'Aleviler daha fazla ötekileştirme istemiyor'
Alevi Dernekleri Federasyonu ve Garipdede Dergahı Başkanı Celal Fırat ve yazar Gülfer Akkaya yerel seçimler öncesinde Alevilerin siyasete nasıl baktıklarını değerlendirdi.
DUVAR - Euronews'ten Eda Narin, yerel seçimler öncesi Aleviler'le yerel seçimleri konuştu. Alevi Dernekleri Federasyonu ve Garipdede Dergahı Başkanı Celal Fırat, Alevilerin kırmızı çizgisinin cemevleri olduğunu söylerken; Alevi yazar Gülfer Akkaya ise Alevilerin belediyelerden ilk talebinin iş olduğunu söyledi.
Celal Fırat, yerel seçimlerin Aleviler için bir 'hayat meselesi' olduğunu belirtiyor. Türkiye’de her şeyin siyaset üzerine kurgulanmış olduğunu söyleyen Fırat, “Siyaset yeri geldiğinde inanca, dine, gelenek, göreneklere yön vermek açısından etkin bir rol alıyor. AKP bunu ciddi bir şekilde yapıyor. Gittiği her yerde kendisine din üzerinden bir kurgu yapıyor. Din üzerinden mağduriyet dili ile iktidar olan bu insan şimdi de din üzerinden insanları mağdur ediyor” diyor. 8 Mart’ta İstiklal Caddesi’nde engellenen ve polisin müdahalesine maruz bırakılan kadınlara da değinen Fırat, sonrasında yaşanan “ezan” tartışmalarına ilişkin ise “8 Mart’ta ‘ezanı ıslıkladılar’ diyerek din üzerinden bir kurgu yaptı Erdoğan” diye belirtiyor.
'ALEVİLER ÖTEKİLEŞTİRME İSTEMİYOR'
Alevilerin ciddi bir iş bulma sıkıntısı olduğuna dikkat çeken Fırat, Alevilerin yerel belediyelerde kimseyi ötekileştirmeyen bir anlayışın hakim olmasını istediğini vurguluyor. Fırat, sözlerine şöyle devam ediyor: “Maalesef Türkiye’de böyle bir belediyecilik yok. Şu anki belediyeler siyasal partilerin arka bahçesi gibi. Bunu şu anda bulunan mevcut siyasal iktidar için söylemiyorum. CHP içerisinde de böyle belediyeler var. Umut ediyoruz ki bu seçimler toplumun daha çok birbirine yanaştığı, ötekileştirilmediği, herkesin birbirinin elinden tuttuğu bir seçim olsun. Ama bu olacak gibi görünmüyor.”
'ALEVİLERİN SİYASETTE TAVRI VARDIR'
Fırat, 31 Mart yerel seçimlerine giderken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın özellikle Kürtler ve Aleviler üzerinde baskı oluşturmak istediğini belirterek şöyle diyor: “Fakat bizim halkımız oyunu nereye vereceğini bilir. Alevi toplumu bu ülkenin vicdanıdır. Vicdanlı bir toplumdur. Kendine yapılanı kesinlikle unutmaz. Aleviler ‘Kula kulluk yakışır mı?’ ilkesini savunan bir toplum. Mazlumdan yana tavır takınan bir kesimiz. Nerede zalimlik yapılıyorsa o zalimin karşısında dikilen bir halkız. Pir Sultanların, Şah Hüseyinlerin evlatlarıyız. Alevi toplumu da tarihini göz önünde bulundurarak ne yapacağına karar verecektir. Alevilik başlı başına bir duruş ve siyasette bir tavırdır. Aleviler siyasetin merkezindedir.”
Yerel seçimlere ilişkin Alevilerin duruşu ile ilgili değerlendirme yapan bir diğer isimse yazar Gülfer Akkaya oldu. AKP ve MHP’nin halka politik olarak verebileceği herhangi bir vaadinin olmadığını söyleyen Akkaya, bu yüzden halkı kin ve nefrete sürükleyecek, kutuplaştırıcı, ayrımcı bir dil kullanıldığını belirtiyor. Akkaya, AK Parti’nin iktidarını ayakta tutabilmek için bu dile mahkum olduğunu belirterek, şöyle diyor: “Her gün artan işsizlik, ekonomik kriz, yenilmiş bir dış politika. İnsanlara ne verebilirler ki? Tabanlarını maddi olarak rüşvet, devletin maddi olanakları ve yolsuzlukla beslerken, manevi olarak ‘bize oy vermezseniz inancınızı şimdiki gibi rahatça yaşayamayacaksınız’ yalanı ile tutuyorlar. Bunun için provokasyon denemelerine başladılar bile. Çünkü gerçekten zor durumdalar ve kullanım tarihleri dolmak üzere. Ayrıca inanılmaz derecede cinsiyetçi politikalar ve söylemler kullanmaktalar. Bir de kente aşkla bağlılık, kente sevdalı olmak gibi kentin mevcut sorunlarını çözmekten uzak, suya sabuna dokunmayan, apolitik, seçim geçiştiren söylemleri öne çıkartıyorlar. Çünkü bir iddiaları, yapacakları faydalı bir iş yok. ‘Adımda Ali’ var diyerek adını pazarlayacak duruma düştüler.”
'CHP VE İYİ PARTİ'NİN DE AYRIMCI SÖYLEMLERİ VAR'
Akkaya, CHP ve İYİ Parti’nin de ayrımcı söylemlerinin olduğunun altını çizerek, “Çünkü çoğulcu ve demokratik olamama sorunları var. Ama diğer yandan bu seçimlerde bu konulara girmemekte, ayrımcı söylemlerden ziyade ekonomik kriz gibi ortak sorunları dert edinen, yoksulluğa karşı yerel politik siyasal hat üretmeyi vaat eden yolda ilerlemekteler. HDP ise hep olduğu gibi birlikte yaşamı, barışı, çoğulculuğu, çok dilli ve cinsiyet eşitlikçi yerel yönetimleri savunan açıklamalar yapıyor. Zaten heybesinde yılların deneyimlerini taşımakta” ifadelerini kullanıyor. (Kaynak)