Yavuz Ağıralioğlu çıkışı akılları karıştırdı. Aslında o kadar
tanıdığımız bir sahneydi ki, iktidarın bir göz istediği yerde
fazladan ikinci gözü veren figür oldu kendisi. Ama bu durum
iktidarın o sevdiği “Ak muhalefet” tartışmasını da zorunlu kıldı.
Şunu biliyoruz: Sayın Ağıralioğlu yalnız değil. Hatta o bir
ak muhalefet normunun ifadesi.
Bu normun ne olduğunu tartışırken gözümüzün nuru bir gözü kara
muhalefeti de akılda tutmamız, kara muhalefetin, ak muhalefetin
gölgesinde kalmasına izin vermememiz lazım.
YAVUZ AĞIRALİOĞLU’NUN AK MUHALEFET GÜNLÜKLERİ
Yavuz Bey BBP kökenli bir siyasetçi. 2018’de İYİ Parti’ye
katılmış. Bir yasama yılı boyu grup başkanvekilliği, ertesi yıl
grup sözcülüğü yapmış ve şimdiyse genel başkan yardımcısı. Yani
ortalama bir vekil, ortalama bir İYİ Parti üyesi değil. Partisinin
önde gelen isimlerinden biri sayılabilir. Ama bugüne kadar hiçbir
kanunu halka anlatamamış, hiçbir yasa tasarısını örgütlememiş ve
hatta yasama faaliyetlerinden mütemadiyen kaçmış bir vekil. Bunu
rahatlıkla ispatlayabiliriz. Geçen yasama yılında genel kurulda
sadece bir defa oy kullanmış, devam eden yasama yılında ise henüz
kullanmamış. Yine bu yasama yılında Meclis kürsüsünden dört defa
konuşan vekilimiz, geçen yasama yılında yalnızca iki defa söz
almış.
Meclis’te bir komisyonda görev almayan, herhangi bir yasama
faaliyetine katılmayan, kanun tekliflerine RED oyu bile vermeye
zahmet etmeyen genel başkan yardımcısı şimdi bize bir müjde
veriyor! İlk kez oy kullanacak. AKP-MHP koalisyonunun Meclis’e
taşıdığı fezlekelere “evet” demek için hem de!
İstanbul Milletvekili Yavuz Bey Meclis'te ne yapıyor?
Sorgun’daki kaplıca işletmeleri, Ankara’da aktif inşaat ve peyzaj
şirketleri ile hayli meşgul olsa gerek. Bu kadar farklı sektörlerde
yoğun çalışmaları olan birinin, halkın yasama derdi ile uğraşması
ne mümkün? Nitekim ilk ve belki vekilliği boyunca son oyunu,
AKP-MHP koalisyonunun istediği yönde kullanacak ve muhtemelen
işlerinin başına dönecek.
AK MUHALEFET NORMU!
Yavuz Bey’in portresini okuyunca sinirlenmeyin. O şu an
Meclis’te faal olan ak muhalefet grubunun müşterek normunun
bedenlenmiş halidir. Bugünlerde iktidar medyasının baş köşelerinde
ağırlanan Ümit Özdağ da öyle. Geçen yasama yılında sadece bir defa
RED oyu, bir defa da, herhalde kendini affettirmek için, KABUL oyu
vermiş bir vekil. Bu yıl henüz herhangi bir oylamada el kaldırmadı.
Geçen yıl RED oyu verdiği teklif Libya tezkeresi, KABUL oyu verdiği
ise Libya yetki alanı anlaşması. Bir bakıma, verdiği RED oyunu
sıfırlamış. Geçen hafta İYİ Parti’den istifa etti.
Ama ak muhalefet örnekleri yalnız İYİ Parti’den
çıkmıyor elbette. Bu iki örnek geçen hafta ülke gündemini fazlaca
meşgul ettiği için enteresan olur diye düşündüm. Diğer partilerde
de o kadar çok ak muhalefet örneği var ki!
Ak muhalefet, AK Parti’nin iktidarını sağlamlaştıran her
türlü kavga ve gürültüyü örgütlemek, kutuplaşma söylemini beslemek,
müzakere ve ikna kapılarını kapatmak ve bu yolla AKP’nin Meclis’i
etkisizleştirme siyasetine katkıda bulunmak demek. Bu tarz
işbirliğinin en deneyimli isimlerinden biri de Engin Altay’dır.
TV’lerde, basın toplantılarında bulabileceği en sert cümleleri
kurar, döner, Erdoğan’ın ABD'nin yaptırım kararı karşısında
geri çekilmemesi, en yüksek refleksi vermesi gerektiğini
söyler, bir taraftan Varlık Fonu kanun teklifine KABUL oyu
verir, ama bir taraftan da, muhtemelen muhalif kimliğine gölge
düşmesin diye Varlık Fonu için araştırma önergesi verilmesi
işini tertipler.
Engin Altay bu yasama yılında hiçbir kanuna karşı mücadele
örgütlemedi, hiçbir kanuna karşı Meclis genel kurulunda partisini
çalıştırmadı. Bu yasama yılında oylanan 9 kanundan sadece 3’üne RED
oyu verdi. Ama o kavgacı kişiliğine rağmen AK Parti iktidarının
uluslararası pozisyonunu güçlendiren bütün uluslararası anlaşmalara
KABUL oyu verdi.
Uzatmayalım, ak muhalefet budur. Gerektiğinde kavgalı
gürültülü aksiyonlarla iktidarı güçlendirmeyi göze alır. “Anayasaya
aykırı ama KABUL oyu vereceğiz” diyen bir parti başkanı bu
muhalefet tarzını en üst seviyelere zaten taşımıştır. Geriye
kalanlar, TV’lerde gezip şanına şan katmak, mümkünse yasama
süreçlerine gözünü kapayıp iktidarın tekerine sokulabilecek
çomakları engellemekle meşgul olmalıdır. Kürsüde devrimci görünüp
komisyonda “teklifiniz de çok güzelmiş” demektir.
KARA MUHALEFET
Ama Meclis’te sadece AK Parti yok. Muhalefet de ak
muhalefetten ibaret değil. Gözü kara bir muhalefet de var. Tek
başlarına muhalefet eden, doğruyu arayan, ortaya çıkartan, mücadele
duygusunu örgütleyen vekiller de var. Bilgiyi diğer vekiller gibi
tüketmek, spekülasyona boğmak yerine üreten ve örgütleyen vekiller
var. Şu an Türkiye’de Sağlık Bakanlığı'nın politikalarını takip
eden tek bir partimiz yok. Ama CHP Ankara Milletvekili Murat Emir
bütün süreci en ince ayrıntılarına kadar takip ediyor, aşı
tartışmalarından salgın politikalarına değin her konuda tam
teşekküllü bir muhalifin yapması gerektiği gibi bir savunuculuk
yapıyor.
Diğer bir örnek de Ömer Faruk Gergerlioğlu. Hak savunusunda
ilkeli duruşu ile toplumu birleştiriyor, çıplak arama
tartışmalarının ülke ve Meclis siyasetine taşınmasında ciddi bir
role sahip. Yetinmiyor, araba lastiğinin biyokütle sayılmasına
karşı mücadeleye de dört elle sarılıyor.
Ömer Faruk Gergerlioğlu hakkında, vekil olmadan önce halen
yayında olan ve hiçbir kovuşturmaya uğramayan bir haberi Twitter’da paylaştığı için fezleke düzenlendi.
Yargılandı. Şimdi iktidar partileri vekilliğini düşürüp cezaevine
göndermek istiyor. Diğer bir tweeti aşağıda, hak aramanın suç
olduğuna bundan daha direkt bir örnek olabilir mi?
Bu iki ismi hepimiz biliyoruz ama bilmediğimiz, farkına
varmadığımız, gözümüzden kaçan o kadar çok örnek var ki. Bu da
bizim ayıbımız aslında. Hegemonik Ak Siyasete karşı kimin halkın
siyasetini sürdürdüğünü merak etmiyor, önümüze düşen haberlerle
yetiniyoruz.
GÖZÜ KARA SİYASET!
İktidarın çarkına çomak sokmaktır kara muhalefet. Biraz
tarihe gidelim mi? Çağlar Demirel ilham verici bir isimdir. Aslında
hemşiredir. Kadın ve aile sağlığı, kadın emeği, kadın hakları,
kadına yönelik şiddet ile mücadele alanlarında emek
vermiştir.
2009’da Mardin Derik Belediye Başkanı oldu, 2015’te ise
Diyarbakır vekili olarak Meclis'e girdi. HDP’nin grup
başkanvekilliğini yürütürken 4 Kasım 2016’da evine yapılan baskınla
gözaltına alındı ve sonra tutuklandı.
Peki onu gözü kara bir muhalif yapan ne idi?
Darbeden bir ay sonra, Ağustos 2016’da, Meclis’e iki parça
halinde Varlık Fonu düzenlemesi geldi. AKP ikinci parçanın, yani
“Türkiye Varlık Fonu Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın içine
sızdırdığı bir madde ile Hakkâri'nin adını Çölemerik, Şırnak'ın
adını da Nuh yapacaktı. Hakkâri ve Şırnak ilçeye dönüştürülecek,
onların yerine Yüksekova ve Cizre il yapılacaktı. Erdoğan’ın böyle
istemişti. Hakkâri ve Şırnak’a uygun gördüğü
ceza buydu.
HDP Grup başkanvekili Çağlar Demirel Meclis’te siyaset yaptı ve
AK Parti ile diyalog kurdu, ikna etti, halkın taleplerini iletti.
“Erdoğan çok istiyor” denilen şeyi kabul etmedi. Ne oldu biliyor
musunuz? İlgili madde genel kurula bile gelmeden tekliften
çıkartıldı. Doğru duydunuz. Çağlar Demirel’in AK Parti ile görüşüp
halkın hakkını araması sayesinde bu iki konunun yanı sıra, tasarıda
bulunan Madde 35, 52, 53, 54, 76, 77, 78 ve bir geçici madde de
çıkartıldı.
Bu kadar maddeyi tekliften çıkartan Çağlar Demirel genel kurulda
RED oyu da verdi. Engin Altay ise aynı teklife KABUL oyu veren tek
CHP vekili olarak tarihe geçti.
19 Ağustos gecesi başlayıp sabah 04.30’a kadar geçen sürede
oylamaya bu sekiz maddeyi sokmamayı başaranlardan biri olan Çağlar
Demirel, dört ay sonra 13 Aralık 2016’da tutuklandı.
Cezaevindeki ya da hakkında fezleke düzenlenen vekillerin
muhalefet performansına bir de bu açıdan baksak ne görürüz acaba?
Kim bilir belki de ak muhalefetle kara muhalefet arasındaki fark o
zaman daha da belirginleşir.
Sorun ak muhalefette değil. Belki inanmayacaksınız ama
sorun bizde. Eğer Meclis’te sahnelenen siyaseti kural kabul eder,
eğer vekilinizi sıkı takibe almazsanız ak muhalefete razı
olmak zorunda kalırsınız. Ortada siyasetin meşrebini bozan bir
iktidar düzeni var. Bu yüzden çözüm Meclis’te birkaç kara muhalefet
temsilcisi bulundurmak değil. Sesimizi duyan vekilleri
kahramanlaştırıp uzaktan beğenmekle yetinerek durduramayız bu
meşrep değişikliğini. Asıl izlenmesi gereken ak muhalefetin
temsilcileri. İşlerini yapmaları, bize vekalet etmeleri için
gözümüzün üzerinde olması gereken insanlar onlar. Ve her partide
varlar.
Sahnede kavgacı görünmelerinden tanırsınız onları. Kuliste el
sıkışırlar. AK Parti gibi ak muhalefet de çoğunlukta. Diğer tarafta
ise halkın sesi olan, halkı yasama süreçlerinden haberdar eden gözü
kara bir muhalefet var. Azınlıkta ama var ve bu yeterince iyi bir
başlangıç. Kara muhalefet saflarına katılacak her vekil umut demek.
O vekilleri o saflara katacak olansa bizlerin gözleri ve
sesleri...