Alevi gençler 'diğerlerini' nasıl görüyor?

Alevi gençlerinin siyasal algı ve davranışları araştırılarak rapor haline getirildi. Raporda Alevi gençlerin 'temel gerilimi' Sünnilerle değil, polis ve devletle yaşadıkları belirtildi.

Abone ol

DUVAR - Kamusal Politika ve Demokrasi Çalışmaları Derneği (PODEM) ve Berghof Vakfı’nın ortak projesiyle, İstanbul'da Alevilerin yoğun olarak yaşadığı mahallerde gençlerin siyasi algı, davranış ve hareketliliklerini ortaya koyan "Kentsel Alevilik ve Alevi Gençlerin Kimlik Arayışları" adında bir rapor hazırladı.

Rapor için Sancaktepe ilçesinde bulunan İnönü Mahallesi, Sultanbeyli ilçesindeki Yavuz Sultan Selim ve Ahmet Yesevi mahalleleri ve Maltepe ilçesindeki Gülsuyu ve Gülensu mahallelerinde 15 kanaat önderi ve 38 gençle görüşme yapıldı.

Ulaş Tol tarafından hazırlanan raporda, Alevi gençlerin algısında her ne kadar 'öteki' kimlik olarak Sünniler öne çıksa da, gençlerin gündelik hayatta asıl gerilimi Sünnilerle değil devlet ve polisle yaşadığını belirtildi. Raporda ayrıca Alevi yurttaşlara yönelik ayrımcılığın en fazla yaşandığı dönem ise Ramazan ayı olduğu ifade edildi.

'SEN HİÇ ALEVİYE BENZEMİYORSUN'

Raporda Alevilerin ayrımcılık hallerine ilişkin önemli bilgiler yer alıyor. Görüşülen kişiler, oruç tutmadıkları için en büyük ayrımcılığı Ramazan ayında yaşadıklarını söyleyerek, yoğun baskı ve saldırıya maruz kaldıklarını da ifade ediyor.

Yine görüşülen kişiler Alevi olmayanlarla ilişkilerinin belirli bir safhasından sonra Alevi olduklarını söylemek zorunda kalıyorlar. Bu durumda Aleviler, "Alevilerin kestiği, yaptığı yenmez, Aleviler pistir, mum söndü yaparlar, kuyrukları vardır" gibi ifadelerle, sıkça karşılaştıklarını aktarıyorlar.

Bu tür tepkilerin Alevilerin, diğer yurttaşlarla temasa geçme motivasyonunu da olumsuz etkiliyor. Birçok Alevi, çevrelerindeki arkadaşlarının bile bu tür önyargılara sahip olduğunu söylüyor. “Ya, sen hiç Alevi’ye benzemiyorsun”, “Ama sen iyi bir insansın”, “Mümkün değil, sen Alevi olamazsın” gibi tepkiler aldıklarını ifade eden Aleviler, bu önyargıların en yakın çevrelerinde bile bulunmasını, Sünni toplulukla etkileşimi imkansızlaştıran ve yeniden içe dönmelerine neden olan bir faktör olarak görüyorlar.

Rapora göre, Alevi gençlerin Alevi kimliğini tarif etme çabasında 3 yönelim öne çıkıyor:

- Aleviliğin kültürel yönüne ağırlık vermek.

- Aleviliğin inanç yönüne ağırlık vermek.

- Solcu veya sosyalist bir aktif siyaset içinde olmak.

KİMLİĞİ TANIMLAMADA 3 FARKLI YAKLAŞIM

Aleviler, raporda kendilerine yönelik asimilasyon politikaları olarak şunları görüyorlar:

Cemevlerinin tanınmaması, Sünni İslam’ı temsil eden bir kamu kuruluşu olan Diyanet’in varlığı ya da Alevileri dışlıyor oluşu ve makbul Alevilik tarifi girişimleri, okullarda din derslerinin zorunlu olması, din dersinde Aleviliğe yer verilmemesi ya da olumsuz olarak aktarılıyor olması, Alevi köylerine ya da daha  Alevilerin yoğun olarak yaşadıkları mahallelere camiler yaptırılması ya da cami yayını yapılması, Alevi mahalle ve sokak isimlerinde Alevilerin istemediği tercihlerin dayatılması.

Alevi gençler ayrıca kendini tanımlama, bir başka deyişle kimlik inşası sürecinde duruşlarını üç farklı pozisyona göre belirliyor:

1. Aleviliği İslam içinde, hatta İslam’ın özü olarak gören yaklaşım ve bu yaklaşımı besleyen inançsal, tarihsel, kültürel anlatılar,

2. Aleviliğin doğası gereği sola, hatta sosyalizme yatkın olduğu fikri ve bu fikri destekleyen tarihsel bağlar, katliam ve saldırı hafızası,

3. Alevilere yönelik dindar Müslüman müdahalesi ve/veya şiddeti karşısında rahata ermelerini sağladığına inandıkları, hatta kurtarıcı olarak gördükleri Atatürk’e ve durumun sigortası olan Kemalizm’e bağlılık.

TÜRKİYE'NİN EN ÖNEMLİ SORUNLARI NELERDİR?

Rapordaki araştırmalara göre Alevi gençlerde, Alevilerin “doğal olarak solcu” olduğu algısı başta geliyor. Siyaset algısı sınıfsal bir bakış açısına değil başka temellere dayanıyor. Alevi gençleri "sağ" kavramı ağırlıkla "dindarlığı, yobazlığı", gericiliği, "sol" ise "hümanizmi, demokratlığı, ezilmişten yana olmayı, laikliği" tarif ediyor. Gençlere Türkiye'deki en önemli sorunlar nelerdir sorusuna şu cevabı veriyorlar: "Gericilik, yobazlık, dindarlık ve AK Parti’yi destekleyen seçmenlere gönderme yaparak cahillik gibi kavramları öne çıkarıyorlar."

Görüşmelerde gençlerin diğer kimliklerle ilgili konulara genelde ilgisiz kaldığı da yazıldı.

HDP'NİN TÜRKİYELİLEŞME HAMLESİ ETKİ YARATTI

Raporda gençlerin Türkiye sorunlarına karşı genel ilgisizliği Kürt sorunu konusunda da gözlemlendiği belirtildi. Araştırmada Alevilerin genelde Kürt sorunu konusunda Kemalistlerin izinden gidildiğinin altı çizildi. Alevi gençlerinin Kürt sorununa karşı ilgisiz kalmasının sebebi de Kürt nüfusunda dindarlığın hakim olması olarak gösterildi. Fakat Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Türkiyelileşme hamlelerinin etkisiyle bu konuda duyarlılığın arttığı da belirtildi.

ÇOĞUNLUK CHP'YE OY VERİYOR AMA MEMNUN DEĞİL

Rapora göre, Alevi gençlerin Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) hakkındaki görüşleri ise şöyle verildi:

“Alevilerin büyük çoğunluğunun CHP’ye oy verdiği biliniyor. Ancak CHP konusunda yine büyük çoğunluğu memnuniyetsizliklerini dile getiriyor. Alevilerin CHP’ye hep 'bu kez son' diyerek oy verdiğini söyleyebiliriz. 'Dinci gericiliğin karşısında laikliği savunuyor olmaları' Alevilerin CHP’ye yönelmesinde en güçlü etken. CHP’nin Atatürkçü çizgisinin olumlanması da bununla doğrudan ilgili. Aleviler için Atatürk, gericiliği-dindarlığı engellemiş, geriletmiş bir figür olduğu için önemli. Alevi gençler arasında Kemalizm eleştirisinin de görülmeye başlandığı, özellikle Dersim Katliamı referanslı bir sorgulamanın yaygınlaştığı gözlemlendi.”

MHP'YE BAKIŞ GEÇMİŞTEKİ KADAR SERT DEĞİL

Araştırmaya katılan Alevi gençlerinin AK Parti döneminde gerçekleştirilen Alevi açılımını, taleplerinin karşılandığı bir süreç olarak görülmediği aktarıldı. Gençler süreci, devletin özellikle Diyanet aracılığıyla Alevileri tanımlama girişimi olarak yorumluyor. Araştırmada Alevilerin büyük çoğunluğu bu saiklerle kendini ezilmiş kabul edip hem fiziksel hem ideolojik hem inançsal açıdan tehlike altında gördüğü belirtildi.

Söz konusu gecekondu mahallelerinde yaşayan Alevi yurttaşların MHP algısı için de özellikle 1980 öncesi çatışmalı dönemler nedeniyle oldukça olumsuz. Bu algının yeni kuşak Alevilerde geçmişteki kadar sert olmadığını kaydedildi. Genel eğilimin MHP’ye sempati duyma yönünde olmadığı fakat MHP karşıtlığının yumuşadığı, onun yerini AK Parti’nin aldığı da söylendi.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Raporda sorunların çözümü için şu öneriler sunuldu:

- Alevi gençlerin kimliklerini dilediklerince deneyimleyebilmeleri için, aşırı politikleşmelerine neden olan kaygı psikolojisini hafifletmek gerekiyor. Bunun için Alevilerin algısındaki Sünni asimilasyon tehdidine dair işaretlerin zayıflatılması gerekiyor. Alevi yurttaşları rencide eden mahalle, park, köprü vb. adlandırmalarından vazgeçilmesi, cemevi ve din dersleriyle ilgili talepler başta olmak üzere temel taleplerin karşılanması, Alevilere yönelik nefret söylemiyle mücadele edilmesi, asimilasyon kaygısını zayıflatacak temel önlemlerin bir bölümünü oluşturuyor.

- Toplumun Alevileri kültürel çeşitliliğin unsurları olarak görmesine ihtiyaç var. Bu da Alevilerle temasın, diyaloğun, karşılaşmaların artmasına bağlı. Alevi gençlerin de toplumun diğer kesimleriyle, özellikle mütedeyyin Sünni yurttaşlarla daha fazla temas etmesi gerekiyor. Tepki olarak gelişen ve güçlenen İslamofobi’yle mücadele için, İslamofobi karşıtı Alevi ve Sünni kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşları (STK) birlikte ortak çalışmalar yapabilir.

- Normalleşmeye, Alevilerin toplumsal ve siyasi hayatta görünür olmasının eşlik etmesi gerekiyor. Alevilerin hem siyasetin farklı yelpazelerinde, hem de üst düzey bürokraside yer alabildiğini görmek, dışlanmışlık hislerini besleyen olguları zayıflatacaktır.

- Mahallelerdeki Alevilerin ekonomik olarak güçlendirilmeye ihtiyacı var. Bunun için Alevilerin başvurduğu ana yöntem eğitim. Alevi STK’ları ya da cemevleri üniversiteye hazırlık kursları düzenlese de, bu yeterli değil, başka ek tedbirler alınmalı. Örneğin, üniversiteye gidemeyen gençler için meslek edindirme mekanizmaları geliştirilebilir. Alevilerin arasında kadına önem verildiği söyleminden hareketle, genç kadınların çalışma yaşamına katılımını teşvik eden uygulamaların yüksek potansiyeli değerlendirilebilir.