Akşener: Lütfü Bey bir hata yaptı, sinirlerine hakim olması gerekirdi
İYİ Parti lideri Meral Akşener, milletvekillerinden Türkkan'ın istifa etmesiyle sonuçlanan küfür olayıyla ilgili konuştu: "Lütfü Bey bir hata yaptı. Ancak yaptığı hata karşısında olgunluk gösterdi."
DUVAR - İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın küfür etmesiyle ilgili konuştu. "Evet Lütfü Bey bir hata yaptı" diyen Akşener, "Ancak kendisi, yaptığı hata karşısında olgunluk gösterdi. Önce çıktı, açık yüreklilikle özür diledi. Sonrasında da gereğini yapıp, grup başkanvekilliği görevinden ayrıldı" dedi.
Akşener, "Karşısındaki, kadın olan genel başkanına ağza alınmayacak hakaretleri etmiş, ahlaksız bir adam da olsa koruma içgüdülerine sinirlerine hakim olması gerekirdi. Siyasi deneyimi ve konumu bunu gerektirirdi. Ama maalesef olamadı ve hislerine yenik düştü. Elbette bu hatayı mazur görecek değiliz. Ancak benim asıl dikkatimi çeken bu olay vesilesiyle başka Sayın Erdoğan olmak üzere AK Parti mensuplarının gönüllerindeki şehit yakını hatta kadın hassasiyetini keşfetmeleri oldu" ifadelerini kullandı.
'İŞİ, KENDİ ELİYLE RAFA KALDIRDIĞI İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NE KADAR GETİRDİ'
Akşener, "Hatta, bu yeni keşfedilmiş hassasiyete, kendilerini öyle bir kaptırdılar ki; bu mağribilerin başı olan beyefendi, kısa ve orta dönemli bir hafıza kaybı yaşıyor olsa gerek; dün akşam, kabine toplantısı sonrasında yaptığı açıklamalarda, muhalefetten, STK’lara, kim varsa, demediğini bırakmadı. Utanmadan işi, kendi eliyle rafa kaldırdığı, İstanbul Sözleşmesi’ne kadar getirdi. Hatta kantarın topuzunu kaçırıp, Lütfü Bey’in kredi borcunu açıklayarak, kanunları bile çiğnedi. Sözüm ona, ahlak timsali bu bey, son dönemde alışkanlık haline getirdiği üzere, bir de kolaj video hazırlatmış, onu izletti" diyerek partisinin hazırladığı videoyu izletti.
Videoyu izletmeden önce Akşener, "Kendisinin hafızasını tazelemek üzere, bir video hazırladık. Gelin şimdi hep beraber onu izleyelim" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve bazı AK Partili siyasetçilerin geçmişte kullandığı ifadelerden oluşan kolaj sonrası konuşmasına devam eden Akşener, "Ben de bazı ilaveler yapayım. Bu ülkede Mustafa Kemal Atatürk'ün anasına Zübeyde Hanım'a 'genelevde çalışıyor' diyenler oldu sarayda kabul edildiler. Bu ülkenin kadınlarına 'başı açık kadın perdesiz eve benzer ya satılıktır ya kiralık' denildi. Elini uzatıp 'çekil şuradan diyen' olmadı. Rize Belediye Başkanı 'çözüm sürecine ne gerek var her birimiz ikinci bir eş olarak Kürt kadınlarını alalım bu mesele çözülsün' dedi, yerinde oturdu, kınamaya bile uğramadı. Bu örnekleri defalarca, sonsuz sayıda anlatabiliriz. Bunları söylemek bile benim içimi acıtıyor. Ama biraz önce videosunu izlediğiniz ahlak şövalyesi Sayın Erdoğan ve arkadaşlarının şehitlerimize olan saygısı, milletimize olan muhabbeti, kadınlara olan hassasiyeti neresinden tutsanız rezillik, saygısızlık. Derin bir kirlilikle karşı karşı karşıyayız. Bir hususun altını kalın bir şekilde çizmek istiyorum ellerinde şehitlerimizin kanı olan teröristleri devletin televizyonuna çıkarıp konuşturanlar bize şehitlerimiz üzerinden ahkam kesemez" diye konuştu.
Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
ATILMASI GEREKEN BAZI ADIMLARI HEMEN AT: İYİ Parti’yi İYİ Parti yapan, yapılan hata değil, hata karşısında gösterilen, işte bu olgunluktur. Yüzsüzlüğün ve iki yüzlülüğün hüküm sürdüğü, Ak Parti siyasetiyle, bizim siyasetimizi ayıran da işte tam olarak budur. Onlar, hatalarında üste çıkmaya çalışır, başkalarını suçlarlar, biz, hatamız olduğunda, sorumluluğunu alırız. Onlar, hatalarının üzerine, türlü yalanlarla tüy dikerler, biz, hatalarımızı telafi ederiz. İşte tam da o nedenle, onlar hatalarında boğulup, tıpış tıpış giderken, biz, hatalarımızdan aldığımız derslerle, her geçen gün büyüyoruz. Bu vesileyle, buradan, iktidarın başındaki, bu pek bir duyarlı beyefendiye, bir çağrıda bulunmak istiyorum... Her ne kadar 'bayan' dediyse de 'bayanlığı' reddediyorum... Lütfü Bey’in hatasından, siyasi rant kovalayacağına; milletin gözünde kaybettiğin itibarı, sahte kabadayılık şovlarıyla kazanmaya çalışacağına; hazır, şehitlerimiz, şehit ailelerimiz ve milletimiz için, yepyeni bir hassasiyet geliştirmişken; Fırsat bu fırsat, gel, atılması gereken bazı adımları, hemen at. Mesela milletimize küfür eden Mehmet Cengiz’in ihaleleri iptal edip küfürden sonra sildiğin vergi borçlarını hemen tahsil et. Dini değerlerimizle dalga geçen Egemen Bağış’ı, atadığın büyükelçi görevinden hemen al. Mesela, senin zihniyetindeki birinden, istifa etmesini elbette beklemiyorum, ama en azından, daha önce “kelle” olarak andığın şehitlerimizin ailelerinden, en azından özür dile. Lütfü Bey, bir hata yaptı, sorumluluğunu aldı. Madem o kadar hassassın; O zaman, şimdi sen ve arkadaşların için de, aynı sorumluluğu alma vakti. Hesap soran, önce kendi hesabını görmeyi bilecek. Ahlaklı olmak bunu gerektirir. Haydi bakalım, madem öyle, Vakit, muhasebe vakti, Sayın Erdoğan!
ZIVANADAN ÇIKTILAR: Çok güzel bir atasözümüz var. Diyor ki; “Kula bela gelmez Hak yazmadıkça, Hak bela yazmaz, kul azmadıkça.” Bunların durumu aynen bu. Nitekim, bu siyasi fırsatçılığı, Allah da şaşırtıyor. Bunlar artık, bir siyasi partiye hizmet etmenin, haşa, sevap hanesine yazıldığını söyleyecek kadar, zıvanadan çıktılar. İstanbul seçimlerinin meşhuru, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı diyor ki; “20 yıl Recep Tayyip Erdoğan’ı iktidarda tutmak ve onun yaptıkları sebebiyle, sevap hanemize, bir şeylerin yazılıyor olması, çok büyük bir şey.” Rezalete bakar mısınız? Neyin günah, neyin sevap olduğuna da, artık siz mi karar vereceksiniz? Meraklıysanız, Kur’an-ı Kerim’de, neyin sevap, neyin günah, neyin haram, neyin de helal olduğu yazıyor.
SANA KAÇ ADAM LAZIM: Nitekim, şirkten bile korkmayan, bu iktidar ve mensupları, millet iradesinin, ne olduğunu da unutmuş durumdalar. Millet iradesinin tecelligahı, Büyük Millet Meclisi’mizin başındaki kişinin sözlerini duymuşsunuzdur. “Bir milletin kaderi, bir kişinin iki dudağı arasına sıkıştırılamaz” dediğimiz için, bu zat, çıktı ve dedi ki; “Tek adam diyenlere soruyorum, mesela size kaç adam lazım?” Biz sana soralım, 'Sana kaç adam lazım'... Aynen böyle dedi.
PORNO SİTESİNDE GEZENLERE PROVOKASYON YAPTIRABİLİRSİNİZ: Milletle bağlarını koparmış bu zihniyetin, artık Türkiye’ye vereceği bir şey kalmadı. Milletimiz de artık bu gerçeği, tüm çıplaklığıyla görüyor. O nedenle, iktidarın tüm dümenlerine, tüm provokasyonlarına rağmen, İYİ Parti her geçen gün büyüyor. Zannetmeyin harlayarak bizi geri çekeceksiniz. Her dükkânın içinde a-Haber’inize provokasyon yaptırabilirsiniz, her dükkânın kapısında porno sitesinde gezenlere, oralarda yavşak yavşak konuşanlara, yazı yazanlara provokasyon yaptırabilirsiniz. Yaptırın kardeşim! Sizden korkan sizin gibi olsun. Biz milletimizi dinlemeye, milletimizin sesi olmaya devam edeceğiz. Biliyorsunuz, geçen hafta da Bingöl ve Elazığ’daydık.
“Bunlar iyi günlerin. Dur bak daha neler olacak” diyerek, kendi kendini ihbar edenlerin, yolumuza çıkardığı tuzaklara inat, milletimizle buluşmaya devam ediyoruz. Biz, milletimizin dertlerine, taleplerine tercüman oldukça, bu sesi kısmak için, türlü çirkinlikleri tezgahlamaya devam ediyorlar.
Akşener, kürsüde güvenlik korucularının özlük hakları ile ilgili 11 maddelik taleplerini de sıraladı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Güvenlik Korucuları Şehit Gazi Dernekleri Federasyonu Başkanı Ali Haydar Yener'in imzasıyla iletilen metinde şu ifadeler yer aldı:
"1-Korucu maaşı göstergesi 14.640 olup bu da 2.640 TL'ye tekabül etmektedir. Korucu maaş göstergelerinin 25.000 göstergeye ayarlanmasını ve maaşlarımızın bu gösterge üzerinden hesaplanması;
2-Güvenlik koruculuğu kısa vadeli sigorta kollarından sayılmaz ibaresinin yasal düzenleme ile kısa vadeli sigorta kollarından sayılmasının sağlanması;
3-Emeklilikte toplu tazminatların ödenmesi;
4-Şehit ve Gazi yakını olarak istihdam hakkından faydalananlar ile sağlık sebebiyle koruculuktan ayrılıp daha sonra devlet memuru olanların koruculuk yaparken geçen hizmet sürelerinin memuriyet ile birleştirilerek emeklilikte bu haklardan faydalanması;
5-Koruculuk emekli yaşının 55'den 50'ye düşürülmesini;
6-Görev yolluklarının ve geçiçi görevlendirme ücretlerinin takip eden maaş ile birlikte ödenmesini;
7-Gönüllü olarak 15 yıl güvenlik koruculuğu görevini yapan gönüllü korucularımıza şeref aylığının bağlanması;
8-15 yılın altında gönüllü güvenlik koruculuğu yapan gönüllü korucularımıza kadro hakkının verilmesi;
9-Emekli güvenlik korucularımızın emekli maaşlarının iyileştirilmesi;
10-PKK terör örgütü ile mücadelede yaralanmış %40 ve üzeri uzuv kaybı olmayan güvenlik korucularımıza tıpkı Kıbrıs, Kore ve 15 Temmuz Demokrasi gazilerine %40 uzuv kaybı aranmaksızın gazilik haklarının verilmesini talep ederim.
11-Güvenlik korucuları olarak sizden öncelikli taleplerimizi yukarıda belirttik. Yasal düzenlemelerin hayata geçmesi için partinizin koruculuk meselelerine hassasiyetle yaklaşmasını ve camianızın destek olmasını istirham eder saygılar sunarım." (HABER MERKEZİ)