AİHM'in ‘Şorli’ kararı: ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamaları düşmeli

CHP Genel Başkan Yardımcısı Karaca, AİHM’in 'Vedat Şorli’ kararının kesinleşmesiyle birlikte ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamalarıyla açılan soruşturmaların beraatle sonuçlanması çağrısında bulundu.

Abone ol

ANKARA - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın göreve geldiği 2016 yılından bu yana 'Cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasıyla yürütülen soruşturmaların sayısında büyük bir artış yaşandı. Son olarak Bilgi Üniversitesi Tarih Bölümü öğrencisi ve İYİ Parti Gençlik Kolları Üyesi Alp Emeç’in, gazeteci Sedef Kabaş'ın tutuklanmasına neden olan sözlerini yazıp sildiği paylaşım nedeniyle tutuklanması muhalefet kanadında tepkilere neden oldu.

Kamuoyunda itirazların kayda geçtiği günlerde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) Cumhurbaşkanına hakaretin cezalandırılmasıyla ilgili 299’uncu maddesinin Avrupa hukuk normlarıyla uyuşmadığına hükmeden 2021 yılında verdiği ‘Vedat Şorli’ kararı kesinleşti.

CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, AİHM kararının kesinleşmesiyle içtihat oluştuğunu belirterek yürütülen tüm ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ soruşturmalarının beraat kararıyla sonuçlandırılması gerektiğini söyledi.

‘TEK ADAM REJİMİNE GEÇİLDİĞİ GÜN TCK 299 UYGULANMAMALIYDI’

Facebook’ta yaptığı iki paylaşım nedeniyle gözaltına alınan Vedat Şorli hakkında açılan davada 11 ay 20 gün hapis cezasına hükmedilmiş ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmişti. Vedat Şorli’nin paylaşımlarının ardından gözaltına alınıp yargılanmasını meşru gösterecek hiçbir bulgu olmadığı sonucuna hükmeden AİHM, Şorli hakkındaki yargı kararını davacının ifade özgürlüğünü kullanma hakkı üzerinde caydırıcı bir unsur olarak görmüştü.

Cumhurbaşkanı'nın özel bir yasayla korunmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğüne ilişkin maddesiyle bağdaşmadığına hükmeden AİHM, benzer davaların tekrarlanmaması amacıyla TCK 299’un AİHS ve AİHM’nin yerleşik içtihadı ile uyumlu hale getirilmesini talep etmişti.

AİHM’in ‘Vedat Şorli’ kararının kesinleşmesinin ardından bu kararın iç hukukta da içtihat haline geldiğini belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı Karaca, "AİHM’in 'Vedat Şorli’ kararıyla, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve AİHM içtihatlarına ‘cumhurbaşkanına hakaret’ düzenlemesini içeren maddenin uyumlu olmadığını, bu nedenle o madde uyarınca verilen cezalarda hak ihlali kararı verilmiştir" dedi.

AİHM kararının kesinleşmesiyle birlikte atılması gereken adımın, ‘bu suçlamayla yürütülen soruşturmaların beraatle sonuçlandırılması’ olduğunu ifade eden Karaca şunları dile getirdi:

“Eğer Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hukuk devleti olduğu iddiasında iseler, Cumhurbaşkanına hakaretten dolayı yapılan tüm soruşturmaların iptal edilmesi, verilen kararların derhal durdurulması ve mahkûmiyet kararlarının da mahkemelerine iade edilerek, AİHM kararı uyarınca tüm Cumhurbaşkanına hakaret suçlamalarının düşmesi, sanık olarak ifade edilen tüm yurttaşların bu madde uyarınca beraatlerine karar verilmesi gerekmektedir. Tek adam rejimine geçtiğimiz gün itibariyle zaten TCK 299 uygulanmamalıydı. Çünkü bir partinin genel başkanı aynı zamanda cumhurbaşkanıdır. TCK 299 ancak ve ancak Anayasa gereğince tarafsızlık yemini etmiş, bir partiye aidiyeti olmayan tarafsız cumhurbaşkanları için geçerlidir."

TURGUT KAZAN: CUMHURBAŞKANINA HAKARETE İLİŞKİN VERİLEN TUTUKLAMA KARARLARI İHLAL SAYILACAK

AİHM’in ‘Vedat Şorli’ kararının kesinleşmesinin ardından bir çağrı da hukukçu Turgut Kazan’dan gelmişti. Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Kazan, “AİHM'nin ŞORLİ kararı kesinleşmiştir. Artık Cumhurbaşkanına hakarete ilişkin TCK/299'dan verilen tutuklama ve mahkûmiyet kararları mutlaka İHLAL sayılacaktır. Ve hükmolunacak tazminat için o karardan sorumlu savcılarla/yargıçlara rücu olasılığı doğacaktır. Bu gerçek bilinmelidir" ifadelerini kullanmıştı.