Akşener: Kılıçdaroğlu iki arkadaştan birini aday gösterirse hayır demeyiz
İYİ Parti lideri Akşener: Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu'nun aday olup olmamasıyla alakalı bizim bir meselemiz yok. CHP'nin belediye başkanları. Onların çözeceği bir iş.
DUVAR- İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Karar TV'de gazeteci Taha Akyol ve Elif Çakır'ın Gündem Özel programına konuk oldu. İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, gündemdeki konular hakkında açıklamalar yaptı.
İYİ Parti lideri Meral Akşener'in açıklamalarından öne çıkan satır başları şöyle;
AKILDAN, GERÇEKLİKTEN UZAK, SAHSİ, KİŞİSEL, BİPOLAR BİR DIŞ POLİTİKA ANLAYIŞI VAR: Türkiye'de görev yapan bir büyükelçinin, Türkiye'nin iç işlerine karışır gibi eylemlerden uzak durması gerekir. Osman Kavala gibi üzerinden yürüyen bir tartışma oldu. AİHM'nin kararlarına uyacağınıza dair bir imza atmışsınız.
İÇ MESELE OLMAKTAN ÇIKAR: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarına uyacağınıza dair imza atmış bir ülkenin, o mahkemenin kararlarına uymamış olması iç mesele olmaktan çıkar. Sayın Erdoğan'ın, bağırıp bağırıp dış politika yapması doğru değil.
Erdoğan dedi ki; "Dışişleri Bakanlığı'na talimat verdim istenmeyen insan ilan edeceğiz" dedi. Bugün ne günlerden ne? Pazartesi. Bu arada bizim muhalefet olarak hiçbir şeyden haberimiz yok. ABD Büyükelçiliği'nin başlattığı, arkasından diğer büyükelçilerin de katıldığı 41. maddeye vurgu süreci başladı. Türkiye'nin dış politikasının üzgünüm maalesef böyle zikzaklı olması kabul edilemez. Gereğini yaparsınız. “Vururum, taş atarım’’ gibi ilan ede ede dış politika olmaz. Şahsım devletinin, tek adam rejiminin, partili Cumhurbaşkanlığı sisteminin getirdiği bir durum. Kendi üzerimden bir örnek vereyim. Ekim 2016'dan bu yana hakkımda bir mahkeme var. Benim ifadem alınmadı. Kendilerine göre kafamın üzerinde bir kılıç sallıyorlar. 6 senedir bir soruşturma devam eder mi? Hukukun üstünlüğüne, yargı bağımsızlığına bu sığar mı? Dış politikada bir ciddiyet olur. Akıldan uzak, gerçeklikten uzak, şahsi, kişisel, bipolar bir dış politika anlayışı var. Hem iç hem de ciddi bir devlet krizi olduğuna inanıyorum.
MİLLET İTTİFAKI'NIN ADAYI YENİ BİR ERDOĞAN OLMAYACAK: ‘Türkiye'nin önünü tıkayan kişi olmayacağım’ dedim. Ben hiçbir zaman aşırı sevinç, asabiyet, öfke üzerinden bir cümle kurmam. Siyaseti, milleti, insanları çok ciddiye alıyorum. Türkiye, Erdoğan'ın kişisel tercihleri üzerinden savrulmaktan bıktı. Cumhurbaşkanı adayı değilim, başbakan adayıyım dedim. Ben Meral Akşener olarak bu ucube sistemin kabul edildiği takdirde nelerle karışılacağımızı her yerde anlattım. Türkiye'nin, milletin gerçekten canı yanacaktı. Geldiğimiz nokta ortada. 21. yüzyıla uygun, adaletin, hukukun üstünlüğünün, korkmayan tarafsız bir yargının olduğu sistem olsun istiyoruz. ‘Ben aday değilim’ diyerek mücadelemizin ne olduğunu ve hedefimizin ne olduğunu söyledim. Bizim adayımız 13. Cumhurbaşkanı olacak. Bu kişi yeni bir Erdoğan olmayacak. Parlamenter sisteme hızlı bir şekilde geçilecek. Sistemde bir Cumhurbaşkanı olacak. Bir başkan yardımcısı olabilir. O da başbakan gibi çalışabilir. Seçilen Cumhurbaşkanı da tekrar seçilmesine gerek yok. Süresini tamamlayacak. Ben hüküm cümleleri söylemiyorum. Olabilecek doğru yolu söylüyorum. Seçilecek kişinin partisinden de istifa etmesi gerekiyor.
SAYIN KILIÇDAROĞLU İKİ ARKADAŞTAN BİRİNİ GÖSTERDİĞİ HALDE BİZ HAYIR DEMEYİZ: Ekrem İmamoğlu da Mansur Yavaş da Millet İttifakı'nın Belediye Başkanları. İki ismin de seçilmesi için gayret gösterdim. Sayın Kılıçdaroğlu iki arkadaştan birini aday gösterdiği hâlde biz hayır demeyiz. 63 ilin ilçelerinde insanlarla görüşüyorum. Muhalif seçmeni iki arkadaşımız üzerinden taraftarlaştırmaya döndü bu iş. Bunu yanlış buluyorum. Taraftarlaşan insanlar o insanların arkasında yürüyecek mi yürümeyecek mi diye bir endişem var. Tek ve ortak adayla gidilmesini de öneriyorum. Sayın Kılıçdaroğlu döner de iki arkadaştan birini aday gösterirse hayır demeyiz.