Akşener'den Erdoğan'a: Maaş yetmez, o Katar uçağını da hemen bağışlasın
İYİ Parti lideri Meral Akşener korona virüsü salgını nedeniyle Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun kampanyalarına üçer maaşını bağışladığını açıkladı. Akşener, "Sayın Erdoğan'a bir önerim var maaş yetmez. 500 milyon dolarlık o meşhur Katar uçağını hemen bağışlasın" dedi.
DUVAR - İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Fox Tv'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu Çalar Saat programında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın dün başlattğı yardım kampanyasına tepki gösterdi: "Müteahhitlere bu sene ödenecek para aşağı yukarı 21 milyar lira. Hiç değilse 3 ay bu insanlara devletimiz para ödemesin. Erdoğan'a önerim maaş yetmez, o Katar uçağını hemen bağışlasın."
Atşener'in mesajları özetle şöyle:
EVDE KAL TÜRKİYE: Evimizde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Vatandaşlarımızla birlikte ilçe ilçe geziyorduk o alan şimdilik kapandı ona biraz üzülüyorum çünkü çok iyi bir veri tabanı oluşmuştu birebir seçmenle özel esnafla ilçelerimizdeki Çiftçi ve köylülerimizle, kadınlarımızla, gençlerimizle, işsizlerimizle, EYT’lilerle görüşüyorduk bu problemleri de sonra Grup konuşmasında kamuoyu ile paylaşıyordum ki hani iktidarın dikkatini çeksin diye bir tek ona üzülüyorum. Onun dışında diğer çalışmaların rutin çalışmalarım devam ediyor. Yaşı büyük olanlar evde kalmalı fakat bir yanlış anlaşılma oldu onlar taşıyıcı değil taşıyıcılarımız gençlerimiz yaşlılarımız risk grubunda olduğu için evde kalması gerekiyor. Bu yanlış kanaatle bazı üzücü durumlar yaşandı. Buradan rica ediyorum özellikle yaşlı insanlarımızın çoğu emekli lütfen evde kal Türkiye.
KOLAY BİR ŞEKİLDE OY ALDILAR: İktidar partisi maalesef 18 senelik iktidarda, ekonomi dışında çok büyük krizlerle karşılaşmadı. Mesela bir 99 depremi gibi bir büyük afetle karşılaşmadılar. Kriz yönetimi konusunda çok başarılı olduklarını söyleyemeyeceğim. Ayrıştırıcı bir dil üzerinden giden bir siyasi dile sahiptiler ve birlik beraberlik üzerinden oy almak yerine; sen busun, ben buyum da Rahmetli İnönü'nün dönemine kadar giden yalan yanlış bir sürü kutuplaştırma ile kolay bir şekilde oy aldılar. Şimdi birliğin beraberliğin olması gerektiği bir Türkiye’de sorun yaşıyorlar.
3 HAFTALIK KARANTİNA İLAN EDİLEBİLSEYDİ...: Valilerin başkanlığında her ilde bir sağlık komitesi kurulması tavsiyesi vermiştim, bunu yaptılar teşekkür ediyorum. Vatandaş, devleti yanında görmek ister. Zorunlu bir karantina, 3 haftalık bir sokağa çıkma yasağı ilan edilebilseydi bazı şeyler yolunda gidebilirdi. Ben Sayın Erdoğan'ın ister tek tek ister grup halinde siyasi parti liderleri ile bir toplantı yapmasını dilerdim. Bunu da birkaç defa söyledim. Bu hepimizi ilgilendiren bir konu çoluk çocuk yaşlı genç hepimizin şimdi zorunlu karantina dediğimiz konuyu sokağa çıkma yasağı diye de söyleyebileceğim konuyu yapmayacaklar o anlaşılıyor. Çünkü hükümet bunu ilan ettiği dakikadan itibaren işine gidemeyen insanın, aç kalmış açıkta kalmış bütün milletin giderlerini ödemek zorundadır. Dolayısıyla bu zorunluluktan kurtulmak amaçlı yapmayacaklarını artık kanaat ettim. Sokağa çıkma yasağını yapmayacaklar. Hükümet bunu ilan ettiği andan itibaren bütün milletin giderlerini ödemek zorundalar. Dolayısıyla bunu yapmayacaklar öyle gözüküyor. Çünkü işine gidemeyen insanın bütün milletin giderlerini ödemek zorundadırlar. Bu zorunluluktan amaçlı yapmayacaklarına inanıyorum.
ERDOĞAN’IN VE DAMAT BAKANIN CİDDİYETİ ANLADIKLARINI SANMIYORUM: Bizim Merkez Bankası’nın ihtiyat akçesi vardı, bu bizim kefen paramızdı. Anlaşılan harcanmış. Askerin sokağa inmemesi için sokağa çıkma yasağı ilan etmediklerini söylüyorlar, ben buna inanmıyorum, polisle de halledilebilir. Vatandaşın parasını ödeyecek kaynakları olmadığından ilan etmiyorlar. Hesap yapalım: 130 milyar lira işsizlik fonunda olması gerekiyor. Varlık Fonu’nda ne kadar var bilmiyoruz. 4 milyar dolara S-400 aldık. Neden aldığımızı sorgulamıyorum. 40 milyar dolar Suriyeli sığınmacılara harcadık. Aslında kaynak var. Ben sayın Erdoğan’ın ve damat bakanın bu salgın konusunda ciddiyeti anladıklarını sanmıyorum. 100 milyar liralık ekonomik istikrar paketi açıklandı bu paketin içinde uçak biletlerinde KDV indirimi, ev satın almak isteyenlerin kredi peşinat kısmı indi bütün bunların içinde hiçbir satış yapamadan dükkanını kapatan esnaf, KOBİ’ler dururken bir baktık şu 5 müteahhidin çıkarları öne çıkmış. O arkadaşların ciro yapmasından vazgeçilememiş.
KANAL İSTANBUL İHALESİ: Meclis’te Afrika Kalkınma Bankası'ndan Sayın Cumhurbaşkanına bir yetki verildi 26 milyar Türk Lirası para verilmek üzere. Daha da ilginç bir şey yapıldı Kanal İstanbul ihalesi yapıldı ilk defa tarihte maskelerle Müteahhitler Kanal İstanbul ihalesine girdiler dördüncüsü ise sosyal medyada yayınlandı Sayın cumhurbaşkanının iletişim sistemi içinde yayınlandı bakanlarla konuşma yapıyor orada Bor üzerinden bir dezenfektan üretilmiş Sayın Erdoğan’ın hemen bu çok müthiş bir şey açığı kapatırız dedi. Bu açık ne? Dezenfektanla açık kapatmak üzere böyle bir proje olundu jet hızıyla ve buradan bir para kazanma öne geçti. Tüm bunlar küçük şey gibi görünür ama çok büyük şeyler önceliklerinizi belirlersin.
3 MAAŞIMI ANKARA'YA, 3 MAAŞIMI İSTANBUL'A BAĞIŞLADIM: Ben Millet İttifakı'nın belediye başkanlarını takip ediyorum Sayın yavaş 6 milyon Yürek Ankara'da diye bir yardım kampanyası başlattı. Sayın İmamoğlu'nun da birlikte başaracağız diye başlattı, diğer arkadaşlar devam ettiriyorlar. Keşke iktidarda kamu dediğimiz Devleti yönetenler de yerel yönetimlerle ayırt etmeden elele verselerdi ve bu işin altından birlikte kalkılır bilseydi, çok yalnız bırakıldıklarını görüyorum iktidar tarafından. Şimdi bu kampanyalara Ben de bugün buraya gelirken milletvekili maaşı almıyorum, emekliyim 3 emekli maaşı 3 aylık Ankara'ya, 3 emekli maaşımı da İstanbul'a başladım.
MAAŞ YETMEZ. 500 MİLYON DOLARLIK KATAR UÇAĞINI BAĞIŞLASIN: Sayın Erdoğan'dan ihtiyacı olan insanlara yönelik nakit yardımı beklerken ne gördük; IBAN numaralarını şu adrese gönderin demesini beklerken; O şuralara para yatırın diye bir IBAN numarası verdi. Şimdi benim bir önerim var. Benim daha burada verdiğinim öneri aşağı yukarı hastanelere yani şehir hastanelerine, yollara, havaalanına müşteri garantili hasta, araba garantili yol. Bu meşhur müteahhitlere bu sene ödenecek para yani geçmediğimiz için hepimizin cebinden çıkacak. Bu aşağı yukarı 21 milyar TL dolayısıyla hiç değilse 3 ay bu mücbir sebep dolayısıyla bu insanlara devletimiz para ödemesin. Sayın Erdoğan'a bir önerim var maaş yetmez. 500 milyon dolarlık o meşhur Katar uçağını hemen bağışlasın. Bakanlar ve milletvekilleri insanlar bağış yapabilirler. Bu millet büyük millet bir dilim ekmeğini paylaşır. Şu anda benim ikamet ettiğim sokakta ihtiyaç sahipleri var ben bakıyorum. Biz de dahil durumu daha iyi olanlar bu insanlara hiç belli etmeden yardımlar yapıyor.
İSPANYA’YA İTALYA’YA YARDIM YAPIYORUZ VATANDAŞA IBAN NUMARASI VERİYORUZ: İmar affından gelen para var. Bedelli askerlikten gelen para var yani vergi affından gelen var. Olması gereken para var. Biz İspanya’yla İtalya'ya yardım yapıyoruz.30 bin dolar gayri safi fert başına hasılası olan İspanya 25 milyar euroluk bir paket açıkladı. Kimseye demiyor ki IBAN numarası şudur; buraya para yatırın. İtalya'nın 35 bin dolar gayri safi fert başına düşen hasılası; bizim ise 9 bin 300 dolar. Şimdi biz buralara gemilerle, uçaklarla gönderiyoruz ama vatandaşa IBAN numarası veriyoruz. Bu devletin vatandaşların gözündeki algısını zayıflatır. Problemi doğru tespit edip doğru çözüm bulunmalı. Şahıs başına 500 lira, 5 kişi 2500 lira nakit yardımının hibe şekliyle yapılması lazım. İlk paket açıklandığı zaman bunu önerdik. Adına ister bono, ister kupon ama bir nakit yardımı verilmesi lazım dedik. EYT’ler bakın çok acı bir durum var işten çıkarılmışlar, yevmiyeli çalışamıyorlar bu insanlar evlerine ne götürecekler. Bol bol kredi ama bunları nasıl ödeyecekler.
BUNDAN SONRA BİRİNCİ ÖNCELİK KENDİ KENDİNE YETMEK OLACAK: Dünya nereye evrilecek? Doğal olarak bir süre kendi içine dönecek. ekonomide dünya çapında resesyon bekleniyor ekonomide Çin dahil yüzde onluk bir daralma beklenir dünyada bekleniyor ve burada en stratejik alan gıdaya erişim olacak gıda güvenliği ve gıda üretilmesi 1. öncelik olacak. Şu soruyu sormak istiyorum ben bizim buğday stoğumuz var mıdır? Bugüne kadar ağırlıklı ithal yapıyorduk şimdi Rusya satmadı, bizde mercimek Kanada'dan geliyor, nohut bilmem nereden geliyor, kuru soğan, saman ithal ettik. Biz şimdi dolayısıyla behemehal ve hemen şimdi tarıma yönelik üretim merkezli bir ekonomik üretim programı yapılması lazım. insanlar borçlu bu borçların ertelenmesi artı sıfır faizli yapılanması lazım. Bir başka konu daha var şimdi silah şirketleri ile ilaç şirketleri dikkat ederseniz hepsi global, hepsi küresel fakat bu küresel salgına yönelik ellerini kıpırdatmıyorlar şimdi ulusal ve uluslararası anlamda belki bundan sonra Birleşmiş Milletler'in yeniden yani yeni paradigmalara göre tanzimi gerekecek. Bir iklim krizi meselemiz var. Dünyanın her tarafında gıda ile ilgili sorunumuz var. Şimdi böyle bir sistemde bir taraftan küresel uluslararası organizasyonlar değişirken Milletler de Ulus Devleti, Milli Devleti keşfedecekler dolayısıyla birinci öncelik kendi kendine yetme olacak. Bunun birinci önceliği de tarım olması gerek gıda olması gerek.
SAĞLIK ÇALIŞANLARI ŞEHİT TANIMINA ALINMALI: Sağlık çalışanları konusunda buradaki bizim bu Şehit tanımı içine alınması önerimizin arka planda şu var; sonuçta bu insanlar bu mücadele esnasında vefat ettiğinde Şehit tanımıyla yapıldığı zaman devlet sahip çıkıyor, çocuklarını okutmak konusunda işe alma konusunda vesaire gibi hakları var. Burada bizim söylemeye çalıştığımız vatan savunmasında şehit olan Mehmetçiğimizle, askerlerimizle yanyana getirme değil, sadece ölüm esnasında geride bıraktıklarına bu devletin hukuki olarak zorunlu bir biçimde sahip çıkmasını sağlar. Bu dönemde iktidar olsaydık, derhal sınırları kapatırdık, sokağa çıkma yasağı ilan ederdik o dönemde de insanımızın ekonomik olarak yanında olurduk.
İNFAZ YASASINI AÇIK VE NET ŞEKİLDE KAMUOYU İLE PAYLAŞSINLAR: Biz infaz yasası diye biliyoruz. Ama onu hapishanelerde yatan insanları aileleri af diye bilir. Bu sistemin ağzınızdan çıkardığınız andan itibaren müthiş bir beklenti olur. Yakınları hapiste olanların talepleriyle gittiğimiz her yerde karşılaştık. Bir şey anlayamadık. Bu iki partinin sayıları yeterli. Muhalefete ihtiyaçları yok. Korona virüsle ilgili bir meclis bünyesinde bir araştırma kurulu kurulsun diye bir teklif verdik. Bu iki partinin oylarıyla reddedildi. İkincisi, ilginç bir biçimde bize getirilen teklifin içinde çocuk tecavüzü, artı çocuk tacizi, kadına şiddet ve çocuk evlilikleriyle ilgili bir de torbacılarla ilgili infaz indirimi mevcut. Bunlar bizim kırmızı çizgimiz. Bu infaz yasasını açık net bir şekilde kamuoyuyla paylaşsınlar. Açık net yayınlasınlar biz tekliflerimizi istemediklerimizi söyleyelim ondan sonra elbette bir orta yol bulunur dedik. Biz ilkesel olarak bu yasaya karşı değiliz. Bu kurnazlık işi doğru değil.
SAYIN ERDOĞAN’I ALDATMIŞLAR: Mazot ve gübre desteklemeleri bugün ödenmeye başlandı. Çiftçilerimiz destekleme paralarını almayı Ziraat Bankası'na gittiğinde hak edilen miktarın altında ödeme yapıldığını gördüler. Nedenini sorduklarında sulama birliğine olan borçlarının kesildiğini ifade etmişler. Bu olur mu? Dün Sayın Erdoğan çiftçilere devlet desteğinin yarısının 2020'ye ait paranın yarısını ödendiğini söyledi. Kendisini yani bu tarım bakanı ile mutlaka bir görüşsün aldatmışlar. 2019'un borcu ödemeye çalışılıyor.