Akşener: İlk amacımız insanla devlet arasındaki uçurumu kaldırmak
İYİ Parti Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener, partisinin yol haritasını açıkladı. Cumhurbaşkanlığı adaylığı için gerekli 100 bin imzanın 6 saatte toplandığını söyleyen Akşener, "İlk amacımız insan ve devlet arasındaki uçurumu kaldırmaktır. Devlet hizmet eşitliğini sağlamakla yükümlüdür" dedi. Akşener, ekonomide 5 yıl içinde milli geliri en yüksek 10 ülke arasına girmeyi de taahhüt etti.
DUVAR - İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, cumhurbaşkanlığı seçim çalışmalarını Ankara'dan başlattı. Milletin yeniden büyük bir değişime ihtiyaç duyduğunu belirten Akşener, İYİ Parti olarak bu ihtiyacın farkında olduklarını söyledi.
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, seçim manifestosunu bugün Ankara Congresium Kongre Merkezi'nde düzenlenen kitlesel toplantıyla kamuoyuna duyurdu. Toplantıda, Parti Sözcüsü Aytun Çıray'ın açılış konuşmasının ardından illere canlı yayınla bağlanılarak, programa katılamayanların selamları alındı. Canlı bağlantıların ardından Meral Akşener'in hayatını anlatan bir tanıtım videosu gösterildi.
Daha sonra Akşener kürsüye gelerek, seçim manifestosunu açıkladı. Akşener'in konuşması özetle şöyle:
ARTIK YORGUN VE YIPRANMIŞ DEFTERİN KAPANMA ZAMANI: Cumhurbaşkanlığına karar verirken, bir düşüncem vardı. Devlet ile millet arasında uçurumu kaldırmak vardı. Gittikçe artarak hırpalan insanlarımıza yalnız değilsiniz diyoruz. Ben bugün sizlere 16 yılını yaşamakta olan iktidarı eleştirmek için konuşmayacağım. Buna lüzum olmadığı için değil. Bir parti 16 yılın ardından özgürlük adı altında manifesto yayınlamaya ihtiyaç duyuyorsa kendi tükenmişliğini itiraf ediyordu. Artık bu yorgun ve yıpranmış defterin kapanması gerekir. Türkiye'de 7 milyon 500 bin çocuk geçen yılı üşüyerek, yeterli beslenemeden geçirdi. İstanbul’da bir genç kız ‘Hak ettiğim bir gelecek istiyorum' diye isyan etti. Tüm bir tarihimiz umutların ülkesi olduğumuz gösteren işaretlerle doluyken bugün gençlerimizin üzerindeki umutsuzluk örtüsünü kaldırmak zorundayız. Yeni, dünyadaki pozisyonumuzu yükseltmek zorundayız. ‘İyi de nasıl?’ dediğinizi duyar gibiyim. Bugün sizinle Cumhurbaşkanı olduğumda nasıl bir politika uygulayacağımı anlatacağım.
YÖK'Ü KALDIRACAĞIZ: Üniversite camiasının kamburu olmaktan başka özelliği kalmayan YÖK’ü tarihin sayfalarına gömmek bize nasip olacak. FETÖ’nün sızmasına göz yumularak bertaraf edilen Kuleli Askeri Lisesi’ni yeniden açacağız.
ULAŞILABİLİR HASTANELER YAPACAĞIZ: Elbette biz de köprüler, yollar, hastaneler yapacağız. Ama bizim yaptıklarımızın sahibi müteahhitler değil millet olacak. Bizim yaptığımız köprülerden geçen de geçmeyen de para ödemek zorunda kalmayacak. Yaptığımız yollar üç beş yıllık olmayacak. Şehirlere hançer gibi saplanan rezidans müteahhitliği değil karakteri olan şehir planlamalarımız hazır. 700 yatak üzeri hastanelerin düzgün işlemeyeceğini biliyoruz. Daha ulaşılabilir hastaneler yaparak insanların eziyetine son vereceğiz.
.
TARIMSAL DESTEKLER: Tarım ve hayvancılıkta yeniden dünyanın en gözdesi olmak için projeler hazırladık. Biz adımız gibi iyi olan hiçbir şeyi değiştirmeyeceğiz. Yanlış olan işlemeyen şeyleri düzeltmeye geleceğiz. Einstein'in dediği gibi ‘Her şey olabildiğince kolay olmalı ama basitçe geçiştirilmemeli’. Daha yola çıkarken ilan ettik güçlü bir Türkiye istiyoruz. Herkes çok ne görüyor milletimizin yeni bir nefese, kendini tazelemeye ihtiyacı var.
YÖNETİM BOŞLUĞU VAR, KADINLARIMIZ CİNAYETLERE KURBAN GİDİYOR: Bizim anlayışımızda devlet herkese kapısı açık olandır. Bir kişinin ayağına taş değse sahip çıkandır devlet. Öyle yönetmeli ki kimse kendini garip ve yalnız hissetmemeli. Türkiye’nin politikaları sarsılıyor çünkü yönetim boşluğu var. Eğitimden adalete, ekonomiden güvenliğe çözülme var çünkü yönetim boşluğu var. Çocuklarımız taciz ediliyor, genç kızlarımız sokaklarda öldürülüyor. Kadınlarımız cinayetler kurban gidiyor çünkü yönetim boşluğu var. Ve biz bu yönetim boşluğunu doldurmaya geliyoruz.
EKONOMİ POLİTİKASI: Önce ekonomiyi ele alacağız. Dünyanın en iyi ekonomilerini örnek alıp, örnek alınacak bir politika izleyeceğiz. Çok önemli isimlerle planlar yaptık. O plana göre Türkiye’yi kişi başı milleri gelirde dünyanın ilk 10 ülkesi arasına yükselteceğiz. Bu ilk 5 yıldaki hedefimiz. Gerekli reformlar ve altyapıları düzenleyeceğiz. İnsanlarımız gelecekte dünya ile rekabet edecek bir hale getireceğiz. Alacağımız her karar, her adım mülkiyet analizlerine saygı duyarak atılacak. Ekonomiyi siyaset erbabının zenginleştiği bir ağ olmaktan çıkarmak gerekiyor. Böyle olmazsa her seferinde kazandıklarını kaybeden bir ülke olmaya devam ederiz. Bugünkü manzara şu yönetim boşluğunun faturasını milletimiz ödüyor. Ekonomiye duyulan güvensizliğin maliyetinin yükü vatandaşa biniyor. Dünyanın en karmaşık vergi ve teşvik sistemi Türkiye’de. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir sistem yok. Artık dünya bu sistemi basit ve sade hale getirdi. Biz de bu politikaya uygun bir sistem getireceğiz. Son 16 yılda 4.5 trilyon liraya yakın para toplanmış. Milletin parası har vurup harman savrulmuş. Bu iş aynı zamanda akıl ve ahlak meselesidir. ‘İtibardan tasarruf olmaz’ denilerek işin içinden çıkılamaz. İtibar kişinin sözünde durması, dürüst olması, hırsızlık ve yolsuzlukla anılmaması gibi üstün değerlerle anılmasıdır.
ÜNİVERSİTELERİ BÖLMEK ÜLKEYE İHANETTİR: Diyorlar ki toplum ikiye ayrılıyor. Dindarlar ve sekülerler yanlış. Evet devlet ikiye ayrılıyor ama bir tarafta helal ekmek peşinde koşan milyonlar diğer tarafta rant peşinde koşan siyaset simsarları. Büyük usta ne diyor ‘Yakarsa dünyayı garipler yakar.’ Çocuklarımızın yetiştirilmesinin yükünü ailelerden almamız gerek. Önemli bir üniversitemizin raporuna göre üşüyen çocuklarımız var. Çocuklar üşürse millet üşür, devlet üşür. Bundan daha önemli bir politikamız olamaz. Eğitime kalite gelmezse kalkınmada fazla ileriye gidilemez. Neden? Çünkü teknoloji üretmek lazım. Bugünkü sistem içerik olarak 21. yüzyılı kavrayamadığı gibi eğitimi çocuklara da yansıtamıyor. Oysa çocuklarımız için kabul edilebilir tek ayrın beceri ve yeteneklerine göre olmalıdır. O da aile isterse uygulanabilir. Silikon vadisinde, Japonya’da, Almanya’da birçok Türk Genci ileri teknoloji üretiyor. Bu gençlerimizi kazanmamız lazım. Üniversiteleri ne şekilde olursa olsun bölmek ülkenin geleceğine yapılmış en büyük ihanettir. Cumhurbaşkanı olduğum il gün bu kararın iptalini başlatacağım.
DEVLETİN DİNİ ADALETTİR: Milletimiz için devletin temel vasfı devletin adil olmasıdır. Adaletten uzak yönetimler korkak yönetimlerdir. Ülkemizde hukukun üstünlüğünü sağlamak zorundayız. Ülkeyi yönetenler kendi adaletini ayrı, milletin adaletini ayrı dağıtamazlar. İçinde adalet olmayan adalet saraylarına ihtiyaç yok. Bizim için muteber olan ‘Devletin dini adalettir’ sözdür.
DEVLET KANDIRILAMAZ: Hiçbir namuslu yönetici FETÖ'yü yurtdışında çıkarları için yönetmeyi düşünemez. FETÖ’yü kontrolünüzde tutarak masum insanlara iftira atarsanız, insandan öte bir Müslümansanız bunu altından kalkamazsınız. Adınız Haccac gibi yazılır tarihe. Devlet hiçbir terör örgütü tarafından aldatılamaz. Hiçbir terör örgütüyle pazarlık yapmaz yapamaz. İster PKK ister FETÖ herhangi bir kendi çıkarları için kullananlar acz içindeki cahillerdir. İçi boş hayaller üzerine kurulu, vitrine oynayan hamlelerle mağlup dış politika anlayışına mahkum edilemez. Bu anlayışı kurtaracak olan TSK’dır. Biz dünyaya örnek olacak bir dış politika hazırladık. Bizler parmak sallayarak yenilmek değil. Kazanmak isteyen bir dış politika uygulayacağız.
2019 İFTARINDA SURİYE'DE MİSAFİR OLARAK İFTAR YAPACAĞIZ: Güç saygınlıktadır. Devlet olmak insanların ölmesi üzerine değil yaşaması üzerine politika yürütmektir. Devlet olursanız Afrin olmaz ve mülteci dalgası ile karşı karşıya kalmazsınız. Herkes kendi vatanında mutludur. 2019 Ramazan’ında bizim olarak misafir olacağımız Suriye’de iftar yapacağımız bir politika izliyoruz. Devlet gibi olursanız 5 milyon Suriyeliye milyon dolarlar harcamak zorunda kalmazsınız. Türkiye’nin gücüne milletin aklını ve bilincini katmak gerekiyor. Türkiye’de devlet anlayışı mızıkçı ergen anlayışıyla yapılamaz. 200 milyon Türkçe konuşan insanın kalbidir Türkiye. Müslüman aleminin yüzünü döndüğü bir ülkedir ve bu hep böyle olmuştur. Türkiye hem de Avrupa’dır bu yüz yılardır böyleydi.
MİLLİ GELİR: Türkiye’yi kişi başı milleri gelirde dünyanın ilk 10 ülkesi arasına yükselteceğiz. Bu ilk beş yıldaki hedefimiz. Gerekli reformlar ve altyapıları düzenleyeceğiz. İnsanlarımız gelecekte dünya ile rekabet edecek bir hale getireceğiz. Alacağımız her karar, her adım mülkiyet analizlerine saygı duyarak atılacak. Ekonomiyi siyaset erbabının zenginleştiği bir ağ olmaktan çıkarmak gerekiyor.
PARLAMENTER SİSTEME DÖNECEĞİZ: Medya ve iletişim alanları özgür olmalıdır. Parlamenter sisteme dönüş için bir geçiş süreci planlamaktayız. Hiçbir zaman kaosa yer vermeyeceğiz. Kaostan beslenen bir hükümet olmayacağız. İnsanlar krizlerle boğuşmaktan yoruldu. 24 Haziran’dan sonra millet yatağına huzurla girsin, sabah huzurla uyansın diye, okuldan gelecek çocuğunu huzur ve güvenle beklesin diye engelleri aşa aşa yürüyoruz.
(HABER MERKEZİ)