Ahmet Türk haberi Ankara'da belediye için kredi ararken öğrendi
Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, yerine kayyım atanması haberini, Ankara'da belediye için kredi ararken öğrendi. HDP'li Sırrı Sakık, sine-i millet dahil tüm olasılıkların değerlendirilmesi gerektiğini söylerken, CHP eski milletvekili Atilla Kart "Doğrudan belediye başkanları görevden alınarak seçmen iradesi yok ediliyor. Demokrasi adına çok tehlikeli olan bir süreç başlatıldı" dedi. Saadet Partili Ahmet Faruk Ünsal ise "Anayasa Mahkemesi üzerinden Kürt siyasetini legal zeminlerin dışına itecek bir gelişme olursa şaşırmamak lazım" yorumunda bulundu.
ANKARA - Yerel seçimin üzerinden henüz 4,5 ay geçmesine karşın Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir belediye başkanları, kamu kaynaklarını 'PKK'ye aktardıkları' iddiası ve haklarında devam eden yargılamalar nedeniyle görevden alındı. Yerine ikinci kez kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk'ün ise haberi, Ankara'da kayyım döneminde devasa boyutlara ulaşan belediye borçları için kredi ararken öğrendiği belirtildi.
31 Mart'taki yerel seçimde HDP'nin Muş Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan Sırrı Sakık, sine-i millet dahil tüm olasılıkların değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Ahmet Türk'le birlikte Ankara'da bulunan Sakık, haberi nasıl aldıklarını ve ne tür adımlar atılabileceğini anlattı:
AHMET TÜRK HABERİ KAYYIMIN BORÇLARINA ÇÖZÜM ARARKEN ALDI: Mardin Büyükşehir Belediyesi bir borç batağıyla devralınmıştı. Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk dün Ankara’ya geldi. Birçok görüşme yaptık Mardin’in yaraları nasıl sarılabilir, nereden kredi bulunabilir diye. Öyle bir günün bitiminde bu haberi aldık. Yeni bir kayyım dalgası yeni yaraların açılmasına ve daha da büyük birçok soruna sebep olacak.
OYLARIMIZ GASP EDİLDİ: MHP’nin ruh haliyle ülkede siyaseti dizayn ederseniz Türkiye’nin daha kötü günlere hazır olması lazım. Yeni bir seçimden çıktık. Ben de Muş’tan adaydım 31 Mart Yerel Seçimi'nde. Bölge halkı nasıl bir seçim süreci yaşandığının bizzat tanığıdır. Başta Muş olmak üzere birçok ilimizde, ilçemizde oylarımız gasp edildi. Bağlar gibi birçok ilçede KHK ile ihraç edilmiş ve yüzde 76 oy alarak seçilmiş adayların yerine yüzde 20 oy alanlar atandı. Kürtlerin yaşadığı coğrafyada olunca herkes körü sağırı oynuyor. Bütün bunlara sessiz kalındı. Şimdi de yeni bir kayyın süreci başladı. Kayyımlar çözüm olsaydı yerel seçimde halk AKP’nin adaylarını tercih ederdi ama etmedi.
SEÇİME GİDİLSE NE OLUR GİDİLMESE NE OLUR!: HDP’nin bütün seçilmişleri toplanarak bir durum değerlendirmesi yapmalıdır. Sine-i millet de dâhil olmak üzere tüm olasılıklar değerlendirilmelidir. Beş yıldır bu ezberi tekrarlayan bir Türkiye var. Böylesi bir ruh haliyle seçime gidilse ne olur gidilmese ne olur! Bu ülkede demokratik siyaset hayat hakkı yoksa ne yapılmalı sorusuna derhal bir yol bulunmalıdır. Halkın iradesini gasp etmenin, yok hükmünde saymanın kimseye bir yararı yoktur. Ülkede seçimler şeklen yapılıyorsa buna alet olmamalıyız.
YARIN ANKARA'DA İSTANBUL'DA OLMAYACAĞININ GARANTİSİ YOK: Bugün burada olanın yarın İstanbul ve Ankara’da olmayacağının garantisi yok. Sorun İstanbul’da olunca bütün ülke ayaklanıyor ama Diyarbakır, Van ve Mardin’de olunca bir çifte standart yaşanıyor. Kırgınız, çok üzgünüz demokrasi adına. Türkiye’de demokrasiden yana olan kimsenin, başta ana muhalefet partisinin ve sivil toplum örgütlerinin buna sessiz kalmaya hakkı yoktur. Bu iklimde herkes ırkçı milliyetçi damarlara yolculuk yaptığı için diğer muhalefet partilerinden bir şey beklenmiyor ama CHP’ye burada çok önemli görevler düşüyor, bu olup bitenlere sessiz kalma hakkına sahip değil.
ATİLLA KART: SEÇMEN İRADESİ YOK EDİLİYOR
22, 23 ve 24. Dönem CHP Milletvekili ve hukukçu Atilla Kart ise görevden almaların yargı kararı olmadan gerçekleştiğine dikkat çekti. Kart, CHP'nin 'Herkes İçin Adalet' diyerek, görevden almalara tepki göstermesi gerektiğini söyledi.
Kart, şu değerlendirmede bulundu:
SORUN ŞU: Belediye başkanları hakkında soruşturma elbette açılabilir ancak bu soruşturmanın idari yargılama ve ceza muhakemesinin temel hükümlerine göre yapılması zorunludur. Sorun şu; kendi bünyesinde görev yapan FETÖ ve benzeri yapılarla bağlantılı olduğu ifade edilen, kamuoyunda haklarında bu şekilde algı bulunan belediye başkanlarını nüfuz suistimali yoluyla görevden alan, yargıdan kaçıran ve bu suç ilişkilerinin üstünü örten bir siyasi iktidar hukukun gereğini yapabilir mi? Yapmadığı ve yapamayacağı açık. Burada yapılması gereken belli, soruşturmayı açarsınız, onun sonucuna göre de yargı sürecini başlatırsınız. Doğrudan belediye başkanları görevden alınarak seçmen iradesi yok ediliyor ve demokrasi adına çok tehlikeli olan bir süreç başlatıldı.
BU SİYASİ OPERASYONUN DİĞER PARTİLERE YÖNELİK YANSIMALARI DA OLACAKTIR: Seçimin çözüm olmasını ortadan kaldırdılar seçmen nezdinde. Yani seçmenin seçime sandığa olan güveni yok edilmiştir. Bu gerçekten vahim bir tablodur. Belediye başkanı görevden alınırken neden belediye meclisinden görevlendirme yapılmıyor? Yasa, uygulama açık. Kayyım düzenini kural haline getiren, demokrasi ve hukuk dışı bir uygulama süreci yaşanmaktadır. Yapılan bir siyasi operasyondur. Bu siyasi operasyonun diğer partilere yönelik yansımaları da olacaktır.
CHP, ‘HERKES İÇİN ADALET’ DİYEREK TEPKİ KOYMALIDIR: Gün, hepimizin, tüm Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının, hukuk ve demokrasi içinde yılmadan, kararlılıkla mücadele etmeleri gereken bir dönemdir. Umarım siyaset kurumu bu noktada ön alır ve görevini yapar. Cumhuriyet Halk Partisi, “herkes için adalet, herkes için demokrasi” diyerek tüm haksızlıklara ve demokrasi dışı uygulamalara tavır ve tepki koymalıdır. Burada hiçbir itiraz beyanında bulunmadan salt demokrasi ve salt hukuk diyerek tavrını kararlılıkla ortaya koymalıdır.
ÜNSAL: KÜRT SİYASETİ LEGAL ZEMİNİN DIŞINA İTİLİYOR
Yerel seçimde Saadet Partisi’nin Adıyaman Belediyesi Başkan Adayı olan Ahmet Faruk Ünsal, "Anayasa Mahkemesi üzerinden Kürt siyasetini legal zeminlerin dışına itecek bir gelişme olursa da şaşırmamak lazım" dedi.
Kayyımın ipuçlarının daha seçimden önce verildiğini belirten 22. Dönem Milletvekili Ünsal, şunları söyledi:
HUKUK, DEMOKRASİ TEAMÜLLERİ DİKKATE ALINMIYOR: 31 Mart Yerel Seçim sürecinde Sayın Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı, bu belediye başkanları için ‘mazbatayı alabilecekler mi, alırlarsa çalıştırabilecekler mi’ tehdit cümleleriyle bu sürecin ipuçlarını vermişti. Seçim sonrası gördük ki 6 seçilmiş belediye başkanıyla birçok belediye meclis üyesine mazbatası vermediler, İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimini tekrarladılar. Bütün bunlar bugünün görevden almaların ipuçlarını fazlasıyla veren gelişmelerdi. Doğrusu ben daha fazlasını bekliyorum. Anayasa Mahkemesi üzerinden Kürt siyasetini legal zeminlerin dışına itecek bir gelişme olursa da şaşırmamak lazım. Çünkü hukuku, demokrasinin teamüllerini dikkate almayan bir iktidar pratiğiyle karşı karşıyayız.
AK PARTİ NEDEN MHP İLE VATAN PARTİSİ’NİN REHİNESİ: Türkiye’de maalesef MHP ve Vatan Partisi gibi iki küçük partiye teslim olmuş büyük bir partiyle karşı karşıyayız. Bu iki küçük parti, Türkiye’nin hem ulusal hem uluslararası siyasetini domine ediyorlar. AK Parti’nin, neden bu iki partinin rehinesi durumuna düştüğünü oturup gözden geçirmesi lazım. Seçim kazanmadan bir ülkeyi yönetebilme lüksünü nasıl bu iki partiye verdiğini oturup düşünmeli.
TÜM MUHALİF BELEDİYELER, BU SALDIRININ TEHDİDİ ALTINDA: Sadece diğer HDP’li belediyelerin değil CHP’li belediyelerin de benzer bir tehlikeyle karşı karşıya kalabileceğini düşünüyorum. Özellikle Ankara Büyükşehir Belediyesi için bir dava süreci üzerinden kayyım atanması pratiğiyle karşı karşıya kalırsak hiç şaşırmayalım. Tüm muhalif belediyeler de bu saldırının tehdidi altında. Bu sadece HDP’ye yapılmış bir müdahale değil. Bu, Türkiye’de sandığa, hukuka, meşruiyete vurulmuş bir darbe. Hukuku çiğnemek konusunda pervasızlığını kanıtlamış bir iktidarın, Türkiye’yi nasıl bir maceraya sürükleyeceğini iyi görmek lazım ve bir demokrasi bloğu olarak bu keyfiliğin karşısında kararlılıkla durmak lazım. Aksi durumda Türkiye kimsenin öngöremeyeceği maceralara savrulabilir.