AKİP: Antalya’nın geleceği bu plana bağlı
Antalya’daki yeni imar planlarıyla ilgili bir rapor hazırlayan Antalya Kent İzleme Platformu (AKİP), planlardaki yasal ve çevresel sorunları sıralayarak yanlıştan dönülmesi çağrısı yaptı.
ANTALYA - Antalya’nın tam ortasında 1447 hektar genişliğe sahip bir alanı kapsayan Kırcami Bölgesi için hazırlanan ve sivil toplum kuruluşları ile meslek odalarınca açılan itiraz davaları nedeniyle defalarca iptal edilen Kırcami imar planları, bir kez daha belediyelerin onayından geçti.
Antalya Kent İzleme Platformu (AKİP), Kırcami için hazırlanıp belediye onayıyla resmilik kazanan imar planlarını uzman görüşleriyle değerlendiren bir rapor hazırladı. 50 yıldır Antalya’da en fazla tartışılan imar konusu olan Kırcami imar planlarının uzman görüşleriyle yeniden ele alınması istenen raporda, bölge planlanırken şehre nefes aldıracak rüzgar koridorları oluşturulması, su kaynaklarının korunması, ulaşım etütlerinin hazırlanması ve kanalizasyon altyapının oluşturulması talebinde bulunuldu.
50 YILDIR TARTIŞILAN İMAR KONUSU
Antalya Kent İzleme Platformu Sözcüsü avukat Mustafa Şahin, bölge ile ilgili son dönemde alınan yasal kararları şöyle özetledi: “Kırcami ile ilgili Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı’nın yüz bin ölçekli Çevre Düzeni Planı’nı 8 Şubat’ta onaylanmasının ardından Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Antalya-Burdur-Isparta Planlama Bölgesi’nde yaptığı değişikliği ile Kırcami’yi ‘kentsel gelişim alanı’ olarak yeniden planladı. Bakanlık onayı ve planlamada yapılan değişiklikler sonrası 16 Şubat’ta Büyükşehir Belediye Meclisi 25 bin ve 5 bin ölçekli imar planlarını, 21 Şubat’ta da Muratpaşa Belediye Meclisi bin ölçekli uygulama imar planını kabul etti. 11 Mart’ta ise Büyükşehir Belediyesi tarafından bin ölçekli imar planları kabul edildi. Siyaset aktörlerinin bu alanı, siyaset üstülük adı altında el birliği ile çaresizliğe sürüklediği ve potansiyelinin görmezden gelindiği tartışmadan uzak bir hal aldı. Ranttan elde edileceklerin peşinde olan siyaset bu alanın plansız kalmasına neden oldu.”
‘UZMAN GÖRÜŞLERİ DİKKATE ALINSIN’
İklim odaklı bir yaklaşımın neden kaçınılmaz olduğunu raporda anlattıklarını belirten Şahin, uzman görüşlerinin dikkate alınmasını istedi. Geniş kapsamlı bir inceleme ile bölgenin yeniden ele alınarak henüz yapılmayan etütlerin tamamlanması gerektiğinin altını çizen Şahin, “Kentsel haklarımız için bir ses, bir çığlık olmak istedik. Kırcami Raporu’nda, bölgede iklim odaklı bir yaklaşımın neden kaçınılmaz olduğunu açıkladık. Toprak, su, temiz hava, sağlıklı çevrede yaşamanın esaslı parçalarından olan ulaşım etütlerinin eksikliğine, parselasyon çalışmalarının neden olacağı sorunları açıkladık. Kamusal çıkarlarımızın kişisel beklentilere feda edilmemesi gerektiğinin altını çizdik. Verimli tarım alanları, sulak alanlar, ormanlık alanlar, kültürel ve arkeolojik değerler, kente sınır olsa da yerleşim yeri olarak planlanamaz. Şimdi bir kez daha onaylanan planın, açılacak dava sonucunda tekrar iptal edileceğini öngörmek için uzman olmak gerekmiyor. Kent yöneticilerinin meslek odalarıyla uzlaşma çabaları, hatta bazılarını hedef gösterilmelerinin nedeni de budur” dedi.
EKOLOJİK KORİDORUN PARÇASI
Kentin doğal kalmış ve tarımsal fonksiyonunu kaybetmemiş sayılı yeşil alanlarından biri olan Kırcami’de yapılan incelemelere dayanan raporda, bölgenin özellikleri şu sözlerle anlatıldı: “Kırcami yaklaşık 1477 hektar büyüklüğünde, tarihi arıkları, meyve bahçeleri ve onları çevreleyen andız ağaçlarını, asırlık ardıç ve çınar ağaçlarını barındıran, tarımsal dokuya da sahip bir alandır. Çam, keçiboynuzu, çitlembik ağaçları ve kargı gibi yerel bitkiler, su sistemi ile bir bütünlük oluşturur. Toroslar’dan gelen, Düden Çayı ve çevresindeki ekolojik koridorun deniz yönünde açılan bir parçasıdır. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin 5 binlik raporunda belirttiği gibi, ‘kent makroformunun şekillenmesini sosyo-ekonomik bakımdan etkileyecek bir bölge’ olmasının yanında ekolojik sürekliliğin sağlanması da oldukça önemlidir.”
‘YENİDEN PLANLAMAK MÜMKÜN’
Antalya’nın geleceğine yön vereceğine dikkat çekilen raporda, “2003-2006 yılları arasında düşük yoğunluklu tarımsal niteliği korunacak alan olarak planlansa da 1996 yılında ve sonrası verilen siyasi sözler nedeniyle bu karar Kırcamilileri hoşnut etmemiştir. 2007 yılı ve sonrasında ise bölge 0.80 yoğunluklu ‘Kentsel Gelişme Alanı’ olarak planlanmaya başlamış ancak meslek odalarınca açılan davalar sonucu planlar iptal edilmiştir. Hala vakit varken, belki de en fazla 6 aylık bir süreçte yeni bir planlamanın mümkün olduğunu düşünüyoruz. Kırcami planlamasında korunmaya değer verimli toprakların, su kaynaklarının ve kültürel değerlerin işlevsel kılınması, parselasyonun, altyapının ve kentle bütünleşik ulaşım planlanmasının kentsel mutabakatla hayata geçirilmesi gerekiyor” denildi.
‘KANALİZASYON ALTYAPISI YOK’
Raporda, Kırcami planlarındaki sorunlara değinilerek yeniden çalışılması istendi: “Kırcami’nin kentleşmesi ekolojik planlama bakımından hem Antalya hem Türkiye için örnek teşkil edebilecek potansiyele sahiptir. Bunun için 25 bin, 5 bin, binlik imar planlarının tüm unsurlar göz önünde bulundurularak revize edilmesi gerekir. Belediye yetkilileri alt yapı tamamlanmadan inşaat ruhsatı verilmeyeceğini belirtmektedir. Mevcut durumda yörede kanalizasyon bulunmamaktadır. Başlanan inşaatlara çözüm olarak Antalya’nın 1990’lı yıllarda unuttuğu fosseptik önerilmektedir. Yani Büyükşehir Belediyesi eğer kısa sürede kanalizasyon yapmazsa, 150-200 bin kişinin atığı her gün kent topraklarına bırakılacaktır.”
'ARAZİ KULLANIM HARİTALARI DİKKATLİ ÇALIŞILMADI'
Kırcami imar planlarına itirazlar ise raporda şöyle sıralandı: “Kırcami imar planlarında arazi kullanım haritalarının dikkatli çalışılmadığı ve iklim odaklı çözümler geliştirilmediği açıkça görülmektedir. Tarımsal peyzaj dokusunu yansıtan öğelerin eksikliği, flora-fauna analizinin yapılmamış olması, topografya-su analizi ile doğal drenaj hatlarının belirlenmemesi bunun kanıtlarıdır. Son 50 ve 100 yılın en yoğun yağışları temel alınarak Kırcami planlarının bu risk haritasına göre şekillenmesi gerekmektedir. Bölgenin aksları, refüjleri, 70 dönüm genişliğindeki kent meydanı ve etrafındaki yollar, mevcut dokuyu takip etmemektedir. Yeni kanuna göre parselasyon düzeltilirse Muratpaşa Belediyesi ileri de mülkiyet davaları ile uğraşmayacak ve harcamalarını yatırımlara yönlendirecektir.”
‘ULAŞIM ETÜDÜ YAPILMAMIŞ’
Şehre nefes aldıracak koridorların ve ulaşım akslarına sağlıklı bağlantıların oluşturulması için uygulamada bazı değişikliklere ihtiyaç olduğuna değinilen raporda, dikkat edilmesi gereken şu konulara işaret edildi: “Doğru ulaşım bağlantıları planlanmış bir imar planı sadece Kırcami’yi değil çevresiyle birlikte tüm kenti rahatlatabilir. Planlarda Antalya Ulaşım Ana Planı kararlarıyla uyumlu ulaşım etüdü bulunmamaktadır. Azalan nitelikli yeşil alanlar, yazın serinleten rüzgarların geniş koridorlar sayesinde kente entegre edilememesi ve artan ortalama sıcaklıklar sebebiyle hissedilen sıcaklık her geçen yıl artmaktadır. Kırcami, kapladığı alanın büyüklüğü ve konumu itibariyle, kente nefes aldırma fonksiyonunu kentleştiğinde de devam ettirmelidir.”
‘BİLE BİLE LADES OLMAYALIM’
Raporun sonuç bölümünde ise şu çağrı yer aldı: “Antalya’nın planlaması için 40 yıllık süreçten sonuçlar çıkarılamamış olması, kente karşı işlenen suçların bu kez çok daha organize, çok daha fazla alanı ve nüfusu ilgilendirecek boyutlarda gerçekleştirilmesine neden olmaktadır. Gelişen dünyanın en önemli değeri olacak verimli tarım alanları, su kaynakları, sağlıklı bir çevrede yaşama koşulları ve kamu bütçesi ile birlikte bütün bir kent, arsa spekülatörleri, müteahhitler, onlarla iş birliğini yapan mühendisler, gelir bekleyen belediyeler, resmi kuruluşlar, piyasacı siyaset aktörleri tarafından heder edilecektir. Gelin Antalya’nın geleceğini kurtaralım, bile bile lades olmayalım.” (DUVAR)