Akşener: Erdoğan'ın niyeti reform değil, acı reçete

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın ekonomi politikaları için 'gerekirse acı reçete' açıklamasını eleştiren İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener "Milletimiz o acı reçeteyi, zaten çok uzun zamandır iliklerine kadar yaşıyor. Aslında bu vaadin gizlediği bir başka şey var. Nedir o? Acı reçete! 19 yıldır, her yıl yeniden uçan ekonominin geldiği nokta bu" dedi.

Abone ol

DUVAR - İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, hükümete, ekonomik krizden çıkış için önerilerde bulundu. Korona salgını konusunda ise güven kaybı oluştuğunu belirterek, halka gerçeklerin açıklanması çağrısı yaptı.

 Akşener, partisinin TBMM toplantısında yaptığı konuşmasında özetle şunları söyledi:

SAMSUN ÇARŞAMBA'DA BÜYÜK BİR MÜCADELE VAR: Konuşmama, Samsun Çarşamba’ya selam göndererek başlamak istiyorum. Çarşamba Ovası’na, apar topar yapılmak istenen Biyokütle Enerji Santrali’ne karşı, büyük bir mücadele veren kardeşlerimiz var. Onların dik duruşu sonucunda, yerel mahkeme, 10 Mayıs’ta inşaatı durdurup, ÇED raporu istemişti. Öğrendik ki, Danıştay kararı bozmuş, bilirkişi raporu istemiş. Bilirkişi heyeti şu anda orada. Önemli bir tarım alanımız olan Çarşamba Ovası’nı korumaya, veya betona teslim etmeye bu heyet karar verecek. İYİ Parti olarak, tarım arazilerimize göz dikenlerin karşısındayız. Milletvekillerimizle, Samsun teşkilatımızla süreci takip edeceğiz, Çarşamba ovamızı betona ve ranta feda etmeyeceğiz.

PANDEMİ KONUSUNDA GÜVEN BUNALIMI OLUŞTU: Böyle günlerde, devlet ciddiyetle önlem almak, milletimize güven vermek çok önemlidir. Ne var ki, uyarılarımıza rağmen, pandemi konusunda, milletimizde bir güven bunalımı oluştu. Milletimiz elbette bu konuda, hangi noktada olduğumuzu bilmek isteyecek. Bu sadece bir istek değil, bu bir haktır. Bu iş, siparişle ürettirdiğiniz, sahte enflasyon hesabına benzemez. Söz konusu olan vatandaşımızın sağlığıdır, hayatıdır. Ekonomideki her rakamla, kafalarına göre oynayıp, yanlış hikayeler yazan bu iktidarın, pandemi konusunda da benzer bir alışkanlık edindiğine şahit oluyoruz.

BU İŞTE BİR GARİPLİK VAR: Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı rakamlara göre, pandeminin başından bu yana Türkiye’de toplam, 11 bin 418 vatandaşımız hayatını kaybetti. Ancak yine İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin rakamlarına göre 14 Kasım tarihine kadar, sadece İstanbul’da, hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı 9872. Bu işte bir gariplik var. Pandemi kontrolden çıkmış görünüyor. Özellikle İstanbul’daki tablo tam bir felaket.

ERDOĞAN SÜREKLİ DÜĞÜN DERNEK HAVASINDA: Sayın Erdoğan’ın ve arkadaşlarının enteresan bir alışkanlığı var: Sürekli müjde vermeye bayılıyorlar. Memleket ne kadar kötü durumda olursa olsun, onlar her koşulda partiliyorlar. Sürekli bir düğün dernek havası içindeler… Damat, Hazine ve Maliye Bakanı oldu, haydi eller havaya. Damat istifa etti, haydi eller havaya. Faizleri düşürdük, haydi eller havaya. Faizleri artırıyoruz, haydi eller havaya. Euro 10 lira oldu, yaşasın rekabetçi kur. Euro 9 liraya indi, yaşasın kurla mücadelemiz. Devlet mi yönetiyorlar, oynamaya bahane mi arıyorlar belli değil…

NE BÜYÜK KEŞİF YAPTIN ÖYLE: Sayın Erdoğan, geçen hafta bir müjde daha verdi. İktidarının 19’uncu yılında, aklına daha yeni gelmiş, ekonomi ve hukuk reformu yapacakmış. Bir de bunu, öyle bir müjdeliyor ki… Sanki ekonomiyi de, hukuku da kendisi keşfetmiş. Sayın Erdoğan, ne büyük bir keşif yaptın sen öyle ya?... 19 yılın sonunda, ekonomi ve hukuk kelimelerini aynı cümle içinde kullanmayı başardın. Covid aşısını bulan, Türk bilim insanlarını gölgede bıraktın. Dünya kamuoyunun aklını başından aldın. Vatandaşımız için küçük, ama senin için çok büyük olan, adeta Nobellik bu adım için, seni yürekten tebrik ediyorum... Türkiye’nin elbette yapısal reformlara ihtiyacı var. Biz bunu, 3 yıldır söylüyoruz. Ama bu reformları bu zihniyetle yapamazsınız. Bu reformları, bu beceriksiz kadrolarla yapamazsınız.

ERDOĞAN'IN NİYETİ ACI REÇETE:  Erdoğan’ın derdi, reform yapmak falan değil. Aslında bu vaadin gizlediği bir başka şey var. Nedir o? Acı reçete! 19 yıldır, her yıl yeniden uçan ekonominin geldiği nokta bu: Acı reçete. Akılları sıra bu acı reçeteyi, reform yapıyoruz diye millete yutturacaklar. Milletimiz o acı reçeteyi, zaten çok uzun zamandır iliklerine kadar yaşıyor. Maaşlarında yaşıyor. Çarşıda yaşıyor, pazarda yaşıyor. İşsiz evlatlarının hüzün dolu bakışlarında yaşıyor. Siftahsız geçen günlerde yaşıyor. Binlerce kişiye ekmek veren kapılara, kilit vurulduğunda yaşıyor.

ACI REÇETE DİYENLER SEFALARINA TAM GAZ DEVAM EDİYOR: Millete acı reçete diyenler, renkli hayatlarına, sefalarına tam gaz devam ediyorlar.Beş müteahhidin kasasına para akıtmaya devam ediyorlar. Bakın size, milletimize acı reçeteden bahseden iktidarın, daha üç gün önce temelini attığı bir otoyoldan bahsedeyim. Hafta sonu, Aydın-Denizli otoyolunun temeli atıldı. Bu otoyol, toplamda 150 kilometre. Otoyolun bir kilometresinin maliyeti ne kadar? Ortalama 5 milyon dolar, yani 4.2 milyon euro. Bu durumda, 150 kilometrelik yol ne kadara mal oluyor? Yaklaşık 630 milyon euro’ya. Peki, temeli atılan bu yol için müteahhit firmaya, 17 yıl için verilen araç geçiş garantisi ne kadar biliyor musunuz? Maliyetinin iki buçuk katı, 1 milyar 550 milyon euro. Yani 14 milyar 200 milyon lira. Daha dövizdeki artıştan, vergi avantajlarından ceplerine girecekleri söylemiyorum bile… Vatandaşa acı reçete, yandaşa milyarlar... Pandeminin ilk gününden beri, 83 milyon vatandaşın cebine doğrudan koydukları para 10 milyar lira. Bu dar günlerde, tek bir kodamanın cebine koydukları kâr 9 milyar lira. El insaf.

VARLIK FONU'NU TASFİYE EDİN: Buradan iktidardakilere bir çağrıda bulunmak istiyorum. İlk olarak, ekonomide güven kaybına neden olan beyanat ve uygulamalardan vazgeçin. Devlet eliyle belirsizlik yaratmayın, öngörülebilir bir yönetim sergileyin. Bir karar alırken ilgili kurum ve paydaşlarla istişare edin. Muhalif olan herkesi hapse atmaktan, baskılamaktan vazgeçin. Para ve maliye politikaları, birbirleriyle uyumlu bir şekilde uygulanmalıdır. O nedenle, Merkez Bankası’na karışmaktan artık vazgeçin. 2021 yılı bütçesiyle, Orta Vadeli Program’ın, hedef ve büyüklüklerini acilen revize edin. Bütçede yer alan, kamu kurumlarının, araç ve bina alımlarını, kiralamalarını bir an önce durdurun. Diğer mal ve hizmet alım kalemlerinde en az yüzde 20 kesinti yapın. Ahbap çavuş ilişkisi içinde, yandaş vakıf ve derneklere para aktarmaktan vazgeçin. Kamu ihalelerinde şeffaf olun, ihale kanununda açılan yolsuzluk deliklerini kapatın. İş-Kur harcamalarını disipline edin, kurumu siyasi rant kapısı olarak kullanmaktan vazgeçin. İşe alımlarda mülakat sistemini kaldırın, KPSS sistemini etkin hale getirin.  En büyük kara delik olan Varlık Fonu’nu, bir an önce tasfiye edin. Fonun altında yeni kurulan, ne yaptığı belirsiz şirketleri kapatın. Bütün dünyada faizler sıfıra yakınken, yanlış politikalarınız yüzünden, zaten yüksek olan faizlerde, ciddi artışlar olacak. Öncelikli alanlarda, yatırımların olumsuz etkilenmesini önlemek için, faiz sübvansiyonu yapın. Borçlanma stratejisini değiştirin, döviz ve altına dayalı borçlanmadan vazgeçin.  Milletimizin gıda güvenliği ve gıdaya erişimde yaşadığı sorunların acilen giderilmesi gerekli. İşe, alanında, en az eski Damat Bakan kadar başarılı, en az onun kadar vizyoner, “tarıma bakmayan” Tarım Bakanı’ndan kurtularak başlayın. Sonrasında liyakatli bir ekiple tarım ve hayvancılık için akılcı destekler uygulayın, sektörleri yeniden üretir hale getirin.
(HABER MERKEZİ)