Ali Babacan: Osman Kavala krizi yaşanıyor

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin 1'inci Olağan Maltepe İlçe Kongresinde yaptığı açıklamada, "Merkez Bankası mevsimlik işçiye döndü" dedi.

Abone ol

DUVAR - DEVA Partisi 1'inci Olağan Maltepe İlçe Kongresi Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi'nde yapıldı. Kongreye DEVA Partisi'nin İstanbul ilçe başkan ve başkan yardımcıları, CHP, HDP ve GELECEK partisi temsilcileri, Maltepe Cemevleri Temsilcisi ve birçok STK katıldı.

Babacan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'in doğalgaza yapılan zamlara ilişkin 'evi daha az ısıtın' açıklamasını, Takvim'in 'alışverişe tok çıkın ve çocuklar olmasın' başlıklı haberine ve Akit'in 'Bayat ekmek tarifleri' başlıklı haberini ekranda gösterdi. Babacan, "Milletle artık dalga geçiyorlar, bunlar tam yüzsüz" dedi. Yüksek Öğretim Kurumu'nun bugün 40'ıncı kuruluş yıl dönümü olduğunu belirten Babacan, bu yılın YÖK'ün son yılı olacağını, İktidara geldikleri ilk yıl YÖK'ü kapatacaklarını söyledi.

İktidar için "Artık hiçbir alanda politikası yok. Hiçbir alanda çözüm önerisi yok. Geliştiremiyorlar" diyen Babacan şu ifadeleri kullandı: “Rekabet Kurumu hükûmetin elinde oyuncak olmaması gereken bir kurum. Sayın Erdoğan ‘fahiş fiyat etiketi’ diye bir şey uydurdu. Bazı marketleri hedef gösterdi, Rekabet Kurumu bu marketlere cezayı kesti. Peki marketlerde fiyatlar fahiş de bakkalda, manavda, pazarda fiyatlar çok mu uygun? Fiyatlar her yerde yüksek. Ortada bir fahiş fiyat problemi var ancak, fahiş fiyatların en önemli sebebi fahiş döviz kurlarıdır. İlkokul çocukları biliyor, kimi kandırıyorsunuz? Kur arttığında her şeye zam geliyor. Fahiş döviz kurlarının sebebi, ekonominin kötü yönetilmesidir. Fahiş fiyatların tek bir sorumlusu var. Bu fahiş fiyatların altında tek bir imza var. Fahiş fiyatların altında partili, taraflı cumhurbaşkanlığı sisteminin imzası var. Sayın Erdoğan’ın imzası var.”

'OSMAN KAVALA KRİZİ YAŞANIYOR'

AK Parti'nin 12 Eylül benzeri hukuksuzluklar içinde olduğunu belirten Babacan, şunları söyledi: “Osman Kavala krizi yaşanıyor. Ülkeyi yönetenler, ‘Türkiye’nin altına imza attığı sözleşmelere uymuyoruz’ diyor. İnadına sürdürülen bu hukuksuzluk yüzünden Türkiye, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin bazı kararlarıyla karşı karşıya kalabilir. Avrupa Konseyi ile bu denli büyük kriz en son 12 Eylül darbesinin ardından yaşanmıştı. Sadece bu bile içinde bulunduğumuz hukuksuzluğun en çarpıcı örneği. Ülkeyi neredeyse askeri darbe dönemlerinin hukuksuzluk dönemine döndürdüler, o seviyeye getirdiler. Tam 19 sene önce, 12 Eylül anayasasının izlerini silme vaadiyle iş başına gelen bu iktidar, şu anda, 12 Eylül dönemine benzer hukuksuzlukların içinde. Zamanında asker vesayetine karşı çıkanlar, şu anda, yeni bir vesayet anlayışının odağı oldu.Elin adamı, bu ülkeyi yönetenlere ‘Sen kendi vatandaşının temel haklarını yok sayıyorsun’ diyor. Sen niye konuşturuyorsun ki bunları? Onların haddine mi, onlara mı düşmüş? Bir hükûmetin, kendi vatandaşlarının haklarını ihlal etmekte olduğunu, elin adamlarından duyması kadar kötü bir şey olabilir mi? Bırakın şu yargının yakasını da adalet neyse o yerine gelsin.”

 Takvim gazetesinin ‘Bu haberi okumadan markete gitmeyin”, Akit gazetesinin ‘İşte 4 lezzetli bayat ekmek tarifi’ haberlerini ve doğalgaz zamlarının ardından ‘Evi daha az ısıtın’ diyen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in açıklamasını kürsüye yansıtan Babacan, “Bunlar iyiden iyiye bu milletle artık dalga geçmeye başladılar. Bu, işi tam yüzsüzlüğe vurmak demektir’ dedi. Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz, dünyanın en ileri hava savunma sistemlerinden birisi olan F35 projesinin dört ana ortağından birisi olarak işe başladık. Parasını ödediğimiz, tescilini yaptırdığımız, tapusunu aldığımız uçakları bu hükûmet teslim alamadı. Ey naraları atmakla bu iş olmuyor. 1 milyar 400 milyon dolar F35 projesine ver, uçakları alama; 2 buçuk milyar dolar S400’e ver, kullanama… Ne anladık? Şimdi ‘Madem F35’i vermiyorsunuz, biraz daha F16 verin” pazarlığı dönüyor. Böyle dış politika mı olur? Niye en son nesil uçağa zaten hakkın varken, tapusu varken alamıyorsun da ta 25-30 sene öncenin teknolojisine müşteri oluyorsun? Beceriksizlik, iş bilmezlik, politikasızlık…”

Babacan, şöyle devam etti: “Geçen hafta, sınır ötesi operasyon ile ilgili mecliste oylanan tezkere gündemdeydi. Ne büyük ortak ne de küçük ortak sınır ötesi operasyona gerekçe olan tehditleri açık açık saymadı. Sınır ötesi operasyon yetkisinin, hangi gerekçe ile, 2 yıllık bir süre için, yani önümüzdeki seçimleri de kapsayacak şekilde alındığının açıklaması yapılmadı. Bundan önceki operasyonlarla, hangi başarıların kazanıldığı veya hangi eksiklerin kaldığı izah edilmedi. Elbette ülkemizin güvenliği önemli. Ancak, iktidar, özellikle son yıllarda, dış politika ve dış güvenlik meselelerini kendi iç siyasi çıkarları için kullanıyor.”

 'ANAYASA MAHKEMESİNİ KAPATMAK HADDİNİZE DEĞİL'

Devlet Bahçeli'nin "Anayasa Mahkemesi kapatılmalı" sözlerini eleştiren Babacan, “Anayasa Mahkemesi, iktidar ortakları tarafından, bakanlar tarafından tehdit ediliyor. Anayasa Mahkemesi’nin başkanı bizzat hedef gösteriliyor. Ayıptır ya. Hatta ve hatta, krizlerin ortağı sayın Bahçeli, defalarca ‘Anayasa Mahkemesi’ni kapatmak lazım’ dedi. Kusura bakmayın, bu sizin haddinize değil. Biz DEVA kadroları olarak bu ‘yok’ devrini kapatacağız. Biz, geçmişin vesayetçi ve katı devletçi aklına da karşıyız, bugünün popülist otokratik uygulamalarına da karşıyız. Biz, tüm vatandaşlarımızı, yepyeni bir sözleşmeye davet ediyoruz. Biz, vatandaşlarımızı, tam demokratik, özgür ve zengin bir Türkiye’ye davet ediyoruz" dedi.

'YÖK'Ü KAPATACAĞIZ'

“Bugün Yükseköğretim Kurumu’nun, YÖK’ün kuruluş yıldönümü. Kırkıncı yıl. Muhtemelen bu son yıl dönümlerinden biri olacak. Çünkü ilk seçimde iktidara geldiğimizde YÖK’ü kapatacağız.” (HABER MERKEZİ)