Akademide son durum: Gidebilen yola düşüyor
Son dönemde işten çıkarılan yüzlerce akademisyenin birçoğu, Türkiye'yi terk ediyor. "Bir gecede evsiz, işsiz kaldık" diyen akademisyenler, 'her şeyi yıkıp yurtdışında 3 ay, 5 ay veya bir yıllığına bir hayat kurmaya çalışıyor'...
DUVAR - Barış için Akademisyenler Bildirisi'ni imzaladıkları gerekçesiyle veya Fethullah Gülen Cemaati'yle bağlantılı oldukları şüphesiyle binlerce akademisyen görevden alınırken, Türkiye son dönemde 'tersine' bir beyin göçü veriyor: Yüzlerce akademisyen ülkeyi terk ediyor.
BBC Türkçe'den Rengin Arslan, Türkiye'yi terk eden akademisyenlerle görüştü; ortaya karanlık bir tablo çıktı. Arslan'ın haberi özetle şöyle:
EN ÇOK BAŞVURU TÜRKİYE'DEN
- Uluslararası Eğitim Enstitüsü'nün (IIE) kurduğu Scholar Rescue Fund (Bilim İnsanı Kurtarma Fonu) direktörü Sarah Willcox, eylülde katıldığı bir konferansta Sarah Willcox "eşi benzeri görülmemiş" kadar çok başvuru ile karşı karşıya kaldıklarını ve bunların 65'inin Türkiye'den olduğunu söyledi. Willcox bu akademisyenlerin siyasi yaptırımlar ve bazı durumlarda da hapse atılma ve şiddet görme kaygısıyla başvuru yaptıklarını belirtiyor.
HER HAFTA YENİ BAŞVURU
- İngiltere merkezli Council for At-Risk Academics (Risk Altındaki Akademisyenler Konseyi) direktörü Stephen Wordsworth ise kurumun geçen sene haftada dört veya beş başvuru aldığını, ancak bu sayının son zamanlarda haftada 15-20'ye çıktığını, bu başvuruların büyük çoğunluğunun Türkiye'den geldiğini belirtiyor.
'ENDİŞE VERİCİ BİR HIZ'
- 21 Temmuz'da ortak bir bildiri yayımlayan 62 uluslararası kuruluş da bu durumu kaygı verici olarak niteleyen bir açıklama yaptı.
Kuruluşlar, Ocak ayında Barış İçin Akademisyenler ile başlayan sürecin endişe verici bir hızla devam ettiğini söyledi.
'GİDEBİLEN YOLLARA DÜŞTÜ'
- İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde çağdaş Müslüman siyaset düşüncesi ve demokrasi üzerine çalışırken geçen Şubat'ta işten atılan Halil İbrahim Yenigün, Türkiye'deki akademisyenlerin bugünkü halini "Gidebilen yollara düşmüş durumda. Henüz gidemeyen de gitme hazırlığında" diyerek özetledi. Yenigün, Barış İçin Akademisyenler bildirisine imza atmasının ardından önce okulundan uzaklaştırıldı, sonra da görevine son verildi.
'ESKİDEN DÖNMEK CAZİBELİYDİ'
- Almanya'daki Free University of Berlin'de İslami Araştırmalar'dan burs alan Yenigün bugünlerde değişen bir duruma dikkat çekiyor: "Başka ülke vatandaşlarından doktoraya ABD'ye giden orada kalmaya devam ediyor genellikle. Türkiye'nin kendisine özel durum, Türkiye'de akademisyenlere has bir durum, geri dönmek yönündeydi. Türkiye ne olursa olsun kendi vatandaşlarını döndürebilen, döndürecek kadar cazibe sahibi olan bir ülkeydi. Bu durum değişti."
'BİR GECEDE İŞSİZ, EVSİZ KALDIM'
- Kapatılan Süleyman Şah Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler bölümünde çalışan Doç. Dr. Maya Arakon, çalıştığı üniversitesinin kapatıldığını, bir arkadaşının "Çok üzüldüm" diye açtığı telefonla öğrendi. Şimdi ABD'de yaşıyor. Orada henüz bir üniversitede ders vermiyor ama çevirmenlik yaparak geçimini sağlamaya çalışıyor. "Bir gecede işsiz, evsiz, sokakta kaldım. 15 Temmuz'dan sonra üniversiteye kayyum atanacağını tahmin ediyordum ama kapatılması o kadar mantıksız geliyor ki insana. Bu durumdan etkilenenler arasında Cemaat ile benim gibi hiç ilgisi olmayan kişiler var, öğrenciler var" diyor.
MAYA ARAKON DÖNÜŞ BİLETİNİ SÜREKLİ ERTELEDİ
- Arakon, tatil için gittiği Atlanta'dan Türkiye'ye dönüş için aldığı biletini sürekli erteledi ve sonunda iptal etti. Nedeni ise Türkiye'deki "belirsizlik." Arakon, "Aslı Erdoğan'ı, Necmiye Alpay'ı aldılar. Murat Aksoy'u aldılar. Bazı akademisyen arkadaşların pasaportlarına el koymuşlar. Bunlar kaygı verici" diyor ve Alpay ile birlikte bir kitap için birlikte çalıştıklarını anımsatıyor.
'YARI GÖÇEBE BİR DURUM'
- Doğuş Üniversitesi'nde 6 yıl çalıştıktan sonra Nisan ayında işten çıkarılan Aslı Vatansever de barış bildirisine imza atan akademisyenlerden bir tanesi. Şimdi Almanya'da Modern Şark Enstitüsü'nde çalışıyor. 15 Temmuz veya öncesinde Türkiye'den ayrılan akademisyenlerin daha iyi bir hayat için değil, Türkiye'den ayrılmak durumunda kaldıkları veya akademisyen olarak çalışmaya devam edemeyeceklerini anladıkları zaman gitmeyi tercih ettiğini vurguluyor: "Hepimiz kariyerlerimizin orta yerindeyken, bir hayat kurmuşken, kendi ülkemizde faydalı olmak isteyen kişilerken, her şeyi yıkıp yurtdışında 3 ay, 5 ay veya bir yıllığına bir hayat kurmaya çalışıyoruz. Yarı göçebe bir durum bu. Sonrasında ne olacağımızı bilmeden buralara geldik. Ben kişisel olarak buradan sonra dünyanın neresinde, bir daha ne yapacağımı bilmez vaziyetteyim."