'Aladağ yangını için komisyon hala gelmedi'

Aladağ’daki yangına ilişkin Meclis'te kurulan inceleme komisyonundan sonuç çıkmadı. Soruşturma ise 78 gündür tamamlanmadı. Komisyonun hala inceleme için ilçeye gitmediği iddia edildi.

Abone ol

DUVAR - Adana Aladağ'da yaşanan yurt faciasının üzerinden geçen 78 güne rağmen soruşturma tamamlanmadı. Konuya ilişkin Meclis'te kurulan inceleme komisyonu henüz çalışmalarına başlamadı. Aileler facianın üstünün örtülmeye çalışıldığını söylüyorlar.  İlçe Belediye Başkanı Mustafa Akgedik'e göre: TBMM'de kurulan yangınla ilgili inceleme komisyonu ilçeye gelmedi.

29 Kasım 2016'da meydana gelen olayda, ortaokulda okuyan kız öğrencilerinin kaldığı, 'Süleymancı' cemaatine ait özel kız öğrenci yurdunda elektirik kontağından yangın çıktı. Yangın merdiveninin kilitli olması nedeniyle, 10 öğrenci, 1 çocuk ile 1 eğitmen yaşamını yitirdi. Yangında öğrencilerin bir bölümünün cesetleri açılmayan yangın merdiveni kapısı önünde bulundu. Bilirkişiler tarafından hazırlanan olay yeri inceleme tutanağında, yangına eskimiş olan elektrik şalterinin yol açtığı, tartışmalara neden olan yangın merdiveni kapısının kilitli değil ama kapı kolunun olmadığı, ayrıca yönetmelik dışına çıkılıp ısıya dayanıklı olmayan PVC kapı takıldığı; binanın Bayındırlık şartnamelerine uygun olmadığı, acil çıkış kapıları bulunmadığı, camların demirler kesilerek açılabildiği yer aldı.

'SAVCI DOSYASINI HALA TESLİM ETMEDİ'

İlçe Belediye Başkanı Mustafa Akgedik'e göre bölgedeki diğer yurtların yöneticileri kısmen 'bir şey olmaz' aymazlığından çıkıp daha dikkatli olmaya başladı. İlçede çıkan yangınları söndürmenin Büyükşehir Belediyesi sorumluluğunda olduğunu belirten Akgedik şöyle konuştu:"Burada anlayış, bu olaydan sonra değişti. Böyle bir olay karşısında nasıl tavır alacağımız veya bu durumda nelere dikkat etmemiz gerektiği, noktasında bir bilinç oluştu. Ama malesef 12 canımızı kaybettik. Burada zor şartlar altında okumaya çalışıyorlar. TBMM'de kurulan yangınla ilgili inceleme komisyonu da henüz ilçeye gelmedi. Ancak yurdun kapısı hala kapalı tutuluyor. Soruşturmanın devam ettiği ve dava açılabilmesi için hazırlanması beklenen iddianamenin de kısa süre sonra görevli Cumhuriyet Savcısı tarafından, Aladağ Başsavcılığı'na teslim edilmesi bekleniyor.

3 ÖĞRENCİNİN TEDAVİSİ SÜRÜYOR

Yangından yaralı kurtulan 22 öğrenciden 3'nün tedavisi halen Kozan Devlet Hastanesi'nde devam etiği için eğitimleri de hastane odasına gelen öğretmenler tarafından sürdürülüyor. Aileleri, yanlarında kaldıkları çocuklarının hala travmayı atlatamadığını, ayaklarındaki kırıklarında iyileşmediğini belirtiyor. Kızının tedavisi devam eden Ahmet Altun, hastaneden ayrılamadığı için bakır madenindeki işinden çıkarıldığını söyledi. Altun, "Kızım şu anda daha iyi ancak psikolojik olarak bazı şeyleri atlatamadı. Olay gününden beri işe gidemedim. Bu yüzden çalıştığım işten çıkarıldım. Kızımı beklemeye devam ediyorum" dedi. Hastanede kızını bekleyen emekli Yaşar Pertlek ise devletin bu işin peşini bırakmaması gerektiğini belirterek, "Biz yandık başkaları yanması" diye konuştu.

YURDA KARANFİL BIRAKTILAR

Sosyal Haklar Derneği'nin (SHD) bir araya getirdiği acılı aileler, facianın yaşandığı yurt binası önüne karanfil bıraktı. Burada açıklama yapan SHD Genel Başkanı Melda Onur, devam eden soruşturmanın takipçisi olduklarını söyledi. Kızlarından Sümeyye yangında ölen, diğer kızı Fadime ise yaralı kurtulan Ahmet Yetim, sorumluların bulunup en ağır şekilde cezalandırılmasını istediğini belirtti. Yetim, "Ben buraya 2 çocuk verdim. Biri öldü, diğeri biri yaralı olarak olarak kurtuldu. Burada 3 katlı binanın 3 kapısı da kilitli. Bu çocuklarımız burada can verdi. Yazık değilmi bize. Benim köyüm buraya 40 kilometre. Aladağ'da başka yurt olmadığından çocukları buraya verdik. Ancak çocuklarımızı burada kaybettik. Geldik, İlçe Milli Eğitim'le görüştük. Bize 'verin' dediler. Çocukları buraya koyduk gittik. Sonra da bu hal geldi başımıza."

'ÇOCUKLARI DÖVÜYORLARMIŞ'

Kızı Bahtınur'u yangında kaybeden Mehmet Eli Baş ise yangın merdiveni kapısının kapalı olmasının can kaybını arttırdığını bunun sorumlularının bulunmasını istediğini söyledi. Baş, " Burada çocuklarımızın kapısını kilitleyip nereye gittiler. Sorumlular neredeydi. Bu çocuklarımız böyle yandı. Bulaşık yıkayan çocuklarımızın yanında bulunan kadın, yangının söndürmeye çalışmış. Ama o nerede bilmiyorum. Kapıyı kilitleyip gidenler kim, biz onları arıyoruz. Çocuklarımızı köylerden tek tek topladılar. Milli Eğitim'e sorduk. 'Yer yok, burada okutun' dediler. Bir okulun müdürü 'çocuklarınızı burada okutacaksınız, yorganınızı yatağınızı getirin burada ev tutun' dedi. Yaşamını yitiren öğrencilerden Nurgül Pertlek'in annesi Şerife Pertlek ise, "Bize, 'Bu yurda götürün' dediler. 'O yurt güvenli' dediler. Bizde Milli Eğitim'e gittik. Bize, 'Paranız varsa ev tutun okutun çocuklarınızı' dediler. Biz de, 'paramız yok' deyince çocuklarımızı buraya teslim etmek zorunda kaldık. Eve vardık, çocuk aradı. 'Dövüyorlar ana bizi' dedi. Burada bulaşık yıkatırlarmış, döverlermiş meğerse. Eve geldiğinde göndermeyecektim. Babası, 'gönder arkadaşlarıyla' deyince gönderdim. Bir daha da görmedim" dedi. (DHA)