözleşmesi yapıyor ve onlara ben bu davayı çözeceğim diyor. Geliyor, bunlarla beraber Mansur Bey’le görüşüyorlar. Mansur Bey’in ofisi Ankara’nın büyük ofislerinden biridir. Onlardan yardım istiyorlar. Mansur Bey de kabul ediyor ve bu şahıslarla bu davaların takibi konusunda 600 bin dolara anlaşılıyor.

Mansur Yavaş ile SAMAŞ arasında bir danışmanlık sözleşmesi var. Necmettin Kesgin’in SAMAŞ’la yaptığı sözleşmede de SAMAŞ’tan temlik vasıtasıyla alacağı paradan Mansur Bey’e 600 bin dolar ödeyeceği, hüküm altın alınmış. Ciranta olarak senede imza atıyor, borçlusunun 600 bin dolar olduğu bir senedi Mansur Bey’e veriyorlar. Bu senet sizde teminat olarak kalsın, dava sonuçlanınca Kesgin, bizden alacağını aldıktan sonra size ödeme yapacak, siz de bu senedi iade edeceksiniz diyorlar.

Daha sonra Kesgin geliyor Mansur Yavaş’a, bu adamlar senin paranı ödemezler, gel yeni bir senet düzenleyelim, sen elindeki senedi bana ver diyor. Mansur Bey kabul etmiyor, bunu sana verirsem sen iki defa tahsil edersin şirketten bu parayı, bu senedi ancak şirkete veririm diyor. Ancak daha sonra bu adam geliyor, bir senet düzenleyip veriyor. Amaç yine bu senedi almak ama Mansur Bey vermiyor senedi bu adama. Alacağı ödenmeyince de takibe başlıyor. Necmettin’in senedini icraya koyuyor ve imza Necmettin’e ait çıkmıyor. Bu adam Mansur Bey’in huzurunda imzalıyormuş gibi görünüyor ama hileyle ya daha önce getirdiği senetle yer değiştiriyor ya o esnada sahte imza atıyor. O anı da kendisi kaydetmiş ve bunlar ortaya çıktı zaten. İmza sahte çıkınca Mansur Bey, ikinci senedi takibe koyuyor. Bir hukukçu sahte senedi neden bile bile icra koysun?

'BU DAVALARLA AMAÇLARINA ULAŞAMAZLAR'

Mansur Yavaş hakkındaki karar da bu işlemden dolayı değil mi?

Necmettin Kesgin denilen adam, bedelsiz senedi takibe koymaktan şikâyet ediyor. Bir hukukçu(Mansur Yavaş) sahte senedi neden bile bile icraya koysun?

Mansur Yavaş, Necmettin Kesgin'in 6 Kasım 2017’de Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne verdiği şikâyet dilekçesi üzerinden “aynı senet üzerinden iki kez tahsilat yapmaya çalıştığı” iddiasıyla “görevi kötüye kullanmak” ve “kişilerin huzur ve sükununu bozmakla" suçlanıyor. Yavaş hakkında seçime kısa bir zaman kala, 7 Mart 2019’da bu suçlamalarla bir iddianame düzenlendiğini öğrendik. İddianamede Yavaş hakkında “görevi kötüye kullanma” suçundan 6 ay ile 2 yıl arasında, “kişilerin huzur ve sükununu bozma” suçundan da 3 ay ile 1 yıl arasında hapis cezası isteniyor.

Velev ki, Cumhurbaşkanının dediği gibi ve siyasi iktidarın yargıdaki gücünü kullanarak alt sınırı 3 ve 6 ay olan bu suçlardan mahkûm ettirdiler Mansur Bey’i… Bizim yasalarımıza göre bir yılın altında ceza almış olmanız kamu görevi yapmanıza engel değil. Yargılama neticesinde sanığın mahkûm olduğu cezanın miktarı 2 yıl veya daha az ise hükmün geri bırakılması söz konusu. Yani velev ki mahkûm ettirdiler, bu davalarla amaçlarına ulaşamazlar. Ha, yarın başka dava açarlar mı? Hepimiz için her an her türlü iddia olabilir.

Tüm yazılarını göster