'Kentsel dönüşüm yasası’ olarak bilinen kanunda yapılan köklü değişikliklerin ardından, kamuya ait arsa ve arazilerin satışı da olağanüstü hızlandı. Öyle ki, satışa çıkarılan parsellerin arasında özel çevre koruma bölgesinde olanlar, deprem tehlikesi nedeniyle rezerv alan ilan edilen yerler var. AKP’nin önceliği yine afet riski olan bölgelerin dönüştürülmesi değil, “nasıl daha fazla imar rantı yaratırım” oldu yani.
6306 Sayılı Afet Riski Bulunan Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’da yapılan ve bir hayli tartışma yaratan değişiklikler, geçen hafta yürürlüğe girdi. Ve daha yasanın mürekkebi kurumadan TOKİ, sanki dükkana ucuz mal yığmış gibi, milyonlarca metrekare kamu arazisini satışa çıkardı. Bugünden başlayıp iki gün boyunca 421 parça arsa ihale edilecek. En yoğun satışların yapılacağı kentlerin başında ise Ankara, Mersin, Adana, İzmir ve Antalya geliyor. Ama satışa çıkarılan arsalar arasında özellikle İzmir’dekiler dikkat çekici.
İzmir’de 43 adet parselin ihalesi yapılacak. Bunun 3 tanesi, Ekim 2020’de meydana gelen depremin özellikle vurduğu ve 117 kişinin hayatını kaybettiği Bayraklı’da bulunuyor. Burası, İzmir’in afet riski en yüksek bölgelerinden birisi olarak gösteriliyor. Satışa çıkarılan 3 arsa da ‘rezerv alan’ ilan edilmiş yer. Ne demek bu? Kentsel dönüşümde burasının güvenli konut yapımı için kamu tarafından kullanılması gerekiyordu. Oysa TOKİ, satışa çıkarıp, müteahhitler için yeni imar alanı açmayı uygun gördü.
İzmir’deki satışlarda esas üzerinde durulması gereken kısım ise Karaburun’da ihaleye çıkarılan yerler. Karaburun en küçük ilçesi İzmir’in. Ege Bölgesi’nin ‘cennet’ olarak anılan kısımlarından. Turizm talanına henüz uğramadığı için de yaz aylarında sessiz, huzurlu bir dinlenme arayanların da sığınacakları nadir yerlerden birisi. Yerleşik nüfusu 10 bini biraz geçiyor. İşte burasının böyle kalmasının bir nedeni vardı. ‘Vardı’ diyoruz çünkü AKP, depreme hazırlık bahanesiyle o nedeni de ortadan kaldırmaya çalışıyor şimdi.
Karaburun, Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından dünyada korunması gereken alanlardan birisi olarak gösteriliyordu. Nitekim 2019 yılında da resmen Cumhurbaşkanı kararı ile Karaburun-Ildır Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edildi. Gerekçesi de Karaburun’un özel jeolojik ve kimyasal özelliklerinin bulunması, nadir endemik türlere ev sahipliği yapması. Ildır Körfezi de yine özel bir deniz ekosistemi sayılıyor. Nesli tehlikede olan Akdeniz Foku’nun yaşam alanı. Ayrıca bir tanesinin nesli tehlike altında olan 13 farklı yarasa türü ile ötücü kuşların yaşama tutunduğu yegane bölge. Kağıt üzerinde bu saydıklarımızın çok daha fazlasını, Karaburun tutkunları biliyor zaten.
İşte AKP burada da tam 32 adet parseli satıyor. 7 tanesinin imar durumu ‘turizm tercihli konut alanı’ olarak geçiyor. Kalan 261 bin 500 metrekarelik 25 parsel ise oldukça vahim. Zira tamamı Karaburun’daki yerleşim yerlerinin ortasında kalmış geniş bir yeşil alan. Üstelik satış ilanlarında imar durumunda ne yazıyor biliyor musunuz? Aynen aktaralım: “1/100.000 Çevre Düzeni Planında kentsel gelişme alanında kalsa da plan iptal edilmesi ile güncel imar durumu verilememektedir. Parseller Karaburun-Ildır Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi içerisinde kalmaktadır.”
Karaburun koruma alanındaki parseller ve imar durumunda yer alan bilgiler tek tek yazının sonunda yer alıyor. Bunun neresi acil afet tedbiridir?
İstanbul yıllardır deprem korkusuyla yaşıyor. 6 Şubat Hatay-Kahramanmaraş depremleri ile bu korku tahammül edilmez boyutta artık. İnsanlar evlerini terk etmek mecburiyetinde kalmadan acil çözüm bekliyor. 21 yılda dönüşüm adına sadece imar rantı sağlamış, 2012’de yine deprem tedbiri bahanesiyle çıkardığı 6306 Sayılı Kanun’la riskli bölgelerin güvenli hale getirilmesi konusunda yine imar rantı yaratmak dışında insanların korkusunu giderecek adımlar atmamış AKP, suçlu başkasıymış gibi yine bir yasal düzenleme ile vatandaşın karşısına çıkıyor. Ve ilk icraatı da depremle ne alakası olduğu belli olmayan milyonlarca metrekare arsayı satmak oluyor.
Belli ki bir ‘kentsel dönüşüm furyası’ daha iktidara gelir sağlayacak devasa bir gayrimenkul projesi olmaya aday. Arada parası olanın konutunu güvenli kıldığı, olmayanın bir ömür daha borçlandığı veya belirsiz bir geleceğe mahkum kılındığı, yerini yurdunu terk etmek zorunda kalacağı bir imar dalgası bizi bekliyor.