Akşener’den adaylık açıklaması: İnatla, 'ben ben' deme gibi bir yönüm yok

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin tutmadığını söyleyen İYİ Parti lideri Meral Akşener, “Parlamenter sisteme Erdoğan'ın geçeceğini düşünüyorum. Erdoğan'ın kendisi için sağduyusunun galip geleceğine inanıyorum” dedi. Akşener yeniden Cumhurbaşkanı adaylığı ile ilgili, “İnatlaşmak gibi huyum yok. Bu milletin herkesin nefes alma hakkı var. İnsanları üzen taraf olmayız” diye konuştu. Yeni partileri İYİ Parti’nin kuruluşunda olduğu gibi “rasyonel bir strateji” beklemediğini söyleyen Akşener, “Onun için şenlikli günler!” dedi.

Abone ol

ANKARA - İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, televizyon ve gazetelerin Ankara temsilcileriyle öğle yemeğinde bir araya geldi. 25 Ekim’de ikinci yılını dolduran İYİ Parti’nin kuruluş sürecinde yaşadıkları zorlukları anlatan Akşener, 24 Haziran seçimlerinde seçime girme riski yaşandığında CHP’li 15 milletvekilinin desteğini hatırlattı, “Ben ömrümün sonuna kadar bu 15 milletvekili arkadaşa ve Sayın Kılıçdaroğlu’nun tutumuna teşekkür edeceğim” dedi.

Millet İttifakı'nın başarı elde ettiği 31 Mart ve yenilenen İstanbul seçiminde çok iyi çalıştıklarını anlatan Akşener, “Umut tekrar üst noktaya çıktı. Bu umudun doğmasında, bazı şeyleri değiştirebiliriz inancının yaşanmasında rolümüz olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.

300 BİNİN ÜZERİNDE ÜYE HEDEFİ

İYİ Parti’nin otoriteye itiraz ederek yola çıktığını, bu açıdan partide demokrasiyi içsellestirmeye dönük çalıştıklarını belirten Akşener, "kaba saba, düşmanca bir dil kullanmamaya özen gösterdiklerini" söyledi. Akşener, parti için üye yazımının da önemli olduğunu bugün 259 bin 410 olan üye sayısını haziran sonunda 300-350 bine çıkarmayı hedeflediklerini dile getirdi.

'PARLAMENTER SİSTEME GEÇİŞ TÜRKİYE İÇİN ELZEM'

İYİ Parti’nin iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sistemden yana olduğunu bu yönde çalışmalar yapıldığını ifade eden Akşener, şöyle devam etti:

“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi keşke tutsaydı, referandumda söylediklerimizde haksız çıksaydık, yanılmış olsaydık ama maalesef tutmadı. Tek adam rejiminin getirdiği sonuç, 7’den 77’ye herkesin her konunun Sayın Erdoğan’ın tutumu nedeniyle olduğu şeklinde. Tutmadı. İnsanlar nefes alamıyor. Biz bir çözüm önerisi ortaya koyduk: İyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sistem. 150 yıllık parlamenter demokrasi tecrübemiz var. Bunun çağın şartlarına göre düzenlenmesi lazım. Kısa, öz, açık, seçik bir anayasa ile iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişin Türkiye için elzem olduğuna inanıyoruz. 4 aydır altını çizerek konuşmaya başladık. Önceden anketlerde sorulmazdı, şimdi soruluyor. Bu ay gördüğüm anketler yüzde 54-64 arasında değişiyor. Bir ankette yüzde 64 parlamenter demokrasiye geçmek lazım diyor. Önemli bir sonuç.”

'PARLAMENTER SİSTEME ERDOĞAN’IN GEÇECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM'

Akşener toplantıda basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. Akşener, yeni kurulacak partilerin ittifakları nasıl etkileyeceği sorusuna şu yanıtı verdi:

"Yeni partilerin seçmen açısından iyi olacağını hep söyledim. Seçenek arttırmak rekabeti arttırır. Uzun zamandır rekabet siyaset üzerinden yapılmıyor. Seçmen odaklı bir siyasi rekabet yok. Seçenek arttırmak siyasi alanın renklenmesini sağlamaya, prensip olarak demokrasiye hizmet eder. Seçmenin seçeneklerini çoğaltır. Var olan siyasi partileri seçmenin taleplerine göre kendinin düzeltmeye yönlendirir. Bunun için biz kurulmuş ve kurulacak partilerin oluşmasının faydalı olduğuna inanıyoruz. Ama biz şunu da söyledik. Biz rakibiz. Her iki siyasi partiyle de, CHP ile de AK Parti ile de rakibiz. Hepimizin bir Türkiye tasavvuru var. Yarının ne göstereceği konusunda bugünden konuşmayı doğru bulmuyorum. Demirel’in sözüyle doğmamış bebeğe don biçmek doğru değil. Cumhur İttifakı'nı AK Parti ile MHP’nin ittifakı olarak görüyorduk ama anlıyoruz ki Vatan Partisi de var. 3 siyasi grubun yer aldığı bir ittifak. Ama küçük ortağın ilişkisine baktığınızda çok iç içe geçmiş, kader birliği yapılmış, iki tarafın seçmeni açısından itirazlar olsa da liderler tarafından itirazların görmezden gelindiği duygusal bir birliktelik olduğu görülüyor. Millet İttifakı bir güç birliği, iş birliği. Bir Katolik nikahı değil. Daha rasyonel, Türkiye’nin taleplerine uygun ve başarı odaklı bir ittifak, iş birliği. Özellikle 31 Mart’tan sonra seçmene baktığınızda bu ittifakın, iş birliğinin devamı konusunda bir irade var."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın parlamenter sisteme geçmek isteyeceğini düşündüğünü dile getiren Akşener, "Ama ben iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme Sayın Erdoğan'ın geçeceğini düşünüyorum. Bu konuda adım atacağını düşünüyorum. Dolayısıyla böyle bir adım atıldığında, buyurun bakalım dendiğinde zaten o zaman ittifak nasıl olacak o konuda da bir şey söylemek mümkün değil. Arızalarından, enfekte olmuş alanlarından arındırılmış bir parlamenter sistemden bahsediyoruz" dedi.

'ERDOĞAN’IN KENDİSİ İÇİN SAĞDUYUSU GALİP GELECEK'

Akşener, “Erdoğan’ın parlamenter sisteme ne zaman geçeceğini düşünüyorsunuz?” sorusuna, “Zaman söyleyemem ama ben gidişatı öyle okuyorum. Benim okumam o. Bilgiye dayanmıyor” yanıtı verdi.

Erdoğan’ın Türkiye’nin nefes alma problemini gördüğüne inandığını söyleyen Akşener, “Saray, Erdoğan'ı kapattı, steril hale getirdi. Çünkü saray öyle bir şeydir ki, kendine ait bürokrasi, kültür, hayat tarzı yaratır. Tabiri caiz ise bir paralel evren yaratır, koparsınız. Dünyanın bütün saray sistemi içindeki tüm siyasi hikayeleri böyledir. Uzun zamandır Sayın Erdoğan’ın vatandaş ile hasbihal ettiğini gördünüz mü? Saray’a girdiğinden beri. Vatandaşın nabzını bilen tanıyan onunla yaşayan bir kişilik olmasına rağmen koptu gitti. Dolayısıyla bu alan kendisinin 2023 ya da daha önce yapılacaksa seçilmesinin önüne geçer. Pek çok etken vardır ama ana konu bu. Ben Sayın Erdoğan'ın kendisi için sağduyusunun galip geleceğine inanıyorum” diye konuştu.

DEMİRTAŞ’IN TİYATROSU: AİLELER ÜZERİNDEN KONUŞMAYI DOĞRU BULMUYORUM

Akşener’e CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu’nun eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın öykü kitabından uyarlanan okuma tiyatrosunu izlemesi de soruldu.

Akşener, "Biz insanların tercihlerine karışmayı kendimize yakıştırmayız. Kim nereye, hangi yeri ziyaret eder bizi ilgilendirmez. Çünkü Sayın İmamoğlu’nun eşi, Sayın Kılıçdaroğlu’nun eşi ziyaret eden konumda olduğuna göre. Bir tiyatro izlemeye gitmişler. Bunu bir siyasi sonuç olarak bakabilir miyiz? Onu bilmiyorum. CHP’nin kurumsal yapısı oradaki fotoğrafı kurumsal sistem içinde bir karşılığı var mıdır? Onu da bilmiyorum. Benim bildiğim, Sayın Kılıçdaroğlu’nun HDP’nin PKK ile arasına mesafe koymadığı süre içinde CHP ile herhangi bir iletişim kurulmayacağı şeklindeydi. Beyanatı var. Dolayısıyla CHP Genel Başkanı beyanatı bir değişiklik göstermediğine göre aileler üzerinde konuşmayı doğru bulmuyorum” dedi.

'MEGRİ MEGRİ DE EMİNE HANIM’DAN BAHSETTİM Mİ?'

"Siyasilerin eşleri tiyatroya gitmiş. Biz 'megri megri'de Emine Hanım’dan bahsettim mi bugüne kadar? Hayır" diyen Akşener, "Diyorum ki, CHP’nin kurumsal yapısı eğer bu tiyatroda ortaya çıkan fotoğrafla eşdeğer ise başka bir şey. Ama en son Sayın Kılıçdaroğlu’nun beyanatını söyledim. Eşler üzerinden ne söyleyebiliriz ki” ifadelerini kullandı.

Kadınların özne olduğu konularda konuşmamaya özen gösterdiğini anlatan Akşener, “Gitmişler ne yapalım? Tekrar söylüyorum Emine Erdoğan Hanımefendi’nin eylemleri, tutumu ile ilgili bir kelime ağzımdan duydunuz mu? Meclis’te Hayrunnisa Hanım, Emine Hanım ile ilgili milletvekillerinin değişik sözleri olurdu. Hiç onlara müsaade ettim mi, hayır. Kadını tırmalamaktan, özne haline getirmekten vazgeçelim. Biz burada partilerin kurumsal sistemlerini konuşmak durumundayız” şeklinde konuştu.

AKŞENER’E 'DAVET EDİLSENİZ GİDER MİYDİNİZ' SORUSU

Akşener’e “Siz de davet edilseniz gider miydiniz” diye soruldu. Gülerek yanıt veren Akşener, “Hayır. Ben bir siyasi partinin genel başkanıyım. Şöyle sorabilirdiniz. Eşiniz davet edilse gider miydi? Hanımefendilik başka bir şey. Ben bir siyasi partinin genel başkanıyım, bir kurumsal yapıyı temsil ediyorum. Ben gitmezdim. Eşim davet edilse gider miydi, o da gitmezdi” dedi.

AKŞENER’DEN ADAYLIK YANITI: İNSANLARI ÜZEN TARAF OLMAYIZ

Akşener’e Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde seçime gidildiğinde tekrar aday olup olmayacağı, başka bir ittifak adayına destek verip vermeyeceği soruldu. Akşener’in yanıtı şöyle oldu:

“Benim kişisel olarak inatlaşmak gibi bir huyum yok. Referandumdan başlayan süreçten itibaren kendimi bu millete borcunu ödeyen bir insan olarak konumlandırdım, öyle görüyorum. 31 Mart teklifi bizim. Bilim insanıyım. Asla genelleme yapmıyorum veri üzerinden gidiyorum. İnatla, ben ben deme gibi bir yönüm yok. Bu milletin, hepimizin nefes almaya ihtiyacı var. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi üzerinden gidildiği zaman, insanları üzen taraf olmayız. Bugünden öyle böyle olur deme imkanımız yok. Ama içtenlikle söylüyorum. Bu umudunun gerçekleşmesinden mutlu olan her siyasi partiye oy vermiş seçmenden bahsediyorum. Bu seçmenin umudunu da, tekrar mutsuz olmasına sebep olmayız."

'ERKEN SEÇİM ÖNGÖRMÜYORUM'

Akşener, erken seçim olasılığı ile ilgili ise “Kendimi Erdoğan’ın yerine koyuyorum. Elinizde 2023’e kadar süre var. Neden onu ortadan kaldırasınız. Seçimi öngörmüyorum ama bu da bilgiye dayanmıyor. Sadece benim okumam. Yeni partilerin 3 yıl içinde alan oluşturup oluşturmayacağına bakmayı, takip etmeyi çok daha rasyonel, faydalı görür diye öngörüyorum” dedi.

YENİ PARTİ YORUMU: ŞENLİKLİ GÜNLER!

Erdoğan’ın İYİ Parti’nin kuruluş sürecindeki strateji ve yeni partilere alacağı tutumla ilgili görüşlerini paylaşan Akşener şunları söyledi:

“Sayın Erdoğan, alacaklı olmayı sever borçlu kalmayı sevmez, ister manevi ister maddi. Manevi borcunu da öder, mahsupla öder, maddi öder ve fazlasıyla öder. Ben alacaklıydım manevi olarak, aile olarak alacaklıydık, borçlu oydu ödeyememişti. Bizim partimize, şahsen bana çok rasyonel bir strateji yaptı. Görmedi, duymadı, tek kelime etmedi. Ama aşağı tarafta inanılmaz bir Meral Akşener şeytanlaştırması oldu, süper bir stratejiydi. Çok şaşırdığım şeyler oldu. AK Parti bir tarafıyla da bizim evde kuruldu. O kadar çok şey paylaştık, konuştuk ki, -tehdit anlamında söylemiyorum- 'Kim kimdir'i biliyoruz, Erdoğan da benim kim olduğumu biliyor. Şimdi bu şeytanlaştırma çok stratejik gitti, ama üstünden çok zaman geçince de aşağıdaki şeytanlaştırmanın neticesinde bu saray halkının abuk sabuklukları neticesinde, yani orada oluşan sistemin abuk sabuklukları neticesinde şimdi sahada sorgulanıyor. Akşener bu kadar şeytansa niye gereğini yapmadınız? İki partiyi kuran arkadaşlarımız ise Erdoğan'ın çok yakın çalışma arkadaşları. Erdoğan'ı tanıyorsam, muhtemelen kendini alacaklı hissediyordur, burada rasyonalite olmaz. Bana ve partime uyguladığı rasyonel strateji olmaz, onun için şenlikli günler!”

YENİ PARTİLER: REİSE İHANET EDİLDİ DİYE GİDİLECEK

Akşener, "Davutoğlu’nun kurucuları arasında yer aldığı Bilim ve Sanat Vakfı'na kayyım atanmasını da buna örnek mi görüyorsunuz” sorusuna, “Evet, Devamı gelecektir” yanıtı verdi.

Partiyi kurarken daha sert bir süreçten geçtiklerini anlatan Akşener, hakkındaki kaset iddialarını hatırlattı, “Bu ölçü üzerinden gidersek ben anılarımı paylaşmaya hazırım. Biz aşağıda direkt isnatlarıyla karşılaşmadık. Reel bir strateji yaptı. Akıllıca bir strateji yaptı, saygı duyuyorum. Aşağıda felaketti. Reisin büyük düşmanı diye paketlendim ben. Burada ise reise ihanet edildi diye gidilecek. Umarım anlatabilmişimdir” dedi.

'İTTİFAKTA ÖN ŞARTIMIZ PARLAMENTER SİSTEM'

Bu sistemle seçime gidildiğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçilemeyeceğini gördüğünü belirten Akşener, “Matematiksel olarak mümkün değil. Bizim teklifimiz tüm partiler için geçerlidir. İttifak için ön şartımızdır parlamenter sisteme dönüş. Şu an gördüğüm kadarıyla yeni kurulacak partiler de bu noktada. Buraya dönmek zorundayız. Bunu gerçekleştirme konusunda öncülük yapıyoruz" diye konuştu.

AK PARTİ İLE İTTİFAK OLUR MU?

Akşener’e parlamenter sisteme geçiş durumunda AK Parti ile ittifak olasılığı da soruldu. Akşener, “Siz zillet, illet, İP diye konuşan küçük ortağın dengesini neden bozuyorsunuz böyle bir soruyla” yanıtı verdi.

FETÖ SORUŞTURMASI: AĞA BİZLE EĞLENİYOR

Akşener’e FETÖ iddiasıyla hakkında yürütülen soruşturma ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, FETÖ’nün siyasi ayağıyla ilgili Yurtta Sulh Konseyi üzerinden yaptığı gönderme de soruldu. Akşener, “Ne kadar uğraşırlarsa uğraşılsın benden bunu çıkarmayacaklar. Çünkü yok. Bunu da en iyi Sayın Erdoğan biliyor” dedi.

Hakkında açılan soruşturmanın 3.5 yıldır devam ettiğini anlatan Akşener, “Ortalama 40 günde bir benim adıma avukatım dilekçe veriyor, ‘benim ifademi alın’ diye. Yasak var üzerinde, gizlilik var, her şey var, tek kişi, başkası yok. Bu iddianame hazırlanamaz mı? Valla hani ağa bizle eğleniyor. Bu sistem aslında devletimizi yöneten iktidar partisiyle de eğleniyor. Onun için burada bütün bunlar sulandırmaya dayanan ondan sonra da yapılan işlerin hiçbirinin doğru olmadığına vatandaşı inandıran bir düzenek olarak düşünüyorum” diye konuştu.

Akşener, İYİ Parti’nin Yurtta Sulh Konseyi’nin araştırılması için verdiği önergenin reddedildiğini hatırlattı.

'KANAL İSTANBUL NEDEN 9 YIL SONRA GÜNDEME GELDİ?'

Kanal İstanbul’la ilgili tartışmaları da değerlendiren Akşener, şunları söyledi:

"Neredeyse 9 yıl olmuş, 2011 de bir proje olarak AK Parti’nin seçim beyannamesinde var. 9 sene niçin gündeme gelmemiş birinci soru bu. 9 yıl sonra gündeme gelme nedenlerinden birisi buna bir talep mi vardır, bu bir ihtiyaç mıdır, ekonomik manada Türkiye’ye bir fayda mı sağlayacaktır, sanayimize, turizme, işsiz gencimize, emeklimize bir fayda mı sağlayacaktır. Yani ekonomiye dair pek çok soru soruyoruz. Bunlara dair hiçbir cevap hükümet kanadından alamadık. Bir rant aktarımı söz konusu olabilir. İkincisi ise kutuplaştırmak her dönemde işledi, aynı algoritmayı yeniden kullanıyorlar olabilir. Bu kutuplaşmadan, böyle olmaktan yorulduk. Yumruklarımızı, dişlerimizi sıkmaktan yorulduk."