Ali Babacan’dan Erdoğan ve Bahçeli’ye: Asıl siz nasıl yüz yüze bakabiliyorsunuz?

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, iktidar ortaklarının ağır bir seçim yenilgisi alacaklarını belirterek, “Onları yolcu edeceğiz" dedi.

Abone ol

ANKARA - Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, Ankara’da düzenlenen partisinin il başkanları toplantısına katıldı. Burada gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Babacan, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçişte uzlaşan altı siyasi partinin ortak çalışmalarına değindi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmaya dikkat çekerek, “Bahçeli merak ede ede, altı partinin aynı masada birbirimizle nasıl yüz yüze bakabildiğimizi merak etmiş” diyen Babacan,

“Hiç şaşırmadım. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’le hak ve özgürlükleri nasıl tanıyacağımızı merak etseydi şaşardım. 48 sayfalık Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem metnimizi eline alıp ‘Ne yazıyor burada’ diye okusaydı şaşardım. Kendisi umarım siyasi paparazzilikten fırsat bulur da Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’in içeriğini okur da konuşur” ifadelerine yer verdi.

BABACAN: SAYIN BAHÇELİ, SAYIN ERDOĞAN, ASIL SİZ NASIL YÜZ YÜZE BAKABİLİYORSUNUZ?

Babacan, kürsüde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Bahçeli’nin uzun yıllar boyunca birbirlerine söylediği ağır ifadelerin videosunu da izletti.

Videoda Erdoğan ile Bahçeli’nin birbirlerine karşı kullandığı “Şeytani anlayışa hizmet ettiniz”, “Akli melekeleri işlemez”, “Ağzından salyalar akıyor”, “Güvenilmez bir siyaset cambazı”, “Kandil’in milliyetçisi” sözlerine yer veren Babacan, “Sayın Bahçeli, Sayın Erdoğan, asıl siz nasıl yüz yüze bakabiliyorsunuz? Siz nasıl el ele tutuşuyorsunuz” diye sordu.

Babacan, “Sayın Bahçeli, ‘Bunlar farklı düşünüyor, nasıl yüz yüze bakabiliyorlar’ diyor. Sanıyor ki farklı fikirleri olan insanlar yan yana gelip sorun çözemez. Genel başkanlar olarak herhangi bir çatışma alanı içinde değiliz. Tabii ki farklı fikirlerimiz olabilir. Ayrı insanlarız, ayrı siyasi partilerin mensubuyuz. Ancak hep birlikte ‘demokrasi’, ‘hukukun üstünlüğü’, ‘adalet’ diyoruz. Hep birlikte ‘insan hakları’, ‘özgürlük’ diyoruz. Sayın Bahçeli, biraz demokrasi bilincine sahip olsa, insanlık için küçük, kendisi için büyük bir adım atacak” dedi.

‘SANDIK GÜNÜNÜ İPLE ÇEKEN MİLLETİMİZİN UMUDUNU BOŞA ÇIKARAMAYIZ’

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçiş sürecinin yol haritasını belirlemek üzere komisyon oluşturduklarını da belirten Babacan, mevcut sistemde seçimi kazanıp, seçimi kazanan hükûmetin ve Meclis’in ülkeyi parlamenter sisteme götürmesi gerektiğini söyledi. İnce işçilik gerektiren bir süreçten bahsettiklerini de vurgulayan Babacan, şu noktalara dikkat çekti:

“Çalışmaktan, ince planlama yapmaktan korkmayacağız. Her şeyi masaya yatıracağız, yüzleşeceğiz ve bu ülkenin yarınlarını hep beraber kurtarırız diye çalışacağız. Milletin iradesinin, seçim sonuçlarına olduğu gibi yansıması çok temel bir konu. Tarih boyunca sandık bilinci hep en üst seviyelerde seyretmiş milletimizin demokratik iradesine leke sürülmesine izin veremeyiz. Hem seçimi açık farkla kazanmak hem de sandıklara sahip çıkmak zorundayız. Bu otoriter ittifaktan kurtulmak için sandık gününü iple çeken milletimizin umudunu boşa çıkaramayız. Bu nedenle altı siyasi parti seçim güvenliğini sağlamak üzere komisyon oluşturdu.”

‘GEÇİŞ SÜRECİNİ TEREYAĞINDAN KIL ÇEKER GİBİ TAMAMLAYACAĞIZ’

Önce seçim güvenliğini sağlayacaklarını, iktidar ortaklarının ağır bir seçim yenilgisi alacaklarını ifade eden Babacan, “Onları yolcu edeceğiz. Müsait bir yerde inecekler. Ardından Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçeceğiz. Geçiş sürecini tereyağından kıl çeker gibi tamamlayacağız. Bu geçişin ardından rövanşizm, devri sabık, şuymuş buymuş hiçbiri olmayacak. Ne olursa olsun, bu ülkeyi üste çıkanın alttakini ezdiği nöbetleşe zorbalık günlerine döndürmeyeceğiz” şeklinde konuştu.

Babacan, iktidarın altılı partinin yer aldığı masayı da anlayamadığını kaydederek, “Orası bir Türkiye masası. Birbirinden çok farklı görüşlerin birarada oturup ‘Bu memleket hepimizin, hep beraber çalışmak zorundayız’ diyebileceğini hayal bile edemiyorlardı. Sürekli gerginlik üstüne siyaset inşa etmeye çalışmışlar. Onun için anlamıyorlar. Anlayamayacakları için de engel olamayacaklar” dedi.