AK Partili Kurt’tan 'Kürtçe öğretmeni' açıklaması: Bakanlıkla görüştüm, umut var
Kürt Dil Hareketi, on kentte Kürtçeye 200 ek atama talebi için açıklama yaptı. İstanbul’da düzenlenen toplantıya katılan AK Parti MKYK üyesi Abdurrahman Kurt, “Bakanlıkla görüştüm. Umut var” dedi.
DUVAR - Milli Eğitim Bakanlığı, temmuzun ilk haftasında 20 bin öğretmen ataması yaptı. Seçmeli derslerde 20 bin öğrencinin Kürtçe tercih etmesine rağmen sadece 3 Kürtçe öğretmeni ataması gerçekleştirildi. Ek atama talebiyle ilgili açıklamada bulunan, AKP MKYK üyesi ve eski Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt, Milli Eğitim Bakanlığı’yla görüştüğünü, umut olduğunu ve bakanlığın bir açıklaması olacağını söyledi.
Kürt Dil Hareketi, İstanbul, Ankara, İzmir, Van, Diyarbakır, Urfa, Batman, Bitlis, Iğdır ve Şırnak’ta Kürtçeye 200 ek öğretmen atama talebi için basın açıklaması düzenledi. İstanbul’un Fatih ilçesinde düzenlenen açıklamaya AK Parti MKYK üyesi ve eski Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt ve SES Genel Başkanı Ayhan Bilgen’in de bulunduğu aktivist ve siyasetçiler katıldı.
‘KÜRTÇE ÖLÜME TERK EDİLMİŞTİ’
Kürt Dil Hareketi (HezKurd), Kürtçe’ye ek 200 öğretmen atama yapılması yönündeki taleplerini Fatih’te düzenledikleri basın açıklamasıyla yineledi. Açıklama Kürtçe ve Türkçe yapıldı. Kürtçe açıklamayı Barij Celal’i, Türkçe açıklamayı ise Fevzi Bulgan yaptı.
“Kürtçe Bildiğiniz gibi Devletin genel politikası ve geçmiş hükümetlerin uygulamaları Kürtçe önünde ciddi bir bariyer oluşturmuştu” diyen Celali, sözlerine şöyle devam etti: “Toplum da bu yasaklara ve baskılara kısmen ayak uydurmuş ve Kürtçe adeta ölüme terk edilmişti. Nihayet geldiğimiz noktada 2012 yılı itibariyle Kürtçe Derslerinin seçmeli de olsa Millî Eğitim Bakanlığı yani Devlet eliyle verilmesine karar verilmişti. Bu, bize göre tarihsel bir öneme sahiptir çünkü Devletin Kürtçeye bakışı kısmen yumuşamış, bu durumun topluma da olumlu yansımaları olmuştur. Seçmeli Kürtçe derslerinin veriliyor olması yetkililere bazı sorumlulukları da beraberinde getirmiştir. Bu derslerin sağlıklı bir şekilde verilebilmesi, hiç şüphesiz tercih sürecinin şeffaf olmasına, bu konuda görevli olanların işlerini samimiyetle yapabilmesine ve bilahare yeterli öğretmen atamasına bağlıdır.”
‘KÜRTÇE İÇİN KİM NE YAPARSA KARŞILIĞINI ALACAK’
Milli Eğitim Bakanlığı bu yıl için 20 bin öğrencinin Kürtçe tercihte bulunduğunu yönündeki açıklamasını hatırlatan İlyas Buzgan ise şunları söyledi: “Pek tabii buna uygun mahiyet ve yeterlilikte öğretmen ataması ve doküman tedariği gerekmektedir ancak önümüzdeki eğitim öğretim devresinde Zazaca için (1) Kurmancca için (2) öğretmen ataması yapılacağı açıklandı. Hepimizin malumudur ki bu atamalar tercihlere oranla yetersiz kalacak ve bu, ihtiyaçlara cevap veremeyeceği gibi sembolik olmaktan da öteye gidemeyecektir. Planlanan atamaların tekrar göz önüne alınarak değerlendirilmesi ve ihtiyaçlara cevap verebilecek bir seviyeye çıkarılması gerekmektedir. Bizler 200 Kürtçe öğretmeninin bu ihtiyaca cevap verebileceğini düşünüyoruz. 200 ek öğretmen ataması, halihazırda Kürt Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olan gençlerimizin de atama beklentilerine kısmen çözüm olacaktır. Bu konuda yetkililerin üzerine düşeni yapmasını bekliyoruz. Kürtçe için her kim ne yaparsa mutlaka olumlu karşılığı olacak ve toplumda saygın bir konum elde edecektir. Çocuklarımız kendi dillerini öğrenme iradesi ortaya koymuşlardır. En temel haklardan olan dil eğitimine olumlu yaklaşım, önemli bir medeniyet tasavvurudur. Bizler bu hakkın kullanılabilmesi için yeterli olanakların yaratılmasını istiyoruz. Yetkililerden, sorumlu oldukları alanlarda daha ciddi adımlar atmasını bekliyoruz.
‘BAKANLA KONUŞTUM, UMUT VAR’
AKP MKYK üyesi ve eski Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt, Milli Eğitim Bakanlığı’yla görüştüğünü, umut olduğunu ve bakanlığın bir açıklaması olacağını açıkladı: “Toplumsal hakların kriminalize edilmeden, terörize edilmeden müspet bir dille bağcığı dövmek değil üzümü yemek maksadıyla ülkemizin bu konuda bu tür meseleleri demokratik anlamda çok olgun bir şekilde karşılayıp gereken cevabın müspet bir şekilde vereceğine inanıyorum. Bakanlığımız bu konuda müspet düşünüyor. Ben bu konuda dün sayın bakanımızla da görüştüm. Kendisi gereken açıklamayı yapacak ama şu kadarını ifade edebilirim sadece. Olaya gerçekten müspet yaklaşılıyor. Bu dersi seçenlerin bir mağduriyet yaşanmaması için ciddi bir kararlılık var. Bu konuda bir eksiklik olmayacağını ifade ediyor ve bununla ilgili bir açıklama da yapacak ilerleyen günlerde. Bu dili kullanan, bu hakkı meşruiyet sınırlarını koruyarak müspet hareket içerisinde bağcığı dövmek değil üzüm yemekle ilgili bir dili tutturarak yapabilen arkadaşlarımızın ülkemize, insanımıza ve insan hakları açısından da evrensel değerler açısından da çok büyük kazanımlar sağlayacağına inanıyorum. Bu konuda bir umut var.”
‘GEREĞİ YAPILMALIDIR’
Ayhan Bilgen, Türkiye’nin korkularını yenmesi gerektiğinin altını çizdi. Bilgen, “Bu ülkede Kürtler yaşıyorsa, Kürtçe diye bir dil varsa bunun öğrenilmesi, yaşatılması için devletin eşit, objektif bir pozisyon alması gerekir. Bu ülkede Kürtçe ve Kürtler yoktur denilen bir ortamda bugünkü geldiğimiz ortam hiç tartışmasız çok ileri bir noktadadır. Ama yeterli değildir. Bir üniversite açılmışsa, bu dilin öğrenilmesinin ve öğretilmesinin koşulları oluşmuşsa bunun bütüncül, tutarlı, gereği de yapılmalıdır” dedi.