Aleviler, Suriye ve Laiklik: Üç 'kurucu' sorun
Barış Akademisyeni, sosyal bilimci Dr. Hakan Mertcan'ın 'Akıntıya Karşı - Aleviler, Suriye ve Laiklik' kitabı Karahan Kitabevi tarafından yayımlandı. Kitap, Mertcan'ın Türkiye Cumhuriyeti'nin bu üç sorununa dair yazdığı yazılar ve yaptığı röportajları bir araya getiriyor.
Heval Bozbay
Barış Akademisyeni, sosyal bilimci Dr. Hakan Mertcan, 'Akıntıya Karşı - Aleviler, Suriye ve Laiklik' isimli kitabında, Türkiye Cumhuriyeti'nin bu üç "kurucu" sorununa dair yazdığı yazılar ve yaptığı röportajları bir araya getiriyor. 'Akıntıya Karşı' ismi de bu üç sorunda yazarın "nasıl" düşündüğünü gösteren, iyi seçilmiş bir isim. Mertcan, bu üç sorun etrafında yoğunlaşan "akıntıya karşı" düşünce ve üretimleri nedeniyle, zaman zaman "status quo"nun gadrine uğramış bir akademisyen. Bu nedenle akademik ve düşünsel faaliyetine artık yurt dışında devam ediyor / etmek zorunda.
Mertcan, kitabının "Akıntıya Karşı Yol Sürenler" başlıklı ilk bölümünde, İslam tarihi boyunca, ana-akımın dışında kalan Alevi, Batıni inanç sahiplerinin maruz kaldıkları kültürel ve fiziksel pogromları ele almış. Bölümün ilk üç yazısı, bu pogromların ilki olan Kerbela Olayı’na (M. 680) dair Mertcan'ın çeşitli mecralarda yayımladığı denemelere ayrılmış. Bu ilk üç yazı, içerik ve üslup bakımlarından kitabın geri kalanından farklı olsa da Kerbela Olayı’nın Alevi kültürü üzerinde bıraktığı derin izleri göstermesi açısından önemli. Mertcan’ın kullandığı ezoterik dil de yetiştiği kültürel ortamın bir ürünü olsa gerek. İlk bölümün diğer yazıları ise Hasan Sabbah, Dersim 1938 katliamı, Ortaca, Kırıkhan ve Maraş’ta yaşanan Alevi pogromlarını inceliyor.
Mertcan, 2013 yılında yayımlanan 'Türk Modernleşmesinde Arap Aleviler (Tarih, Kimlik, Siyaset)' başlıklı kitabında, Türkiye’nin güneyi ile Suriye'nin kuzey kesimlerinde yaşayan Arap Alevilerin, 19-20. yüzyıllardaki toplumsal ve siyasi dönüşümünü ve siyasi iktidarla ilişkilerini ele almıştı. Saha araştırmasına, anketlere, sözlü tarihe ve arşiv çalışmasına dayanan o kitap, Arap Aleviliği araştırmaları için de önemli bir başvuru kaynağı oldu. "Gül Bahçesinde Diken Olmak" başlıklı ikinci bölüm, Mertcan’ın o kitabının konusu olan Arap Alevilerin kültür ve tarihi hakkında çeşitli mecralarda yaptığı konuşmalar ile yazdığı bağımsız yazılardan oluşuyor. Güney Anadolu’nun otantik bir etno-dinsel toplumu olan Arap Aleviler, Cumhuriyet boyunca devam eden haşin asimilasyon politikalarına rağmen, varlığını günümüze değin koruyabilen, nadide kültürlerden biri. Ancak geleneksel toplumun ve ilişkilerin hızla çözüldüğü günümüzde bu otantik kültürün -en azından Türkiye sınırları içerisinde- daha ne kadar yaşayabileceği belirsiz. Mertcan da yazı ve konuşmalarında bu kaygılarını nedenleriyle vurgulamaya çalışmış.
Tüm Ortadoğu gibi, Arap Alevi toplumunun da son yıllarda maruz kaldığı en önemli sorun ise Suriye’de yaşanan savaş. Denilebilir ki savaşın ekonomik ve toplumsal yıkıcılığından en çok etkilenen grupların başında onlar geliyor. Arap Aleviler başta gelmek üzere, Suriye’nin kuzeyinde yaşayan ve selefi ideolojiye mensup olmayan tüm toplumlar, birçok kereler cihatçıların saldırısına uğradılar ve ciddi kayıplar yaşadılar. Yine savaşın özellikle ilk aşamalarında Türkiye’deki egemen çevreler tarafından, Esad yönetimini tarif etmek için kullanılan Nusayri Diktatörlüğü ifadesi de gerek Suriye’deki gerekse de Türkiye’deki Alevilerin terörize edilmelerine yol açtı. Mertcan, "Suriye: Savaşın Gölgesinde Aleviler" adlı bölümde savaşın Suriye’deki Alevileri nasıl etkilediğini ve Nusayri Diktatörlüğü ifadesinin savaş taraftarı egemen çevreler tarafından nasıl kullanıldığını gösteriyor.
Mertcan’ın kitabının son bölümü ise bu iki sorun ile göbekten bağlı olan laiklik sorununu ele alıyor. Mertcan'ın yüksek lisans tezinden kitaplaştırdığı 'Bitmeyen Kavga Laiklik, Türkiye'de Din-Devlet-Diyanet', 2013 yılında yayımlanmıştı. Mertcan o kitabında modern devletin temel ilkelerinden biri olan laikliğin ortaya çıkışını tarihi bir perspektifle incelemiş ve "Türk tipi laiklik" olgusunun yarattığı sorunlara değinmişti. Elbette geçen yaklaşık son on yılda o “Türk tipi laiklik”te de birçok aşınma ve delinme meydana geldi. Bu bölümdeki yazılar ve röportajlar, son dönemde laiklik etrafında yaşanan tartışmaları ele alıyor.